Türkiye'de demografik yapının bölgesel farklılığı 

Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleri yüksek çocuk, düşük yaşlı nüfus oranları ile, Ege, Batı Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz ise düşük çocuk, yüksek yaşlı nüfus oranıyla dikkat çekmekte.

Fotoğraf: Pixabay
Google Haberlere Abone ol

Türkiye’de günümüzde yaklaşık 85 milyon 372 bin kişilik bir nüfus bulunmakta ve bu nüfusun 18 milyon 312 bini 0-14 yaş, 58 milyon 338 bini 15-64 yaş ve geri kalan 8 milyon 722 bini ise 65+ yaş grubundan oluşmaktadır. Diğer bir ifade ile nüfusumuzun yüzde 21,5’i çocuklardan, yüzde 68,3’ü çalışma çağındakilerden ve yüzde 10,2’si ise yaşlılardan oluşmaktadır. 18 milyon 312 bin civarında olan çocuk nüfusun yaklaşık 9 milyon 394 binini erkek, 8 milyon 917 binini ise kız çocukları oluşturmaktadır. Yani 0-14 yaş grubu nüfusun yüzde 51,3’ünü erkek çocuklar, geri kalanını kız çocuklar oluşturmaktadır. Çocuk nüfusta cinsiyet oranı yüksek olup yüzde 105’tir. 15-64 yaş grubunda yer alan 58 milyon 338 bin kişilik nüfusun yaklaşık 29 milyon 459 binini erkekler, 28 milyon 879 binini ise kadınlar oluşturmaktadır. Yani çalışma çağındaki nüfusun yüzde 50,5’ini erkekler geri kalanını kadınlar oluşturmaktadır (Tablo.1). Diğer bir ifade ile çalışma çağındaki nüfusun cinsiyet oranı yüzde 102 olup yüksektir.

2023 yılı verilerine göre Türkiye’de 65+ yaş nüfus 8 milyon 722 bin civarında olup bunun 3 milyon 880 binini erkekler, 4 milyon 842 binini ise kadınlar oluşturmaktadır. Yani yaşlı nüfusun yüzde 55,5’ini kadınlar, yüzde 44,5’ini erkekler oluşturmaktadır. Diğer bir ifade ile yaşlı nüfusta cinsiyet oranı yüzde 80 olup oldukça düşüktür. 60+ yaş nüfusu baz aldığımızda ise 12 milyon 759 binlik nüfusun 5 milyon 861 binini erkeklerin, 6 milyon 898 binini ise kadınların oluşturduğunu görmekteyiz. Yani 60+ yaş nüfusun yüzde 54’ünün kadınlar yüzde 46’sını erkekler oluşturmaktadır (Tablo.1). Diğer bir ifade ile 60+ yaş nüfusta cinsiyet oranı yüzde 85’tir. Bu veriyi 65+ yaş grubundaki durum ile birlikte değerlendirdiğimizde yaş büyüdükçe cinsiyet oranının önemli ölçüde azaldığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde Türkiye’de demografik yapı bölgelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Bu durumun nedeni bölgeler arasındaki sosyoekonomik ve sosyokültürel yapı farklılığıdır. Toplam doğurganlık hızının yüksek olduğu nispeten düşük kentleşme oranına sahip bölgelerde çocuk nüfus oranı yüksekken yaşam koşullarının daha iyi olduğu ve ortalama insan ömrünün uzun olduğu bölgelerde ise yaşlı nüfus oranı fazladır. İş olanaklarının fazla olduğu bölgelerde ise alınan göçten dolayı çalışma çağındaki nüfus oranı yüksektir.

Ülke genelinde yüzde 21,5 olan çocuk nüfus oranı Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerinde oldukça yüksek olup yüzde 26-33 arasında değişmektedir. Bu değer Ege, Batı Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde ise ülke ortalamasına göre düşük olup yüzde 17-18 civarındadır(Tablo.2).

Türkiye’de yaşlı nüfus oranı da bölgelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Batı Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz ile Ege’de yüzde 13-15 civarında olan yaşlı nüfus oranı, yüzde 10 olan Türkiye’deki ortalama değerden oldukça yüksektir. Doğu Marmara yüzde 11, Orta Anadolu’da ise yüzde 12 civarında olan yaşlı nüfus oranı yukarıda adı geçen bölgelere göre az olup geri kalan bölgelere göre daha yüksektir. Buna karşın Güneydoğu Anadolu’da yüzde 5 civarında olan yaşlı nüfus oranı Ortadoğu Anadolu ve İstanbul bölgelerinde yüzde 8, Kuzeydoğu Anadolu’da yüzde 9 ve Batı Anadolu ve Akdeniz’de ise yüzde 10 civarındadır (Tablo.2).

Türkiye’de yüzde 68,3 olan çalışma çağındaki nüfus oranı bölgelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. İstanbul, Batı ve Doğu Marmara, Ege, Batı Anadolu gibi iş olanaklarının fazla olduğu ve bu nedenle göç alan bölgelerde yüksek olan oran, yüzde 69 ile yüzde 72 arasında değişmektedir. Bu oran Doğu Karadeniz’de yüzde 67, Akdeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde yüzde 68 civarındadır(Tablo.2). Çocuk nüfus oranı yüksek olan Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleri ise çalışma çağındaki nüfus oranının en az olduğu bölgelerdir. Bu bölgelerde 15-64 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 62 ile yüzde 66 arasında değişmektedir(Tablo.2).

Öte yandan günümüzde bazı bölgelerde çocuk nüfusun payının azalmasına ve yaşlı nüfusun payının artmasına bağlı olarak çocuk ve yaşlı nüfus oranlarının birbirine oldukça yaklaştığı dikkat çekmektedir. Örneğin Batı Karadeniz’de çocuk nüfus oranı yüzde 17 iken yaşlı nüfus oranı yüzde 15, Batı Marmara’da bu oranlar sırasıyla yüzde 16,9’a  yüzde 14,5 ve Doğu Karadeniz’de yüzde 17,2’ye yüzde 15,6’dır. Adı geçen bölgelerde çocuk nüfusun payı ile yaşlı nüfusun payı arasında çocuk nüfus lehine yüzde 1,6 ile yüzde 2,4 arasında değişen farklar bulunmaktadır. Bu bölgelerde en geç 8-10 yıl sonra yaşlı nüfusun toplam nüfustaki payının çocuk nüfusun payını geçmesi söz konusu olacaktır. Yine Ege yukarıda adı geçen 3 bölgeden sonra yüzde 17,9’luk çocuk ve yüzde 13’lük yaşlı nüfusu ile her iki grup arasındaki farkın yüzde 4 ile az olduğu diğer bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Oysa çocuk nüfus oranının fazla olduğu Güneydoğu (çocuk nüfus yüzde 32,3; yaşlı nüfus yüzde 5,3), Ortadoğu (çocuk nüfus yüzde 26,3; yaşlı nüfus yüzde 7,7 ve Kuzeydoğu Anadolu (çocuk nüfus yüzde 25,9; yaşlı nüfus yüzde 9,2) bölgelerinde çocuk nüfus ile yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payları arasındaki fark yüzde 17 ile yüzde 28 arasında değişmektedir (Tablo.2).

100 kadın başına 100’den  fazla erkek varsa cinsiyet oranı yüksek, 100’den az erkek varsa cinsiyet oranı düşük kabul edilmektedir. Türkiye’de cinsiyet oranı bölgelere göre farklılık göstermektedir. Ülke toplam nüfusunda yüksek olan cinsiyet oranı 12 düzey-1 bölgesinin 6’sında yüksek 6’sında ise düşüktür. Batı Anadolu, Batı ve Doğu Karadeniz, Ege, İstanbul ve Orta Anadolu’da düşük olan değer geri kalan 6 bölgede ise yüzde 100’ün üzerindedir. Cinsiyet oranının düşük olduğu 6 bölgeden yüzde 97,7 ile bir memur şehri olan Ankara’nın da içinde yer aldığı Batı Anadolu bu değerin en düşük olduğu bölgedir. Cinsiyet oranının yüksek olduğu 6 bölgeden ise çok sayıda garnizonun yer aldığı Kuzeydoğu, Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu yüzde 103-yüzde 104 arasında değişen oranlarla başta gelmektedir (Tablo.3).

Türkiye’de 2000 yılında 3,5 olan ortalama hane halkı büyüklüğü günümüzde 2,5’e inmiştir. Bu değer Güneydoğu Anadolu’da 3,6 iken Ege, Batı Marmara bölgelerinde ise 2’nin altına inmiştir. Türkiye’de 1950 yılında yaklaşık 21 olan ortanca (medyan) yaş günümüzde 34 civarındadır. Ortanca yaş da bölgelere arasında farklılık göstermektedir. Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerinde 25-27 arasında değişen ortanca yaş, Ege, Batı Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 38-39 civarındadır.

Özetle demografik yapı bölgelere göre farklılık göstermekte olup Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleri yüksek çocuk nüfus, düşük yaşlı nüfus oranları ile dikkat çekerken Ege, Batı Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz bölgeleri ise düşük çocuk nüfus ve yüksek yaşlı nüfus oranları ile dikkat çekmektedir. Belirtilen bölgelerden birinci gruptakilerde ortanca yaş düşük, ortalama hane halkı değeri yüksekken ikinci grupta durum tam tersidir. Yine ilk evlenme yaşı Orta, Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde düşükken bu yaş Batı Anadolu, İstanbul, Batı Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde daha yüksektir.

* Prof. Dr. / Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi