Anastasiadis'den Tatar ve diğer KKTC yetkililerine Kıbrıs pasaportu tehdidi

Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis, Maraş ve iki devletli çözüm gerilimleri sonrasında Ersin Tatar dahil bazı Kıbrıslı Türk yetkililerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının geri alınabileceğini açıkladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs'ın kuzeyine yaptığı ziyarette kapalı Maraş'ın bir kısmının daha açılacağını açıklamasına tepkiler sürüyor. Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, Maraş açıklamasının ve adada iki devletli çözümün yeniden gündeme getirilmesinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiğini söyledi; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar dahil bir dizi Kıbrıslı Türk yetkilinin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının geri alınmasını da içeren bazı yaptırımları gündeme getirdi. Anastasiadis, Rum gazetesi Fileleftheros ile söyleşisinde federal çözümün kırmızı çizgileri olduğunu da vurguladı.

'İSTERLERSE MAHKEMEYE GİTSİNLER'

Kıbrıs'ın kuzeyinde yayın yapan Yeni Düzen gazetesinin aktardığı söyleşide Anastasiadis, son gelişmeler sonrasında bazı önlemler düşündüklerini ancak bunların yasal, yani anayasa ve Yeşil Hat Tüzüğü protokolüyle uyumlu olmasını istediklerini söyledi. Anastasiadis  “Bazı önlemler benimsenebileceğini düşünüyorum. Sorgulamak isteyenler de mahkemeye gitsin” dedi.

'TAKSİM PROPAGANDASI YAPAN BİRİ PASAPORTA SAHİP OLAMAZ'

“Geçiş noktalarında kısıtlamaktan mı söz ediliyor” sorusuna olumsuz cevap veren Anastasiadis, şöyle devam etti: “Seyahat belgelerini geri almaktan söz ediyorum.  Anayasa, anayasal düzene bağlılığı ve ülkenin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunmayı öngörüyorken Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayan, ayrılıkçılık ve ülkeyi taksim etme lehine propaganda yapan biri Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuna sahip olamaz.”

'SADECE TATAR DEĞİL, LİSTE KAPSAMLI'

Anastasiadis, “Ersin Tatar’ı mı kastediyorsunuz” sorusuna da “Yalnız onu değil, kapsamlı bir isim listesi var” cevabını verdi. “Gerekirse mahkemeye başvursunlar derken, etkilenenleri mi kast ediyorsunuz?” sorusuna karşılık da, “Elbette. Eylemimizin yasadışı olduğunu düşünürlerse mahkemeye başvursunlar. Bütün Kıbrıslı Türklerden değil, (kuzeydeki) rejimin mevcut şahsiyetlerinden ve yetkililerinden söz ediyoruz” dedi.

'ERDOĞAN'IN TOPRAĞA DAİR YENİ EMRİVAKİ DAYATMA ÇABASI'

Rum lider, iki devletli çözüm çağrılarına da karşı çıkarak federal bir devletin kırmızı çizgileri olduğunu da belirtti. Maraş'la ilgili gerilimi 'Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın toprağa dair yeni emrivakiler dayatma çabası' diye niteleyen Anastasiadis, kırmızı çizgilerini şu sözlerle sıraladı: "İki devletli çözüm ya da yasadışı bir oluşumun egemenliğinin tanınması söz konusu değildir; BM parametreleri ve Kıbrıs sorununun çözüm şekliyle ilgili kararlarda ifade edilenlerin dışında Kıbrıs sorununda hiçbir görüşme yapılamaz; Tek hedef –Kıbrıs sorununun çözümü aracılığıyla-işleyebilir, sürdürülebilir, federal bir devlet kurmaktır.”

MARAŞ'TA YANLIŞ BİR ADIM MEZAR TAŞI OLUR

Anastasiadis, kapalı Maraş’ta atılacak yanlış bir adımın Kıbrıs sorununa mezar taşı olacağı yorumu da yaptı. “Kapalı Maraş’ın yasadışı rejime bir çeşit tabi kılınması söz konusudur” ifadelerini kullanan Anastasiadis, Maraş’ın statüsünde değişiklikte ısrar edilmesinin, önemli müzakere başlıklarından biri olan ve [BM Genel Sekreteri] Guterres Çerçevesi’nde de yer alan Toprak başlığını etkisiz hale getireceğini belirtti. Anastasiadis, “Mülkiyeti, garantileri, güvenliği ve çözüm bekleyen bir dolu konuyu göz ardı etmemekle birlikte, başlıca meselelerden biri toprak düzenlemeleridir” dedi.

'TÜRKİYE MÜDAHALE HAKKININ KORUNMASINDA ISRAR ETTİ'

Rum lider, Türk tarafıyla müzakereler konusundaki eleştirel bir soruya yanıtında da "Türkiye müdahale hakkıyla garantilerin korunmasında ısrar ediyordu, Yunanistan garantilerin kaldırılmasını ve askerin çekilmesini istiyordu" dedi. 

Anastasiadis, “Acaba bizi bu noktaya kadar getirebilecek tehlikeler doğru değerlendirilmedi mi?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Yani Genel Sekreter’in 28 Eylül raporunda ifade ettiklerine bakmadan Crans Montana’da Türkiye’nin sunduklarını kabul mü etmeliydim? İç konularda önemli ilerlemeler kaydedildiğini Genel Sekreter kendisi söylüyor. Özellikle de yönetim, yetki paylaşımı ve etkin katılım konularında. Genel Sekreter’in raporunda objektif olmayan şey şu ki bunu söylemekte tereddüt etmiyorum; garantör güçlerin olumlu olduğuydu ki bu gerçeğe tamamen yabancı bir şeydi. Çünkü Türkiye müdahale hakkıyla garantilerin korunmasında ısrar ediyordu, Yunanistan garantilerin kaldırılmasını ve askerin çekilmesini istiyordu. Kıbrıs’ı veya Kıbrıslı Türkleri Türkiye’nin kontrollü parçası haline getirecek bir şeyi kabul mü etmeliydim?” (Yeni Düzen)