YAZARLAR

Kanunların ruhu, katil kahraman ve eşlikçileri

Davasının sonuçlandığı 17 Temmuz 2019’dan bir yıl sonra, 6 Ağustos 2020’de ‘koşullu salıverilme’ hakkı doğuyordu. Bu arada, örgüt varsa bile “zaman aşımı” nedeniyle yok demişti Yargıtay. Ne var ki, küçük bir kaza, bir anlık öfke, özgürlüğünü üç yıl geciktirecekti. İnfaz hükümlerine göre o vade çoktan dolsa da Adalet Bakanlığı 21 aydır gözetim altında tutuyor hükümlüyü. Daha ne yapsın?!

Hrant Dink’in katili tam 20 ay, 25 gün fuzuli yere hapiste tutulmuş meğer!

“Milli duygularla” 17 yaşında elini kana bulayan gencecik adam, yasalara göre 19 Şubat 2022’de denetimli serbestlik hakkına kavuşsa da bu hakkı engellenmiş. O günden bugüne, tahliye edildiği 15 Kasım 2023’e dek neredeyse 21 ay boyunca hakkı olan özgürlükten yoksun kalmış.

Dile kolay, 21 ay!

Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre süreç titizlikle ve hakkaniyetle, yasalar çerçevesinde yönetilmiş. 19 Şubat 2022 sonrasında, “hükümlü hakkında 19 Ocak 2023 ve 13 Temmuz 2023 tarihlerinde yapılan değerlendirmelerde koşullu salıverilmesine uygun olmadığına karar verilmiş”. Yine Bakanlık açıklamasında, “2015 yılından itibaren hükümlünün 5 kez açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebi, 2 kez de denetimli serbestlik talebi uygun görülmemiştir” deniyor. 

Bazen böyle özgürlüğe mani oluyor yasalar.

GÖZ YAŞARTAN DÜRÜSTLÜK, KARARLILIK, KAHRAMANLIK

Her ne kadar cinayeti işlediği tarihte 18 yaşının altında olsa, “çocuk mahkemesinde” yargılansa, ona göre hüküm giyse de Ogün Samast, ilk günden itibaren yaptığının bilincinde, son derece açık sözlü, dürüst, kararlı bir tutum sergiledi. Takdire şayan! 19 Ocak 2007’de İstanbul’da infazı gerçekleştirdikten sonra memleketine dönmek üzere yola çıkmıştı, Samsun Otogarı’nda teşhis edilerek gözaltına alındı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre emniyetteki ilk sorgusunda cinayeti kabul etmiş, ancak pişman olmadığını söylemişti.

Üst aramasında göğsünden Türk bayrağı çıkmış, bunun alınmasına şiddetli tepki göstererek jandarma ve emniyet güçlerine hiçbir şey anlatmayacağını bildirerek, bayrağı geri almış, fotoğraf çekiminde bayrağı açmıştı. Bu yüreklilik orada bulunan polis ve jandarmaların da milli gurur duygularını, göğüslerini kabartıyordu. “Aslanım benim, aferin” tezahüratları yükselmiş, üniformalı devlet görevlileri genç kahramanla fotoğraf çektirme yarışına girmişti.

Bu görüntülerin basına sızması üstüne fotoğrafta yer alanlardan Yakup Kurtaran hakkında soruşturma açılsa da kendisi ilerleyen dönem Malatya Emniyet Müdür Yardımcılığı'na terfi edecekti. Genç kahraman katille hatıra fotoğrafı çektirenlerden dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta da 3. Sınıf Emniyet Müdürü olarak taltif ediliyordu.

DERİN VE PARALEL YAPILAR: HERKES İŞİNİN BAŞINDA

Genç katil kahraman kendisini milli vazife için bilgilendirip eğiten, donatan -silahlandıran-, görevlendiren “abiler”i de mertçe açıklıyordu. Yasin Hayal ve Erhan Tuncel adlı abiler üzerinden iz sürüldüğünde işin emniyet, istihbarat cephesinde, valilikler düzeyinde hayli uzunca zamandır “malum” olduğu ortaya çıkıyordu. Örnek: İşin sondan bir önceki halkasında yer alan ve aynı zamanda Yardımcı İstihbarat Elemanı olarak emniyete rapor veren Tuncel, infazdan tam 11 ay önce “Hrant Dink ne olursa olsun öldürülecek” diyordu.

Bu ifadenin yer aldığı rapor Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı kayıtlarına geçmiş, oradan da İstanbul Emniyeti’ne iletilmişti. Nisan 2006’da Trabzon Emniyeti ikinci bir uyarı iletiyordu İstanbul’a.

Tüm bunlar mahkeme kayıtlarında, duruşma tutanaklarında var.

Yargılama sürecinin başlarında Ergenekon adıyla “derin devlet”iyle karşılaşan Türkiye, sonlara doğru “paralel yapı” operasyonlarına maruz kaldığını idrak edecekti.

Öyle oldu, böyle oldu, 2020’ye gelindiğinde yargı, genç kahraman katil Samast ve abileri dahil, dokuz kişi hakkında örgüt üyeliğinden ceza verdi. Verdi ama yargının yargısı Yargıtay, dosyayı inceledi. Baktı ki, olay “zaman aşımına” uğramış. Kararını verdi: Sanıklar hakkında örgüt üyeliği cezasının düşmesine…

***

Aynı dönemde Hrant Dink dosyasında adı geçen çoğu kamu görevlisi 78 sanıklı dava da 26 Mart 2021’de sonuçlanmış, ortada yargılanacak bir suç ve suçlu kalmamıştı, dosyası ayrılan 13’ü firari, 6’sı FETÖ’den tutuklular hariç. Ancak meşhur Yargıtay 3. Ceza Dairesi bazı sanıklar yönünden hükmü bozacaktı. “Tasarlayarak kasten öldürme", "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım", "silahlı terör örgütüne üye olma", "silahlı terör örgütüne yardım" suçlarından verilen mahkumiyetlerin bazılarını onayıp bazı sanıklar için verilen cezaları fazla bulmuştu Yargıtay.

Dava sürüyor. Ancak, Dink ailesinin müdahillik başvurusu, başından beri yok sayılıyor… Onlar devlete karşı suçlular, şahıs mevzubahis olmaz.

Yasalar böyledir bazen.

ÜÇ YIL GEÇ GELEN ÖZGÜRLÜK

Biz dönelim devlet, millet, bayrak sevdalısı genç kahraman katil Ogün Samast’a.

Suç tarihinde 18 yaşından küçük (“suça sürüklenen çocuk”) olduğu için infaz hükümleri lehine işlemekteydi. Davasının sonuçlandığı 17 Temmuz 2019’dan bir yıl sonra, 6 Ağustos 2020’de ‘koşullu salıverilme’ hakkı doğuyordu. Bu arada, örgüt varsa bile “zaman aşımı” nedeniyle yok demişti Yargıtay.

Ne var ki, küçük bir kaza, bir anlık öfke, özgürlüğünü üç yıl geciktirecekti.

Kahraman katil, şanlı eyleminden tam on yıl sonra, Ocak 2017’de kaldığı koğuştaki butona basarak ‘başmemur’la görüşmek istediğini söylemişti. Ancak o sırada görevlilerin vardiya değişimi vardı, bu işlemden sonra talebinin karşılanacağı söylenmişti kendisine. O ise ısrarcıydı.

İnfaz memuru Adem Yetgin yaşananları şöyle özetliyordu: “Samast’ın hücresinin önüne giderek durumu tekrar anlattım. Sinkaflı küfürler etti. Hücreden aldığı bir kupa bardağı mazgalın camına fırlattı. Cam kırıldı. Başmemura bildirdim. Ardından kapıyı açarak üç kişi içeri girdik. Başmemur sanık ile bir süre konuştu. Odadan çıkacaktık. Bu sırada Ogün Samast cebinden çıkardığı bıçakla üzerimize gelerek ‘Hepinizi doğrayacağım’ diye hamlede bulundu. Bir elini ve göğsünü tuttum. Arkadaşım da bıçak olan elini tutarak sakinleştirmeye çalıştı. Elindeki bıçak arkadaşımın boğazına dayandı. Bize yardım eden diğer arkadaş sanığın elinden bıçağı aldı. Sanığa doğru hamle yaptığımda parmağımı ısırdı. Daha sonra etkisiz hale getirdik ve oradan çıkardık.” 

***

İşbu sebepten bir davaya daha maruz kalmıştı katil kahraman. Tam da tahliyesinin geldiği 30 Temmuz 2020’de sonuçlanan bu davada “silahlı tehdit, kasten yaralama, kamu malına zarar verme” suçlarından toplam 5 yıl 11 ay hapis cezasına hükmedilmiş.

İnfaz hükümlerine göre o vade çoktan dolsa da Adalet Bakanlığı 21 aydır gözetim altında tutuyor hükümlüyü. Daha ne yapsın?!