Meclis’te protesto yapan eski vekil: Ülke adına içimi sızlatıyor

HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürüldüğü oturumda locadan “Yaşasın özgürlükçü demokrasi, kahrolsun otokratiklik” diye bağırarak protestoda bulunan eski AK Parti Milletvekili Abdurrahim Aksoy, mevcut milletvekillerini eleştirdi: “O kadar uykuya yattılar ki, sanki Meclis’te anti demokratik bir şey yapılmıyormuş gibi! O da zoruma gitti, karar verdim. Türkiye Parlamentosu açısından çok önemli bir karar arefesinde milletvekillerimizin konuştuğu şeyler gerçekten içimi sızlatıyor."

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hakkında kesinleşen bir yargı kararının Meclis’te okunarak milletvekilliğinin düşürüldüğü Genel Kurul oturumu eski bir AK Parti Milletvekilinin de protestosuna sahne oldu. 2002-2007 yıllarında AK Parti Bitlis Milletvekilliği yapan, bugün Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kurucular Kurulu ve Disiplin Kurulu üyesi olan Abdurrahim Aksoy, Genel Kurul görüşmeleri sırasında oturduğu basın locasında ayağa kalkarak, “Kahrolsun otoriterizm, yaşasın özgürlükçü demokrasi, yaşasın demokratik Türkiye, kahrolsun otokratiklik” diye bağırdı.

‘PARKLARDAN BAHSETTİLER ZORUMA GİTTİ!’

Meclis İçtüzüğü'ne göre izleyici sıralarından kimsenin konuşma hakkı bulunmadığı Genel Kurul salonunda bu sözleri nedeniyle polisin uyarısıyla dışarı çıkarılan Aksoy, müdahalesinin nedenlerini şöyle anlattı:
“Bu haksızlığı kabul etmediğimi ifade etmek için Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu ziyaret ettim. Kendisi ile sohbetten sonra Genel Kurul’a geçerek konuşmaları dinledim. Meclis çalışması sırasında konuşan milletvekili arkadaşlara baktığımda sanki anti demokratik bir kaide, kural uygulanmıyormuş gibi davranıyorlardı. Parklardan bahsettiler, depremden bahsettiler Çanakkale zaferinden bahsettiler. Kendi illerindeki küçük kanalizasyonlardan bahsettiler. O kadar uykuya yattılar ki, sanki bu Meclis’te anti demokratik bir şey yapılmıyormuş gibi. O da benim zoruma gitti.”

‘MİLLETVEKİLLERİNİN KONUŞMALARI İÇİMİ SIZLATTI!’

Genel Kurul’un kapanmasına neden olan sözleri söylemeye o anda karar verdiğini anlatan Abdurrahim Aksoy, “Evet orada karar verdim. Çünkü bir Meclis böyle olmamalı. Bir ülkenin meclisi her şeyden önce o ülkenin demokratikleşmesi, hukukun doğru uygulanması, doğru yasaların çıkarılması ve çıkarılan yasaların doğru denetlenmesi için kurulmuş bir Meclistir. Ama o Mecliste hem Türkiye siyaseti, parlamentosu hem de Türkiye’nin uluslararası itibarı açısından çok önemli bir karar arefesinde iken milletvekillerimizin konuştuğu şeyler gerçekten ülke adına içimi sızlattı” dedi.

Demokrasinin HDP milletvekilleri için değil herkes için gerekli olduğunu söyleyen Aksoy, protesto yaptığı ana kadar HDP Grup Başkanvekili dışında kimsenin konuya değinmemesini eleştirdi: “Oysa bunlar normalde halk içine gittikleri zaman ve basına demeçler verdiklerinde çok demokrat olduklarını, demokratik bir ülke yaratmak istediklerini, hukuka saygılı olduklarını söyleyen arkadaşlar. Ama pratiğe geldiği zaman bu kadar anti demokratik bir Meclis’i düşünmek insanlık, ülke adına kabul edilir bir şey değil.” 

‘BENİM YAPTIĞIM İHLAL, ANAYASAYA AYKIRI UYGULAMALAR KARŞISINDA ÖNEMLİ DEĞİL!’

Eski bir milletvekili olarak Meclis’in kurallarını bildiğini söyleyen Abdurrahim Aksoy, buna rağmen Genel Kurul salonundaki sözlerini şöyle savundu: “Kurallara aykırı bir tutumdu. Bunu vekillik yapmış biri olarak biliyorum. Meclis'in kurallarına riayet etmek birinci derecede milletvekiline düşer, kabul ediyorum ama ülkede iktidar tarafından o kadar çok hukuksuzluk, kuralsızlık anayasaya aykırı uygulama yapılıyor ki benim bu ihlalim bunların yanında çok önemli değil. Zaten izah etmek için yol da bırakılmadı. Ancak böyle şerefli bir çatıda şahsım adına yönetmeliğe aykırı hareket ederek de olsa bu sesi duyurmayı vicdani bir görev olarak gördüm.”

‘2002’DEKİ AK PARTİ İLE BUGÜNKÜ AK PARTİ AYNI DEĞİL’

AK Parti ile gönül bağının 2011 yılından sonra koptuğunu anlatan Aksoy, ilk döneminde yer aldığı AK Parti ile bugünkü AK Parti arasındaki farka dair ise şunları söyledi: “2002’de kurmuş olduğumuz AK Parti’nin felsefesi, düşüncesi; dünyaya, ülke sorunlarına bakışı ile bugünkü AK Parti’nin bakış açısı ve çözüm önerilerinin hiçbir ilgisi yok. Çok büyük tezatlar teşkil ediyor. AK Parti demokratik bir parti olarak kuruldu. AB üyeliğini sonuçlandıracağı vaadinde bulundu. İlk dönemlerde AB kriterlerine ulaşmak için her türlü çalışma yapıldı. Ama bugün hem AB kriterlerinden uzak hem de Avrupa tarafından kabul edilemeyen bir ülke konumuna gelindi. 2002’deki AK Parti ile bugünkü AK Parti aynı değil.”