Pınar Öğünç

yazar@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
İşsizlik neden politize olamıyor? Bir tırın şoför mahallinde tanıdık onu. “Beni bu virüs öldürmez, senin bu düzenin öldürür” diyen Malik Baran Yılmaz, “düzenin” onu nasıl işsizlikle cezalandırdığını, hayatının ilk politik eyleminin onu nasıl dönüştürdüğünü anlatıyor. Sosyolog Hakan Koçak ise işsizliğe, çalışmalarının da odağı olan emek hareketi perspektifinden bakıyor. Bağımsız sendikalarla genişleyen eylemlilik alanı, işçileşmenin anaakım sendikalara dayattığı dönüşüm ve tabii bu biriken öfkenin muhtemel adresi...
'Bakınca, sadece kadın olduğum için işsizim aslında' Tarlalar atanamayan öğretmenlerle, pandemide işsiz kalıp yenisini bulamayanlarla dolu. Kadınlar son süreçte çalışma hayatından itiliyor, geri dönmeleri gittikçe zorlaştırılıyor, hâlâ çalışanlar ise bazı kayıt dışı sektörlerde kölelik koşullarına yaklaşıyor. Oranlar rekor seviyelerde. 2,5 yıldır işsiz 30'larında bir anne, 20'lerinde yeni mezun bir genç kadın anlatıyor. Kadın yoksulluğu üzerine bir kampanya yürüten HDP Kadın Meclisi'nin biriktirdiklerine ise Ayşe Acar Başaran aracılık ediyor. 'Bu halimle beni hiçbir fabrika istemez, biliyorum' Bir iş kazası geçirmek, çoğu defa ömür boyu işsizliğe mahkûmiyet demek. Oysa onlar işsizlikten konuşurken pek akla gelmiyorlar; hatta kaç kişiler onu dahi bilmiyoruz. Resmi istatistikler gerçeği yansıtmıyor, gayriresmi çabaların gücü ise o gerçeği kavramaya yetmiyor. Deri işçisi İsmail Yıldız, sağ elinin yarısını kaybettiği o anı ve sonra tepetaklak olan hayatını anlatıyor. Akademisyen Emre Gürcanlı, iş kazaları ve meslek hastalıkları odağında işe ve işsizliğe bir daha bakıyor.
'Şu an bu işe katlanmamın tek bir gerekçesi var, işsizlik korkusu...' Tecrübeli bir bankacı, bir bekâr anne her sabah kendini yatağından kazıyarak mesaiye nasıl ağlamaklı başladığını anlatıyor. İki yılda iyice kötüleşen çalışma koşulları canına tak ettikçe, işsizliğin ona neye mal olacağını aklından geçiriyor, yutkunuyor, devam ediyor. İşsizliğin yükselişi, milyonlarca çalışanın bu korkuyla sineye çektiklerini de arttırıyor. İşsizliğin ve bu kaygının beyaz yakadaki etkisi için de söz, alandaki dokuz örgütlenmeden müteşekkil Güneşli Pazartesiler'de. 'Psikolojik esenliği bozan iklimse, ki öyle, onu değiştireceksiniz' Prof. Dr. Nebi Sümer'in* söz ettiği siyasal, toplumsal iklim... İşsizlik, sosyal psikoloji alanında sık ele alınan konulardan sayılmıyor. Sümer'in, oranların bugünle yakın olduğu 2008 krizine ve işsizliğin psikolojik etkilerine odaklanan çalışması ise bugünü anlamlandırmanın yanında, bir de kıyas imkânı sağlıyor. Sümer, işsizlik ile işi kaybetme korkusunun yakınlığını, gençlere layık görülen “tokat”ı, biriken umutsuzluğu, kesif öfkeyi ve buradan nasıl çıkılabileceğini anlatıyor. 'Umutsuzum demenin kaç ayrı yolunu duyabilir insan?' Taze işgücü istatistiklerinin vahim manzaralarından biri de acı bir rekora koşan genç işsizliği. Bu mevzuda “uzmanlaşmış” bir genç işsiz anlatıyor. Mezuniyetinden beri kişisel tecrübesi ayrı hikâye, bir de genç işsizliği üzerine çalıştığı tezi var. Sokak sokak gezerek 350 gençle konuşmak onu hem aydınlatan, hem “karartan” bir deneyim olmuş; kâh ağlama duvarına dönmüş çalışırken, kâh vatan hainliğiyle itham edilmiş. Çok basit bir sorusu var: Ben neden bu ülkede insanca yaşayamıyorum? 'Dünya savaşlarında görebileceğimiz bir kitlesel işsizlik yaşıyoruz' Krizler tarihinde kuşbakışı gezdiğimizde toplumsal bir bunalıma meyleden bugünün işsizliği hangi yanlarıyla ayrılıyor? İşsizlik, dijital emek, kadın istihdamı konularına odaklanan akademisyen Senem Oğuz anlatıyor. Marx'ın “yedek işgücü ordusu” kavramı üzerinden Türkiye'de işsizlik meselesini, bugünle oranların yakın olduğu 2008 krizini ele alan kitabı nedeniyle Oğuz'un söyleyecekleri daha da fazla. Tam olarak ne oluyor? Gerçekten başka türlü bir işsizlik mi bu? 'Kriz nedir biliyoruz, işsizlik gördük, bu başka...' 10'lu yaşlarından beri çalışıyorlar, ilk kez işsiz kalmıyorlar, ama bu yaşadıklarının ağırlığını bildiklerine benzetemiyorlar. Önleri başka türlü karanlık. Neden? Türkiye'de emeğin seyrini, hem mavi hem beyaz yakanın dönüşümünü kanlı canlı izleyebileceğiniz Çayırova'da bir masa, etrafında üç işsiz...40'ını geçince ne oluyor, “direnince” ne oluyor, hükümete oy verince ne oluyor? Zehraların isyanları, onların barikatları O barikatları zorlayan kadınlardan Zehra. Bir erkeğin ısrarlı takibi, tacizi, tehditleri ile altı yıl yaşadığı kabusu, her şeye rağmen İstanbul Sözleşmesi'nin hayatında neler değiştirdiğini anlatıyor. Yarısı dolu, yarısı boş bardağa uzaktan bakmak Belirsizliğe bakmanın başka bir yolu var mı? Bir akıntıya kapılmış gider gibiyken ne yapacağız? Asıl tehlike ne? Antigone'yi doğuran zalim tanrılar, canavarlar, sürüklenen planktonlar, girdaplar, eşikler, uykuya yatan köstebekler... Tefrika biterken son sözler, kıssadan hisseler... Yeni normal, yeni karanlık çağ Teknolojinin istikameti, geleceğe dair belirsizliklerin en karmaşığını yaratıyor. “Yeni normal” kalıbının daha önce neoliberalizm salgınıyla yayılması ve bugün her internet kullanıcısını av haline getiren “ağ” ile bağı manidar. Yeni karanlık çağa bakıyoruz, tam olarak ne yarattık, buradan nasıl çıkılır? İnternet özgürlüğü üzerine çalışan Şevket Uyanık da cevaplıyor aynı soruları. 'Başıma bir şey mi gelecek, gelmeyecek mi?' Geleceğe dair kontrol hissinin azalması toplumsal şiddete nasıl yol veriyor? Kayıtsızlaşmanın arttığı dönemler, neden eşitsizliğin ve adaletsizliğin meşrulaştığı, cezasızlığın, kutuplaşmanın, mafyatik yapıların yükseldiği dönemler oluyor? Depresyonu politize etmeden konuşmak ne kadar mümkün? Sivil ölüm aslında “belirsizliğe mahkumiyet” midir? Klinik psikolog, psikoterapist Banu Yılmaz ile belirsizlik üzerine... 'AKP'li genç de inan benim kadar geleceksiz' Geleceğin belirsizliğini yitirdiği, vaat olmaktan çıkıp tehdide döndüğü bu zamanlarda genç olmak neye benziyor? Sınav kâğıdı gizemli bir biçimde kayıplara karışan Pınar, imam hatip lisesine gitmemek için şehir değiştiren Azad; yurt dışında, hem de en iyi üniversitede okuma hayaliyle yaşayan Beyza, okulu bırakıp çalışmaya başlayınca “işkence” ile tanışan Gürhan anlatıyor. 'Mümkün pek çok dünyadan sadece birini yaşıyoruz' Bildiğimiz dünya sarsılıyor. Bu sistem yıkılacak mı? Yıkılırsa yerine ne gelir? Tehditler değişiyor, tedirginlik kaynakları, öfkenin dozu artıyor. Yaşadıklarına anlam arayan kitleleri soğutan tek şeyse komplo teorileri. Muhalefet de basiretsizleştikçe boşlukları popülist, otoriter rejimler dolduruyor. Evren Balta ile küresel siyasetin de baskın motifi olan belirsizlik ve her şeye rağmen umut üzerine... 'Değişim ya da isyan kaçınılmaz' İklim krizi hem gerçek belirsizlikleriyle, hem de kimi gerçeklerin “belirsizlik” gibi hazmedilmesine yol açan yanlarıyla, aslında hem nedenleri, hem tezahürleriyle insanlığa dair tüm krizlerin düğüm noktası. 90'lardan beri çevre hareketinde yer alan Özgür Gürbüz ve iki yıldır “iklim grevcisi” olan 13 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu ile gezegene, kıyamet ve zafer kıskacındaki iklim hareketine baktık. 'Sonra çok düşündüm: Biz o gece yeniden doğduk' Dayatılan belirsizliğe isyanla, hayatı yeniden kurmanın ağır tecrübesi ve becerisiyle, henüz yerinden edilmemiş olanlardan başka bir bilgiye sahip onlar. Suriyeli şair Ahmed Jundi, Halep'ten İzmir'e, sonra bir gece Ege'yi kat eden tıklım tıklım bir tekneyle Yunanistan'a, derken Hollanda'ya uzanan hikâyesini anlatıyor. Ailesiyle kavuşmayı dileyen Jundi, gücüyle, inadıyla ilham veriyor. Fay değil, akıl tutulması hatları 99 depremini Kocaeli'nde yaşadığında 14 yaşındaydı. Arama kurtarmacılara duyduğu büyük hayranlık hayatının akışını belirledi. Özgehan Günaydın, bugün kurtarmacı güvenliği üzerine yoğunlaşmış tecrübeli bir kurtarmacı. Mesleğini de uzaklaşmadan seçmiş, aynı zamanda iş güvenliği uzmanı. Yaşadığı İstanbul'da büyük bir deprem beklemenin ruh halini anlatıyor, ekipler arası rekabetten tekbirlere, İzmir depreminden kimi sahneleri yorumluyor. Hukuk 'bittikten' sonra hukuk Bugün Türkiye'de hukuk uygulamalarıyla belirsizliği ilişkilendirmek hata ihtimali taşıyor, suç kılınmış eylemin ne olduğunu herkes iyi biliyor çünkü. Zaten hep mi böyleydi? Barış Akademisyenleri'nden hukukçu Kasım Akbaş, usanç ve yılgınlık yaratan “hukuk bitti” zamanlarında “başımıza gelenin” adını koyuyor, “iradenin iyimserliğiyle” önerilerde bulunuyor. 'Artık sadece hayatta kalmamız bekleniyor' Bu zamanlara çöken belirsizlik bulutunu anlamak için “risk toplumuna” dönüşümüzü, güvenlik ihtiyacının bir tuzağa evrilişini, korkunun ve kaygının bakışımızdaki egemenliğini konuşmak gerekiyor. Emrah Denizhan önce bir dağcı olarak yüksek irtifadan sisli manzaraya bakacak; sonra da siyaset bilimci olarak risk idaresine, hayatta kalma çizgisinde hizaya çekilmiş yeni öznelere... Fizik ilkeleriyle Kürt meselesi Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi'yle Kürt kadın hareketi aynı cümlede pek de sık buluşmuyor. HDP Muş İl Eş Başkanı Sibel Genç, KHK ile mesleğinden uzaklaştırılmış bir fizik öğretmeni. Türkiye'de bir Kürt olarak siyaset yapmanın sonuçlarının hem çok belirli, hem de belirsiz olduğu bir zamanda muhalefete, bu inada ve çözüm ihtimallerine alışık olmadığımız bir perspektiften bakıyoruz onunla. 'Faşizan rejimlerin karakteridir belirsizlik' Uyanık olduğu saatlerin yüzde 90'ını hükümete yakın medyayı izleyerek geçiren bir AKP seçmeni... İthal mercimekten cezaevlerine, köprülerden krize ne konuşsak Nedret Bey'in sesinde, kelimelerinde “o” var. Felsefeci Nilgün Toker, her şeyin mümkün, belirsizliğin hakim olduğu rejimleri, hakikatten kopuşu ve biatı getiren “dili” anlatıyor. Ve o dille nasıl mücadele edilebileceğini... Özgürleştirici bir ihtimal olarak çelişki ve belirsizlik Kaygı, belirsizlik ve çelişki dolu bu “girdaba” ilk düşen biz miyiz? Her şeyin dağılır, ufalanır, buharlaşır olduğu bu zaman nasıl başladı? Sosyolog Begüm Özden Fırat, “bildiğimiz dünyanın sonunda” politik depresyonu, bu kolektif idrak yitimini yeniden ele almayı öneriyor. Toplumsal hareketler tarihi başka bir eşikte olduğumuzu söylüyor. Mesele, bunu nasıl değerlendireceğimiz. Verilere göre siz yoksunuz Akılla dalga geçmek mi dersiniz, hakikat gaspı mı? Resmen “düşen” işsizlik rakamlarına göre varlığı belirsiz Özge “uzay boşluğundan” haykırıyor hikâyesini. Siyasal iktisatçı Ali Rıza Güngen, krizden Covid-19 yönetimine paralelliklerle “bilanço dışı politika”yı anlatıyor. Kapitalizmin tahribatını kaydetmeye “enkazbilim” adını veren Aslı Odman'a göre ise veri toplamak bir direniş. 'Yahu biz zaten fakirdik, daha ne kadar fakirleşebiliriz şu hayatta?' Ayfer'in sorusundaki isyan, dipsiz bir yoksulluğu işaret ediyor. Sorularla devam edelim: Tüm insanlığın eşit olduğu tek bir şey düşünebilir miyiz? Asıl bu zamana mahsus olan “belirsizlik eşitsizliği” mi? Neden dinliyoruz Ayfer'i? “Hurda hayatlar” merkeze dair ne anlatıyor? Bir kısmını Derin Yoksulluk Ağı'ından Hacer Foggo yanıtlıyor, bir kısmı havada öyle asılı duruyor... Beyaz yakalıların B planından Z raporuna Bu hikâyede “zombi”ye döndüren 16 yıllık banka tecrübesi, şiddetli bir mobbing, sonra radikal biçimde değişen bir hayat var. Kuşaklarla birlikte farklılaşan hedefler, başkalaşan anlamlar, koyulaşan belirsizlikler, bizatihi beyaz yakalı emeğin dönüşümü var. Esnek zamanlarda sınıfın açık yaraları... 'Sil baştan düşünmemiz gerekiyor' Belirsizlik ıstırabı, ağızlara çalınan belirlilik balı, kozmostaki sonsuz karşılaşmalara dair yeni bir teklif... “Spinoza, Nietzsche, Deleuze emektarı” felsefeci Çetin Balanuye ile konuşuyoruz. Bize yarayanın ne olduğunu bilemediğimiz, bilsek de ona yönelemediğimiz bir zamanda nasıl var kalınır? Bir belirsizlik yığını omuzlarımıza çökmüşken “sevinçli” bir hayat mümkün müdür? Meçhul işçinin muharebe meydanları Zaman daralıyor, harita küçülüyor. Bu adada nasıl sağ kalınır? Ahmet, büyük bir otomotiv fabrikasında bakımcı. Onun gibi boyunları cep telefonuna eğik, her gün saatlerini bağımlısı oldukları “oyunda” taktik geliştirmeye veren binlerce işçiyi anlatıyor. Ahmet'le “Bu bir hayatta kalma oyunu” dediği PUBG'den ve belirsizlikten konuşuyoruz. Olağanüstü hallerden atom altı düzeye belirsizlik Biz misal kıdem tazminatıyla, Covid-19 aşısıyla, olağanlaşan olağanüstü hallerle meşgulken evrende bir zerre olarak atom altı düzeyde başka nasıl belirsizliklerle çevriliyiz? Belirsizlik aslen ölçmekle ilgili bir mesele mi? Bunları anlamak irade ve özgürlük tariflerimizi nasıl değiştirir? Fizikçi Arkadaş Özakın zihnimizi açıyor. Çağın parolası: 'Her şey çok belirsiz' Usançla, kaygıyla, bazen de bunlara eşlik eden ürkütücü bir kayıtsızlıkla yarının görünmediğinden yakınıyor çok kişi. Kaynağı muhtelif, sınırları muğlak, ağrısı derin. Belirsizlikten konuşmaya nereden başlanır; bu zamanlara mahsus olan yanı ne? Tekstil işçisi Serap onu boğan yığının içinden sesleniyor. Sonra mihmandarımız yazar, çevirmen, dilbilimci Necmiye Alpay... Son söz niyetine: Pandemi zayiatı Öyle de olabilirdi, ama yerli yerine koymak açısından söylemeli, bu yazı dizisi bir gazetecilik refleksiyle doğmadı. İlk vakaların açıklandığı günlerde evde kalabilmenin utancı ve ona eşlik eden öfke, ne yapabilirim diye sordurdu. Bu öfkeyi yazmak yerine, onu işlemeyi, iki ay süresince erişebildiğim kadar kişinin korona virüsüyle temas hikâyesine aracılık etmeyi istedim.