Serhat Tutkal: Kolombiya’nın tüm büyük şehirleri polis saldırısı altında

Kolombiya’da yaşananları, barış sürecini, pandemi yönetimini, siyasi infazları ve halkın öfkesine neden olan konuları, Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nden akademisyen Serhat Tutkal’a sorduk.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Kolombiya’da sağlık sistemindeki özelleştirmeler ve son vergi reformu öfkeli kalabalıkların sokaklara dökülmesine neden oldu. Ivan Doque hükümetinin gösterilere yanıtı polis şiddeti ve insanların havadan taranarak öldürülmesi oldu. Ülkede yaşananları Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nden (Universidad Nacional de Colombia) akademisyen Serhat Tutkal ile konuştuk.

Kolombiya’da geniş yankı bulan gösteriler var. Bogota’nın yanı sıra Medellin ve Cali şehirlerinde pandemiye rağmen insanlar sokaklarda. Halk neden sokakta?

Eylemler aslında söylenenden daha geniş bölgelere yayılıyor. Yalnızca Medellin ve Cali’de de değil, ülkenin doğrudan paramiliter kontrolü altında olmayan her bölgesinde halk sokakta. Özellikle Manizales, Palmira, Bucaramanga, Pereira yani aslına bakılırsa galiba ülkenin neredeyse her büyük şehrinde gösteriler var ve hepsi şu an polis saldırısı altında.

'BARDAĞI TAŞIRAN NOKTA VERGİ REFORMU VE SAĞLIK REFORMU ÖNERİLERİ'

Aslında Duque hükümetinin iktidara geldiği 2018’den bu yana Kolombiya’da sürekli olarak eylemler gerçekleşiyor. 2018’de öğrencilerin ve eğitimcilerin başlattığı grev ulusal greve evrilerek ülke çapında eylemlere yol açmıştı. Bu eylemlere de polisin çok sert müdahalesi oldu. Yine 2019’da yolsuzluğa ve savaş politikalarına karşı büyük çaplı eylemler gerçekleşti. Eylemler sırasında 18 yaşındaki Dilan Cruz’un polis tarafından öldürülmesi sonrasında kitlesel eylemler gerçekleşti, yerli halklar bu eylemlere kalabalık olarak katıldı. 2020’de yine ulusal grev düzenlendi, polis şiddetine karşı özellikle eylemler düzenlendi, Bogotá’da avukat olan Javier Ordóñez’in polis tarafından öldürülmesi yine çok sayıda eyleme yol açtı. Bunları şunun için söylüyorum: Bu kez bardağı taşıran nokta vergi reformu ve sağlık reformu önerileri oldu. Kolombiya’da insanlar artık gerçekten mevcut politikaları kaldırabilecek bir noktada değil, bu en az iki senedir böyle.

Serhat Tutkal

 

'GÖÇ AÇISINDAN KOLOMBİYA SURİYE’DEN SONRA DÜNYA İKİNCİSİ'

Her ne kadar eylemler son yıllarda polis şiddeti nedeniyle görünür olsa da sanırım başta yoksulluk olmak üzere bunun tarihsel dinamikleri var?

Evet, aslına bakarsanız Kolombiya, yoksulluğun yanında gelir adaletsizliğinin çok radikal yaşandığı, yolsuzluğun had safhada olduğu, ırkçılığın yine çok yaygın olduğu bir ülke. İç savaştan dolayı 8 milyondan fazla insan zorunlu göçe maruz kaldı. Göç açısından Kolombiya Suriye’den sonra dünya ikincisi.

'DUQUE HÜKÜMETİNİN SAVAŞ POLİTİKALARI BARIŞ SÜRECİNİ BİTİRDİ'

Oysa Kolombiya hükümeti, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile 2016’da yarım yüzyıla yayılan savaşı bitiren barış anlaşmasını imzalamıştı. Barıştan yeniden savaşa nasıl dönüldü?

Barış süreci ile birlikte ülkedeki ortam yavaş yavaş normalleşme yolunda ilerliyordu, ama Duque hükümetinin savaş politikaları barış sürecini neredeyse tamamen bitirdi. Barış süreci, FARC'ın 3 kongre üyesi de dahil olmak üzere önemli bir kısmının silahlı mücadeleye döndüğü bir aşamaya dönüştü.

Benzer şekilde, paramiliter grupların hakimiyetleri iyiden iyiye arttı. Venezuela ile yürütülen savaş politikaları sonucunda 1 milyondan fazla Venezuelalı göçmen Kolombiya’ya sığındı. Maduro’yu devirme hevesiyle Guaido’ya Kolombiya’da alternatif Venezuela hükümeti kurdurmak gibi girişimler Kolombiya hükümetine pahalıya patladı. Uyuşturucu ticareti bir yandan, yolsuzluklar bir yandan gerçekten insanların canına tak etmiş durumda.

'İNSANLAR CAN DERDİNDEYKEN HÜKÜMET, ÖZEL ŞİRKETLERİN KÂRININ DERDİNE DÜŞTÜ'

Vergi reformu protestoların hedefinde. Bu reform ne getiriyor, halk neden karşı?

Vergi reformu KDV’nin yükseltilmesi, elektrik-su-doğalgaz-telefon vb. hizmetlere zam yapılması, cenaze hizmetleri dahil çok sayıda temel hizmete ve mala vergi getirilmesi, özellikle orta sınıflardan alınan vergilerin yükseltilmesi gibi çok sayıda öneri içeriyordu. Bu önerilerin özelliği pandeminin yol açtığı ekonomik sıkıntıları alt ve orta sınıfları daha da zor duruma düşürerek gidermeye çalışan bir zihniyetin ürünü olması. Örneğin Kolombiya’nın en bilinen havayolu olan Avianca’nın batmaması için kamu kaynakları harcanırken vatandaşlara kayda değer bir mali destek sağlanmıyor. Üstelik Avianca Kolombiya’da kurulmuş olmakla beraber şu an bir Panama holdingi, holdingin yüzde 51 hissesi Synergy Group’a ait (sahibi Brezilyalı, sonradan Kolombiya vatandaşlığı da almış). Hâliyle halka vergi artırımı yapılırken çokuluslu şirketlere vergi muafiyetleri getirilmesi doğal olarak tepki çekiyor. Sağlık reformu da benzer şekilde, EPS olarak bilinen özel sağlık sigortası şirketlerinin lehine bir girişim. İnsanlar pandemi koşullarında can derdindeyken hükümetin özel şirketlerin kârının zararının derdine düşmesi alt ve orta sınıflar arasında büyük tepki doğuruyor.

'SOLU KELİMENİN TAM ANLAMIYLA ÖLDÜREREK BİTİRİYORLAR'

Duque yönetiminin bu kadar pervasızca hareket etmesinde solun geriletilmesinin payı nedir? Kolombiya solun güçlü olduğu bir ülkeydi. Ülkedeki sol hareketler duruma nasıl yaklaşıyor?

Duque, aşırı sağcı eski başkan Álvaro Uribe Vélez’in adayıydı. Uribe ülkedeki paramiliterlerin lideri sayılır, aleyhindeki yolsuzluk davalarından ev hapsi cezası almıştı, ama ceza iptal edildi. Büyük ölçüde Uribe’nin etkisi altındaki paramiliterler toplumsal liderleri, sendikacıları, aktivistleri yıllardır öldürüyor. Bu yılın ilk 4 ayında 57 toplumsal lider ve 22 eski FARC militanı öldürüldü, bu şekilde öldürülenlerin sayısı geçen yıl 386’ydı. Solu kelimenin tam anlamıyla öldürerek bitiriyorlar. Burada ne yazık ki Kolombiya’da Kongre’de büyük bir sol parti olmadığını belirtmek gerekiyor. 280 üyeli Kongre’de en büyük sol parti Yeşiller, 18 üyesi var. Yeşiller Partisi de ne yazık ki sol çizgiden ciddi biçimde uzaklaşmış durumda, bu partiden seçilen Bogotá Belediye Başkanı Claudia Lopez sağ siyasetçilerden farksız konum alıyor, Yeşiller Partisi pandeminin başından beri her eylemde “halk sağlığı” gerekçesiyle sokağa çıkılmaması önerisinde bulunuyor, 2018 başkanlık seçimlerindeki liberal adayları Fajardo eylemlere dair yaptığı açıklamada neredeyse eylemcileri suçluyor.

Kongre’de ikinci sıradaki sol parti eski adıyla FARC, güncel adıyla Comunes. 10 üyesi var, hepsi barış antlaşmasının getirdiği kontenjanla seçildi, çünkü FARC’ın aldığı oy yüzde 1 bile değildi. Bu 10 Kongre üyesinin 3'ü zaten 2019’da Kongre’yi bırakıp silahlı mücadeleye döndü. Geriye Unión Patriótica gibi tarihsel önemi olan ama oy toplama kaygısıyla seçimlere katılmayan partilerin bir iki kişilik temsili kalıyor. Bu sınırlı sayıdaki temsilci gerçekten eylemleri destekliyor ama bu destek sınırlı kalıyor. Kolombiya solu son dönemde daha da zayıflamış durumda, bunda pandeminin rolü büyük. Örneğin Bogotá solunun en önemli bileşenlerinden biri olan öğrenci hareketi üniversitelerin 1 yıldan fazladır kapalı olduğu bir ortamda artık ortadan kalkmış durumda. Özellikle Universidad Nacional solun kendini özgürce ifade edebildiği sınırlı alanlardan biriydi, ne yazık ki kampüs yaklaşık 14 aydır kapalı. Bu koşullarda büyük şehirlerdeki sol örgütlenme sınırlı kalıyor, sokağa çıkanların birçoğu da örgütlü aktivistler değil, artık gerçekten dayanacak gücü kalmamış alt ve orta sınıftan insanlar.

'HÜKÜMET İNSANLARI SİNDİREREK, YILDIRARAK EYLEMLERİ BASTIRMAYI AMAÇLIYOR'

Gösteriler sırasında polis ve jandarma halka çok sert biçimde müdahale etti. Helikopterden göstericilere ateş açıldığı ve yüzlerce insanın öldüğü haberleri geliyor. Bu doğru mu? Polis neden bu kadar sert ve acımasız?

Polis eylemlerde yıllardır gerçek mermi kullanıyor, şu anda da polisin eylemcileri infaz ettiği çok sayıda görüntü var. Helikopterlerden dahi ateş açıldığını görüyoruz. Polis sert müdahale ediyor, çünkü Kolombiya’da polisin ve ordunun önemli bir kısmı doğrudan paramiliter örgütlerle ve uyuşturucu mafyalarıyla ilişkili. Bu yöntemleri kullanmaya yabancı kişiler değiller. Şu aşamada hükümet insanları sindirerek, yıldırarak eylemleri bastırmayı amaçlıyor, çünkü ellerinde başka bir yol yok. Bir mafya yapılanmasıyla Kolombiya’yı yönetiyorlar, eylemlere, bir mafya yapılanmasının vereceği tepkileri veriyorlar.

'HÜKÜMETTE ‘BİZ SOLCU MUYUZ DA BİZE YAPTIRIM UYGULANACAK’ ZİHNİYETİ HAKİM'

Göstericiler eylemlerde uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek için görüntüler paylaştı, imdat çağrısını (S.O.S) bedenleriyle yazdılar. Hükümet dışarıdan gelecek baskıdan çekinmiyor mu?

Uluslararası kamuoyundan çekinceleri yok, zira ABD’nin bölgedeki en güvenilir müttefiki, ABD ile ilişkileri her daim çok iyi olmuş bir ülke. Zaten bölgede yalnızca sol hükümetlerin iktidarda olduğu ülkeler Kolombiya’ya tepki gösteriyor. Kolombiya on yıllardır faili meçhullerle, insan hakları ihlalleriyle gündeme geliyor ama bunların bir karşılığı olmuyor. “Biz solcu muyuz da bize yaptırım uygulanacak” zihniyeti hakim, haklılar da. ABD daha geçen hafta Küba’yı eylemcilerin seyahat özgürlüklerini sınırlandırdığı iddiasıyla kınarken Kolombiya’daki olaylara dair Bogotá’daki ABD Büyükelçiliği’nin yayınladığı açıklamada Kolombiya’daki eylemciler resmen vandallıkla suçlanıyor. Hükümet neden uluslararası tepkiden çekinsin ki? Uluslararası camianın tüm tepkilerine rağmen zaten barış antlaşmasından bu yana 264 eski FARC üyesi öldürülmüş. Yine bir şey olmaz diye düşünüyorlar, ne yazık ki büyük ihtimalle haklı çıkacaklar.

'PANDEMİ YÖNETİMİ EYLEMCİLERİ ÖFKELENDİREN FAKTÖRLER ARASINDA'

Covid-19 tüm dünyada yıkıcı etkiler yarattı. Kolombiya pandemi sürecini nasıl yönetiyor? Sizce bu yönetim şekli de gösterilere etki etti mi?

Kolombiya, pandemi sürecini en kötü yöneten ülkelerden biri oldu. Pandeminin ilk zamanlarından beri Bogotá ve Medellin gibi şehirlerde sürekli olarak yatak kapasitesi yetersiz kaldı, yoğun bakım üniteleri doldu, hastalara müdahale edilemedi. Aşılama çalışmaları yine çok kötü gidiyor, henüz herhangi bir aşı yapılan insanlar nüfusun yalnızca yüzde 6’nın biraz üstünde. Kolombiya’nın elinde aşılamaya devam edecek aşı yok. Keza sağlık sektörünün neredeyse tamamen özelleştirilmiş olması, bunun yanı sıra ülkedeki evsiz insanların sayısı (resmi sayılara göre pandemi öncesinde yalnızca Bogotá’da 10 binin üstünde evsiz insan var), Covid testi ücretlerinin yüksek olması gibi problemler hiç kuşkusuz eylemcileri öfkelendiren faktörler arasında sayılmalı.

'PANDEMİDE ULAŞIM KISITLAMALARI ÇOK SAYIDA İNSANIN İNFAZ EDİLMESİNE YOL AÇTI'

Ayrıca Kolombiya hükümetinin pandemi sırasında getirdiği ulaşım kısıtlamaları çok sayıda insanın paramiliter gruplar tarafından infaz edilmesine de yol açtı. Örneğin, Ekvador sınırında yaşayan Awa halkı paramiliter saldırılar karşısında sık sık hareket etmek durumunda kalıyordu. Sınırın kapatılması ve pandemi kısıtlamaları Awa halkının hareket alanını ciddi biçimde daralttı, bu durumun da etkisiyle son bir yılda Awa halkına mensup 41 yerlinin öldürüldüğünü görüyoruz. Pandemi kısıtları polisi, paramiliterleri veya uyuşturucu tacirlerini etkilemiyor ama ne zaman bir eylem yapılacak olsa halk sağlığı gerekçesiyle ertelenmeye çalışılıyor. Buna da tepki çok büyük.

 

Etiketler Kolombiya bogota