YAZARLAR

Kulüplerin borcu yok galiba...

Kulüplerin toplam 10-12 milyar TL arasında olan borcunun çoğu Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye ait. Fakat onlar da transfer döneminin en hareketli takımlarından.

Yıla müjdeyle girmişti futbol kulüpleri. Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Bankalar Birliği kendi ifadeleriyle tarihi bir adım atarak kulüplerin borçlarının yapılandırılması için müthiş bir çözümle karşımıza çıkmıştı. 31 Ocak'a kadar kulüplerin bu başvurularını yapmış olmaları gerekiyordu. Başvuru demek kulüplerin mâli tablolarını, yapılandırılacak borçlarını Türkiye Futbol Federasyonu'na vermeleri demek. Bu yapılandırma çözümünün sadece Süper Lig takımlarına değil 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig takımlarına uygulanacağını da düşünürsek, 125 futbol kulübünün tablolarını almak ve değerlendirmek demek. Yani hayli iş yükü var ortada.

Bugün şubat ayının başındayız. Başvuru sürecinin yeteri kadar şeffaf yürümediği ortada. En baştan üç büyük takımın borç yapılandırması konusuna yaklaşımları koşar adım olmadı. Galatasaray son yaptığı Divan Kurulu'nda, söz konusu çözüm önerisini değerlendirmeyi genel kurulda değerlendirme yönündeki tavsiye kararıyla beklemeye aldı. Divan Kurulu'nda konuşan Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, TFF'nin çözümüne sıcak baktıklarını ifade etti. Beklemenin en büyük nedeni de TFF'nin henüz bu konuda bir açıklama yapmamış olması: "Sevgili devletimizin bu konuda atacağı adımları netleştirmeden ve henüz ne olduğunu bilmeden tahmini bir şeyler diyemeyiz."

Aralık ayı sonunda açıklanan, ocak ayının hemen ilk haftasında basına sunulan çözüm önerisi hakkında Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu konuda henüz net bir şey söylememiş olmasının ardında ne tür gerekçeler var bilmek mümkün değil. Sunulan çözüm şeffaf ve net olmadığı gibi TFF de bu konuda herhangi bir şeffaf süreç yönetmiyor. Şu ana kadar kaç kulübün ne olursa olsun borç yapılandırmasından yararlanacağını deklare etmedi. Tek bilinen şey bankaların kulüplerin mali durumlarını görebiliyor olması.

Bu bir aylık süreçte kulüpler ne yaptı peki? Kendi borçlarını döndürebilen ya da borçsuz olan birkaç kulüp dışında transfer dönemi nedeniyle harcamaya devam etti. Ankaragücü, Bursaspor, Trabzonspor, Elazığspor ve Eskişehirspor'un transfer tahtaları devre arası transfer sezonunda kapalıydı. Ankaragücü nereden bulduğunu bir şekilde bilemediğimiz bir yerden bulduğu parayla tahtasını kaldırdı, transfer iznini açtırdı. Kulüp Başkanı Mehmet Yiğiner, “Ocak ayında 35 milyon TL'yi getirin ben istifa edeyim” demişti. 10 günde istifa sinyalinden beş transfer yapabilen bir başkana dönüştü. Öyle ki paraları varmış. Eskişehirspor borç batağı yüzünden 1. Lig'de küme düşme tehlikesinde ancak genç oyuncularıyla yoluna devam edebiliyor. Bursaspor transfer tahtasını açma işlemini kulüp başkanı Ali Ay'ın yaptığı açıklamaya göre sonraya bıraktı. Trabzonspor da Burak Yılmaz ve Onur Kıvrak'a ödenecek ücretler nedeniyle bu sıkıntıları yaşamıştı. Peki ya üç büyükler?

Kulüplerin toplam 10-12 milyar TL arasında olan borcunun çoğu Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye ait. Fakat onlar da transfer döneminin en hareketli takımlarından. Beşiktaş fazla maaş alan oyuncularını göndermek zorunda kalmışsa da, Gary Medel alacaklarını tahsil etmek için FIFA'ya başvurdu. Ancak Fenerbahçe'nin Tolgay'ın bonservisi için 3 milyon Euro ödeyecek olması siyah beyazlıların imdadına yetişti denebilir. Sarı lacivertliler son olarak Empoli'de forma giyen Miha Zajc için 6.5 milyon Euro ve Salih Uçan'ı gözden çıkardı. Yani mâli açıdan en zor durumda olduğu bilinen takım, Ali Koç'un birkaç zaman önce belirttiği gibi UEFA'nın finansal yaptırımlarını gözardı etmiş bile. İnsan düşünüyor, UEFA'nın yaptırımlarını göz ardı eden takım TFF'nin artık sert bir şekilde uygulayacağını söylediği finansal yaptırımlar karşısında acı reçeteyi de mi göğüsledi? TFF finansal yaptırımları bugün uygulayacağını söylese Fenerbahçe ne duruma düşecek, belirsizliğini koruyor. Galatasaray her ne kadar iki oyuncu satışından 15-20 milyon Euro arasında para kazanmışsa da harcamaları ve futbolculara verecekleri yıllık ücretler, kaybedilecek şampiyonluk sonrası başlarını bir hayli yakacağa benziyor.

Bir yandan mâli açıdan zor durumda olan kulüpler için çözüm üretmeye çalışılırken, kulüplerin ortadaki birçok bilinmeze karşın harcamalara inatla devam edebiliyor olması, bu kulüplerin borcu yok herhalde diye düşündürtüyor.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.