YAZARLAR

Korona günlerinde dünyanın sokakları: Norveç

"Emekli bir doktor müşterim var. 'İspanya’ya gidemiyorum, bari tekrar çalışayım' diyerek üniversite hastanesinde ise başlamış. Enfeksiyon uzmanı, 'Avrupa hükümetleri İngiltere gibi virüs yaşlıları öldürüyor, emeklilerden kurtulacağız diye hesaplar yaptı ama virüs zenginleri de öldürünce paniğe kapıldılar' diyor."

Bir politik göçmen. Oslo’da. Küçük bir restoranı var. Şimdi artık paket servis. İki sipariş arası gibi düşünün bu yazılanları. Arasında gün farkları var ama hep iki sipariş arası;

"Buralarda panik havası ve orta sınıfın günlük alışkanlıklarına bağlılığı at başı gidiyor. Sağcı partilerden oluşan hükümet koalisyonu gelen tehlikeyi hafife aldı. Ocak ayında emeklilerin hükümet bütçesine çok baskı yaptığından söz ediyordu bir bakan. Şubat ayındaki kış tatilinden önce ülkeye giriş çıkışların kapanmasını isteyen uzmanları dinleyen olmadı, zenginler Avusturya ve kuzey İtalya’ya kayak tatiline, Milano’ya alışverişe gittiler. Döndüklerinde de virüsü getirip yaydılar. Karantinaya alınanlar da spor merkezlerine gidip yaymışlar, ülkedeki en çok virüs vakası Oslo’nun biraz batısındaki Viken bölgesinde, Etiler-Bebek misali. Virüsten ilk ölümler de oradan. Virüsün zenginleri de öldürdüğü anlaşılınca hükümet panik havasında, günde üç kez karar değiştirerek okulları kapattı, zorunlu izinler başladı. Ama tam bir panik havası. Aceleyle bir ekonomik paket açıkladılar. Norwegian, buranın tek özel havacılık şirketini kurtarma paketi gibiydi. Biz lokantayı açıp açmayacağımızı anlamaya çalışırken Oslo Belediyesi'ni yöneten sol partiler koalisyonu hükümete parmak gösterip, şehrime karışma dedi. Buranın soğukkanlı insanları da panik havasında süpermarketlere hücum etti. Stokçuluğu durduramadılar bir hafta. Biz marketlere girmeye korkuyorduk, millet üst üste tuvalet kağıdıyla un alıyordu.

Fazla test yapmıyorlar, yapamıyorlar daha doğrusu, ellerinde yeterince alet edevat yok. Dünyanın en zengin ülkelerinden birisinde yeterince maske olmadığı da açığa çıktı. Hükümet şu an olağanüstü yekti yasasıyla uğraşıyor ama istedikleri şeyler parlamentoda epeyce kırpıldı. Sağcı partilerden bazı belediyeler bile hükümet kendi işine baksın, bize karışmasın havasında. Birçok belediye sınırlarını kapadı. Giriş çıkış istemiyorlar ve böyle belediyelerde herhangi bir yayılma yok.

Son iki gündür hava güneşliydi Oslo'da, birkaç gün evde oturan millet dışarıya akın etti. Bu iki gün memlekete çok pahalıya patlayabilir.

Eşimle çocuklar evde. Ben de evden lokantaya, lokantadan eve geliyorum. Paket yemek satıyorum genelde. Lokantada 1 metre arayla oturulabilir ama içecek satmak yasak. Pek oturan da yok, ben de istemiyorum açıkçası. Tek başıma çalıştığımdan, paket yemek yapmak daha pratik ve güvenli.

Emekli bir doktor müşterim var. 'İspanya’ya gidemiyorum, bari tekrar çalışayım' diyerek üniversite hastanesinde ise başlamış. Enfeksiyon uzmanı, 'Avrupa hükümetleri İngiltere gibi virüs yaşlıları öldürüyor, emeklilerden kurtulacağız diye hesaplar yaptı ama virüs zenginleri de öldürünce paniğe kapıldılar' diyor. Bugün epey sohbet ettik. Vejetaryen. 'Korona doğanın intikamı' diyor. Virüsün ölümcüllüğünü durduracak ilaçlardan umutlu ama aşıyı gelecek yıldan önce beklemiyor. Dehşete düştüğü şey ise dünyada ne kadar az laboratuvarın virüsler üzerine çalışması! Afrika’yla ilgili endişelerime katılmakla birlikte virüsün «zarfli» denen türden olduğundan, sıcak iklimlerde İtalya’daki etkiyi yapmayacağını söylüyor. «Zarfli» nedir, doğru çeviri mi, emin değilim.

Burada virüs bulaşanların sayısı 5 binde kaldı. Ölümlerin sayısı 62. Geçen yılki ölüm oranlarından düşükmüş. Kayıt altına alınan en yüksek işsizlik oranlarına ulaşılmış. 412 bin işsiz varmış. Virüs krizini bir çok büyük şirket fırsata çevirip toplu işten çıkarmalar yaptı. Buradakiler kredi kartlarına yüklenmez. Ayağını yorganına göre uzatırlar, gençler hariç.

Az önce ana cadde üzerindeki boya dükkanının ortağıyla konuştum. Oslo'nun en eski dükkanlarından. Adam da matrak. Bizim halk tuvalet kağıdı çılgınlığından kurtulup, para biriktirme çılgınlığına geçti. Boya bile almıyorlar diyor. Burada Paskalya tatilinde evlerde tadilat yapılır. O yüzden boyacı dükkanlarının yüksek sezonudur bugünler normalde. Bu karantina günlerinde daha çok iş yapıyorlardı ama son iki gündür işler jilet gibi kesildi. Hükümet, 'zorunlu izne çıkarılanlar, ilk bir ay işsizlik kurumundan tam maaş alacak' demişti ama kimse para alamadı henüz. O yüzden herkes dikkatli, marketlerde de çok az insan var. Lokanta da boş. Hiç kimse gelmedi, paket yemek de yok, oturup mail yazıyorum, faturalarla uğraşıyorum cumartesi akşamı… "


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...