YAZARLAR

Böyle buyurdu Ricardo...

23'üncü haftanın derbi mücadelesini kazanan Beşiktaş, şampiyonluk yarışına yeniden güçlü bir şekilde geri döndü. Quaresma ise uzun bir süre sonra bir maça damgasını vurdu.

23 haftanın geride kaldığı Süper Lig'de, zirvedeki puan farkları iyice büzüldü, yok denecek kadar az hale geldi. Her takım birbirine avans verircesine böyle çekişmeli bir puan durumunu istiyor gibi davrandı. Bundan sonrasını baştan beri yukarıda olanlar mı, yükselişe geçenler mi iyi bitirecek, göreceğiz.

FENERBAHÇE BÜKEMEDİ, BÜKÜLDÜ

Ligin açılış maçında kimse Galatasaray'ın Bursaspor'a takılacağını beklemiyordu. O nedenle tüm gözler Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine çevriliydi. Kaybettiği taktirde ligde de yarıştan kopacak olan Beşiktaş, “ikinci yarılarda, maçların sonuna doğru rakiplerimizi bükeceğiz” diyen Aykut Kocaman'ın söylediği gibi, sarı-lacivertlileri adeta büktü.

Fenerbahçe, maçın başında rakibini çok iyi kilitlemişti oysa. Özellikle ikinci yarıda maçın yıldızlarından biri olan Tolgay Arslan, bu dönemde takımın en kötüsüydü. Fenerbahçe'nin maçın başında bulduğu gol kendileri için ulaşılacak hedefi çok erken belirledi. Ondan sonra da sarı-lacivertliler daha fazlasını bir türlü istemedi ya da isteyemedi. Çünkü Şenol Güneş, uzun süredir şahit olmadığımız şekilde oyuncu değiştirmeden oyun değiştirerek, tıkanan Beşiktaş kanallarını açtı. Orta sahayı çok iyi kapatan rakibinin taktiğine karşılık oyunu enlemesine genişleterek oynamaya başladı.

MEDEL VE ADRİANO'NUN SUNDUĞU GENİŞ İMKÂNLAR

Bu şekilde oyun üstünlüğünü alan Beşiktaş, ikinci yarının başında gelen golle de bu üstünlüğü hiç bırakmadı. Fenerbahçe gol haricinde kendi yarattığı bir pozisyon yaşayamadan maçı bitirdi. Medel'in çıkardığı topta bile pozisyonu Fabri'nin tezcanlılığıyla kazandılar.

Şenol Güneş'in herkes tarafından çok beğenilen hamlelerini yapmasındaki en önemli isimlerse Medel ve Adriano oldu. Hücum hattında bir oyuncuyu kanattan alıp destek forvet yapmakla, savunma göbeğini oyun içerisinde değiştirmek arasında çok fark var. Medel orta saha orijinli olsa da Arjantili Mascherano'nun Barcelona'daki performansı gibi stoperde çok daha faydalı oluyor. Çevik, güçlü, akıllı ve harika zıplayabilen bir oyuncu. Fernandao'yla bile hava topu mücadelesine rahatlıkla çıkabiliyor.

Adriano da benzer şekilde bir avantaj sununca sol açığa Tosiç'in geçmesi bile sorun yaratmıyor. Savunmada işler oturunca takımını bir yelpaze gibi açan Şenol Güneş'in amacı, Ricardo Quaresma'ya hünerlerini gösterebileceği boşluklar yaratmaktı. Sonuçta bunu başardı. Quaresma da bu taktiğe çok iyi uyum sağlayınca Beşiktaş rakibine top göstermeden oynamaya başladı. Fenerbahçe'nin iki beki Şener ve Isla'nın sarı kartla oynaması, Beşiktaş'ın işini daha da kolaylaştırdı.

Quaresma, pazar akşamı oyuna liderlik etti. Attığı trivela golüyse Fenerbahçe'nin gardını düşürürken, stadyumda müthiş bir stres boşalmasına yol açtı. Sonuçta oynamak isteyen takım, durdurmak isteyen takımı geçti. Bu, her şeyden önce, futbol adına önemli bir sonuç oldu.

BAŞAKŞEHİR BULUNDUĞU YERE YAKIŞAN FUTBOLU OYNAMIYOR

Haftanın kapanış mücadelesinde Başakşehir, Gençlerbirliği ile berabere kalınca liderlik şansını kaybetti. Başakşehir'in bu maçta verdiği görüntü hiç de şampiyonluğa yürüyen bir takıma uygun değildi. Ne tribünleri dolu ve etkiliydi ne de oynadıkları oyun. Gençlerbirliği, rakibine oranla çok daha fazla pozisyon üretti. Fakat ileride top tutacak, oyunu oraya taşıyacak bir santraforları olmayınca son bölümde baskı yediler. Yenilmezlik serisini 10 maça çıkaran Gençlerbirliği puan olarak rahat bir durumda olmasa da haftalar ilerledikçe küme düşme korkusundan uzaklaşacak gibi.

Galatasaray, Bursaspor'u 5-0'la geçti. Tam da bu nedenle, iki takım arasındaki oyun ve kalite farkı nedeniyle, ortada bir “karşılaşma” olmadı. Tek taraflı geçen ve kimin kazanacağının belli olduğu bir maç, sadece iyi olan takımın taraftarlarını mutlu etmeye yetiyor, izlemesi o kadar keyif vermiyor. Bursaspor ise ligin sonunda kâbus görmeye doğru adım adım ilerliyor.

TEK DEPLASMAN GALİBİ

Haftanın tek deplasman galibi Trabzonspor oldu. Ev sahibi Alanya'nın daha etkili göründüğü maçta, Burak Yılmaz'ın arzusu galibiyette öne çıktı. Fakat Burak, 90+5'inci dakikada öyle bir kart gördü ki, takımının hücum gücünün yarısı olduğunu bilmezmiş gibi Beşiktaş maçında sahada olmayacak.

Haftanın dikkat çekici performanslarından birini de Demba Ba gösterdi. Sayılmayan iki golü de dahil 3 muazzam gole imza atan Senegalli'nin hırsı görülmeye değerdi.

ŞAMPİYONLUK ÖNGÖRÜSÜ

Galatasaray liderlik koltuğunda otursa da ligin favorisi konumuna Beşiktaş geldi. Siyah-beyazlıların diğer şampiyonluk adaylarından en büyük farkı, iç saha ve deplasman oyunlarında çoğunlukla oyuna hükmeden taraf olmaları. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin deplasmanlarda yaşadığı oyun sıkıntısını Beşiktaş yaşamıyor. Fakat siyah-beyazlılar 2-1 kaybettikleri Sivas ya da 1-1 berabere kaldıkları Konya maçları gibi, oyundaki üstünlüklerine bakarak farklı önde kapatacakları mücadeleleri puan kaybıyla geçebiliyor.

Galatasaray'ın deplasman fobisinin yanında -ki Fenerbahçe ve Başakşehir deplasmanlarına gidecekler- içeride de Beşiktaş ve Trabzonspor'la oynanacak olması, liderliklerinin kalıcı olmasının güçlüğünü gösteriyor. Benzer şekilde Fenerbahçe de yaratıcılıktan yoksun oynadığı futbolla armasının gücüyle daha ne kadar ileriye gidebilir? Başakşehir ise bu hafta seyircisi olmayan bir takımın işinin ne kadar zor olduğunu gösterdi.

Kırılgan ama iyi futbol oynayan Beşiktaş bence bir adım önde. İç sahada her şeye rağmen çok üstün olan ve Fatih Terim'in tecrübesine sahip Galatasaray, siyah-beyazlılarla çekişecek gibi. Başakşehir ve Fenerbahçe ise bugünden görüldüğü kadarıyla 3.'lük mücadelesi verecekler gibi duruyorlar...