YAZARLAR

Sinsi İspanya yarı finali buldu

İsviçre’nin rüyası çeyrek finalde bitti, ama son 16’daki Fransa zaferiyle Avrupa Şampiyonası tarihinin unutulmaz maçlarından birine imza atarak Euro 2020’de derin bir iz bıraktılar.

Euro 2020’de “Çılgın Pazartesi’nin” galipleri İsviçre ile İspanya, Neva Nehri ile Baltık Denizi’nin buluştuğu Krestovski adasındaki Saint Petersburg Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. İngiliz hakem Michael Oliver’ın yönettiği maçın normal süresi 1-1 sona ererken, 45 dakika on kişi oynayan İsviçre maçı penaltılara taşısa da rakibine mağlup olmaktan kurtulamadı. İspanya yarı finalde…

MAÇ ÖNÜ

Pazartesi günü son 16 turunda İsviçre Fransa’yı 3-3 biten maçın sonunda penaltılarla 5-4, İspanya ise Hırvatistan’ı 3-3 biten maçın sonunda uzatmalarda 5-3 mağlup etmişti. Maç öncesinde İspanya’nın hocası Luis Enrique takımının fiziksel açıdan mükemmel durumda olduğunu, ama rakibin pres gücüne dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. İsviçre’nin en büyük sorunu ise takımın kaptanı Xhaka’nın kart cezası yüzünden oynamamasıydı. Vladimir Petkovic çeyrek finale yükselmekle yetinmeyeceklerini ve tüm oyuncularının sadece Xhaka’nın yerini doldurmak için değil maçı kazanmak için de ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.

Luis Enrique takımını beklenen kadro ve düzenle sahaya sürerken, sürpriz Petkovic’ten geldi. İspanyolların klasik 4-3-3 dizilişi karşısında şu ana kadar son derece başarıyla uygulattığı üçlü savunmadan vazgeçen Petkovic, ekibini sahaya 4-2-3-1 şeklinde dizdi.

TEMASSIZ OYUN

Euro 2020’nin en fazla pas yapan ve topa en çok sahip olan takımı İspanya, maça beklendiği gibi topu ayağına alarak, kaybettiğinde de önde basarak başladı. 8. dakikada köşe vuruşundan gelip kimseye değmeyen topta Alba’nın şutu, Xhaka’nın yerine orta sahada görev yapan Zakaria’ya çarparak ağlara gitti. İspanya golden sonraki birkaç dakika ikinciyi aradı. Kanatlardaki Ferran Torres ve Pablo Sarabia taç çizgisine yakın oynayarak İsviçreli savunmacıların arasını açmaya çalıştılar. İsviçre’nin nadir önde basma girişimleri, İspanya’nın kaliteli pasörleri yüzünden sonuçsuz kaldı.

İspanya ilk bölümde sahaya oldukça iyi yayıldı ve takımın boyunu kısa tuttu. İsviçre’de Sommer oyunu başlatırken İspanyol stoperler orta saha çizgisine basıyordu. Bu arada İsviçre’de sakatlanan Embolo 23. dakikada yerini Vargas’a bıraktı. İsviçre akan oyundan bulamadığı fırsatları kornerlerden aradı. 1-0 biten ilk 45 dakikada İspanyol Jordi Alba ve Koke öne çıkan isimler oldular. İki takım da dört gün önce oynadıkları 120 dakikalık maçlar yüzünden yıpranmış görünüyordu. Topa yüzde 71 oranında sahip olan İspanya, genellikle pas ritmini doğru ayarlayıp bire bir temaslardan olabildiğince kaçınırken, çok iştahlı görünmeyen İsviçre rakibine pozisyon vermemeyi başardı.

TOPLU SAVUNMA VE RENKSİZ İSPANYA

İkinci yarıya İspanya gereksiz görünen Sarabia-Olmo değişikliğiyle, İsviçre ise soyunma odasından getirdiği motivasyonla başladı. Ancak üretkenlikleri yine kornerlerin ötesine geçemedi. 50’den sonra İspanya topu aldı, ama farklı bir amaçla.

Topa sahip olma oyunu çoğu zaman iki uç arasında gidip gelir. Ya rakibin kim olduğu anlaşılmayacak kadar net bir üstünlük kurulup, yüksek pas ritmi ve buna eklenen dribblinglerle pozisyonlar üretilir ya da gerekli açılar ve alanlar bulunamadığı için yavaş ve hedefsiz paslarla oyununuz sıkıcı bir tatsızlığa bürünür. İspanya maç ilerledikçe tatsız tarafa geçti. 60 dakika geride kalırken maçta kaleyi bulan toplam şut sayısı 1’de kalmıştı. 

İlk heyecan 64. dakikada, başlattığı atağı dar açıdan bitirmeye çalışan Zuber’le geldi ama kaleci Simon’u geçemedi. 68. dakikada İspanya’nın sol ayaklı stoperleri Laporte ve Pau Torres’in ortak hatasında topu önünde bulan Freuler’in pasında Shaqiri sakin ve temiz bir vuruşla beraberliği sağladı. Hücum üretkenliklerin düşününce iki takım da gol bulmamalıydı, yani 1-1 adil görünüyordu.

Maç İsviçre için “rahat bir mağlubiyete” doğru giderken beraberlik golünden sonra Fransa maçının anıları depreşti ve Petkovic’in ekibi biraz canlandı, ama uzun sürmedi. Son 15 dakikada İspanyollar beraberliğin yetmediğini hatırlayıp cılız ataklar geliştirmeye başlamıştı ki, Shaqiri’nin golünde asisti yapan Freuler, Moreno’yu makasladı ve kırmızı kart gördü. Rakibin eksik kalmasıyla İspanya’nın rakip sahadaki ikameti tescillendi ama verimsizlik sürdü. Saint Petersburg’da saatler beyaz geceye doğru ilerlerken 90 dakika sessiz sedasız bitti.

Uzatmalara atak başlayan ekip İspanya oldu ve 92’de Moreno takımının belki de ilk gerçek gol pozisyonunda topu altı pastan dışarı vurdu. Birkaç yarım şansın ardından 101. dakikada Fransa maçının kahramanı Sommer, Moreno’nun yakın mesafeden vuruşunu çıkardı. Ancak İsviçre çıkamadıkça pozisyonlar artıyordu. Sommer 103’te bu kez Oyarzabal’ın şutunu güzel bir plonjonla kurtardı. 90 dakikayı 10 şutla tamamlayan İspanya, ilk uzatma bölümünün ilk devresinde şut sayısını 20’ye çıkarmıştı.

Gerard Moreno kaçırdığı şanslarla, turnuva başından beri çok eleştirilen Morata’yı niye kesemediğini kanıtladı. Aslında Morata maç öncesinde Euro 2020’nin en çok şut atan ve en fazla faul alan oyuncusuydu; hatta üçüncü bölgede top kazanma konusunda da zirveye yakındı. Son 5 dakikada İsviçre zaman çaldı, direndi ve maçı penaltılara taşıdı. 

HİÇ KİMSENİN, SOMMER’İN BİLE…

Penaltılarda genellikle “zayıf” takımın avantajlı olduğu, “güçlü” tarafın baskıyı daha fazla hissettiği düşünülür. İsviçre penaltı atışlarına hem bu görece rahatlıkla hem de Fransa maçından taşıdığı özgüvenle başladı. Ama sadece dörtte bir atabildiler. İspanya’da De Gea’nın önünde tercih edilen Unai Simon iki penaltı kurtarırken, Sommer’in uzatmalarda yaptığı kahramanlıklara eklediği tek penaltı kurtarışı bu kez yeterli olmadı. Basklı solak Oyarzabal’ın vuruşu ağlara gitti ve İspanya, tarafsız futbolseverlerin kalbini kırdı. İsviçre’nin rüyası çeyrek finalde bitti, ama son 16’daki Fransa zaferiyle Avrupa Şampiyonası tarihinin unutulmaz maçlarından birine imza atarak Euro 2020’de derin bir iz bıraktılar.

İSPANYA SİNSİCE İLERLİYOR

Luis Enrique’nin şu ana kadarki en büyük başarısı beklentileri düşük tutmak oldu. Favoriler kazanma baskısıyla uğraşır ve bazıları bununla başa çıkamayıp elenirken, kadroda eskisi kadar yüksek profilli isimlerin olmaması ve son turnuvalardaki hayal kırıklıkları sebebiyle İspanya Euro 2020’ye öylesine gelmiş gibi bir atmosfer oluştu.

Öte yandan büyük yıldızların olmaması Luis Enrique’nin tavizsiz pas oyunu için de faydalı oldu. İspanya tarihinde ilk kez bir turnuvaya Real Madrid’den oyuncu almadan katılırken, tecrübeli teknik adam 26 yerine 24 kişilik bir kadro kurdu ve Sergio Ramos başta olmak üzere birçok seçeneği dışarıda bıraktı. Hatta şu anki ekibin en yüksek profilli oyuncusu sayılabilecek Thiago’yu da ilk 11’de tercih etmedi. Onun yerine 18 yaşındaki “yeni Iniesta” Pedri’yi ve sözünü itirazsız dinletebileceği diğer oyuncuları kullandı. Luis Enrique bu yaklaşımla sessiz sedasız son dörde kaldı ve oyunu büyüleyici sayılmasa da buradan sonra her şey mümkün. 

İspanya yarı finalde Belçika-İtalya maçının galibiyle 6 Temmuz Salı günü TSİ 22:00’de, Londra’nın Wembley Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek.


Suat Başar Çağlan Kimdir?

1984 yılında Bornova’da doğdu. Balıkesir Fen Lisesi’ni ve Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. 2010 yılında Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bizans Sanatı programında yüksek lisansını tamamladı. 2007 yılından beri İngilizce ve Fransızca dillerinden serbest çevirmenlik yapıyor. George Bernard Shaw, Alain Robbe-Grillet, C. L. R. James, Saadat Hasan Manto gibi yazarların eserlerini Türkçe’ye çevirdi; edebiyat, sanat ve felsefe alanındaki yazı ve tercümeleri çeşitli dergilerde yayınlandı. Gazete Duvar’da başladığı futbol yazılarına farklı mecralarda devam ediyor. Karşıyaka’da yaşıyor.