YAZARLAR

Akşener, Nasrettin Hoca, Siraküzalı II. Hiero ve kaldırma kuvveti

Akşener Mart 2023’te yaptığı gibi “ittifak masasına” dönüp partisinde ve kamuoyunda gözden düşerek mi kaybedecek yoksa “söz anlamaz ormancı yıkar masayı” türküsünü söyleyip AKP’nin değirmenine un taşıyarak mı kaybedecek ve kaybettirecek.

“İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zîrâ bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.”

Ziya Paşa

Altılı Masa’nın kurucu ortaklarından İYİ Parti, seçimlerde umduğu başarıyı bulamayınca bir anda “ittifak sisteminin kötü olduğunu”, “ittifak sisteminin hiçbir faydasının olmadığını” keşfediverdi. 2023 yılında politika hamamında suyun kaldırma, belâgatin kandırma gücünü keşfediveren Akşener, “evraka! evraka!” diyerek önce Fatih Altaylı’nın programına koştu, sonra da bulduğu bütün mikrofonlara yeni keşfini anlattı. Siraküzalı II. Hiero’nun tacından çalınan altınlarının, Nasrettin Hocanın ciğerinin, İYİ Parti’nin oylarının peşine düştü.

KEDİ BURADAYSA AKŞENER NEREDE, AKŞENER BURADAYSA CİĞER NEREDE?

Hikaye bu ya, Siraküzalı II. Hiero, kendisine bir taç yapması için kuyumcuya yarım kilo saf altın verir. Kuyumcu da tacı yapar ve yüce krala sunar. Hiero kuyumcuya tamı tamına yarım kilo saf altın vermiştir. Kuyumcu da Hiero’ya tamı tamına yarım kiloluk bir tac yapmıştır. Lakin kral, kuyumcunun bir “ne sihirdir ne keramet” yapıp altının birazını tırtıkladığını, anlaşılmasın diye de altının içine başka bir şeyler karıştırdığını düşünmektedir. Mevzuyu Arşimet’e açar. İşte Arşimet’in hamamda keşfettiği de budur. 500 gram saf altını suya koyar ne kadar suyun taştığını ölçer. Tacı da suya koyar onun da ne kadar suyu taşırdığını ölçer. Kuyumcu malzemeden çalmadıysa iki su miktarının da aynı olması lazım, çaldıysa farklı. Çok karışık bir problem değil aslında. Yıllar, yıllar, yüzyıllar sonra Nasrettin Hoca bunu basitçe ifade ediverecektir -ki Hoca efendi de Siraküzalı II. Hiero ile aynı dertten mustariptir.  Eve bıraktığı yarım kilo ciğer ortada yoktur ve o da karısının bir katakulli çevirdiğinden şüphelenmektedir. Nasrettin Hoca da Arşimet gibi yapar, kediyi tartar. Kedi tam yarım kilo gelir. Siraküzalı II. Hiero’nun kuyumcusunun da Nasrettin Hoca’nın karısının da dalavereleri ortaya çıkar. Ciğeri kedi yediyse kedi nerede, yemediyse ciğer nerede. Aradan yine yıllar, yüzyıllar hatta binyıllar geçer ve bu kez de bir başka Türk bilgesi, Meral Akşener’in aklına bir bit yeniği düşer. Siraküzalı II. Hiero’nun tacındaki saf altın gibi, Nasrettin Hoca’nın ciğeri gibi o da aynı soruyu sorar: Sahi, İYİ Parti buradaysa Yeşil Sol Parti (HDP) nerede, HDP buradaysa İYİ Parti nerede? İYİ Parti Altılı Masa’da kaç okka çeker?  2024 Mart’ındaki yerel seçimler İYİ Parti için biraz da bu anlama gelecek.

İYİ Parti içindeki bazı yetkililer Meral Akşener’e genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin terazisi ile yerel seçimlerde  partinin kaç okka çektiğinin ölçülemeyeceğini anlatmaya çalışıyor ama  Akşener’in yükseleni “inadım inat…” burcuna girdi bir kere; her cümlesinin  son kelimesini uzataa uzataa “81 ilde kendi adayları ile yerel seçimlere gireceklerini, aziz milletin huzuruna çıkacaklarını” velhasıl kaç batman  geldiklerini görmek için seçim kantarına çıkacaklarını söylemekten vazgeçmiyor.

Akşener’in yanlış yaptığını söyleyerek partiden istifa eden ilk isimlerden biri İYİ Parti Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu oldu. Köylüoğlu haklı olarak Akşener’e “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” diye soruyor: Meral Akşener cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gittikleri her yerde halkın Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istediğini söylüyordu. Şimdi ise yerel seçimlerde onun karşısına kendi partisinden bir ismi çıkarmaya hazırlanıyor.  Üstelik Fatih Altaylı’nın programına katıldığında yerelde bazı işbirliklerinin olabileceğini, teşkilatlara bu konuda inisiyatif verileceğini söyleyerek Ankara ve İstanbul’daki ittifaklara yeşil ışık yakan Akşener bu sözünü de unutmuş görünüyordu

Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu şu hususlara değinerek istifa etti: “Ben kaybetmek ve kaybettirmek üzerine gidilen bir seçim stratejisinin doğru olmadığını düşünüyorum. Hür ve müstakil girilmesi genel seçimler için kesinlikle doğru, ben de katılıyorum ama yerel seçimde karşıdaki Cumhur İttifakı, aynı ittifakla seçime giderken niye farklı bir tutum izleniyor? 26 Ağustos’ta Genel Başkan’ın ‘Yerelde teşkilatlar işbirlikleri yapabilir’ şeklinde bir beyanı vardı ama partinin bir kararı var. Parti disiplini açısından, o karara da uymak gerekiyor.”

İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Servet Gürgözeler, Merkez İlçe Başkanı Aygün Akgül ve yönetim kurulu üyeleri de istifa kervanına revan oldular. Gürgözeler “akıllarının yatmadığı hususlarda parti ile birlikte çalışamayacaklarını” söyledi. Daha önceki il başkanı Abdulvahap Erdem de, partiyi HDP ile işbirliği yapmakla eleştirerek istifa etmişti.

Bir önceki dönemde (27. Dönem) İYİ Parti’nin Antalya Milletvekili olan Hasan Subaşı da partinin yerel seçimlerdeki tavrını yanlış bularak istifa etti. Subaşı yaptığı açıklamada “İşbirliği, ittifak koalisyon gibi uzlaşmayı gerektiren girişimleri partiler zararlı faaliyet gibi göremez. Uzlaşma kültürünü öğrenmek ve geliştirmek siyasetin ve demokrasinin vazgeçilmezidir. ‘Her hâlükârda uzlaşılmalıdır’ diyemeyiz ancak halkın çıkarlarını seçmenin eğilimini gözeten partiler gerektiğinde uzlaşma yollarını aramalıdır. Hele belli tecrübeler kazanılmışsa… Halk genel seçimde devleti önceleyerek oy verebilir güven duygusu öne geçebilir tıpkı geçtiğimiz seçimde olduğu gibi. Altılı Masa'nın oluşturduğu partilerde oluşan güven erozyonu seçimin kaderini etkilemiş yıpranmış iktidar tekrar bu sayede seçilebilmişti. Bu defa yerel seçimlerde bizatihi adayın güvenilirliği de önem kazandığı için iktidara karşı olan seçmen iktidarı uyarmak isteyecektir. Halkı bundan mahrum bırakmak muhalif seçmeni dağıtmak sadece mevcut rejimi tahkim etmeye yarar.” dedi.

İYİ Parti’deki savrulmaların, en başta da CHP Ankara ve İstanbul teşkilatları ve Belediye Başkanları tarafından izlendiğini söylemek yanlış olmaz. CHP, Akşener’in döne döne aynı noktaya geleceğini düşündüğünden olacak, sert açıklamalar yapmaktan ve ittifak kapılarını temelli kapatmaktan özenle kaçınıyor. İmamoğlu “Açıkçası yapılan tariften müzakerenin kapanmadığını düşünüyorum. Tabii bunu zamanla göreceğiz. Zaten en önemli unsurun toplumsal ittifak olduğunu ve özellikle muhalefet tabanının güçlü bir ittifak modeliyle sonuca kavuşabileceğini bilen birisiyim… Bu anlamda yine en güçlü şekliyle Sayın Akşener, İYİ Parti ve İYİ Parti yöneticileriyle müzakerenin, diyaloğun çok sağlıklı bir şekilde yürütebileceğini, yönetilebileceğini düşünüyorum. Elbette bunun karşılıklı gerekleri var. Zaman gösterecek.” dedi. Mansur Yavaş ise Ankara’da herkesin oyuna talip olduklarının altını çizdi.

Bakalım göreceğiz; “Mevlam neylerse güzel eyler” diyor Erzurumlu İbrahim Hakkı: Akşener Mart 2023’te yaptığı gibi “ittifak masasına” dönüp partisinde ve kamuoyunda gözden düşerek mi kaybedecek yoksa “söz anlamaz ormancı yıkar masayı” türküsünü söyleyip AKP’nin değirmenine un taşıyarak mı kaybedecek ve kaybettirecek.

 


Mete Kaan Kaynar Kimdir?

1972 yılında Ankara’da doğan Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Çalışmalarına bir süre Westminster Üniversitesi, Centre for Study of Democracy’de misafir araştırmacı olarak devam etti. Halen Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye siyasî hayatı ve kurumlarının yapısı, tarihsel dönüşümü, işlev ve işleyişlerini konu edinen çeşitli makale ve kitapların yazarlık ve editörlüklerini yapmıştır. Bunun yanında muhtelif gazete, dergi ve haber platformlarındaki güncel yazılarına da devam etmektedir. Mete Kaan Kaynar, Ankara Dayanışma Akademisi Kooperatifi (ADA), Bilim, Sanat Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 Nolu Şube ve Özgür Üniversite gibi kuruluşların gönüllüsü, Devrim Deniz, Umut Nazım ve Ekin Eylem’in babasıdır.