YAZARLAR

Afrin düğümü nasıl çözülecek?

Afrin pazarlıkları iç politikayı nasıl etkiler? Önümüzdeki dönemde iktidarın Kürt politikasında değişiklik olur mu? Rusya bugüne kadar sessiz kaldığı Türkiye’ye karşı sertleşir mi? Suriye/İran ile Rusya arasında Türkiye nedeni ile sorun çıkar mı? Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında aldığı yerlerde gelecek için planları ne? Bu soruların cevaplarının alınacağı günler çok uzak değil gibi görünüyor.

Afrin’e yönelik harekatta çok kritik noktaya gelindi. TSK ve ÖSO unsurları artık merkeze birkaç kilometre uzaklıktalar.

Gelinen aşamada bazı soru işaretleri ve ihtimaller ortaya çıkıyor. Suriye’den bir kaynak Kürt temsilcileri ile Suriye yönetimi arasında görüşmelerin halen devam ettiğini belirtti. Ancak Rusya temsilcilerinin de katıldığı bu görüşmelerden somut bir sonuç çıkmadığı ortada. Sahada ise Afrin için ortaya atılan birçok iddianın sınanacağı günler geldi çattı.

Operasyon başladığında Kürt kaynaklar kırsalda direnmenin anlamsız olduğunu ve asıl direnişin merkezde olacağını savunuyordu. Bir direnişin olup olmayacağı bugün yarın ortaya çıkacak. Direnişin olup olmayacağını belirleyecek nedenlerden birinin çok taraflı pazarlıklar olduğu belirtiliyor.

İmralı’dan Kandil’e, HDP’ye, PKK’ya, YPG’ye, ABD’ye, Moskova’ya, Şam’a uzanan pazarlıklardan Afrin için nasıl bir sonuç çıkabilir?

ABD’nin (tek) derdinin Kürtler olmadığı, asıl amacının Suriye’de kendi hakimiyet alanını tahkim etmek olduğu Afrin’e yaklaşımından net bir biçimde ortaya çıktı. Tersi olsaydı ABD “YPG’ye karşı savaş IŞİD ile mücadeleyi olumsuz etkiliyor” açıklamaları ile yetinmek yerine daha somut adımlar atardı. Rusya’nın Afrin ve Kürt politikalarına sert tepki gösteren Kürt cenahının ABD’nin bu tavrına sessiz kalması manidar.

Türkiye ile ABD arasında Afrin ve diğer bölgeler için anlaşmazlığın yanısıra süren pazarlıklara PKK ABD tarafında ve böylece dolaylı olarak katıldı mı?

Bunun böyle olup olmadığı önümüzdeki birkaç gün içinde belli olacak. Afrin’de direniş olmazsa bu Kürtler açısından sadece askeri nedenlerle açıklanacak bir durum değil. “Ölüm kalım savaşı verildiği bir sırada” diğer bölgelerden Afrin’e sınırlı güç kaydırılması, İmralı’dan bir açıklamanın çıkmaması, HDP’nin grup toplantıları ile sınırlı tepkilerle yetinmesi Afrin için pazarlık masasında bulunanların sadece devletler düzeyinde olmadığı anlamına mı geliyor?

ABD Afrin karşılığında Türkiye ve Kürtleri Fırat’ın doğusu için “ikna etmiş” olabilir mi? Bu durumda Türkiye’de iktidar, görmezden geldiği Rojava bölgesine bulaşma riskine girmeden “Fırat’ın batısında teröre karşı büyük zafer elde etmiş”, Kürtler de Fırat’ın doğusunda “Türk tehdidini” savaşmaya gerek kalmadan bertaraf etmiş olacaklar.

Böyle bir olasılık Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde “fabrika ayarlarına” döneceği anlamına gelir mi? Eğer öyle olursa ABD son dönemde Türkiye’ye yatırım yapan Rusya’nın elinden sadece Kürtleri değil, Erdoğan’ı da almış olacak. Bu durumda Rusya’nın tavrı ne olur?

Rusya Kürtlerle daha önce pazarlık yapmış ancak Kürtleri kendi eksenine çekemeyince “ders almaları için” Türkiye’ye yol vermişti. Ancak bu “yol vermenin” bir başka boyutu var: Putin sessiz kalarak Suriye’de bir Türk varlığına da onay vermiş oldu. Şam ise (aslında) kendisi için kabul edilemez bu durum karşısında Rusya’nın tavrı nedeniyle harekete geç(e)medi. Afrin konusunda Şam ile Moskova arasında Zeytin Dalı harekatının sınırları ile ilgili sorun yaşanıyor olabilir mi? Suriye de Moskova gibi “Kürtlerin ders almasını” istiyordu ancak sahadaki gelişmeler gidişat Şam’ın öngördüğünden fazlasına doğru evriliyor gibi.

Afrin operasyonu Türkiye’nin istediği şekilde devam eder ve sonuçlanırsa Şam açısından yeni bir durum doğacak ve Şam Kürtleri kaybetmekle kalmayacak aynı zamanda topraklarında uzun yıllar sürebilecek yeni bir “Golan sorunu” yaşayacak. Diğer yandan olası İdlib operasyonu Suriye ordusu için çok daha zor bir hal alabilir.

ABD – Türkiye olası anlaşmasının doğrudan ilk sonucu ise Rusya açısından daha ağır olabilir: Rusya Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunu ABD’ye, batısını ise Türkiye’ye bırakmış olacak. Rusya ABD ile sahada doğrudan karşı karşıya gelemeyeceği için Fırat’ın doğusu ile ilgili tavrı anlaşılabilir ama Putin İdlib’e kadar girmiş güçlerini çıkartması konusunda Erdoğan’ı ikna edebilmek için bir hayli çaba sarfetmek zorunda kalabilir.

Bütün bu tahmin ve iddiaların yanında diğer olasılık Afrin’de büyük bir direnişin gösterilmesi. Kürtlere yakın kaynaklar arasında direnişin çok çetin olacağını hatta 2006 Hizbullah – İsrail savaşında Hizbullah’ın direnişine benzer bir direnişin sergileneceğini öne sürenler de var.

Bütün bu iddiaların doğrulanıp doğrulanmayacağını ve şu ana kadar direnişin olmamasının taktiksel olup olmadığını da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Bütün bu gelişmelerin ortasında en sessiz olanı kendi topraklarında çeşitli tarafların savaştığı Suriye yönetimi. Suriye ordusu Guta’da operasyonlarını sürdürüyor. Duma ve Harasta’nın birbirlerinden ayrılması ile operasyonda yeni bir aşamaya gelindi. Kalan bölgelerin yaklaşık 15 gün içinde tamamen kurtarılması öngörülüyor.

Tam da bu sırada Dera’da bir hareketlenmenin olabileceği haberleri gelmeye başladı. Savaş Suriye yönetimi açısından iki cephede devam edecek. Kuzeyde İdlib ve Güneyde Dera. ABD’nin bulunduğu Ürdün sınırı (Tenef) ve Fırat’ın doğusu daha sonraki hedefler olarak duruyor. Bugünlerde Afrin’de yaşanacak gelişmeler ise sadece Suriye için değil Türkiye ve iç politikası, Rusya ve İran için de yeni olasılıkları ve mücadele alan ve şekillerini gündeme getirecek gibi görünüyor.

Afrin pazarlıkları iç politikayı nasıl etkiler? Önümüzdeki dönemde iktidarın Kürt politikasında değişiklik olur mu? Rusya bugüne kadar sessiz kaldığı Türkiye’ye karşı sertleşir mi? Suriye/İran ile Rusya arasında Türkiye nedeni ile sorun çıkar mı? Türkiye varlığını sürdürürse bu durum Suriye ordusunun olası İdlib harekatında karşılaşmalara neden olur mu? Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında aldığı yerlerde gelecek için planları ne? ABD’nin Fırat’ın doğusu ve Tenef bölgesindeki geleceği nasıl şekillenecek ve ne kadar sürecek?

Bu soruların cevaplarının alınacağı günler çok uzak değil gibi görünüyor.


Musa Özuğurlu Kimdir?

Gazeteci. Mesleğe 1994 yılında başladı. Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010 yılında TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016 yılına kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.