YAZARLAR

TİP: Hüsn-i zan’dan sû-i zan’na

Gökhan Zan’ın adaylığının defacto çekilmesi, TİP’in bir yanlıştan dönme cesaretini göstermesi; Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanamayacak olsa da rahatlıkla yüzde 10-12 bandında bir oy alabileceği bir yerden vazgeçmesi Türkiye siyasetinin unuttuğu hasletlerdendir.

Deprem zamanı tanıdık Gökhan Zan’ı; Hatay’a yardım edilmesi için yar yar yalvaran sesi benim de hâlâ kulaklarımda: Depremde bir neverland’e dönen Hatay’a yardımların gelmesi için çırpındığını izledik ekranlardan. O gözyaşları içinde “Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çok zorlanıyoruz. Antakya bitmiş, Armutlu bitmiş, Defne bitmiş, Hatay her yer bitmiş. Çok kötü durumda her yer. İnsanlar evlerine giremiyor. Yardım yok, su yok. Kimse kimseye ulaşamıyor. Kendi çabamızla bir şey yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir şey yapamıyoruz. N’olur Hatay dışındakiler, başka şehirdekiler, n’olur sesimiz olun, yalvarıyorum size sesimiz olun. Çok kötü durumdayız, n’olur sesimiz olun. Çok kötü burası. Çok kötü durumda perişanız. Yalvarıyorum n’olur. Tanımıyorum kimseyi ama yalvarıyorum yardım edin. Hepimiz çok kötüyüz, hepimiz çok kötü durumdayız. Çok zor internet buldum, şarjım da bitecek. Yardım eden yok, insanların çığlıkları, yaşlı teyzeler, yaşlı insanlar, çöken binalarda bekleyenler hiçbir şey, hiçbir şey yapamıyorlar. Yaşlı bir teyzenin bana seslenişi kulağımda kaldı ‘Yavrum n’olur yardım et bana!’ diyor. Elimden hiçbir şey gelmiyor; çok kötü bir şey. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Yardım eden yok. AFAD yok, kimse yok burada. Kimse yok. Yardım eden yok. Hatay bitmiş. Yalvarıyorum n’olur, sadece sesimizi duyurun Hatay için." dedikçe biz de ekranların önünde çarnaçar, bîçâre ağladık.

Hatay’da, İYİ Parti’li Turan Çömez’in kurduğu sahra hastanesinde Gökhan Zan’a rast geldiğinde “Sen bizi ayağa kaldırdın oğlum!” diye Zan’a sarılan Meral Akşener, Gökhan Zan’ın hayatının dönüm noktası oldu. Sahra hastanesindeki ülfet, Gökhan Zan’ı kurtlar sofrasına taşıdı: Akşener’in dokunuşu sonrası 22 Mart 2023’te törenle İYİ Parti’ye merbut olan Hatay’daki gözümüz kulağımız Gökhan, kendisi için değil hepimiz adına ağlayan Gökhan, hepimiz adına yalvaran Gökhan, yakasındaki İYİ Parti rozetiyle, koyu renk takımı, kravatı çeketiyle bir jantiye, bir  Sayın Zan’a dönüştü.  İYİ Parti Sayın Zan’ı Hatay’dan milletvekili adayı gösterdi. Fatih Altaylı’nın da programına konuk ettiğinde  onu seyircisine takdim ederken  söylediği gibi Zan, “Eski futbolcu, şimdi ise artık, belki istemeden sivil toplum önderi ve bir kentin temsilcisi” haline gelmişti bile.

Ulusal ve muhalif basının ve Youtube’un ve Twitter’ın ve Instagram’ın ve garbın ve şarkın ve şimalin ve cenubun  taze celebrity’si Sayın Zan, basına verdiği demeçte “14 Mayıs'tan sonra seçilsem de seçilmesem de, şimdiye kadar ne yaptıysam, onu yapmaya devam edeceğim. Hatay’ı yeniden yaşatmak için elimi taşın altından çekmeyeceğime söz veriyorum.” diyordu. Gel gör ki, felek  Mustafa’ya yâr olmadı, Sayın Zan mebusluğa terfi edemedi; seçilemedi.

Gel zaman git zaman, evvel zaman içinde pireler berber oldu, develer tellak oldu, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir de baktık ki Gökhan Zan TİP’in Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu: 12 Şubat 2024’te ekranların karşısında Barış Atay, Ahmet Şık ve Sera Kadıgil, Gökhan Zan’ın TİP’in Hatay Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı olarak gösterildiğini ilân ettiler. Sera Hanım o gün yaptığı konuşmada, eski İYİ Parti’li Gökhan Zan’ı neden aday gösterdiklerini “Biz Hatay halkının sesini duyduk. Biz Hatay’lıların yükselen çığlığını duyduk. Biz öksüz bırakılan, yetim bırakılan, kimsesiz bırakılan ve bunun üstüne bir de seçeneksiz bırakılmaya çalışılan Hatay halkının isyanını duyduk ve bu isyan Hatay halkının kendi içinde oluşturduğu ittifak bize bir isim söyledi ‘Biz bu iki seçeneğin arasına sıkışmak istemiyoruz. Bize bir seçenek sun [TİP] diye [TİP’e] bir görev yükledi.” şeklinde açıkladı.

Erkan Baş da aylar sonra Sözcü TV’de katılacağı bir programda Gökhan Zan’ın adaylığı hakkında şunları ifade edecekti “..biz bilerek isteyerek… kendimize en uzak kişinin aday olmasını tercih ettik. Çünkü… TİP buradan kendisi için bir şey istemiyor, burada meselemiz TİP, A partisi, B Partisi değil. Buradaki meselemiz bu deprem yıkımından Hatay halkının hep birlikte çıkması.”

ZAN: TİP’İN EN DOĞRU YANLIŞI

Bir kanaat önderinin, bir sivil toplum önderinin İYİ Parti tarafından milletvekili adayı gösterilmesinin de TİP tarafından belediye başkanı adayı gösterilmesinin de yanlış olduğunu düşünmüyorum. Hatta partilerin milletvekili ya da belediye başkan adaylarını tespit ederken kendi ideolojik mahallelerinin biraz olsun dışına çıkmalarının sağlıklı olduğunu da söyleyebilirim.  Ancak bu somut olarak Gökhan Zan’ın (milletvekili/belediye başkanı) aday gösterilmesini tek başına doğru hale getirecek bir durum da değil. Şöyle söyleyeyim; depremde Hatay’ın sesi, yüreği olan biri aday gösterilebilir ama bu Gökhan Zan olmak zorunda mıydı? İdeolojik mahallenin dışındakileri aday göstermek, popüler olanın, daha fazla alkış alanın, daha fazla celebrity olanın aday gösterilmesini meşrulaştırır mı?

Meşrulaştırmadı da. Seçilemeyeceğini bilen lâkin seçilemese bile yüzde 10-12 bandında bir oy almasının sadece TİP için değil, tüm toplumsal muhalefet için ne denli önemli, hayatî bir husus olduğunu kavrayamayan Gökhan Zan’ın durumu da buna örnektir.  Gökhan Zan’ın basına sızan konuşmaları sahte mi, gerçek mi; Zan tehdit edildi mi edilmedi mi, olayın arkasında kim var; tezgâhı kim kurdu… hiç de umurumda değil. Ben de Erkan Baş gibi, Gökhan Zan’ın söylediği şu hususa takılıyorum: TİP’in Gökhan Zan’ın adaylığını çekmeye karar vermesinden 3-4 gün önce partiye Zan ile ilgili ses kaydı gelir. Bununla ilgili olarak Gökhan Zan ile görüşülür. Erkan Baş, bu görüşmede geçen bir cümlenin oldukça kritik olduğunu söylüyor: “Kazanamazsam kendi geleceğimi de düşünmem gerekir.” İşte tam da zurnanın zırt dediği, hem Gökhan Zan gibi birinin tercih edilmesindeki yanlışlığın hem de bedeli ne olursa olsun bu yanlıştan dönülme olgunluğunun gösterildiği yer de burası.

Gökhan Zan’ın adaylığının defacto çekilmesi (ki aday listeleri açıklanarak kesinleştirildiği ve oy pusulaları bastırıldığı için teknik/hukukî olarak TİP’in Gökhan Zan’ın adaylığı arkasından çekilmesinin bir karşılığı yok) TİP’in bir yanlıştan dönme cesaretini göstermesi; Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanamayacak olsa da rahatlıkla yüzde 10-12 bandında bir oy alabileceği bir yerden vazgeçmesi Türkiye siyasetinin unuttuğu hasletlerdendir. Ankara’da eski ülkücünün CHP’den, eski CHP’linin İYİ Parti’den başka bir ülkücünün de AK Parti’den aday gösterildiği, Hatay’da eski AK Parti’linin CHP’den aday gösterildiği, adayların mal varlıklarını bile ite kaka yalap şalap açıkladıkları, kasetlerin, yolsuzluk iddiaların havalarda uçuştuğu  bir politik iklimde TİP’in gösterdiği bu ahlâk ayrıca not edilmelidir.


Mete Kaan Kaynar Kimdir?

1972 yılında Ankara’da doğan Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Çalışmalarına bir süre Westminster Üniversitesi, Centre for Study of Democracy’de misafir araştırmacı olarak devam etti. Halen Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye siyasî hayatı ve kurumlarının yapısı, tarihsel dönüşümü, işlev ve işleyişlerini konu edinen çeşitli makale ve kitapların yazarlık ve editörlüklerini yapmıştır. Bunun yanında muhtelif gazete, dergi ve haber platformlarındaki güncel yazılarına da devam etmektedir. Mete Kaan Kaynar, Ankara Dayanışma Akademisi Kooperatifi (ADA), Bilim, Sanat Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 Nolu Şube ve Özgür Üniversite gibi kuruluşların gönüllüsü, Devrim Deniz, Umut Nazım ve Ekin Eylem’in babasıdır.