YAZARLAR

Ataşehir’de yeni İtalyan: Ristorante Serenzo

Serenzo gerçek İtalyan mutfağını sevenler veya tatmak isteyenler için çok iyi bir seçenek. Lorenzo Şef'in tarifleri tipik İtalyan ev yemekleri gibi, yalın ve çok lezzetli. Fiyatları kalitesine ve konumuna göre makul. Denerseniz pişman olmayacağınıza eminim.

Böyle zamanlarda yemek hakkında yazıp yazmamak benim için hep çok büyük bir ikilem oluyor, ancak genellikle yazımı yazmaya çalışıyorum, bu benim hayatın devam ettiğine kendimi ikna etme şeklim sanırım, o bedenle bugün de yine yazacağım. 

Cuma günü İzmir’de yaşadığımız depremde ben bu yazıya başladığım dakikalarda 24 can kaybı ve yüzlerce de yaralı vardı. Maalesef yine deprem değil binalar insanların ölümüne yol açtı. Umuyorum ki kayıp sayısı daha fazla artmasın. 

Geçtiğimiz hafta iş sebebiyle aylar sonra İstanbul’a gittim. Oradayken çok sevgili bir arkadaşımın danışmanlığına başladığı Ristorante Serenzo’ya davet edildim ve çok keyifli bir yemek yedim. Bugün size onlardan bahsetmek istiyorum. 

Serenzo aslında İstanbul’a yabancı bir isim değil, Gayrettepe’de 8 yıldır Trattoria Serenzo adıyla zaten oldukça önemli bir isim ve müşteri kitlesine sahip bir restoran. Serenzo ismi restoranın sahipleri Serpil Hanım ve Şef Lorenzo’nun isimlerinden geliyor. Yıllardır hayat arkadaşı olan çift aynı zamanda iş konusunda da birlikteler. 

Lorenzo İtalya’nın kuzeyinde, Torino ile Milano arasında kalan Vercelli şehrinde doğmuş ve yıllarca tekstil makinaları ile uğraşmış bir mühendis aslında. Ancak 8 yıldır restoranda şeflik yapıyor, esasında da İtalyan mutfağının oldukça güzel temel taşlarını müşterilerine sunuyor. Hayatımın bir döneminde sıklıkla Torino’ya gittiğim ve onlarca değişik İtalyan restoranını denemiş olduğum için bu konuda söz söyleme hakkını kendimde görüyorum, İtalyan yemekleri konusunda gerçekten özel bir mutfağın başında Lorenzo. 

8 yıllık Gayrettepe macerası, kısa süre önce tanınmış oyuncu Emre Kınay’ın Ataşehir Watergarden’da Duru Ataşehir’de restoran bölümünü kendilerine vermek istemesi sonucu yeni yere taşınmış. Gayrettepe’deki restoranı ise yine restoranın eski çalışanlarından bir ekip işletmeye devam etmek istemişler ve orası da kısa bir süre önce yeniden açılmış. Ancak Serpil Hanım ve Lorenzo Şef artık Ataşehir’de bulunacaklar. 

Ziyaretim sırasında birçok farklı yemeği ufak ufak tatma imkanım oldu. Roka yatağında pesto soslu burrata peynirini çok beğendim, şefin kendi formülüyle yaptığı sos peynire çok yakışıyor. Bolonez soslu lazanya, sosun adını aldığı Bolonya şehrinde denediğim lazanyalara çok yakın lezzette, Türkiye’de yediklerim arasında en iyilerden biri. 

Pizzalardan margaritanın tadına baktım, tipik bir Napoli pizzası gibi değil, hamur daha tok ve peynir miktarı çok daha fazla, ki bu kötü bir şey değil. Ben genellikle Napoli tarzını daha çok severim, ama bu da gerçekten lezzetliydi, yine de kendi adıma söylemek gerekirse Serenzo’ya tekrar gidersem pizza değil diğer lezzetleri tercih edebilirim. 

Onun haricinde adaçayı soslu ceviz ve ricotta peynirli ravioliyi gerçekten çok beğendim, Türkiye’de şimdiye kadar yediğim en lezzetli ravioli örneğiydi. Dana yanak ise yine doğru yapılmış, tipik bir İtalyan lezzeti, uzun saatler boyunca sosu ile pişirilmiş, yumuşak ve lezzetli olmuş, normalde yanında özel bir patates püresi ile servis ediliyor, ancak benim ricam üzerine yanında az bir miktar porcini mantarlı risotto ile geldi, bu da gerçekten çok lezzetli bir risotto idi. 

Kapanışta yediğimiz limonlu tiramisuyu da tavsiye etmek gerekir, limonun ferahlığı tatlıyı başka bir seviyeye taşımış gerçekten. 

Kısaca değerlendirmek gerekirse, Serenzo gerçek İtalyan mutfağını sevenler veya tatmak isteyenler için çok iyi bir seçenek. Lorenzo Şef'in tarifleri tipik İtalyan ev yemekleri gibi, yalın ve çok lezzetli. Fiyatları kalitesine ve konumuna göre makul. Denerseniz pişman olmayacağınıza eminim. Eski mekâna göre çok daha iddialı bir yerde hizmet veriyorlar ama lezzetler oldukça üst seviyede. 

Son olarak, İzmir’e tekrar geçmiş olsun diyor ve sağlıklı bir hafta diliyorum. 


Evren Aybars Kimdir?

1978'de Ankara'da doğdu. Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi ve ODTÜ Makina Mühendisliği'nde okuduktan sonra iş hayatına atıldı. Çalışırken aynı zamanda çocukluk yıllarından beri merakı olan yemek yapma konusunda da kendini geliştirmeye başladı. Bir blog sayfası ile başlayan yemek tarifleri macerası, 2014'te Özge'yle evlendikten sonra evinde çekimlerini yaptığı 10 Numara Mutfak adlı Youtube kanalı ve Radikal gazetesinde gastronomi yazıları ile devam etti. 2015 yılında Uğur Deniz'in babası oldu. 2016 yılından bu yana da Gazete Duvar da gastronomi yazılarına ve bir yandan da makina mühendisi olarak kariyerine devam etmektedir.