YAZARLAR

Tosuncuk: Yeni normalin yeni kahramanı

Tosuncuk Üretim ve Destek faaliyetleri sözel destekle sınırlı değildir. Henüz 1922’de Kamuoyu kitabıyla son on yıldır yeniden öne çıkan “rıza imalatı” kavramını, faaliyetini ilk kez konu eden Walter Lippmann’a dek uzanmak gerekiyor “yeni normal” ve yeni kahramanların üretimi için. Herhangi birinin makul, mantıklı bulacağı ya da arzulayacağı yapay (ya da bizim için gerekli) ortam yaratmak istiyorsanız, önce gerçek ortama erişimi kısıtlama gerekir. Ki, yeni gerçek ya da yeni normal onun yerini alsın ve hakim olabilsin. Lippmann’ın yüz yıl önce söylediklerine şimdilerde post-truth deniyor. Hakikat-sonrası. Ya da yeni hakikat: Yeni normal.

Antalya’dan telefonunun tuşlarına dokunuyor Tosuncuk, Ankara’daki hemşireyi hoplatıyor.

Neden?

Ankara Şehir Hastanesi’nde canla başla ter döken hemşire, Belediye Başkanı’ndan bir tabak aşure istiyor sosyal medya üzerinden. Başkan da aynı kanaldan “yola çıktı kızım” yanıtını veriyor.

Durur mu Tosuncuk, misyon gereği devreye girip Başkan’a sesleniyor:

Sevgili kızını hoplatıcaz yakında.

Bir tuşla iki kuş. Başkan ve onunla aşure muhabbetine giren hemşireyi haklıyor anında.

Elbette kendini bir şey sanıyor Tosuncuk.

Haklı.

Çünkü O, koronayla birlikte öğrenmeye çağrıldığımız “yeni normal” eşliğinde sahne alıp sultasını ve saltanatını ilan eden yeni kahramanımız.

Bu misyon ve hakla telefon tuşlarına dokunarak olsa da kendini ortaya atıyor. Başkentin belediye başkanına, sağlık çalışanı kadına saydırmakla yetinmiyor, üst amir, işveren Sağlık Bakanı’nı da uyarıyor, göreve çağırıyor:

@fahrettinkoca bu kadının iş feshini sonlandırın hemen. Yoksa başka birisi başka yerini sonlandırır bunun başına iş alırsın.

Uyuyor mu koskoca bakan! Misyon gereği hemşireyi hoplatma işini icra edecek olan Tosuncuklar’dan başka birisi –bu görev, tuşlara dokunan kahramanımıza düşecekse, mecburen kendisi- başka yerini (de) sonlandırır hemşirenin. Durduk yere başına iş almasın Bakan, duruma el koysun.

***

Aynı sıralarda yine sosyal medyada bir milletvekiliyle bir başka bakan tecavüzcü dalaşındadır. Vekilin “tecavüzcüyü kollama” ithamına, bakandan “Benden ’tecavüzcü kollayıcı’ olmaz da senden tam tecavüzcü olur” yanıtı gelmiştir. Ve de uyarı:

“Dikkat yakalanma.”

Tosuncuklar misyon gereği harekete geçecek ve bir tenhada yakalayıp had bildirecektir vekile.

***

O sırada partili, MYK üyesi olacak kadar etkili, kıdemli profesyonel politikacı da yeni normalin yeni kahramanı Tosuncuk etkinliğine dahil olarak bir kadın gazeteciye saydırıyor. THE END haberi veriyor. Antalya’dan Ankara’daki hemşirenin yakında hoplatılıp bir yerlerinin sonlandırılacağı duyurusu yapan Tosuncuk’tan daha edebi bir dile sahip görünüyor kıdemli profesyonel politikacı:

Bülbül yuvasının, kapana kısılmış, suyun öbür yakasının köksüz, lağımcıları, Türk vatanında yaptıklarınız, yapacaklarınız İçin anlayacağınız dilden THE END ,Türk'ün kökleri sizleri sardıkça kuduracaksınız, nefes alamayacaksınız.

Sokakdaki Tosuncuk’tan farkı var elbette, ne de olsa o bir profesyonel. Arşiv çalışması yapıyor. Kadın gazetecinin 32 yıl önce kaybettiği babasının ölüm ilanını bulup ekliyor mesajına. THE END; babana kavuşacaksın yakında.

***

Yeni normal kahramanlarımız, daha Mayıs ayında sosyal medya üzerinden gazeteci, avukat, politikacı (muhalif parti İstanbul il başkanı), tiyatro sanatçısı gibi kendilerine hedef seçtikleri tanınmış kadınları paylaşma yarışına girmişti.

O Tosuncuklar, “tehdit suçu bakımından atılı suçun unsurlarını oluşturacak eylemin bulunmadığı” gerekçesiyle serbest, aramızda. Misyonları doğrultusunda etkinliklerini büyük şevkle, adanmışlıkla sürdürüyorlar.

Bu durumda, 18 yaşında bir kızı kaçırıp günlerce tecavüz eden, intiharla ölümüne yol açan üniformalı Tosuncuk, neden serbest, diye sormaya gerek var mı? Kaldı ki kendisi bu işte deneyimli olduğunu övünçle yazabiliyor arkadaşına. Genç ve kıdemli. Yeni normal kahramanlarından. Yazıştığı arkadaşı da özeniyor, imreniyor.

SİVASLI TOSUNCUK VE WISCONSINLI KARDEŞİ

Bizim kıdemli tecavüzcü Tosuncuk Sivaslı. Kardeşi geçen hafta Amerika’da ortaya çıktı.

Kyle Rittenhouse, 17 yaşında.

Bizimki babasının oğlu. O, anasının.

Amerika Birleşik Devletleri’nde beyaz polisin silahsız bir siyahı çocuklarının gözü önünde arkadan yedi el ateş ederek vurması, protestolara yol açtı. Silahlı bir grup beyaz da onlara karşı sokağa çıktı. Yeni yetme Tosuncuk, 17 yaşındaki Kyle Rittenhouse, aralarında en gözü pek olanı. Yere düşse de silahını elden bırakmadı, göstericilerden ikisini hakladı, birini yaraladı.

O da büyüklerini, profesyonel Tosuncuklar’ı izleyerek öğreniyor misyonunu ve icra ediyor. Yaşadığı kentte “nizam sağlamak” üzere silahlanan Tosuncuklar, Kenosha Muhafızları adıyla sokaklarda devriye gezip nöbet tutuyorlar. Kyle onlara katılıyor şevkle.

Haber sitesi Daily Caller'ın protestoculara ateş açılması öncesi sokak çekimlerinde, 17 yaşındaki Tosuncuk, tam bir muhafız olarak konuşuyor:

"İnsanlar yaralanıyor, bizim işimiz işyerlerini korumak. İnsanları korumak da işimin bir parçası. Biri yaralanacak olursa, ona zarar verene bela olurum. Onun için silahlıyım. Tabii ki kendimi koruyacağım, ilk yardım çantam da yanımda."

TÜVDEBİR TOSUNCUK ÜRETİM VE DESTEK BİRLİĞİ

Tosuncuklar, anaları babaları tarafından özenle yetiştirilir. Ergenlikle birlikte ev içi eğitim, topluma ve dünyaya açılır: Günümüzün ana ve asli okulu sosyal medya, Tosuncukları besleyip büyütür. Kimsenin adını bile duymadığı en ücra kasabada, köyde yaşasalar bile, hem memleketin hem dünyanın öteki ucundaki kardeşlerini, türdeşlerini görebilirler orada. Öncü türdeş ve kardeşleri, her şeyden önce yalnız olmadıklarını gösterir onlara.

Başları sıkışacak olsa, Destek Birliği girer devreye.

Örneğin, Wisconsinlı Tosuncuk için Amerikan Fox Haber sunucusu soruyor: “17 yaşında tüfekli birinin, kimsenin düzeni korumadığı bir yerde bunu yapmaya karar vermiş olması karşısında neden şok oluyoruz?" (https://www.indyturk.com/node/234531)

Yetmezse, devlet başkanı var: 17 yaşındaki muhafız için “eğer ateş etmese, kızgın kalabalık tarafından öldürülecekti muhtemelen” diyor Başkan Trump.

***

Tosuncuk Üretim ve Destek faaliyetleri sözel destekle sınırlı değildir. Henüz 1922’de Kamuoyu kitabıyla son on yıldır yeniden öne çıkan “rıza imalatı” kavramını, faaliyetini ilk kez konu eden Walter Lippmann’a dek uzanmak gerekiyor “yeni normal” ve yeni kahramanların üretimi için.

Kamuoyunu değiştirip dönüştürmek istiyorsanız diyor Lippman, her şeyden önce, gerçeklerle halk arasında “bir tür bariyer” oluşturacaksınız.

Herhangi birinin makul, mantıklı bulacağı ya da arzulayacağı yapay (ya da bizim için gerekli) ortam yaratmak istiyorsanız, önce gerçek ortama erişimi kısıtlama gerekir. Ki, yeni gerçek ya da yeni normal onun yerini alsın ve hakim olabilsin.

Lippmann’ın yüz yıl önce söylediklerine şimdilerde post-truth deniyor. Hakikat-sonrası.

Ya da yeni hakikat: Yeni normal.

O da yeni “kahramanlar” gerektiriyor. Evet, Bütün normalciklere ölüm. Yeni kahramanımız Tosuncuklar.

Çok mu yeni? Hiç değil. Yerli milli ve beynelmilel üretimi, desteği, en az yüz yıllık tarihe sahip.