YAZARLAR

Selçuk bile hâlâ oynarken...

Yine koca bir yılın sonuna geldik. Hatta kocaman bir 10'luk dilimi daha geride kaldı 2000'lerin. Halbuki 2000'e girer girmez tüm dünyanın yerle bir olacağı dedikoduları hâlâ kulağımda yankılanıyor. Yerle bir oldu da biz mi farkında değiliz yoksa. Yoksa bu gidişler gidiş değil.

Almanakları olurdu eskiden NTV'nin. Bazen yıllık bazen 10 yıllık olurdu. Fotoğraflarına döner döner bakardım. Ronaldo'nun koşarken çekilmiş ve neredeyse kafası dışındaki her uzvunun flu göründüğü fotoğrafı da orada görmüştüm. Dönemi anlatan fotoğraflardandır.

Her zaman aralığını anlatan önemli olaylar vardır. Ya da biz insanoğlu, etrafında olanı biteni anlamlandırma huzursuzluğundan bazı şeyleri kategorize etme, numaralandırma, sıralandırma refleksimizden dolayı yaparız bunu.

SON 10 YILDA SPORDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ

2010'larda da bunlardan bir sürü sıralayabiliriz. Bu konuda sayılar çıkaran çok güzel basılı ve dijital spor dergileri var. Onları alın, arşivlik niyetine saklayın. Benim aklıma gelenlerin başında ise, örneğin sporda belki de kulüpler bazında futbol da dahil olmak üzere, en başarılı dönemi geride bıraktık. Spor dünyasının tümü açısından en büyük doping, yolsuzluk, vergi kaçırma olaylarının ortaya çıktığı, cezaların kesildiği olaylara şahitlik ettik. Toplumun her köşesine işlemiş olan hastalıkların başında gelen ırkçılık ve cinsiyetçilik ile ayrımcılığa karşı verilen mücadelenin en büyük mesajlarına sahne oldu spor dünyası. Azımsanacak sonuçlar da alınmadı. Devamının geleceğine ise şüphe yok.

FUTBOL PEŞİNDE DÜNYA TURU

Spor dünyasında bir şeyler yaşanırken insanın kendi dünyasında da başka şeyler yaşanıyor. Mesele dünya turnuvalarının etrafında dönerken, turnuvaların etrafında dönmeye başlıyorsun. Ayağına kadar gelen ilk Dünya Kupası 2013'te 20 yaş altı Dünya Kupası iken ardından 2014'te ayağını uzattığında Atlas Okyanusu'na girdiğin Rio'ya, ertesi sene Şili sahillerinde ayağımı soktuğumda Pasifik Okyanusu'na gireceğimi bilmeden düşmüştüm yollara. 2016'nın Mayıs sonu Haziran başında kafa dinlemeye gittiğim Ayvalık'ta, her hafta Gazete Duvar'a yazacağımı bilmeden cevaplamıştım o telefonu da. Bazı telefon konuşmalarının sürmesi gerektiği gibi kısa ve özdü. Sonrası, her hafta siz okuyucularla buluşarak geçen sürekli bir buluşma rutini. Ardından gelen bir başka çılgınlıktı Rusya macerası da. Uzun zamandır Dünya Kupası'nı yerinden takip ederken tutmak istediğim futbol ve yol günlüğü için yerim olmuştu Gazete Duvar'da.

2010'larda gazeteciliğimin en güzel anlarını yaşarken Gazete Duvar'a yazılarıma açtığı yer için müteşekkirim. Açıldığı dönem itibariyle yayıncıların ayakta durabilmesinin zor olduğu günlerde, baskılara karşı olan dirayetli duruşuyla azalan muhalif medya kanalları arasından öncü haberciliğiyle sıyrılarak edindiği yerin paydaşı olabilmek ise benim için gurur. Daha önce yazılarını başka yerlerden okuduğum gazeteci büyüklerimle-meslektaşlarımla aynı ekibin içinde yer almak, onlarla köşe komşusu, gün komşusu olmak ise mesleğimi yaparken içimdeki çocuksu mutluluğumu diri tutmamın her zaman en büyük nedeni. Bu süreçte onların verdiği desteği, yaptığı yorumları görmek, tabii ki meslektaşlarım dışında siz okuyucularımın gerek elektronik posta ile, gerekse de Twitter'dan ulaştırdığı yorumlar, gösterdiğiniz ilgi, kimi sevgili okurlarımın hafta sonu rutini olabilmek, yaptığım işin doğru yerine ulaştığını görmemi sağlayarak beni her daim motive etti. Tüm okuyuculara sonsuz teşekkürler.

Bu çok güzel geçen üç yılı biraz aşan birlikteliğin, Gazete Duvar'da bana ayrılan yerin ne yazık ki sonuna geldik. Çünkü biliyoruz ki bir çok teknik direktör başta Pep Guardiola olmak üzere aynı kulüpte geçirdiği üçüncü sezonun ardından düşüş başlıyor! Tabii ki böyle bir gerekçesi yok bizim yol ayrılığımızın. Yaptığımız karşılıklı görüşmenin ardından dostluğumuzun bâki kalacağı şüphesizliğiyle yolları ayırmanın doğruluğuna karar verdik. Aralık'ın son hafta sonu, son cumartesi olan bugün itibariyle Gazete Duvar'da yazdığım bu yazıyla bu mecradaki son yazımı sizinle buluşturuyorum. Bu veda yazısını yazarken en çok üzüldüğüm şey ise Selçuk'un futbolu bırakmasından daha önce benim Gazete Duvar'ı bırakıyor olmam! Neyse ki sezon sonunda durumları eşitleyecekmişiz kaptanla!

Yayınlarımı ve yazılarımı takip edebileceğiniz adresler:

Bundan sonraki yazılarımı nereden takip edeceğini merak edenlere de teknolojik yatırımımı yaptığım ve içerik çeşitliliği sunacak olan uzun süren inadımı kırarak açtığım YouTube kanalımın müjdesini verebilirim. Üstelik haftada bir video değil, mümkün olduğunca günlük sıklıklarla sizlerle buluşabileceğim bir platform olarak kullanacağım bu kanalı. Gelecekteki planlarımın ana komutasında bulunacak yer YouTube kanalım olacak. Buraya tıklayın ve abone olun lütfen.

Bunun dışında, haftalık/süreli olarak nerede yazacağımı ise Twitter hesabımdan ve Instagram hesabımdan gereken zamanda duyuracağım. Bana bu süreçte [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.

Gazete Duvar'a bin teşekkür:

Yazıma artık burada son verirken ve ilk sürekli köşe yazarlığı tecrübemin sonuna gelirken bu tecrübeyi yaşamama şans tanıyan, yazdıklarımın ve işlerimin her daim arkasında duran, başta Genel Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz, İcra Kurulu Başkanı ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ömer Araz ve Yazı İşleri Müdürü Barış Avşar'a çok teşekkür ederim. Ayrıca en çok kahrımı çeken kişi editörüm Emel Gülcan'a, ek olarak gece editörlerim Ömür Akyıldız'a ve hem editörüm hem arkadaşım Adem Erkoçak'a da tolere etme eşiklerini esnettikleri için ve tabii tüm Gazete Duvar ekibine de çok teşekkür ederim. Gazete Duvar'la yolumu kesiştiren özel insanların da varlığı sayesinde sizlerle üç yıl boyunca İstanbul'dan, Moskova'dan, Rostov'dan, Volgograd'dan, Treviso'dan, Hannover'den, Dortmund'dan, Gelsenkirchen'dan, Stockholm'den, St. Petersburg'dan, Berlin'den, Bükreş'ten buluştuğum ve artık son kez Köln'den seslendiğim Gazete Duvar köşemden hepinizi sevgiyle, içtenlikle, barışla, dostlukla kucaklıyor ve selamlıyorum. Evrenin herhangi başka bir yerinde, başka bir zaman diliminde, bambaşka bir ikliminde tekrar görüşünceye dek kendinize çok çok iyi bakın ve hoşçakalın.

Yeni yılın, aradığınız mutluluğa, sağlığa, maddiyata, maneviyata sevdiklerinize bir adım daha yaklaşabilmeniz için size mümkün olduğunda yardımcı olduğu, yüzünüzden tebessümün, kalbinizden şefkatin, hayatınızdan spor aşkının eksik olmadığı bir yıl olmasını dilerim.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.