YAZARLAR

Grup Tillo

Günaşırı icra ettiğim “Bakalım TRT Kurdî’de halen Kürtler halay çekiyor mu?” başlıklı deneylerimden birinde gördüm şarkının klibini. Klibin başını kaçırmıştım, sonradan izlediğimde anlıyorum ki birinci dakikasına yetişmişim meğer. İlk tesadüf ettiğimde erbaneler vardı ekrana, ben gene halaya yordum meseleyi. Ama başkaymış mesele, meğer AK Parti’nin seçim şarkısıymış.

Tillo, Siirt’e bağlı bir ilçe. Bir dönem “Aydınlar” denmiş, 2013’te meclise sunulan yasa teklifiyle eski adına, Tillo’ya dönmüş. Toplam dört bin kişinin yaşadığı söyleniyor girişi yasak olan dijital ansiklopedide. Girişi yasak aynı ansiklopedide “Doğu Anadolu’da din eğitiminde önemli yeri olan medrese kültürünün önemli merkezlerinden birisiydi,” bilgisi de var. Tillo’da doğmuş pek çok İslam âlimi bu medreselerde yetişmiş. Şeyh Mücahid, İsmail Fakirullah, Şeyh Mansur gibi isimlerin yanında, adına epeyce aşina olduğumuz Erzurumlu İbrahim Hakkı da sayılıyor. Erzurum Hasankale doğumlu Marifetname yazarı İbrahim Hakkı’nın kabri Tillo’da imiş.

Aydınlar isminden Tillo’ya dönüş meselesi, başka bir şey çağrıştırdı. Konuyu dağıtmak olsun. İnternetteki –henüz yasaklanmamış– açık kaynaklardan izliyoruz. 1954 yılında yapılan seçimlerin ardından Kırşehir ilçe yapılır. Neden? Demokrat Partililerin ve Menderes’in siyasi hasmı Osman Bölükbaşı yüzünden. Bölükbaşı’nın güçlü bir hatip olduğu söylenir. 2 Mayıs 1954’teki seçimlere Bölükbaşı’nın liderlik ettiği Cumhuriyetçi Millet Partisi 45 ilde katılır. Fakat, sadece bir ilden, Kırşehir’den beş milletvekili çıkarır. Bunun ardından Kırşehir ilken ilçe haline getirilir. Bölükbaşı bu durumu “Kırşehir faciası” olarak anar; Menderes cevaben “Kırşehir faciası diyorlar, eğer memlekette ilçe kalmak facia ise, hemen söyleyelim ki, memleketimizde halen 500 ilçe vardır. Onlar da bu hale göre facia içindeler,” der. Bu esnada, Nevşehir il olur. 1957 erken seçimlerinde Kırşehir tekrar il yapılır; aynı yılın Ekim ayındaki seçimlerde Bölükbaşı gene Kırşehir milletvekili olarak meclise girer. Tillo’ya dönelim.

Milliyet’in 22 Eylül 2015 tarihli haberinin başlığına bakıyoruz: “Grup Tillo’nun ‘Ortağız Bir Namusa’ şarkısı sosyal medyayı salladı”. Başlığın altındaki anons da şu şekilde: “AK Parti’nin yeni seçim şarkısı ‘Ortağız Bir Namusa’ sosyal medyada büyük ses getirdi. Grup Tillo’nun, Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca seslendirdiği ‘Ortağız Bir Namusa’ şarkısı barış mesajları verdi.” Üstünden iki yıl geçmişken nereden çıktı bu şarkı diyen olabilir, doğrudur; cevabım basit: Günaşırı icra ettiğim “Bakalım TRT Kurdî’de halen Kürtler halay çekiyor mu?” başlıklı deneylerimden birinde gördüm şarkının klibini. Klibin başını kaçırmıştım, sonradan izlediğimde anlıyorum ki birinci dakikasına yetişmişim meğer. İlk tesadüf ettiğimde erbaneler vardı ekrana, ben gene halaya yordum meseleyi. Ama başkaymış mesele, meğer AK Parti’nin seçim şarkısıymış. Bir partinin propaganda şarkısının devletin televizyonunda, herhangi bir ibare/uyarı olmadan yayınlanması kısmını geçiyorum, şarkıya geçiyorum.

Vurmalılardan erbane, üflemelilerden kaval ve zurna, yaylılardan kemençe, icracıların boynundaki poşular derken zaten ses ve görüntü ile bol mecaza maruz kalıyoruz. Ama esas hadise birkaç jestte ve şarkı sözlerinde kendini faş ediyor.

Sözleri Milliyet’in bahsi geçen nüshasından alıntılıyorum [özgün imla ile]:

“Hep beraber yaşadık bu vatan toprağında/ Kardeş etmiş bizleri, emrediyor Kur’an’da/ Li Qur'anê binêrin, Xweda wanî gotiye/ Müslüman tev bira ne, qetla însan herame ( Kürtçe manası : Kur’an’a bir bakın şöyle, Allah emrediyor böyle : Müslümanlar kardeştir, insanı öldürmek haramdır )/ Edirneden Şırnağa, Hatayından Samsuna/ Kırklarelinden Van’a, Artvin’den Karaman’a/ Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta/ Piştame bi hev gredaye namusameji yeke/ Ne bir karış topraktan, Ne de bir vatandaştan/ Kürt ile Türk kardeştir, ayrılmaz et tırnaktan/ Kullu muslimin ihveh, cealennellahu ihveh/ Li vekfi kahr el umme es sulhu hayrun ya ihveh ( Arapça manası : Müslümanlar kardeştir, Allah bizleri kardeş eyledi. Yeter artık üzülmesin analar. Barış içinde yaşamak en hayırlısıdır )/ Tekirdağ’dan Ağrı’ya, Rize’den Adana’ya/ Muğla’dan Ardahan’a, Mersin’den Giresun’a/ Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta/ Babamın sözü bana elletme vatanına/ Kanım var toprağında kem baktırmam ben sana/ Babamın sözü bana elletme vatanına/ Kanım var toprağında kem baktırmam ben sana/ Siirt’ten Sakarya’ya, Bartından Antalya’ya/ Hakkari’den Aydın’a, Antep’ten ta Sinop’a/ Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta/ Diyarbakır’dan Uşak’a, Mardin’den Zonguldak’a/ Balıkesir’den Muş’a, Urfa’dan Trabzon’a/ Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta/ Namuse ma yewo ma raşt xo daw yowbinun/ Şöyle bak şu cihana Türkiyem halin başka/ Kardeş gelme oyuna bölünmeyiz biz asla/ Şöyle bak şu cihana Türkiyem halin başka/ Kardeş gelme oyuna olmayız paramparça Tekirdağ’dan Ağrı’ya Rize’den Adana’ya/ Muğla’dan Ardahan’a, Mersin’den Giresun’a”.

Haberde bir kafa karışıklığı var gibi, şöyle deniyor içerikte: “Yenikapı’da düzenlenen ve cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitinginde de çalınan Grup Tillo’nun ‘Ortağız Bir Namusa’ şarkısı sosyal medyada ve video paylaşım sitelerinde günün en çok konuşulan ve paylaşılanları arasına girdi. Son dönemde yaşanan terör olayları üzerine Kürt halkından bir ses yükselmesi gerektiğini düşünen Grup Tillo üyeleri; ortak vatan ve ortak namus düşüncesi ile bu parçayı hazırladılar.” Bu bilgiye göre seçim şarkısı değil ama belli ki miting meydanında kullanılmış. Ve miting meydanından bu yana da, en azından TRT Kurdî’de çalmaya devam ediyor.

Grup Tillo

Şarkıdaki kardeşlik diskuru, etle tırnak meselesi, sırt sırta vermek bağlamı evvel eski kullanılan şeyler. Sözlerin semiyolojisine uzun uzun girmeyeceğim. Fakat bunca “mühim” bir meseleyi, oldukça tartışmalı bir cinsiyet bağlamına oturtmak tuhaf. Ve asıl tuhaflık, bana da bu yazıyı yazdıran jest: Üç solistten ortadaki ekseriyetle Türkçe kısımları icra ediyor. Onun sağındaki sakallı beyefendi de Kürtçe kısmı. Üçü de erbane çalıyorlar, iyi de ediyorlar. Klibin üçüncü dakikasının ortalarında “Kardeş gelme oyuna, bölünmeyiz biz asla” kısmında, şarkıyı esas icra eden ve merkezde duran aksakallı beyefendi, sağına dönüyor. Kürtçe söyleyen gence. “Kardeş,” diyor anlayışlı bir yüz ifadesiyle. “Gelme oyuna”. Ardından belli belirsiz bir tebessüm yayılıyor yüzüne. “Diyarbakır’dan Uşak’a, Mardin’den Zonguldak’a” deniyor ardından. Aklıma bir milli eğitim sürgünü geliyor. Kürtçe şiirler yazan çok iyi bir şair öğretmeni memleketi Kızıltepe’den Zonguldak’a sürmüşlerdi.

Yaşıyoruz, sessizce.


Mehmet Said Aydın Kimdir?

1983 Diyarbakır. Kızıltepeli. Türk Dili ve Edebiyatı okudu. Üç şiir kitabı var: “Kusurlu Bahçe” (2011), “Sokağın Zoru” (2013), “Lokman Kasidesi” (2019). “Kusurlu Bahçe” Fransızcaya tercüme edildi (2017). “Dedemin Definesi” (2018) isimli otobiyografik anlatısı üç dilli yayımlandı (Türkçe, Kürtçe, Ermenice). Türkçeden Kürtçeye iki kitap çevirdi. BirGün ve Evrensel Pazar’da “Pervaz” köşesini yazdı, Nor Radyo’da “Hênik”, Açık Radyo’da “Zîn”, Hayat TV’de “Keçiyolu” programlarını yaptı. Editörlük yapıyor.