YAZARLAR

Hay bin kunduz

‘Gazete Duvar’, herhangi bir gazete gibi de değil pek. Medya için çok zor-özel koşullarda doğup, gelişen ve büyüyen bir şey. Bu yüzden burada yazı yazmayı bırakmak, herhangi bir gazeteden çekip gitmeye de benzemiyor.

Hay bin kunduz! Bu Gazete Duvar’da son yazı, eğer bir şeyler değişmezse. Bu yazılar, hep dünyanın sokaklarında yazıldığından, gazeteye yılda bir ya da en fazla iki kere uğramışlığım var. Bu yüzden mutfakta ne olduğunu çok bildiğim söylenemez ama benim hesabım çok basit; patronla işçiler arasında bir şey varsa, işçiden yana olmak lazım.

-‘Benim babamın bir sözü vardı; Zenginler bir şey istiyorsa, tersini istemek iyi fikirdir’ diyordu İngiliz maden sendikasının lideri Scargill-

Fakat burada başka bir şey daha var, ‘patron’ da arkadaş. Bu arkadaşlık sadece bir kahve hatırı da değil üstelik, bir sürü düşünceyi paylaştığın, yan yana yürüyebileceğin bir arkadaşlık ve sanki patron olması bir marangoz hatası gibi.

Bir başka şey, ‘Gazete Duvar’, herhangi bir gazete gibi de değil pek. Medya için çok zor-özel koşullarda doğup, gelişen ve büyüyen bir şey. Bu yüzden burada yazı yazmayı bırakmak, herhangi bir gazeteden çekip gitmeye de benzemiyor. Gözün arkada kalıyor, acaba çocuk üstünü örtebilecek mi diye.

Bu yüzden İrfan Aktan’ın çağrısına katılıyorum tabii ki; bir araya gelmek ve Duvarı yeniden örebilme umuduna..

‘Pathos’un ikinci bir değeri daha vardır: Nezaket. Aslında çoktan insan ilişkilerinin bir taslağı, bir akıl ediminin başlangıcı olacak Yunan nezaketidir bu. İnsan ilişkileri metrikle yani mekan organizasyonu ile başlar, siteyi ayakta tutan da budur. Bu insanlar arasındaki doğru mesafenin ayarlanması sanatıdır, bu mesafe hiyerarşik değil, geometriktir, darbe indirmekten veya darbe almaktan kaçınmak için ne çok yakın ne çok uzak olmalıdır. İnsanların birbirleriyle buluşması törendir. (rite), bir çeşit içkinlik ritüelidir, her ne kadar bu biraz şizofreni gerektirse de. Genet veya Vernant’ın ifade ettiği gibi, Yunanlar’ın bize öğrettiği şey, kendimizi kurulu bir merkeze bırakmamak, tersine özgür insanlar tarafından oluşturulmuş simetrik ve tersine çevrilebilir bir ilişkiler birlikteliği organize etmek için kendisiyle birlikte bir merkez taşıma kapasitesi taşımaktır.’* diyordu Deleuze.

Bu yüzden, her şeye laf söyleme cüretini kendimizde bulan biz, kendi içimizde böyle bir ‘nezaket’e sahip değilsek, hay bin kunduz…

* PERİKLES VE VERDİ: Fraçois Chatelet’nin felsefesi- Gilles Deleuze- Çev.- Yağmur Ceylen Uslu-İnka yayınları 1. Baskı.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...