YAZARLAR

Gerçek sezon: NBA Playoff'ları

Playoff'lar başladı ve ilk maçlar oynandı. Ufak tefek sürprizler de oldu, beklenenler de... Şimdi playoff haritamıza bir göz atalım.

NBA, dünya basketbolunun zirvesi olmakla beraber, izleme açısından en heyecanlı basketbol organizasyonu olduğunu söylememize gerek yoktur artık sanırım. Amerika Birleşik Devletleri'nde “coast to coast” yani “kıyıdan kıyıya” uzanan bir hikayesi var bunun. Toplamda 30 takım ve her takımın 82 maçlık bir “normal sezon” maratonu var. Sekizi Doğu ve sekizi Batı Konferansı'ndan olmak üzere toplamda 16 takım playoff'lara kalır. Doğu ve Batı Konferansı'ndan şampiyon çıkan iki takım NBA finalini oynar ve NBA şampiyonu olur. Playoff'lar için gerçek sezon dememizin tabii birçok nedeni var. En efsanevi hikayeler bu aylarda yazılır NBA'de. Tarihe tanıklık etmeye başladığınız günlerdir bir bakıma. Vitesler yükselir, sertlikler artar. Hakemler bile kendi ayarlarını değiştirir. Amerikan spor kamuoyunun tabiriyle “Erkeklerin, çocuklardan ayrıldığı yer”dir. Bizde şöyle de denilebilir; “Ak koyun, kara koyun geçit başında belli olur”.

Playoff'larda ilginç hikayelere de şahit oluruz. Şöyle ki; Doğu ve Batı konferanslarından sekizer takım playoff'lara kalıyor ya, eşleşmeler sonuçta kura şeklinde değil, ligdeki sıralamalara göre şekilleniyor. Örneğin; Doğu Konferansı'nı birinci bitiren takım, birinci turda sekizinci bitiren takım ile eşleşiyor. İkinci bitiren ise yedinciyle. Bu şekilde devam ediyor. Batı Konferansı'nda da böyle. Sekizinci takımın birinciyi elediğini düşünün; basketbol tarihinde çok nadir rastlanacak bir sürprize imza atmış oluyor. Yani kısacası basketbol her ne kadar analitik ve matematiksel bir oyun olsa da “bir maçı kazanmayı bilmek” diye bir faktör devreye girebiliyor. Bir süperyıldız olağanüstü bir vitese geçip tek başına daha favori olan bir takımı playoff'ların dışına itebiliyor. Buna çokça şahit olduk. O yüzden “erkekler ile çocukların ayrıldığı yer” burası. Bütün sezon rekor üstüne rekor kırarak sayı atan bir süperyıldız playoff zamanları balon gibi sönebiliyor. Playoff'ların oyuncusu olmak ise zaten başlı başına bir maharet. Tabii birçok yıldızın söndüğüne şahit olmakla beraber, birçok yıldızın da tanrısal seviyeye ulaştığını izledik. Hiç hesapta olmayan kahramanların yaratıldığını da.

Playoff'lar başladı ve ilk maçlar oynandı. Ufak tefek sürprizler de oldu, beklenenler de... Şimdi playoff haritamıza bir göz atalım.

Doğu Konferansı:

1. Golden State Warriors – 8.Los Angeles Clippers (GSW 1-0 LAC)

2. Denver Nuggets – 7.San Antonio Spurs (DEN 0-1 SAS)

3. Portland Trailblazers – 6.Oklahoma City Thunder (POR 1-0 OKC)

4. Hosuton Rockets – 5.Utah Jazz (HOU 1-0 UTA)

Batı Konferansı:

1. Milwukee Bucks – 8.Detroit Pistons (MIL 1-0 DET)

2. Toronto Raptors – 7.Orlando Magic (TOR 0-1 ORL)

3. Philadelphia 76ers – 6.Brooklyn Nets (PHI 0-1 BKN)

4. Boston Celtics – 5.Indiana Pacers (BOS 1-0 IND)

GOLDEN STATE WARRIORS-LOS ANGELES CLIPPERS (GSW 1-0 LAC)

Aslında bu seri hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Son iki sezonun şampiyonu, bu sezon da zaten şampiyonluğun favorisi durumunda. Yüksek sesle konuşulmayan ama biraz tecrübeli gazetecilerin kokusunu gayet net aldığı “sezon sonu dağılma” durumunu da göz önünde bulundurursak bu Warriors'un son tangosu. Sezon sonunda Kevin Durant, muhtemelen ayrılacak. Biten kontratlar, kim gelecek, kim gidecek vs. yani sezon sonunda Golden State takımını çokça mesele bekliyor. Bu seride Clippers'ın pek fazla şansı yok esasında ama Clippers ile ilgili bir parantez açmamız gerekir. Öncelikle şehrin esas yıldızı Lakers'ı tüm medya pompalamalarına rağmen geride bırakıp, üstünde bitirip playoff biletini kapmış olması büyük bir başarıdır. Bir de şu istatistiği ekleyelim: Warriors takımı bu ligin ve NBA tarihinin en iyi “üçlük” atan takımıdır. Sayı ve yüzde olarak. Peki bu sezon Warriors'dan sonra en yüksek yüzdeyle üçlük atan takım kim dersiniz? Evet, Batı'yı sekizinci sırada tamamlayan Clippers. Ne zaman ne olacağı belli olmaz ama normal şartlarda Golden State takımının Los Angeles ekibini dört maçta yani 4-0 geçmesi gerekir ilk turda.

DENVER NUGGETS – SAN ANTONIO SPURS (DEN 0-1 SAS):

Şimdi geldik asıl meseleye. Denver, playoff'lara ikinci sıradan girdi değil mi? Yani bir nevi Batı Konferansı'nın liderliğine ortak. Denver, yedinci sıradan giren Spurs'e kendi evinde ilk maçı kaybetti ve seride 1-0 geriye düştü. Şimdi buradan ne çıkarılabilir? Normal sezon takımları ile playoff takımları arasında gerçekten kapasite farkı olmasa da “icraat” farkı olabiliyor. Zaten Denver'ın potansiyeli ve kapasitesi olmasa normal sezonda Spurs'e üstünlük kurup playoff'lar için “ev sahipliği avantajı” elde edemezdi. Denver, her kadar ikinci sıradan playoff'lara girmiş olsa da ben playoff'larda fazla derinlere gidebileceğini düşünmüyorum. Çünkü uzun soluklu “ralli”ler için takım kimliği çok önemli bir faktördür. NBA'de bir “olmuş” takımlar vardır, bir de "olmakta olan" takımlar. Denver'ın hâlâ “olmakta olan” bir takım olduğu görüşündeyim. Spurs, yine Gregg Popovich'in sisteminde belirli bir seviyede oynayabiliyor ama Demar DeRozen'ın sezon başından beri istikrarsız oyunu Spurs'ü tökezletiyor. Yani DeRozen daha istikrarlı skor katkısı sağlasa, Aldridge de biraz daha kıpırdasa Spurs, başka bir takıma dönüşebilir. Bu çok ilginç bir seri aslında. Denver elerse, zaten Denver daha iyiydi yorumuna varılacak. Spurs, elerse “e kardeşim bu da Spurs sonuçta” denilip yine normal karşılanacak. Ama Denver'ın Spurs'ü elemesi için vites arttırıp bir playoff takımı hüviyetine girmesi gerekiyor.

PORTLAND TRAILBLAZERS – OKLAHOMA CITY THUNDER (POR 1-0 OKC):

Bakın bu çok enteresan bir seri. Portland'ın Batı'yı üçüncü bitirdiğini bir an için unutun, Thunder'ın da altıncı bitirdiğini. Şu an itibariyle Portland'ın 1-0 önce geçtiğini de olmadı varsayalım ve kendi kendimize soralım; “kim geçer bu seriyi?” diye. Bu serinin kaderi her ne kadar Portland önde olsa da Thunder'ın elinde. Thunder'ın oyunu gerçekten muhteşem, bunu bütün sezon izledik zaten. Ama bence Oklahoma City bu sezonun en enteresan takımıdır. Yani böyle bir ödül veriliyor olsa plaketin kesinlikle Thunder takımına teslim edilmesi lazım. Oklahoma City Thunder, Kevin Durant'ın ayrılmasının ardından açık konuşmak gerekirse “ne oynadığı belli olmayan” bir takım profilinde. Bu sezon da böyleydi, değişmedi. Özellikle Russell Westbrook'un topu domine etmesi vesilesiyle bu takım “bir takım olma” konusunda problemler yaşıyordu. Fikrimizi değiştiren bir adam oldu ama; Paul George. Paul George'a, skor olarak ve hücumdaki birinci opsiyon olma konusunda daha fazla sorumluluk verildiğinde Thunder takımı yeniden çıkışa geçmişti. Bu oyun Westbrook'un da daha az topla oynamasını ama buna mukabil daha verimli olmasını sağladı. Yani işin Türkçesi şu; Thunder, oyununu bulabilirse ligde Golden State dahil herkes için en ciddi tehdide dönüşecektir. Aksi takdirde ilk turdan elenip, playoff'ların kalanını evlerinden izleyeceklerdir. Westbrook da normal sezonun yıldızı olarak görülüp asla bir “winner” olarak tanımlanmayacaktır.

HOUSTON ROCKETS – UTAH JAZZ (HOU 1-0 UTA)

Bunun Golden State – Clippers serisi misali kolay geçeceğini düşünüyorum. Ama Houston Rockets'ın asıl gündemi bu değil. Daha ciddi bir meselesi var. Rockets'ın süperyıldızı James Harden, sadece bu sezonun değil, NBA tarihinin en ciddi performanslarından birini ortaya koydu. Aslında Houston, Batı'yı dördüncü bitirmedi. James Harden bitirdi. Bir oyuncu düşünün tek başına takımını bütün sezon sürükledi ve “acaba şampiyon olabilir mi” tartışmalarını bile oluşturdu. Burada iki konu var. Birincisi James Harden, bu enerjisini ve bu performansını ne kadar sürdürebilecek? Çünkü hatırlarsanız yine bu köşemizde geçtiğimiz aylarda James Harden'ı masaya yatırıp iyice analiz etmiştik. Bütün sezon her gece çuvalla sayı atan Harden'ın playoff'larda bunu ne kadar sürdüreceği gerçek bir merak konusu. Bence tüm basketbolseverler bunu düşünüyordur. İkinci konu ise şu: Bir oyuncu bir takımı nereye kadar taşıyabilir? Hatırlarsanız, 2006 ve 2007 yıllarında olağanüstü oynayan bir Kobe Bryant vardı. Rekor üstüne rekor kırıyordu ama takımı Lakers, iki yıl boyunca ilk turun ardını bir türlü görememişti. Zaten göremediği için de MVP'leri tabiri caizse çalındı. Şimdi bu sezonun MVP'si tartışmasız James Harden'dır. Ama Harden, Rockets'ı daha ileriye taşıyamazsa MVP ödülünü ona verecekler mi? O yüzden Rockets'ta Chris Paul'un sağlığı ve performansı çok kritik, bir de Clint Capela'nın.

MILWUKEE BUCKS – DETROIT PISTONS (MIL 1-0 DET)

Doğu Konferansı'nı lider tamamlayan Bucks, zaten Pistons'ı rahat geçecektir. Bunu geçelim. Medyada ve kamuoyunda okuyorum, izliyorum. “Acaba Bucks şampiyon olabilir mi?” Ben size cevabını vereyim: Olamaz. Hatta O-LA-MAZ! Neden? Yazıyı başında beri okuyorsanız temelde bir konudan bahsettik. Bucks'ın Yunan yıldızı Giannis Antetokounmpo, bu sezonun en flaş oyuncusu olabilir. Bence lige bir bakıma damga vurdu. Eskiden LeBron'un ligin en iyi oyuncusu olduğu tartışılmıyorken şimdi ise “Kevin Durant mi Giannis mi?” diye tartışılıyor. Giannis bence ligin gelecekteki marka yüzü olacaktır. Ama NBA şampiyonluğu başka bir denklem! Daha Giannis'in bile “kritik” anlarda ne yapabileceğini, neye dönüşeceğini bilmiyorken Bucks kadrosu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Çünkü bahsettiğimi gibi playoff'larda normal sezondaki kurallar geçerli değildir. Tansiyon, atmosferi, koçların taktik planları, hinlikleri, B-C-D-E planları... Bucks, gelecekte ne olur bilinmez ama bu biraz da Giannis'in performansına bağlı. Örneğin Bucks, bu sene NBA finali görür mü? Görürse sürpriz olur ama görebilir de. Şunu söylemek istiyorum; tutun ki Doğu Konferansı finalinde Toronto ve Milwukee eşleşti. Milwukee eledi diyelim. Elemesine rağmen Toronto Raptors, NBA finalinde olsa Milwukee'ye göre şansı biraz daha fazla olur. Garip ama basketbol böyle bir oyun.

TORONTO RAPTORS – ORLANDO MAGIC (TOR 0-1 ORL)

Orlando Magic, sürpriz şekilde Toronto Raptors'a karşı 1-0 öne geçti. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Eğer Orlando, Toronto'yu elerse Toronto Raptors ve Kawhi Leonard açısından tam bir rezillik ve fiyasko olur. Daha kötüsü NBA finali de bir o kadar tatsız olur. Ben açık konuşayım; Toronto Raptors'un en azından Doğu'nun favorisi olduğunu düşünüyorum. Takım kimliği konusunda playoff takımı olup olamayacaklarını henüz bilmiyoruz. Tamam geçen sene performansları kötü değildi ama bu sefer takımın yıldızı ve otomatik olarak takımın ergonomisi değişti. Ritmlerini buldukları takdirde Toronto'nun Orlando'yu rahat geçeceğini düşünüyorum. Ama eğer Doğu ikincisi Toronto, yedinciye elenirse, Batı yedincisi Spurs, Batı ikincisini elerse ortalık gerçekten yangın yerine dönüşecektir. O zaman Spurs yönetimi Kawhi Leonard konusunda haklı çıkacak ve Toronto geçen sezon yıldızını bozuk para gibi harcamış pozisyonuna girecek. Bekleyip göreceğiz.

PHILADELPHIA 76ERS – BROOKLYN NETS (PHI 0-1 BKN)

Gel de bahis baronlarının bu işlerde parmağı olduğu konusunda paranoya yapma. İlk maçlarda 3-4 sürpriz gerçekleşir mi? Toronto ile beraber Doğu'nun ikinci favorisinin Philadelphia olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadro itibariyle hem Toronto'dan hem Milwukee'den biraz daha farklılar. Bir kere kadro mühendisliği daha iyi 76ers'ın. Bunu tartışmıyoruz bile. Sonradan takıma dahil olan Jimmy Butler, adeta “cuk” diye oturdu. Burada Joel Embiid'in konsantrasyonu çok önemli. Tam konsantrasyonuyla ve doğru sistemde, doğru verimlilikte oynadığı takdirde şu anda ligde bir takımı tek başına şampiyon yapabilecek ender oyunculardan biri olduğunu düşünüyorum. Philadelphia'nın playoff'larda derinlere gitmek istiyorsa takım savunması konusunda 1-2 basamak sıçrama yapması gerekiyor. Çünkü düşük skorlarda tutulan bir maçta 76ers Joel Embiid ile daha fazla bir fark yaratabilir. Bunu kimse açıkçası konuşmuyor ama bu son derece ciddi ve gerçekçi bir tespit.

BOSTON CELTICS – INDIANA PACERS (BOS 1-0 IND)

Boston Celtics, yetenek olarak Doğu'nun en iyi takımı. Çok fazla yetenekli ve iyi oyuncusu var. Ama kadro mühendisliğinin o kadar iyi olduğunu düşünmüyorum. Takımın yıldızı kim? Kyrie Erving. Kyrie, bu takıma ne kadar katkı sağlıyor? Bir kere şunu bile tartışabiliriz: Koyduğu mu fazla götürdükleri mi? Tamam, bu yolda Boston'ın Kyrie'e ihtiyacı var. Ama işin esasında böyle bir takımda daha farklı tipte bir yıldızı olması gerekirdi Boston'ın. Unutmayalım! Geçtiğimiz sezon Kyrie Erving'in sakatlık sürecinde Boston Celtics bütün playoff'larda fırtına gibi esti ve NBA finalinin kıyısından döndü. Boston Celtics'in Indiana'yı rahat geçeceğini düşünüyorum. Playoff'larda ne kadar derinlere ilerlerler işte asıl soru bu. Boston'ın “bench”ten katkısının verimliği olduğu takdirde konferans finali görebileceklerini düşünüyorum. Ama ikinci turda olası Milwukee eşleşmesinde her şey olabilir. O konuyla ilgili öngörülerimizi ilerleyen yazılarımızda tartışırız. Boston Celtics'in gidişatı ile ilgili iki soru var: Birincisi; Kyrie Erving, takımı kendine uydurmak yerine takım ona ne kadar uyum sağlayacak? İkincisi, bütün bu yan rollerdeki oyuncular; Jayson Tatum, Gordon Hayward, Jaylen Brown ne kadar vites artıracaklar?


Ara Gözbek Kimdir?

Yayın hayatına 2005'te üniversite radyosu CIU FM'de başlayan Ara Gözbek aralıksız üç sene İngilizce ve Türkçe yayınlarla canlı radyo programı hazırladı ve sundu. 2005'te CNN Türk'te Frekans programında yapım asistanı ve muhabir olarak görev aldı. Gazeteciliğe ilk olarak 2006'da BirGün gazetesinde adım attı. BirGün'de Pazar eki ve spor bölümlerinde 400'den fazla makale yayınladı, ardından Türkiye'nin en çok takip edilen spor haber sitesi sporx.com yazarlığa devam etti. 2007 yazında staj yaptığı TRT'de “NBA Europe Live” adı altında NBA'in uluslararası projesinde TRT'yi NBA muhabiri olarak temsil etti. SporX TV'de “NBA ARA'SI” programını yaptı. Bunların dışında Taraf gazetesi, tempo24.com.tr ve birçok sitede makaleleri ve haberleri yayınlandı. Döneminde çok popüler bir radyo olan Metro FM'de pek çok programa konuk ve yorumcu olarak katıldı. sokaksesi.com sitesinin ve Android ile Apple'larda uygulaması da olan Sokak Sesi Radyosu'nu kurup burada uzun bir süre “underground” radyo yayınları yaptı. Halen Gazete Duvar'da yazmaktadır.