YAZARLAR

Katar’da bir şey yapılıyor

O sebeple şu an Katar’da olan bir şey ama Dünya Atletizm Şampiyonası değil. Bir kişinin bile sağlığını bu kadar net etkileyebilecek bir yerde organizasyon düzenliyorsanız size uluslararası federasyon da denmez. Olsa olsa banka denir, en fazla para sayma makinesi denir.

Dünya Atletizm Şampiyonası. Tek başına söyleyince ne kadar heybetli duruyor değil mi? İki yılda bir dalının en iyileri yerkürenin dört bir yanından, bir atletizm sahasının etrafında toplanıyor. Sahi bunca tantananın hedefi nedir acaba? Dünyanın en önemli şampiyonalarından biri ne sebeple düzenleniyor? Ben artık emin oldum ki bu tür organizasyonlar sadece para için yapılıyor. Yoksa bunca atleti Katar sıcağında telef etmenin nasıl bir açıklaması olabilir ki!

Düşünün iki yıl boyunca önce kendinizi sonra rakiplerinizi geçmek, derecelerinizi insanlık için küçük sizin için büyük bir oranda geliştirmek için gece gündüz çalışıyorsunuz. Kan, ter, göz yaşı. Bazen umutsuzluk bazen bıkmışlık ama sonuna kadar kendini zorlayarak limitlerinizin ne onu görüyorsunuz. Sonra ne oluyor? Aymaz bir grup takım elbiseli çıkıp diyor ki 'sen, sağlığını tamamen tehlikeye atarak benim dediğim yerde yarışacaksın'.

Hayır hazirun. Öyle değil. En azından öyle olmamalı. Bu sporcular elit sporcular. Çoğu da hayati riski olan yerlerde sporlarını icra eden extreme sporcusu değil. Yani limitlerini zorlarken hayatlarını da riske atan sporcu grubuna mensup değiller. Bu sporcular, yeterince çalışınca ve yetenekli olunca insanoğlu vücudunun nelere kadir olabileceğini gösteren sporcular.

Keşke bir grup elit sporcu protesto etseydi bu Dünya Şampiyonası’nı. Çünkü şu an Doha’da yarışan sporcular ne kendileriyle ne de rakipleriyle mücadele ediyor. Bu şartlarda limit konuşulmaz. Eğer bir maraton yarışında yer alan atletlerin üçte biri yarışı tamamlayamıyorsa konuşacak başka bir şey de kalmaz gerçi. Ki oraya gitmeden yarışı eğer gece yarısına kaydırmak zorunda kalıyorsanız kelimeler kifayet arar ama nafile.

O sebeple şu an Katar’da olan bir şey ama Dünya Atletizm Şampiyonası değil. Bir kişinin bile sağlığını bu kadar net etkileyebilecek bir yerde organizasyon düzenliyorsanız size uluslararası federasyon da denmez. Olsa olsa banka denir, en fazla para sayma makinesi denir.

Katar’da bir uluslararası organizasyon yapmakla kutuplarda yapmak arasında hiç fark yok. O zaman bir dahaki şampiyonayı da Grönland’ta yapalım. Tabii eğer duygusal olarak IAAF’i etkileyebilirlerse.

Kuşkusuz ki IAAF yalnız değil. Futboldaki Dünya Kupası zamanında da bunları konuşmak zorunda kalacağız. O da ayrı bir konu.

Çok basit. Sporun iki temel unsuru vardır. Sporcu ve seyirci. Bu ikiliden birini denklemden çıkarırsanız terazi şaşar. Bugün mali gerekçelerle attığınız adımlar yarın ayağınıza dolanır. Bir bakmışsınız yıldız bir sporcunuz pistin ortasına yığılmış. Tribünlerde kontrolsüz panik, yetkililerin hepsi 'şoke' olmuş... Kamuoyuna durumu nasıl açıklamak istersiniz?

İşte keşke durumu açıklamaya gerek kalmaksızın bir sporcunun protestosu ile başlasaydı her şey. Sonrasında sporcu ve seyirci sağlığı olmadan bir organizasyon olamayacağı kabul görseydi. Para mı? O kazanılır da ya saygınlık? Unutmayın o da çok hızlı kaybedilir. Neyse canım benimki de dert. Boş verin beni. Sahiden ne oldu ya 100 metre yarışı...


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’