YAZARLAR

101 yaşına kadar direnen bir anneyi yenebilir misiniz?

Çok gençti bizle konuşurken Juanita yani tam adıyla Juana Meller De Pargament. "91 yaşındaydım" diyordu. -"Yok biraz daha büyüktür" dedi sonra arkadaşlar gülümseyerek, "yaşını biraz küçültüyor".- “Ne zaman ki eve dönüyorum, kapıyı açıyorum, her yerde aynı elbiseler var. Hepsi sanki bir otobüsten her an inebilir. Bütün aileler bekliyoruz. "

"Hiçbir zaman korkmadık, hiçbir zaman. Biliyor musun niye? Biz çocuğumuzu dokuz ay karnımızda büyüttük. İşte bu bizim gücümüz, biz onları istiyoruz. Onları eğittik. Onlar kültür edindiler ve onlar aşıktılar. Hiçbirimiz, hiçbir zaman korkmadık. Onların önünde çocuklarımızın fotoğraflarıyla kampanyalara başladık. Çok önemli kampanyalar yaptık. Hiçbir zaman korkmadık. Bence bizim kardeşlerimiz de mücadele edecek." Juanita ile konuşuyorduk. Arjantin’de Plaza de Mayo Anneleri'nden, 30 yıldan fazladır mücadele ediyorlardı onlar. Çocuklarını göz altından kaybeden diktatörlükten çocuklarını geri istiyorlardı. Bizle konuşmaya başlamadan önce "bir dakika" dedi Juanita. Bir beyaz baş örtüsü çıkardı çantasından. “Bu başörtü mücadelenin başından beri, her zaman bizim arkadaşımızdı. Bu bizim çocuklarımız ve kayıplarımız için bir sesleniş biçimidir.” Sarsıcı bir dille anlatıyordu, başında 30 yıllık mücadelenin simgesi…

Çok gençti bizle konuşurken Juanita yani tam adıyla Juana Meller De Pargament. "91 yaşındaydım" diyordu. -"Yok biraz daha büyüktür" dedi sonra arkadaşlar gülümseyerek, "yaşını biraz küçültüyor".- “Ne zaman ki eve dönüyorum, kapıyı açıyorum, her yerde aynı elbiseler var. Hepsi sanki bir otobüsten her an inebilir. Bütün aileler bekliyoruz. Sadece çocuklarımızın geri gelmesini, başka hiçbir şey... Bütün geçen geceler, bütün geçen günler…” Sonra 101 yaşında hayatını kaybetti. Evi hâlâ aynıydı. Juanita çocuğunu bekliyor ve mücadelesini sürdürüyordu.

Devlet her zaman şiddet tekelini elinde tutar. Bu tekel sadece tüfekler, bombalar, apoletler, yargılama, hapsetme, yasa yapma, mızıkma, yeniden yasa yapma, uymama, uymamak için yasa yapma ve yeniden mızıkmadan ibaret değildir. Şahsi kaprisler ile resmi kaprislerin yolunca yordamınca bir araya gelmesiyle, kendi cisimleşmiş meşruiyetinin eteklerinden biraz daha taştığında, şöyle bir kıpırdar koca şişman hegemonyası ve egemenlik bulaşmış etrafının üzerinden kendini yeniden inşa eder. Ancak devletin oldukça şiddetli halinin müdavimleri, mesela saf diktatörlük zamanları, bu kullandıkları şiddetin kanına tutulur şiddet yapıcıları. Bu durumu günlük kullanım biçiminde her alanda icra etmeye başladıklarında, karşı tarafın üstünde hile, desise ve zor ile sağladıkları meşruiyetlerini de kaybederler. Çünkü şiddet, hiçbir şiddet salt tüfeng ile var olmaz. Buna karşı iyi de kötü de olsa da razı ettikleri, işin çığırından çıktığının farkına vardığı andan itibaren çöküş başlar.

Dünya Forum: Arjantin’in Plaza de Mayo AnneleriDünya Forum: Arjantin’in Plaza de Mayo Anneleri

İktidar koca bir ekonomik krizi her yola başvurarak dizginlemeye çalışırken buna yönelik bir muhalefeti, klasikleşmiş muhalif alanlar üzerinde yoğunlaştırdığı şiddet ile henüz başlamadan bastırarak, muhtemel doğacak her muhalif alanı tehdit ediyor. Anneler üzerine uygulanan bu şiddet, bu yüzden sadece akıl dışı bir polisiye önlem değil aynı zamanda bütün muhaliflere karşı bir göz dağı uygulamasıdır. Devlet açısından bu kullandıkları yöntem yakın vadede, anneleri bir arka sokağa iterek başarılı gibi görünebilir ama bu dünyada meşruiyetin en üst simgesi olan annelerin, kendi çocuklarını istemesi talebini yenemez. Arjantinli anne Juanita'nın "Bu nedenle biz ne pardon denilmesini istiyoruz, ne de onların unutulmasını. Bir baba aç çocuklarını doyurmak için ekmek çalıyor ve hapse atılıyor ama bizim 30 bin çocuğumuzu öldürenler hâlâ serbest. Bizim mücadelemiz hâlâ bitmedi. 30 yıldır mücadeleyi sürdürüyoruz. Bunun için biz ant içiyoruz. Soruyoruz hapishaneler var, hücreler var. Neden onlar hapishaneye gitmiyorlarmış?" deyişindeki basit ve dehşetli gerçek karşısında hiç bir kurumsal şiddet mekanizması duramaz.

Kendisini kan tutmuş şiddetin devşirilmiş aparatları şunu bilsin ki şimdi duvara işediler.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...