Uzaktan eğitim kararına tepki: İlk önce eğitim gözden çıkarılıyor

Deprem nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi kararını uzmanlar, “İlk gözden çıkarılan eğitim oluyor” şeklinde değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol

Fatih Saygın/Seçkin Sağlam

DUVAR - Pandemi döneminde niteliği tartışma konusu olan uzaktan eğitimin, bu kez deprem nedeniyle üniversitelerde uygulanmasına karar verilmesi eğitim sendikaları, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerin tepkisini çekti.

‘YÖK KARARINDAN VAZGEÇMELİ’

Daha önce 2019-2020 eğitim yılının bahar dönemini ve 2020-2021 eğitim yılının ise tamamını pandemi nedeniyle uzaktan eğitimle geçiren üniversite öğrencileri, bu kez 10 ili etkileyen deprem nedeniyle yüz yüze eğitimden uzak kalacak. Online eğitimin nitelikli olmadığını ve öğrenciler arasında eşitsizlikler doğurduğunu kaydeden eğitim sendikaları ve üniversite öğretim üyeleri dernekleri, YÖK'ün aldığı karardan bir an önce vazgeçmesini talep etti.

Üniversite yurtlarının depremzede ailelere tahsis edileceği gerekçesiyle öğrencilerin kısa süre içerisinde odalarını boşaltmaları istendi. Yurdun dört bir yanındaki öğrenciler, memleketlerine dönmeye başladı.

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul

‘KARAR EN ÇOK DEPREMDEN ETKİLENENLERİ MAĞDUR EDECEK’

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, YÖK'ün sağ, otoriter, popülist anlayışa uygun biçimde yüz yüze eğitimi ortadan kaldıran bir karar verdiğini söyledi. Kararın deprem felaketi için alınmasına rağmen en çok depremden etkilenen öğrencileri mağdur ettiğini ve eğitim hakkından yoksun bıraktığını kaydeden Kurul, depremden etkilenen illerde internet, enerji ve barınma sorununun yaşanacağını söyledi.

Depremzedeler için açık ya da kapalı kamu sosyal tesisleri, oteller, tatil köyleri, askeri tesisler düşünülmeden ilk olarak öğrencilerin yurtlardan çıkarıldığına dikkat çeken Kurul, "YÖK 10 ildeki kampüslerdeki hasarı tespit etmeden, deprem bölgesinde olmayan gençleri ve öğretim elemanlarını dikkate almadan son derece yüzeysel bir karar almıştır. Depremden etkilenen üniversiteler arasındaki farkları görmeyen, algılamayan, yüzeysel yaklaşımın yarattığı sorunlar nedeniyle karardan geri adım atılacağını düşünüyorum" diye konuştu.

‘GENÇLER ÜNİVERSİTEDE İYİLEŞİR’

Kurul, öğrencilerin apar topar yurtlardan çıkarılmasının psikososyal sorunlar yaratacağını ifade etti. Uzaktan eğitim sonucu mezunların niteliğinin düşeceğini söyleyen Kurul, ayrıca eğitimin uzatılması ve okul terki, öğrencilerin ekonomik kayıpları gibi pek çok sorunun ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.

YÖK'ün yanlış kararlar verdiğini ifade eden Kurul, sözlerini şöyle sürdürdü: "YÖK, depremden etkilenen öğrencileri kampüs yaşamı dışına itecek kararlar alıyor. Üniversiteler en kısa süre içinde yüz yüze eğitime açılmalıdır. Gençler üniversiteler içinde iyileşirler."

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay

‘AÇILAN YARAYI DAĞLAYACAK KARAR’

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da YÖK'ün aldığı kararın, eğitimi iyileştirmek yerine yeni bir darbe vurduğunu belirtti. Özbay, hâlihazırda pandemi koşulları nedeniyle son üç yıldır düzenli örgün eğitimin yapılamadığını hatırlatarak kararın üniversiteleri iyice sanal hale getireceğini ve eğitimin niteliğini düşüreceğini ifade etti. "Türkiye’nin bu büyük acıyı yaşamasının ana nedenlerinden biri de eğitimsizlik ve eğitime önem verilmemesidir" diyen Özbay, kronikleşen sorunlarla can çekişen eğitim sisteminin bir de depremden vurgun yediğini dile getirerek "İyileştirme yapmak yerine apar topar ve 'ben yaptım oldu' usulüyle üniversitelerin kapatılmasına karar vermek eğitimde açılan yarayı dağlayacak niteliktedir" dedi.

Özbay, uygulamaya dayalı bölümlerde hastane görmeyen sağlıkçı, inşaat görmeyen inşaat teknikerinin mezun olduğunu ifade ederek "Uygulamayla kazandırılacak becerilerin uzaktan eğitimle kazandırılması mümkün olmadığından, pandemi şartları nedeniyle zaten son üç yılda örgün eğitimden uzak kalan bu öğrenciler, bu kararla yeterli bilgi ve beceri kazanmadan mezun olacaklardır" diye konuştu.

‘EĞİTİMDEN EKSİLTMEK GELECEKTEN EKSİLTMEKTİR’

Kararın sadece eğitim açısından yanlış olmadığını dile getiren Özbay, üniversitelerin gençler için sosyalleşme, dışa açılma ve rehabilitasyon aracı olduğunu belirterek kararın, afet travması yaşayan öğrencileri bu imkanlardan da mahrum bırakacağına dikkat çekti.

Özbay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kararla, hem üniversitelerin bu tür kararları değerlendirmek için var olan ilgili kurulları hiçe sayılmış hem de öğrencilerin ne yapacağı düşünülmemiştir. Apar topar şekilde yurdu boşaltması istenen öğrencilerden bir kısmının artık gidecek bir evi, bir kısmının yol parası olmayacağı bile düşünülmediği için kararın sonuçları daha şimdiden utanç verici manzaralara yol açmaktadır. Turizmden değil, inşaat sektöründen değil, ilk fırsatta yine eğitimden eksiltmek, ülkenin geleceğinden eksiltmektir. Eğitim, her zorlukta elimizin uzanacağı kara gün akçesi değil, o zorlukları daha az yaşayacağımız bir geleceğe uzanana yegane merdivendir."

ÜNİVDER Eş Sözcüsü Erol Köroğlu
‘SİYASİ KARAR’

Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) Eş Sözcüsü Erol Köroğlu, YÖK'ün talimatla acele bir karar verdiğini söyleyen Köroğlu, mağduriyet gidermek adına mağduriyet yaratıldığının altını çizdi.

Pandemide iki yıl boyunca uzaktan eğitimin sıkıntısını yaşadıklarını dile getiren Köroğlu, online derste verimin normalin yüzde 25'i kadar olduğunu söyledi. Yükseköğretimin uzaktan gerçekleştirilemeyeceğini belirten Köroğlu, "Bu, böyle bir felaket döneminde verilebilecek en kötü karar. Böylece bu sürecin ne kadar kötü yönetileceğinin de bir ilk örneğini görmüş oluyoruz. Ancak öyle ya da böyle, bu yanlış ve kötü karardan dönülmeli, belki biraz gecikerek normal dönemin başlaması sağlanmalıdır. Bu felaket döneminde ilk adım olarak yükseköğretimin hedeflenmesi siyasi bir karardır" değerlendirmesini yaptı.

‘BEŞTEPE'DEN AYARLANINCA HATLAR BİRBİRİNE GİRİYOR’

Köroğlu, üniversitelerin kendi adına karar verebilme yapısının hiçe sayıldığının da altını çizdi. “Memlekette üniversitelerin özerkliği olsa her üniversite kendi durumuna göre karar verirdi" diyen Köroğlu, şöyle devam etti: "Fakat her şeyi Beştepe'den ayarladıkları için hatlar birbirine giriyor. Oradaki üniversiteler elbette öğrencilerine izin verebilirler. Fakat depremden etkilenmeyen illerde deprem bölgesinden öğrenciler var, onların da kayıpları var. Süre tanınabilirdi, başka yollar bulunabilirdi. Uygun üniversiteler misafir öğrenci alınabilirdi.”

‘APAR TOPAR EŞYALARIMIZ ÇIKARILIYOR’

Üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesine öğrencilerden de tepkiler geliyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde (ÇOMÜ) öğrenim gören ve Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdunda kalan Psikoloji Bölümü öğrencisi Yağmur Avcı, üniversitelerin kapatılması ile İzmir’e dönüyor. KYK’lerin kapanmasını istemediklerini dile getiren Avcı, normal eğitime yeni alıştıklarını ifade etti.

Uzaktan eğitimin motivasyon ve psikoloji olarak öğrencileri etkilediğini kaydeden Avcı, "Öğrencilerin düşünülmediği düşünmüyorum. Başka bir çözüm olabilirdi. KYK yurtlarında bizler zor kalırken depremzede aileler nasıl kalacak? Yurttan salı gününe kadar izin verildi. Arkadaşlarımıza sormadan eşyalarını çıkarttılar. Bütünleme haftasındayız ve arkadaşlarım çok uzak yollardan eşyalarını almak için buraya geldi. Bu nedenle de sıkıntılı bir durum oluştu. En azından otobüs biletlerinin masrafı karşılanabilirdi" dedi.

‘BİR YIL YÜZ YÜZE EĞİTİM GÖREMEDİM’

ÇOMÜ Elektronik Bölümü öğrencisi Emirhan Akmalı da uzaktan eğitim sebebiyle üniversite hayatına adapte olmadığını söyledi. İlk senesinin uzaktan eğitimle geçtiğini kaydeden Akmalı, "İki senelik üniversite okuyorum, bir sene doğru düzgün eğitim alamadım. Biz ev tutmuştuk. Sözleşmeyi yeni imzaladık. Ne olacak bilmiyoruz. Depremzedeler için otel ve misafirhaneler olabilirdi. Öğrenci yurtları son seçenek olabilirdi" diye konuştu.