Akşener: Sarayda bostan korkuluğu gibi oturmaktan başka ne projeniz var?

İYİ Parti lideri Akşener'den Erdoğan'a: "Bu milletin seni bir kez daha benimseyeceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. AK Parti iktidarı artık yok, bu bir zaman meselesi."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında 'Geççek' şarkısı polemiği için, "Şarkıda küfür, hakaret yok, umut var. Bu arkadaşların o umuda bile alerjileri var" dedi. "Çünkü, er ya da geç, o sandık 'gelcek'. Ağlasanız da, sızlansanız da, milletin başına bela ettiğiniz bu ucube sistem, geldiği gibi 'gitçek'. Siz isteseniz de, istemeseniz de, bu çile 'bitçek'. İYİ Parti yetkiyi aldığında, milletimize reva gördüğünüz bu kabus, elbette 'geççek' " diyen Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da "Sarayda bostan korkuluğu gibi oturmaktan başka ne projeniz var?" diye sordu.

Akşener'in açıklamalarından başlıklar şöyle:

'EMEKLİ OLAMAZSIN' DEMEK HAKSIZLIKTIR: Bugün, grup toplantımızda, Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Genel Başkanı, il dernek başkanı ve yöneticilerini misafir ediyoruz. Kendilerine hoş geldiniz diyorum. Kanunun gerektirdiği, prim ödeme gün sayısını doldurduğu halde, yaklaşık üç milyon insanımız, yaş nedeniyle emekli olamıyor. Yaklaşık 1,8 milyon insanımız da, önümüzdeki dönemde, maalesef emeklilikte yaşa takılacak. Yani bugün, yaklaşık 4,8 milyon halen çalışan veya geçmişte çalışmış olan vatandaşımız, EYT mağduru. Ailelerini de kattığımızda, 20 milyon insanımız mağdur. Ortada böyle büyük bir mağduriyet olmasına rağmen, iktidar, bu insanlarımıza, “emekli olamazsın gençsin” diyor, özel sektör ise, “çalışamazsın yaşlısın” diyor. 8 bin gün, 9 bin gün, 10 bin gün, prim ödemiş çalışanlarımıza, sen emekli olamazsın demek, haksızlıktır, düpedüz zulümdür. Bu kadar basit. Biz İYİ Parti olarak, kurulduğumuz ilk günden beri, EYT’li kardeşlerimizin yanındayız. Kimse merak etmesin, İYİ Parti iktidarında bu mağduriyeti gidereceğiz. Hesabını kitabını yaptık. Devletin, bu konuda katlanacağı maliyeti de hesapladık. Yapacağımız EYT düzenlemesi, bir sosyal yardım değil, haktır.

GÜLİSTAN DOKU İÇİN KOMİSYON KURACAĞIZ: 782 gündür kayıp olan, Gülistan Doku kızımızın ailesi var. Keşke sizi, çok daha iyi şartlarda ağırlayabilseydik. Keşke sizi, bugün burada Gülistan’la birlikte ağırlayabilseydik. Ama olamadı. Maalesef Gülistan, 2 yıldan uzun bir süredir kayıp. Şayet genç bir üniversiteli kadın, 2 yıldır kayıpsa, bu memlekette, kadınlar güvende diyemeyiz. Kadın cinayetlerinin, önüne geçemeyiz. Kadına yönelik şiddete, dur diyemeyiz. Ve şayet kadınları koruyamazsak, hiçbirimiz memlekette huzurla yaşayamayız. Bu vesileyle buradan, çiçeği burnunda Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı’nı, göreve çağırmak istiyorum. Ayrıca, İYİ Parti olarak biz de; meclis bünyesinde bir araştırma komisyonu kurularak, bu olayın, tüm yönleriyle aydınlatılması için, gereken her türlü katkıyı vereceğiz.

ERDOĞAN ARTIK HAFTALIK BAZDA KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR: Eskiden, Sayın Erdoğan’ın söyledikleri birbiriyle, aylık ya da yıllık bazda çelişirdi. Ama gelinen noktada artık bu arkadaşımız, haftalık bazda bile, kendisiyle çelişir oldu. Artık her hafta, bir önceki hafta söylediğini unutup, farklı bir şey söylüyor. Sandık sıkıştırmaya başlamış, panik büyük… Mesela geçen hafta; zamların yüksekliğiyle ilgili, muhalefetin yaygara yaptığını, her şeyin olağanüstü iyi olduğunu söylerken bu hafta çıkıp, “Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettik. Külfeti de, hep birlikte sırtlayacağız” dedi. Haliyle ben de, şimdi sormak istiyorum: Madem geçen hafta, her şey yolundaydı, madem biz yaygara yapıyorduk, o zaman, bu haftaki külfet nereden çıktı Sayın Erdoğan? Ayrıca; “Ülkenin kazancından hep beraber istifade ettik” diyorsun da; sen, yandaşlarının gönlü olsun diye milletimizin vergilerini çarçur ederken bu ülkede anneler, çocuklarına mama alamaz hale geldiler. Sen sarayda sefa sürerken bu ülkede gençler, tatile gitmenin hayalini bile kuramaz haldeler. Sen danışmanlarına, 5-10 maaş bağlarken bu ülkede öğretmenler, atanıp, tek maaşa bile kavuşamıyorlar. Bu millete, sabırdan, fedakarlıktan ve külfeti sırtlamaktan bahsedecek en son kişisin. Akıl dışı, plansız ve beceriksiz yönetim anlayışınla, ülkemizin kaynaklarını, har vurup harman savurdun. Milletimizin cebinden aldığını, yandaşının cebine koydun. Şimdi de çıkmış ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışıyorsun. Çok beklersin.

AK PARTİ İKTİDARI ARTIK YOK: Şayet, işlediğin tüm günahlara rağmen, bu milletin seni, bir kez daha, yılgın bir hoşgörüyle benimseyeceğini sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Bu büyük millet, artık her şeyin farkında. AK Parti iktidarı, artık yok. Bu artık bir zaman meselesi. Göstermelik tedbirlerinizle, bu milleti, daha fazla oyalayamazsınız. Kepçeyle aldıklarınızı, kaşıkla vererek, bu milleti, daha fazla kandıramazsınız. Hamasi masallar anlatarak, ilk sandıkla gelecek o kaçınılmaz sondan, daha fazla kaçamazsınız. Bunu böyle bilesin. 20 Ocak 2020’den beri, il il, ilçe ilçe sürdürdüğümüz ziyaretlerimizde, 1’inci Türkiye turumuzu tamamlamak üzereyiz. Allah nasip ederse, en yakın zamanda da, 2’inci turumuza çıkacağız. Ziyaretlerimde nelerle karşılaştım biliyor musunuz? Kazancı, kirasını bile karşılamayan, esnaflarla karşılaştım. Tencere kaynatmakta zorlanan, annelerle karşılaştım. Çocuğuna çikolata bile alamayan, babalarla karşılaştım. Yaşından büyük dertlerin sahibi, çocuklarla karşılaştım. Sınavdan 98 puan almasına rağmen, 58 puanlı rakibine elenen, AK Partili dayısı olmadığı için, ortada bırakılan gençlerle karşılaştım. Büyüyen ama büyütemeyen, okuyan ama okutamayan, girdiği sınavları kazanan, ama bir türlü atanamayan, öğretmenlerle karşılaştım.

VEHAMETE BAKAR MISINIZ: Biliyorsunuz, Pazartesi günü, Mersin’deydim… Esnaf ziyaretlerine başlamadan önce, Erdemli’de bulunan bir narenciye fabrikasını ziyaret ettik. Fabrikadaki, çoğu kadın olan, işçi kardeşlerimizle dertleştik. Hepsi de gencecikti… Aralarından, 24 yaşında genç bir kızımız Cizre’ye bağlı bir köyde doğmuş, ailesiyle birlikte Erdemli’ye taşınmış. Hani Anadolu’da güzel bir söz vardır, “Doğduğun yer değil, doyduğun yer” diye... Ben de bu kızımızı dinlerken, tam olarak böyle söyledim. Bana ne cevap verdi biliyor musunuz? “Hiçbir yerde doyamadık…” Cevabın ağırlığına, durumun vehametine bakar mısınız? 24 yaşındaki bir genç kızımızı, bu duruma düşürenler utansın! Yazıktır, günahtır…

VİZYONSUZLUĞA GEÇİŞ YAPTIK: Milletimize sırtını dönen, Cumhuriyetimizin tüm birikimlerini de yok saymayı seçen, AK Parti iktidarının, son dönemdeki fobisi de, sanat oldu… Bu durum artık bir saplantı haline geldi. “Sanatkâr el öpmez; sanatkârın eli öpülür” diyen, o büyük vizyondan, sanatçılarımızı, her fırsatta yargılayan, hedef gösteren ve tehdit eden, bir vizyonsuzluğuna geçiş yaptık. Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, Tarkan bir şarkı çıkardı. Yaşadığımız bu kötü günlerin, geride kalacağını söyleyen, umutvar bir şarkı… Ama nedense bu şarkı, bazılarına çok ağır geldi. Bu öyle garip bir zihniyet ki, “Bu kötü günler geride kalacak” diye, şarkı söylenmesine bile tahammülleri yok. Şarkıda küfür yok. Hakaret yok. Umut var. Ama bu arkadaşların, o umuda bile alerjileri var. Kimlere alerjileri yok biliyor musunuz? Mesela, Kendilerini eleştirmek yerine, “kuzu kuzu” oturanlara alerjileri yok. Mesela; havuz medyasındaki “dilli düdüklere” alerjileri yok. Mesela; ihaleleri “Hüp diye” götüren, “a-acayip” müteahhitlere alerjileri yok. Aslında, Tarkan “Geççek” diye şarkı yapınca, arıza çıkarmaları çok normal. Çünkü hiç geçmesin, hiç bitmesin istiyorlar.

HİÇ BİTMESİN İSTİYORLAR: Türk lirasını pula çevirelim. Enflasyonda dünya rekoru kıralım. Ama sürdüğümüz sefa, hiç bitmesin istiyorlar. Her yıl daha fazla vergi toplayalım. Milletin, adeta ümüğünü sıkalım. Topladıklarımızı da, yandaşa dağıtalım. Ama bu eğri düzen, hiç bitmesin istiyorlar. Ne kadar beceriksiz, kifayetsiz varsa; 5 maaş, 10 maaş bağlayalım. Yeğeni, gelini, kayınçoyu, yönetim kurullarına atayıp, zengin edelim. Ve bu utanmazlık hiç bitmesin istiyorlar. Buradan iktidara seslenmek istiyorum: Türkiye’de herkes, sanatını icra etmekte özgürdür. Kimi neşeli müzik yapar, kimi protest müzik yapar. Kimi över, kimi eleştirir. Size düşen, aynı rahmetli Özal gibi, aynı rahmetli Demirel gibi, onlara saygı göstermektir. Bu kadar basit. Bu ülkenin sanatçısıyla, bu milletin dinlediği müzikle uğraşacağınıza, oturun kendi işinizi yapın. Bu ülkenin sorunlarını, milletin dertlerini çözmenin peşinde koşun. En azından giderayak, bu millete bir faydanız dokunsun. Çünkü, er ya da geç, o sandık “gelcek”. Ağlasanız da, sızlansanız da, milletin başına bela ettiğiniz bu ucube sistem, geldiği gibi “gitçek”. Siz isteseniz de, istemeseniz de, bu çile “bitçek”. İYİ Parti yetkiyi aldığında, milletimize reva gördüğünüz bu kabus, elbette “geççek”.

PTT'DE VURGUN VAR: AK Parti iktidarının peşkeş treninin, son durağı PTT. Biliyorsunuz, otoyol ve köprü geçişlerinde kullanılan HGS’nin, satış ve tahsilat yetkisi, PTT’ye aittir. Ama PTT, belli bir ücret karşılığında, bankalara da, HGS satış yetkisi verebilir. Buraya kadar bir sorun yok. Yalnız bir de, PTT’nin, yüzde 40 hissesine sahip olduğu, PTTeM isimli bir şirket var. Bu şirketin, yüzde 60 hissesi, Hakan Çevikoğlu adında bir kişiye ait. Yani devletin kurumu PTT, bir vatandaşımızın küçük ortağı olmuş. Bu şirket, “pttavm.com” internet sitesi üzerinden satış yapıyor. Tüm satış ve tahsilat yetkisi PTT’nin elinde bulunan HGS, ne hikmetse, bu site üzerinden satılıyor. Hatta HGS yüklemek için, PTT’nin resmi internet sitesine girerseniz, “İnternet üzerinden PTT müşterileri için, yalnızca 'pttavm.com' adresinden yükleme yapılmaktadır. Başka bir siteden, yükleme yapılmamaktadır” şeklinde, ilginç bir açıklamayla karşılaşıyorsunuz. Ayrıca, e-devletten HGS yüklemek için, ilgili sekmeleri takip ettiğinizde, yine “pttavm.com” sitesine yönlendiriliyorsunuz. Şu olaya bakar mısınız? Vurgunun büyüklüğüne bakar mısınız? PTT’nin HGS satış ve tahsilat yetkisi, PTT’nin küçük ortak olduğu, PTTeM isimli şirkete devredilmiş, bankalardan talep edilen yetkilendirme ücretleri de, büyük bir hoşgörü gösterilerek, talep edilmemiş. Yani PTT, kendi resmi internet sitesi üzerinden, doğrudan HGS satışı yaptığında, tahsilatın tamamı, kendi kasasında kalacakken, bu dahiyane yöntem sayesinde, tüm HGS satış gelirlerinin yüzde 60’ı, PTTeM şirketine, hiçbir gerekçe olmadan bırakılmış. Gerçekten ibretlik. Bu konunun takipçisi olacağız.

RUSYA KIRIM'DAN ÇEKİLMELİDİR: Biliyorsunuz, Ukrayna’da bir kriz yaşanıyor. Ama Sayın Erdoğan ve ekibinin, uluslararası ilişkilerin, “caydırıcılık politikası” gibi, en temel prensiplerinden uzak, birbirlerini boşa düşüren, açıklama ve davranışları, hem NATO, hem de Rusya nezdinde, Türkiye’yi kırılgan bir duruma düşürdü. 2008 yılında, Osetya ve Abhazya’nın, Gürcistan’dan koparılması, 2014 senesinde, Kırım’ın ilhak edilmesi ve şimdi de, Donbas ve Luhansk’ın, Ukrayna’dan koparılmak istenmesi Rusya’nın, coğrafi olarak genişleme stratejisinin, bir sonucudur. Bunun da ülkemize, kaçınılmaz olarak, yansımaları olacaktır. Biz İYİ Parti olarak, her şeyden önce devletlerin toprak bütünlüğüne, ve tam egemenliğine, saygı duyulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir ülkenin egemenlik sahasının, başka bir egemen devlet tarafından, ihlal edilmesine karşıyız. Saldırıya uğrayan devletin, Uluslararası hukuktan, ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın, 51’inci maddesinden doğan, meşru müdafaa hakkını da tanıyoruz. Rusya öncelikle işgal ve ilhak ettiği Kırım’dan çekilmelidir. AK Parti, Uygur Türkü kardeşlerimiz için takındığı pısırık tavrı, Kırım Türkü kardeşlerimiz için de, takınıyor olsa da biz, İYİ Parti olarak, Rusya’nın, Kırım Türklerine yönelik baskısına, son vermesini, soydaşlarımızın insani ve kültürel haklarına yönelik ihlallerin, ivedilikle durdurulmasını talep ediyoruz. Ukrayna gibi egemen bir ülkenin sınırına asker yığarak, ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik, tehdit oluşturulması, günümüzde, kabul edilebilecek bir tutum değildir.

ARADIĞIMIZ AK PARTİ'YE ULAŞAMIYORUZ: Bizimle kürsü şovlarıyla, hamasetle, veya havuz medyası operasyonlarıyla değil de, vizyonla, projeyle, liyakatli kadrolarla rekabet edecek, bir AK Parti olsun… Ama heyhat! Maalesef yok. Aradığımız AK Parti’ye bir türlü ulaşamıyoruz… İnanın, İYİ Parti olarak, bu durumdan, gerçekten çok ama çok muzdaribiz. Gelin size, sadece son 1 yılda açıkladığımız projeleri sayayım. İlk olarak devlet ile millet arasında yıkılan köprüleri yeniden kuracak, hukukun üstünlüğünü ve adaleti inşa edecek, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizi ortaya koyduk. Ardından yolsuzluğu ortadan kaldıracak, vergi yükünü azaltacak ve Türkiye’yi, blok zinciri teknolojilerinin merkezi konumuna getirecek, yepyeni bir ekosistem olan, Artagan’ı tanıttık. Sonrasında milyonlarca çocuğumuzun, gıda ihtiyacını garanti altına alan, Rüzgargülü Projemizin lansmanını yaptık. Tarımda yeni bir atılım sağlayacak Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi Projemizi ortaya koyduk. Eğitim kalitesini artıracak ve eğitimde fırsat eşitliği sağlayacak, İyileştirilmiş Eğitim Programımızı açıkladık. İYİ Kalkınma Kongreleri serimizi başlattık. Neredeyse her ay, hesabı kitabı yapılmış, somut bir proje ortaya koyduk.

SARAYDA BOSTAN KORKULUĞU GİBİ OTURMAK DIŞINDA NE PROJENİZ VAR? Sayın Erdoğan; Şimdi ben sana soruyorum: Sizin ne projeniz var? Sarayda bostan korkuluğu gibi oturmak dışında, ne projeniz var? Mesela yoksulluğu engellemek için, ne gibi projeleriniz var? Gıda fiyatları iki katına çıktı. Elektrik faturaları yüzde 125 zamlandı. Benzin iki katına çıktı. Mesela hayat pahalılığını azaltmak için, milletin birikimine dadanmak dışında, ne projeniz var? Blok zinciri teknolojileri tüm dünyada çığır açıyor. Mesela sizin Türkiye’yi bu alanda öncü yapabilmek için, ne hazırlığınız var? Mesela yolsuzluğu önlemek için, ne çare ürettiniz? Finansal istikrar için, ne çözüm ürettiniz? Kamuda israfı engellemek için, ne adım attınız? Fırsat eşitliği için, adalet için, ne çözümünüz var? Kadına şiddeti önlemek için, ne yaptınız? Bu soruların hiçbirisine, somut bir cevap veremezsin. Çünkü hiçbir şey yapmadınız. Ortaya, yandaş beslemek dışında, dişe dokunur hiçbir proje koymadınız. Biz elimizde hiçbir devlet imkânı olmadan, bu kadar çözüm ürettik. Siz ise devletin sağladığı o kadar imkâna rağmen, tek bir çözüm üretemediniz. Bir de hâlâ utanmadan o koltuklarda oturuyorsunuz… (HABER MERKEZİ)

AP raportörü ile görüştü

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün ayrıca, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez, Amor'u İYİ Parti Genel Merkezi'ndeki makamında kabul ederek görüştü.