Yavuz Halat

yavuzhalatt@gmail.com
TÜM YAZILARI
Özel mi Erdoğan’a, Erdoğan mı Özel’e zaman kazandırıyor? Özgür Özel’in 'yumuşama tercihi'nin, 'tekrar değil taktik' olduğunu varsayalım, iyi niyetle. Ve yine iyi niyetle; '1.parti olmasına rağmen, çoğunluğu ele geçiremeyeceğinin farkında olduğundan erken seçim istemediği ve zaman kazanarak çoğunluğu kazanacağı' planıyla hareket ettiğini kabul edelim…
CHP’den ANAP’a giden kısa, kalın bir yol Yerel yönetimler (de) demokrasi ve adalet mücadelesi verebilir. İktidarını meşrulaştırmak için önce “bayram” ilan ettiği hatta Taksim alanını açtığı 1 Mayıs’ı, iktidarına tehdit görünce yıllardır yasaklayan (AYM kararına rağmen) Erdoğan’a karşı, başta İmamoğlu olmak üzere bütün CHP’li belediye başkanları kendi illerinin meydanlarındaki kürsülere çıkıversin. Nasıl bir siyasi atmosfer oluşur acaba? AKP’yi gerilettik, tatil yapabiliriz! Garip bir ülkede yaşıyoruz. 9 ayda ne oldu da seçmenlerin siyasi tutumu bu denli 'kökten' değişti? 9 ayda hangi ekonomik, sosyal, siyasi, coğrafi, 'kırılma noktası' yaşandı? 9 ay önce yıldızlar (AKP, MHP, İYİP, DEVA, Gelecek, HüdaPar, Zafer ve TİP), enerjileri tükendi de mi içine çöktü?
Yerel seçim neyi değiştirecek? Sağın neredeyse bütün aktörleri (İYİP, Yeniden Refah, Saadet, Deva, BTP) yerel seçimleri kendileri için yeniden bir siyasi kimlik oluşturma amacıyla değerlendiriyor, kazanamayacaklarını bildikleri halde. Ve dikkat edilirse hiçbiri, yüzyıllık CeHaPe zihniyeti kazanabilir kaygısıyla sağ cephenin oylarını bölmeyelim “paniğinde” değil! Yerel yönetimde olsa bile iktidar paylaşılmaz! Bizim ideolojik hegemonistlerimiz, bırakın iktidarı paylaşmayı yani yetki ve karar sahibi olmayı, söz (hakkı) sahibi olmaya bile izin vermezler. Amanallah, sonra devlet elden gider, ülke elden gider, vatan elden gider hatta ve hatta geleceğimiz satılığa çıkar. Bu seçimde de hiçbir şey olmasa da bir şeyler olur mu? 22 yıllık AKP döneminde 18 seçim yaşadı ülkemiz. AKP hepsinden 1. parti olarak çıktı. Ama her seçim öncesi bir takım “anomali”ler, daha doğrusu provokasyonlar yaşamak normalleşti. Bu seçim “normal” olur mu? Gökhan Zan’da ve Vatan Partili’de sosyalizm ışığı keşfetmek Gökhan Zan’ın, Sarıgül ağabeyine görev lütfetmesi “otomatik olarak” onun adaylığını açıklayanlar tarafından sahipleniliyor, anlamındadır. Gökhan’ın yarın İYİP’e ya da CHP’ye ya da başka bir yere gitmeyeceğinin garantisi verilmiş, anlamındadır. Başak Demirtaş’ın adaylıktan neden çektirildiğini bilen var mı? Selahattin Demirtaş’ın vurgusunu tekrarlamakla yetinelim; “Bizim için 31 Mart seçimlerinden çok, 1 Nisan ve sonrası önemlidir.” Ve umalım ki 1 Nisan sonrası, herkesin kendi konfor alanına döndüğü bir dönem olmasın! Başak Demirtaş İBB adayı olmalıdır! Mart’taki yerel seçimlerde CHP, elindeki belediyelerin önemli bir kısmını kaybederse -ki öyle görünüyor- bunun tek bir sorumlusu olur; o da kendisi. Haa, bir de Meral Akşener elbette. Sorumlusu ne Kürt halkı ne de solcular olur. Neden güçlü bir üniversite gençlik mücadelesi yok bu ülkede? Bu dönemin üniversite gençlik mücadelesi, saray iktidarının kurduğu gerici-faşist egemenliğe karşı direnme ekseninde gelişecek. Bu iktidarın; bilime, üniversiteye, üniversite yaşamına ve üniversitelilerin ideolojik tercihlerine dayattıklarına karşı bir direniş! Doğrudan bu iktidar ile kapışmayı göze alan bir cüret ve militanlık ile. Can’ı ve adaleti cezaevinden çıkarmak hala mümkün Yok Bahçeli’nin hesabı şuymuş, yok Erdoğan bunu bekliyormuş, yok birileri jüristokrasi ile ülke yönetmeye kalkıyormuş… Bize ne bunlardan? Sanki doğru şıkkı işaretlesek, “Cevabı buldunuz, Can Atalay’ı çıkarıyoruz” diyecekler! Bir motokuryenin kaza sonucu ölümü Bu cinayet ve sonrasında icra edilen 'organize işler', bu ülkede emniyet teşkilatında ve yargı müessesinde kapsamlı bir sorgulamaya, gündelik hayatımızın kaçınılmazı haline gelen 'motokurye sorunu'nun (bir nebze de olsa) çözümüne yardım eder mi? Genelde kaybeden yerelde nasıl kazanır! CHP’den beklentileri olan hatta onun açacağı çatlaklarda yer tutma çabasında olan solcularımız, İmamoğlu’nun, Turgut Özal’dan kopyaladığı “dört eğilimi birleştirme” stratejisinde, yerlerinin ancak eğilimlerden birini temsil etmek olabileceğinin farkındalar mı? AYM, 50+1, İYİP, CHP: Yeni bir siyasi düzlem mi kuruluyor? Kıssadan hisse; devreler, dönemler, hemşeriler, içgüveysiler, az paylaşanlar, çok paylaşanlar, arşivi geniş olanlar ya da az olanlar, görünenler, görünmeyenler sadece yer değiştirir bu devlet içinde... AKP’nin muhalefeti de AKP İsrail’in en büyük destekçisi de Erdoğan, İsrail’e en büyük “muhalefet”i yapan da Erdoğan. Can Atalay’ı içeride tutan da AKP, Can Atalay’ı dışarı çıkarmaya çalışan da AKP. Ya Cumhuriyet olmasaydı da… Var olanı korumaya çalışmak ufuk körlüğü yaratır; “daha iyisi yoktur, ulaşılabilecek son nokta budur ve ilelebet payidar kalacaktır”. Oysa var olanı korumaya çalışarak ne bağımsızlık sağlanabiliyor ne de gericiliğin, faşizmin gelişmesi engellenebiliyor. Gazze’de yazılacak olan senin kaderindir! Değiştirilebilir ve değiştirilmek zorunda olan bir 'son'! Çünkü savaş bir kere başlayınca onun nasıl sonlanacağını kimse garanti edemez. Ve savaşlar sadece en güçlülerin kazandığı bir 'oyun' olsaydı ne Hitler kaybederdi ne de Kurtuluş Savaşı kazanılırdı! Filistin bu sefer kazanabilir mi? Artık Filistin konusu, Ortadoğu’da 'yeniden' yeni eksenlerden biri oldu! Her şeye rağmen bir gün öncesine 6 Ekim’e dönmek için çırpınıyorlar, özellikle AKP iktidarı. Erdoğan hemen, 'arabulucu olabiliriz, devreye girebiliriz' demeye başladı. Sanki taraflar uzlaşmaya karar verdi de 'arabulucu bulamadıkları için' uzlaşamıyorlar! Gezi’de 3 milyon suçlu vardı! Kısacası ve açıkçası, bu ülkede iktidar değil muhalefet “sorunu” mevcuttur. Bu iktidara “mecbur” isek önce sosyalistler sonra CHP sorumludur! Bu ülkede yeni anayasa, ya darbe ile ya devrim ile yapılır Anayasa’nın temel metninde, madde sayılarının toplamından daha fazla değişiklik yapılmış AKP döneminde. Anayasa 177 madde, değişiklik 180’den fazla. Erdoğan tarafından 12 Eylül Anayasası olarak adlandırılsa da değiştirilmiş haliyle bu Anayasa, bir AKP Anayasasıdır. Meğerse voleybol bir spor değilmiş! Bu ülkedeki kadınların yıllardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesi olmasa Ebrar kendisini bu kadar güçlü hisseder miydi ya da filenin sultanlarının birbirleriyle uyumu, koordinasyonu ve motivasyonunun politik olması, kadın mücadelesi ve dayanışmasının politik izlerini taşıması… Her yazı, susuz kalma korkusuyla geçirmek zorunda mıyız? Asıl suç demokratların, solcuların. Önlem alması, tasarruf yapması gereken ilk onlar. Ekstra bir görevleri daha mevcut; AKP’nin elinden alınmasına yardım ettikleri CHP’li belediyeleri savunmak, özellikle İstanbul’u. Çünkü AKP’liler, İmamoğlu’nu alaşağı etmek için evlerindeki muslukları bütün gün açık bırakıyorlar… Orman yangınlarının asıl suçlusu saklanıyor Sigara tiryakileri (izmaritleri söndürmeden atıyorlar), alkol içenler (cam şişeleri ormanlara sallıyorlar), mangal düşkünleri (sönmemiş külleri döküyorlar), köylüler (anız yakmayı bilmiyorlar), bizler, bizler… Ya onlar? Yerel seçimlerde tatava yap, ezber bozulsun! Bu 'suçluluk duygusu'; Kılıçdaroğlu’nda, Torun’da, Salıcı’da, Öztrak’ta, İlgezdi’de, Toprak’ta ve yıllardır ama yıllardır CHP’de yöneticilik yapan bilumumunda oluşmuyor da neden, en kıyıdaki solcuda bile her seçimde yeniden ve yeniden 'hortluyor'. 'Tatava yapma, bas geç'cilerin zulmünden kurtulduk, neyse ki! Artık ne olursa olsun; sosyalistler, yerel seçimlerde bağımsız bir program ve ayrı (ortak) adaylar çıkarmalıdır. Çıkarmak zorundadır! Evet, ne olursa olsun! Yeni Esenyurt’lar bir daha olmaz, değil mi? Süleyman Soylu gitti, Ali Yerlikaya (Esenyurt ilçesinin de bağlı olduğu İstanbul’un eski valisi) geldi. İlk iş olarak; bakanlıktaki personel dairesinin başından başlayarak neredeyse bütün üst düzey yöneticileri değiştirdi. Yeni Esenyurtlar olmasın diye mi? Akbelen’in test ettiği yurtseverlik! Şimdi test edelim! Kimler yurtsever? Ülkemizin tarihinin özellikle son 30-40 yılına baktığımızda o kadar çok örnek var ki “yurtseverlik testi” uygulayabileceğimiz! İmamoğlu’nu genel başkan seçmemişler, yapmışlar! Şu “koskoca” CHP’de siyasi (ve maddi) menfaat beklentisi olmayan, sadece ve sadece “nesnel siyasi doğruları” olan birileri yok mudur? İl örgütleri, ilçe örgütleri, delegeler ve özellikle kadın örgütleri ve çok daha özellikle gençlik örgütleri!!! Erdoğan’ın muhalefete giydirdiği gömlek Muhalefet vekilleri, Meclis’teki hiçbir işi yapmasa? Yani konuşma yapmasa, komisyonlara katılmasa, soru sormasa, önerge vermese, v.s. v.s. Ne olur? Sadece ve sadece bu vekiller 'yeni iş' aramaya başlarlar. Yaptıkları ve yapmadıkları ile TİP TİP’in tercihini, Kürt seçmenin sayısal çoğunluğunu barajı geçmek için kullanmak olarak değerlendirebilirsiniz. Hatta Kürt halkının kaderi ile Batı’daki sosyalistlerin kaderini birbirinden ayırma iradesi olarak da. Ama aynı tercih, Kürt siyasi hareketi ile; bahşedilen değil, hak edilen bir ilişki kurma talebi de olabilir.