YAZARLAR

Sanat için bahane: Kutuda Sanat Var

Türkiye'de sanat alanındaki ilk girişimlerden Kutuda Sanat Var kurucusu Sarp Süerdaş'la çalışmalarını konuştuk. Her ay sanat malzemelerinden bir kutuyu abonelerine gönderen girişim sanat üretimi için bahane sunuyor.

Türkiye'de sanat üretimiyle haşır neşir olmak eğer profesyonel değilseniz çoğunlukla lisedeki son resim-iş dersinde bıraktığımız bir şey. Yetişkinler arasında hobi olarak da olsa üretim yapmak çok küçük bir kitlenin hobisi. Kutuda Sanat Var girişimi de bu algıyı yıkmak için her ay abonelerine "sanat bahaneleri" gönderiyor. Girişimi, kurucusu Sarp Süerdaş'tan dinledik.

.

Kutuda Sanat Var nasıl bir düşünceden yola çıktı? Bir yılı aşkın süredir çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Bu süreçte nasıl bir topluluk oluşturdunuz?

Kutuda Sanat Var, hepimizin, her gün, yaratıcılık, sanat ve hatta daha geniş çerçevede üreten olmamak için uydurduğumuz bahaneler sayesinde oluştu. Başkalarının ürettikleri işlere sosyal medyada bakmaya ve imrenmeye ne kadar alışıksak, kendimizi yeteneksiz olarak addetmeye, yaratıcılığımızı kullanmamak için pek çok bahane üretmeye de bir o kadar alışığız. Çizim konusunda herhangi bir iddiası olmayan bir görsel tasarımcı olarak, yıllarca bu bahaneleri duymak ve benim yaptığım en basit çalışmalara dahi abartılı tepkileri almak, aslında herkesin üretmek için küçük bir desteğe ihtiyacı olduğunu ve insanların kendileri için uydurdukları türlü bahaneleri ancak daha güçlü bir bahane üreterek yıkabileceğimi bana hissettirdi. Kutuda Sanat Var da tam olarak bu noktadan yola çıktı. Yaratıcılığı keşfetmek için yalnızca denemenin yeterli olduğu bilinciyle, üretmemeye dair tüm bahaneleri bir kenara atıp, tek ihtiyaç duyduğumuz bahane olan sanatı kutuya koymaya başladık.

Mart 2018 itibari ile 14'üncü sanat kutularımızı gönderdik. Bu süre zarfında, sosyal medya hesaplarımız üzerinde kutu sanatçılarımızla beraber, Türkiye’den amatör ve profesyonel sanatçıların da işlerini öne çıkarttık. Bir yıl gibi kısa bir sürece aktif olarak işlerini sergilememiz için bizlerle paylaşan, her yaştan yaratıcı bireylerden oluşan keyifli bir sanat topluluğu olduk.

Aboneleriniz kimlerden oluşuyor? Hangi şehirlerden, hangi yaş grubundan? Abonelerinizle nasıl etkileşim kuruyorsunuz?

Kutuda Sanat Var’ın abone kitlesi çok geniş bir yelpazeye yayılıyor ve aslında Türkiye’nin renkli ve canlı yapısını özetliyor. Şu an itibari ile en küçük abonemiz sekiz ve en büyük abonemiz 87 yaşında, ve bu ay itibari ile şu ana kadar Türkiye’nin 81 ilinin 42’sine sanat kutularımızı ulaştırdık.

Sarp Süerdaş

Üfleyerek Boyama, Kitapları Ayıralım, Ben de Picasso'yum!, Modern Kaligrafi gibi her ay bir "sanat bahanesi"yle paketler oluşturuyorsunuz. Bu temaları neye göre seçiyorsunuz? Kutuların içeriğini nasıl oluşturuyorsunuz?

Sanat kutularında her ay sunulan sanat bahaneleri, adı üstünde, yalnızca bizi üretmeye teşvik etmek ve yaratıcılığımızı harekete geçirmek için birer bahaneden ibaret. Kutuda Sanat Var kutularında her ay farklı profesyonel malzemeleri bir araya getiriyoruz ve sanat bahanemiz ile bu malzemelerimizi bir arada kullanabilmek için bir ipucu ortaya koyuyoruz.

Kutu içeriklerimizi ve sanat bahanelerimizi, her ay kutu sanatçılarımızın bahanelerimize katılım oranları ve beğeni seviyesine göre dinamik bir şekilde belirliyoruz. Amacımız herkesin içindeki sanatçıyı keşfetmesi olduğu için, teşvik edici ve heyecanlandırıcı temalar çerçevesinde kutularımızı hazırlamaya çalışıyoruz. Bu noktada aldığımız geri bildirimler ve yapılan çalışmaları yakından takip ediyor olmamız önemli.

Aynı zamanda Türkiye'deki ilk sanat odaklı girişimlerden birisiniz. Türkiye, sanat ve girişimcilik alanında sizce sanatta nerede duruyor? Ve ileride ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?

Evet, Kutuda Sanat Var’ı kurarken dahi Türkiye’nin ilk sanat odaklı girişimlerinden biri olduğumuz söylendiğinde bu kulağıma çok aykırı gelmişti. Bu durum; projemizi daha değerli bir noktaya taşısa da, ülkemiz için daha gidilmesi gereken çok büyük bir yol olduğunu gösteriyor. Türkiye’de şu anda sanat adına çok değerli girişimler var, yenileri ortaya çıkmaya da devam ediyor. Önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğine de eminim. Kutuda Sanat Var’ın gördüğü gibi, pek çok kişi farklı noktalardan aynı sorunu görüyor ve çözüm üretmek için çaba sarf ediyor. Dolayısı ile sanat ve girişimcilik söz konusu olduğunda, sanat aslında konunun merkezinde duruyor. Sanat ve yaratıcılık, Türkiye’de alanın bakirliğine bakılarak yalnızca ticari bir beklenti ile girilecek bir iş değil. Sanat; gerçek anlamda bu konuya değer veren, bu alandaki sorunlara çözüm ve fayda üretmek için kendinden feragat etmeye hazır kişilerin ilgilendiği, girdiği bir alan. Çok da uzatmadan beklentimi şöyle özetleyebilirim; çözüm üretmek için çok hevesli ve çok zeki insanlar hızla ellerini taşın altına koyuyorlar ve ben her geçen gün daha da iyi düşünülmüş girişimler ile karşılaşacağımızı düşünüyorum.

Birinci yılınız vesilesiyle Impact Hub İstanbul'da abonelerinizin işlerinden oluşan bir sergi gerçekleştirdiniz. Aynı zamanda sosyal medyada etiketlerle abonelerinizi işlerini paylaşmaya teşvik ediyorsunuz. Sizce profesyonel olarak sanat üretimi gerçekleştirmeyen kişilerin işleri nasıl bir anlam teşkil ediyor?

Hem bireysel olarak ben, hem de Kutuda Sanat Var duruş olarak sanatı ve yaratıcılığı deneyimlemeyi, kendini ve içindekini ifade etmenin bir yöntemi olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla her ne kadar yapılan işin algılanışı ve beğenisi fark gösterse de, samimiyetle ve kişinin özünden oluşturulmuş bir sanat/yaratıcılık çalışmasının anlamının, profesyonel ya da amatör olarak fark teşkil ettiğine inanmıyoruz.

Kutuda Sanat Var olarak ileride ne gibi çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz?

2018 bizim için çok değerli bir yıl, çünkü bu sene Kutuda Sanat Var’ın ayakları yere çok sağlam basan bir sanat girişimine evrildiği yıl. Bu yıl Kutuda Sanat Var ile; aylık kutu buluşmaları, yeni kutu projeleri ve sanat atölyeleri gibi, sanatı daha fazla insana bulaştırmak için hazırladığımız birçok yeni projeye başlayacağız.

Ayrıntılı bilgi için: https://kutudasanatvar.com/