İstanbul Barosu'nda Tahir Elçi protestosu

DUVAR - İstanbul Barosu Genel Kurulu bugün başladı. Kongrede Başkanlık Divanı seçiminin ardından Baro Başkanı Ümit Kocasakal açılış konuşmasını yapmak için kürsüye geldi. Kocasakal, son kez Baro Başkanı olarak konuştuğunu belirterek, "Çok karışık duygular içerisindeyim. Aramızdan ayrılan tüm meslektaşlarımı saygı ve rahmetle anıyorum" dedi. Ancak öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'yle ilgili olarak konuşmasının buraya kadar olan bölümünde herhangi bir açıklama yapmadı. Bunun üzerine bir grup avukat ellerinde Tahir Elçi fotoğrafları ile sahneye çıktı.

İstanbul Barosu'nda yeni başkan Durakoğlu

Genel Kurul toplantısı bir dakikalık saygı duruşunun ardından başladı. Daha sonra baro başkanlığı için 20 dakika baro başkan adaylarının görüşlerine yer verilmesi onaylandı ve kurul kabul etti. Buna göre gruplardan iki kişiye 10'ar dair konuşma süresi verilecek. Daha sonra Baro Başkanı Ümit Kocasakal konuşmak için kürsüye çıktı. Kocasakal, "Baro Başkanı olarak son defa sizi selamlıyorum. Çok karışık duygular içerisindeyim. Aramızdan ayrılan tüm meslektaşlarımı saygı ve rahmetle anıyorum" dedi. Ancak bu sırada bir grup avukat, Kocasakal'ın öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin adını anmadan konuşmaya başladığı gerekçesiyle sahneye çıktı. Avukatlar ellerinde Tahir Elçi resimleri taşıdı ve "Tahir Elçi onurumuzdur", "Faşizme karşı omuz omuza", "Hepimiz Elçi'yiz öldürmekle bitmeyiz" sloganları attı. Grup daha sonra salonu terk etti.

KOCASAKAL: BEKLESENİZ DİYECEKTİM

Daha sonra konuşmasına devam eden Kocasakal şunları söyledi, "Buna saygı duyuyorum. Biraz daha bekleseydiniz ismini okuyacaktım. İnsani olarak söylüyorum şimdi o kaldığım yerden devam ediyorum. Faşizme karşı olan sözlere sonuna kadar katılıyorum ama faşizmin de türleri var. Ben kimsenin etkisi altında kalarak değil burada her türlü ideolojik düşüncelerden öte görevi başındayken alçakça öldürülen Tahir Elçi'yi özlemle ve rahmetle anıyorum. Ben Tahir Elçi'yle 23 sene önce Almanya'da tanıştım. Tahir Elçi politik ve ideolojik olarak farklıydı ama dostumdu, güler yüzlü ve nazik bir insandı... O benim dostumdu. Katledilişi ile hayatımın en büyük acılarından birini yaşadım. Farklı düşüncelere sahip olmamız oturup konuşmamıza engel değil. Onu her zaman hatırlayacağım. Tahir Elçi burada olsaydı, 'burası bunun ne yeri ne de zamanıdır' derdi. 'Biz buraya baroyu savunmaya geldik' derdi. Onu alçakça öldürenlerin bir an önce bulunup cezalandırılmasını istiyorum."

Kocasakal, baro başkanlığı görevini 'başka yerlere sıçramak için kullanacağı' yönündeki eleştirilere de yanıt verdi: "Hukukun Üstünlüğü Platformu'ndan, benim görev başındayken 'başka yerlere sıçrayacağımı' söylediler. Ama başka meslektaşlarım AKP'den milletvekili oldular. İki yıllık görev süresini akte aykırı davranmadan tamamladığım için mutluyum. Ama artık özgürüm..."

ACİNİKLİ KONUŞURKEN KAVGA ÇIKTI

Kocasakal'ın ardından kürsüye gelen ve 'Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu' adına konuşan Ayşe Acinikli'nin konuşması sırasında ise kavga çıktı. Acinikli'nin, "Baronun gündeminde LGBTİ'lerden bahsedilmiyor bile. Bu ülkede savaş var, kafanızı kuma gömerek bunu görmezlikten gelemezsiniz. Halkın seçtiği belediyelere el koyulduğunda, cansız bedeni sokakta kalan Taybet anayı vicdanınızın neresine koyacaksınız? Hep demokrasiden bahsedersiniz ama insanların ölümüne sessiz kaldınız. Şehirleri yıktınız ormanları yaktınız, ses çıkarmadınız...  Sözlerimi Tahir Elçiye adayarak selamlıyorum" sözleri üzerine salonda tansiyon yükseldi.

'TAHİR ELÇİ'YE LAİKLİĞE DE SAHİP ÇIKILMADI'

Grup başkan adayları müracaat sırasına göre kürsüye çıktı. Kürsüye ilk çıkan ilk Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu üyesi Several Ballıkaya geldi. Konuşmasına Tahir Elçi'yi anarak başlayan Ballıkaya hukukun siyasetten bağımsız olmadığını belirtti.

Hukuk devleti kurallarının rafa kaldırılarak tek sesli bir toplum yaratılmak istendiğini dile getiren Ballıkaya şunları söyledi:

"Askeri darbenin engellenmesinin sonrasında OHAL ve KHK'larla birlikte haklar askıya alındı. OHAL rejimi adı altında TBMM devreden çıkmış, parlemento işlevsiz hale getirilmiştir. Şu an 93 gazeteci tutuklu. Belediyelere kayyım atanarak halkın temsiliyeti yok sayılmıştır. Eğitim Sen üyeleri görevden alındı. Böylece çocuklara çağdaş eğitim veren öğretmenler devre dışı bırakılmak istenmiştir. Görevden alınan hakimlerin yerine stajını bile tamamlamamış hakimlerin Cumhurbaşkanlığına gitmesi yargıya müdahale anlamına geliyor. Tahir Elçi kalleşçe vurulduğunda meslektaşları sahip çıktı, ama İstanbul Barosu Tahir Elçi'ye sahip çıkmadı. Yazılı basit bir açıklamayla olayı kınaması kabul edilemez. İstanbul Barosu laikliği de sahip çıkmadı. Liselerin imam hatipleştirilmesine ses çıkarmadı. Bu topraklarda Kürt meselesi çözülmeden hiçbir şey hal edilemez. Kentler yıkılırken, insanlar öldürülürken İstanbul Barosu buna karşı çıkmamış. Tam tersi sorunun büyümesine neden olan açıklamalar yapmıştır. Yasalarda olmayan sokağa çıkma yasaklarına karşı çıkılmadığı için bugün bütün ülkede OHAL rejimiyle karşı karşıyayız."

'GÜÇLÜ BİR BAROYA İHTİYAÇ VAR'

Ballıkaya'nın ardından kürsüye Milliyetçi Avukatlar Grubu'nun adayı Ali Rıza Kaplan çıktı. Kaplan "Yıllardır baroyu yürütenler avukatların aleyhine çıkan hiçbir şeye karşı çıkmamıştır. Avukat haklarını savunacak güçlü bir baroya ihtiyacımız var.

SALONDA TAHİR ELÇİ, CİZRE VE CERATTEPE PANKARTLARI

Öte yandan sabah erken saatlerde Genel Kurul'un yapılacağı Haliç Kongre Merkezi'ne gelen avukatlar destekledikleri adaylara ilişkin görsel düzenlemeler yaptı. Salonda Tahir Elçi, Cerattepe, Cizre hakkında da pankartlar asıldı.

Sarı: Baro tek tip ideoloji ile yönetilemez

'Baroyu devlet kurumu olmaktan çıkaracağız'

Kaplan: Kanun yaptıran baro olacağız

'Türkiye'ye yargıyı biz getireceğiz'

İstanbul Barosu seçimlerinde gerginlik