YAZARLAR

Büyük spor organizasyonları ve sıcaklar

Aynı anda bu kadar spor müsabakası olması, stres dolu dünyada herkes için biraz da olsa daha fazla serotonin demek. Fakat belki de ve muhtemelen de son dönemde yaşanan iklim krizi ve yüksek sıcakların nedeni de bizzat bu büyük spor organizasyonları.

Dünya üzerinde çok sayıda, büyük çaplı ve aynı anda uluslararası futbol organizasyonunun olduğu en nadide yılı yaşıyor olmalıyız. Önce Polonya'daki 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nı izledik. O sırada Kadınlar Dünya Kupası başladı Fransa'da. Derken Güney Amerika'da son 4 yıl içindeki 3. Copa America başladı. Bu kadar yaş kategorisi neden var diye sorgulatan 21 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası başladı İtalya'da. Nijerya ev sahipliğindeki Afrika Uluslar Kupası ve 3 ülke ev sahipliğinde gerçekleşen CONCACAF Gold Cup da cabası. Sayabildiniz mi kaç turnuva var? Tam tamına 6 büyük futbol turnuvası gerçekleşiyor aynı anda. Bunun yanı sıra, Olimpiyat elemesi niteliği taşıyan Uluslararası Kadınlar Çim Hokeyi Şampiyonası sürüyor mesela Hollanda'da. Başlayan Formula 1 ve Moto 2'yi de siz ekleyin.

Geçtiğimiz hafta içinde 2026 yılında Kış Olimpiyatları'nın yapılacağı kent açıklandı. İsveç'in Stockholm kenti ve İtalya'dan Milano ile Cortina d'Ampezzo şehirleri adaylardı. Kazanan, İtalyanlar oldu. Milano ve Cortina d'Ampezzo'da coşkuyla karşılandı tabii ki bu sonuç. En son 2006'da Kış Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan ülke, Torino'daki organizasyondan 20 yıl sonra bir organizasyona daha kapılarını açtı. Kaybeden İsveç oldu, ya da gerçekten İsveç miydi kaybeden?

Bugünlerde kiminle konuşsam herkes sıcaktan dertli. Almanya'da hava sıcaklığı tarihte ilk defa haziran ayında 40 dereceye ulaştı mesela. Türkiye'deki durum daha fena tabii ki. Açık Radyo'da Ömer Madra her sabah "Günaydın" dedikten sonra bugün yine iklimin köküne nasıl kibrit suyu sıkıp dünyayı yangın yerine çevirdiğimizi anlatıyor. İklim konusunda verdiği her röportajda da tüm güleryüzü ve sakinliği ile 35 yılımız kaldı diyor. Zaten ölmeye geldiğimiz bu dünyada hızlıca geri sayıyoruz yani artık. 2019 yılı için Türkiye'nin kullanması gereken kaynaklarımızı da çoktan tükettik ve kalan 6 ayda 2020'den borç almaya başladık. Dünya geneli için bu limit aşım günü 29 Temmuz iken, yani bu yıl için ne var ne yok bitirmek üzereyiz, ülke olarak 32 gün önceden 27 Haziran'da bitirdik her şeyi. Türkiye'nin önde olduğu nadir konulardan biri.

Dünyada ve Türkiye'de hızla artan hava sıcaklığının, doğal kaynakların hızlıca tükenmesinde, dünyanın, teorik olarak, sonunu getirmekte sporun ve bu büyük organizasyonların etkisi olduğunu hiç düşündünüz mü? "Alt tarafı spor yapılıyor, hem yeşil alan da yapılıyor stadyumların etrafına, trenlerle ulaşılıyor, ne zararı olabilir ki?" diye düşündünüz daha önce eminim. Bu spor organizasyonu iklim krizinin büyümesine, iklim değişikliğinin hızlanmasına neden olduğunu düşündünüz mü peki hiç? Bir organizasyonun iklim değişikliğini ne kadar hızlandırdığını sadece turnuvanın tarihleri arasındaki karbon salımına bakarak ölçülemez. Sırf o organizasyonda kullanılmak üzere yapılan stadyumlar, spor kompleksleri, yollar, metro ulaşım hatları, oteller, aklınıza gelebilecek her şey aslında iklim krizinin büyümesine neden oluyor. Muhakkak ki bu süreçlerdeki karbon salımını minimuma indirerek işlerini yapanlar vardır. Sürdürülebilir enerji üreten stadyumlar olduğu gibi.

Hele ki bu süreçler yenilenebilir kaynaklarla işletilmemişse iklim krizinin büyümesine, günlük sıcaklık ortalamalarının artmasına neden oluyor her büyük organizasyon. 2017'de Hollanda'da Kadınlar Avrupa Futbol Şampiyonası oynanırken yağan yağmur nedeniyle Almanya – Hollanda maçı ertelenmişti. 2016'daki Copa America'da, Chicago'da oynanan Şili – Kolombiya maçı 2 saat geç başlamıştı yağmur fırtınası nedeniyle. Futbolun bu büyük organizasyonları yarattıkları iklim sorunları nedeniyle (tabii ki tek sorumlu onlar değil) kendi oyunlarını oynayamaz hale gelmişti.

İsveç, Kış Olimpiyatları'na başvururken en önemli vaadi son 30 yılın en düşük bütçeli ve 'sürdürülebilir' kış oyunlarını düzenlemekti. Stadyumlara hiçbir yeni yatırım yapmayıp oyunlar için şehirde olanlara da organizasyonlara bisikletli ve metroyla ulaşım sağlamaları için altyapı hizmetleri hazırdı İsveç'in. Bir kaç sene sonra Greta'nın iklim politikalarını yöneteceği İsveç'ten başka bir şey beklenmezdi. Aynısını Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nden (IOC) de beklerdim ama olmadı. Belki de bundan sonra IOC biz insanların ve bu büyük spor organizasyonlarının yarattığı iklim krizinin etkilerini azaltacak ya da minimum düzeyde karbon salımı yapma şartları koymalı ev sahipliği adayları için. Yoksa seve seve izlediğimiz bu spor organizasyonları sonumuzu çok daha hızlı getiren gerekçeler arasında hızla daha yüksek sıralara çıkacak.

Belki İsveç Kış Olimpiyatları'na ev sahibi olma hakkını kaybetti fakat spor dünyası da ilk defa sürdürülebilirlik ve daha az harcama ile gerçekleşecek böylece çevreye daha az zarar verecek bir organizasyonu düzenleme şansından oldu. Kimin neyi kazandığını, kimin neyi kaybettiğini zaman gösterecek.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.