YAZARLAR

Ukrayna Savaşı-3: Yeni 'Demir Perde' örülüyor, bu kez Batı tarafından

Rusya her sorunu şiddet ve silahla çözmek isteyen bir ülke olarak algılanıyor, korku yaratıyor. Bombalardan kurtulmak için yer altında, metrolarda yaşayan Kievli insanlar, hayatlarının kalan kısmında Rusya hakkında nasıl düşünürler acaba?

Cenazeler gönderiliyor Rusya’nın farklı cumhuriyetlerine ve kentlerine. Ukrayna’da hayatını kaybeden askerlerin cenazeleri.

Ukrayna’da da çoğu genç insanlara ait çok sayıda cenaze kaldırılıyor.

Binlerce hayat söndü ve sönmeye devam ediyor.



Rusya-Ukrayna savaşı 12. gününde. Kiev'i birkaç günde, bilemedin bir haftada alacağını düşünen Moskova yönetimi zorlanıyor.

Mart ayı sonuna kadar savaş biter mi, yoksa daha uzar mı? Rusya, Ukrayna’nın tümünü (veya birkaç batı kenti dışında neredeyse tümünü) almak yerine askerî stratejisini güney ve doğu bölgeleriyle mi sınırlar; Kiev’i toptan alamazsa geçmişin Berlin’i gibi başkent ikiye mi bölünür? Bu ve benzeri soruların cevapları henüz belli değil. Ama Kremlin'in askerî konuların dışında yaptığı bazı hesap hataları da ortada.

Başlatılan savaşta Ruslara Ukrayna içinden hiçbir ciddi destek gelmedi (nüfusun yüzde 17’si Rus). Ayrıca 2014 Kırım istilasına kıyasla bugünkü geniş kapsamlı savaşa Rusya yurttaşlarının pek olumlu bakmadıklarını söyleyebilirim (biliyorum, bu tartışmalı bir konu; Rusların ezici çoğunluğu ABD ve NATO'ya düşman ve bu hat üzerinden lider Vladimir Putin’in destek aldığı söylenecek/söylenebilir ama her iki ülkede de birçok ailede Ruslarla Ukraynalılar birbirine karışmış durumda, milyonlarca Rusya yurttaşı bombalanan Ukrayna kentlerindeki akrabaları ve dostlarıyla ilgili derin üzüntü ve kaygı hissediyor).

RUSYA, BATI’NIN TEPKİSİNİ HESAPLAYAMADI

Hesap hatalarından biri de Batı'nın tepkisini iyi öngörememek oldu. Şu ana kadar açıklanan yaptırımlar bile 2014'de ilan edilenlerden çok daha güçlü. Üstelik devamı da gelecek gibi. Son yıllarda yaşanan pratik, bize "Ruslar bu yaptırımlarla boyun eğmez" dedirtiyordu. Ama yakın zamanda Rusya ekonomisinin geçmişte yaşadığı krizlerden daha şiddetlisiyle sarsılması ihtimali var. Belki daha bu haftalarda bazı malların fiyatı ciddi olarak artabilir, bazıları bulunamayabilir.

Batı’dan gelen ekonomik yaptırım yağmuru çok çeşitli: Aeroflot ve diğer Rus havayollarının uluslararası uçuşları durduruldu. Visa ve Mastercard Rusya’ya veda etti. Apple, Samsung, Microsoft, Cisco Systems, Panasonic, Prada, Puma, IBM ve daha çok sayıda şirket Rusya’ya satış yapmayacağını açıkladı. Pek çok Batı ürünü otomobil artık Rusya’da satılmayacak ve üretilmeyecek. Ikea’nın bildirdiği kapanma tarihinden önceki gün mağazaların önünde devasa kuyruklar oluşması ilginçti.



Rusya SWIFT sisteminden çıkartıldı. Bu arada devletin döviz rezervinin yurtdışındaki önemli bölümü Batı tarafından bloke edilmiş durumda ve içerde "Merkez Bankası buna hazır değil miydi?" tartışması yaşanıyor.

Bütçe gelirlerinin aslan payı enerji ihracatından karşılanan Rusya'nın ana müşteri olan Avrupa'nın kapıları da yavaş yavaş kapanmaya başladı. Belki bir süre sonra ihtiyaçların karşılanması için İran'a uygulanmakta olan yaptırımlar gevşetilecek, ayrıca Suudi Arabistan, Katar, Avustralya ve tabii ki ABD'den alım yapılacak.

Bu arada Rusya’nın Ukrayna savaşı ile birlikte Joe Biden yönetimi, yalnızca Batı'yı konsolide etmekle kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’nın güçsüzleştiğini görerek ona yeni şartlar dayatmaya hazırlanıyor. Yakın zamana kadar Rusya'nın Avrupa'daki en güvenilir partnerlerinden biri olan Almanya, şimdi enerji anlaşmalarını gözden geçirmeye başlarken ABD'den Rus enerji şirketlerine karşı aynı şiddette açıklamalar gelmemesi dikkat çekici. Bir süre sonra Gazprom'un gazını Amerikalılar alıp da Avrupalı devletlere satarsa şaşırmamak lazım.

Rusya elindeki petrol ve gazı nereye satacak? Muhtemelen "müzakere ve pazarlık ustası" Çin’e ve tabii ki Batı'ya sattığından çok daha ucuza. Batı'dan alamadığı teknolojiden daha ilkel olanını da Çin’den almak zorunda kalacak.

Bu tür uluslararası faktörlerin yanı sıra savaşın başladığı günden itibaren Rus oligarklarının yumuşak bir dilde de olsa dile getirdikleri tepkilere, büyük Rus şirketlerinin borsalarda milyarlarca dolar değer kaybetmesine ve Rusya halkının bir bölümünün bankalardaki parasını çekme telaşına kapıldığına dikkat çekelim.

DÜNYADA RUS DÜŞMANLIĞI YÜKSELİŞTE

Rusya büyük bir izolasyon çemberinin içine alınıyor. Yeni bir "Demir Perde" örülüyor, bu kez Batı tarafından.

Bu arada "uygar Batı"dan birçok garip haber geliyor: Rus kültürüne, sanatına, müziğine, bilimine, sporuna karşı nefret dolu adımlar atılıyor. Neredeyse adı veya kökeni Rus olan her şeye (büyük yazar Fyodor Dostoyevski dahil) savaş açılıyor. Sıradan Ruslar hedef alınıyor. "AB’ye hiçbir Rus girmesin, Avrupa’daki bütün Ruslar kovulsun" talepleri yükseliyor. Düşmanlık artıyor.

Bu gelişmeler bana Türk jetlerinin 24 Kasım 2015’te Rus SU-24 askerî uçağını düşürmesinden sonraki durumu hatırlatıyor. O zaman da faturayı ilk ödeyenler Rusya’daki Türkiye vatandaşları ve aileleri olmuştu, kütüphanelerdeki Türkiye bölümleri kapatılmıştı.  

Şu anda başta Batı olmak üzere dünyada "Rusya" ve "Rus" deyince yüzlerin ekşimesi ve kaşların kalkması aynı zamanda siyasi bir sonuç değil mi? Rusya her sorunu şiddet ve silahla çözmek isteyen bir ülke olarak algılanıyor. "Soft power" (yumuşak güç) denen şeyi ara ki bulasın…

Hem bu açıdan hem de komşuları (başta eski Sovyet cumhuriyetleri) olmak üzere birçok ülke halkının korku ve güvensizlikle baktığı Rusya’nın kendi "ulusal güvenliği" için daha iyi bir konuma geldiğini savunmak doğrusu çok kolay olmamalı.

Örneğin, çocuk-yaşlı, kadın-erkek, zengin-yoksul demeden zamanlarının önemli bölümünü bombalardan kurtulmak için yer altında, metrolarda geçirmek zorunda kalan Kievli insanlar, hayatlarının kalan kısmında Rusya hakkında nasıl düşünürler acaba?

Öte yandan dünya siyaseti Rusya-Ukrayna ateşinde kaynamaya devam ediyor. Kulislerde Belarus’un da Ukrayna’nın bazı bölgelerine talip olabileceği söylentileri dolaşıyor.

Yanı başında olanlardan ürken küçük ülke Moldova, yarın kendisine göz dikebilecek Rusya'ya karşı kendini nasıl koruması gerektiğine kafa yoruyor. Bu durum onu Romanya’yla birleşme gibi zor bir karara sürükler mi acaba?

Ermenistan'ın durumu ne olur? Azerbaycan lideri İlham Aliyev’in Rusya’nın savaşa başladığı gün Moskova'da olması ve Kremlin’i destekleyen bir açıklama yapması tesadüf mü? Ankara, Bakü’nün kendisinden uzaklaşma ihtimalini görüyor mu?

Bu karmaşık şartlarda, Rusya açısından "dışa açılan pencere" olarak Türkiye’nin öneminin artması ihtimali var. Tabii Ankara’da net ve tutarlı bir çizgi izlenirse. Önümüzdeki günlerde konuya devam edelim.


Hakan Aksay Kimdir?

Leningrad Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nden mezun oldu. Moskova’da uzun süre Cumhuriyet ve NTV, kısa sürelerle de diğer gazete ve televizyon kanallarının temsilcisi olarak çalıştı. Rusya ve Türkiye-Rusya ilişkileri konusunda birçok projede yer aldı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi’nin kurucu başkanıydı. Moskova’da uzun yıllar Nâzım Hikmet’i anma etkinliklerinin organizatörlüğünü yaptı. Türkçe ve Rusça dört kitap yazdı. 2009 sonunda Türkiye’ye döndü. 11 yıl T24’te köşe yazarı ve programcı olarak çalıştı. Tele1 ve Artı TV’de programlar yaptı. 8 Kasım 2021 - 16 Mart 2022 tarihleri arasında Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmenliği yaptı.