Özlem Akarsu Çelik

oakarsucelik@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
Veda... Gazetecilik bitmek bilmeyen bir öğrenme yolculuğu. Bu yolculukta hem Duvarcıların her birinden hem de okurlarımızdan çok şey öğrendim. Hepinize teşekkür etmek istiyorum.
Kadıköy Belediyesi’nden bir ilk "6284’ün uygulanması sağlanırsa, bu ülkenin resmi otoritesi çıkıp ‘kadın-erkek eşittir, erkeğin kadına şiddet uygulaması suçtur’ derse inanın çok şey değişir bu ülkede. O zaman bu kadar sığınağa bile ihtiyaç kalmayabilir.” 'Sözleşmeden çekilmek, devlet eliyle ayrımcılıktır' "İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, kadınların çok ağır bedeller ödeyerek elde ettiği kazanılmış haklarını, üstelik nüfusun yarısını oluşturan kadınların iradesini yok sayarak ellerinden almaktır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, çok tehlikeli bir yolun kapısını açacak ve domino etkisi yaratarak kadınların insan haklarıyla ilgili uluslararası, bölgesel veya ulusal tüm mevzuatı hedef tahtasına oturtacaktır."
'Mücadeleyi berhava edecek adıma izin vermeyiz' Kadınların hukuki kazanımlarının tartışmaya açıldığı bir dönemde, Kadın Meclisi bulunan ve kadına yönelik şiddetle mücadelede öne çıkan HDP’nin iki milletvekilinin erkek şiddetiyle gündeme gelmesini HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran’a sorduk. Başaran, “Yıllardır verilen mücadeleyi berhava edecek bir adımın atılmasına HDP’li kadınlar asla izin vermez” dedi. Kadınlar diken üstünde ama kol kola Bir avuç dernek, tarikat ve cemaatin baskısıyla kadın, çocuk, LGBTİ+ haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW başta olmak üzere tüm uluslararası sözleşmeler ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan Medeni Kanun’a ve Türk Ceza Kanunu’na kadar ilgili tüm yasalar hedef tahtasına oturtuldu. Acaba bütün bunlardan vazgeçmenin siyasi bedelinin ağır olacağını kestiren iktidar, tıpkı Ayasofya’da olduğu gibi sorumluluğu yargıya bırakma niyetinde mi? Hem iktidarla hem muhalefetle mücadele etmek Tüm kamuoyu yoklamaları 18 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin oyunun giderek eridiğini gösteriyor. Peki muhalefet ne yapıyor? Tek insan rejimine karşı yan yana durması gereken, ancak bu şekilde güçlü olabilecek muhalefet partileri iki ileri bir geri sayıyor, kimi zaman siyasi iktidarın değirmenine adeta su taşıyor. Zulme isyan edenlerin en büyük zorluğu, iktidarın yanı sıra muhalefetle de mücadele etmek zorunda kalması. Polis gazetecinin boğazını sıktı, vekilleri tekmeledi Son yıllarda mahkeme koridorlarından sokak eylemlerine kadar her yerde polisin “sarı basın kartı” baskısına maruz kalıyor gazeteciler. Haber okumak/izlemek isteyenlerin alternatif mecraları tercih ettiği memleketimizde, internet gazeteciliği hâlâ Basın Kanunu içinde tanımlanmamışken, alternatif basın yayın kuruluşları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın verdiği basın kartlarına başvuracak koşullara sahip değilken polis, önüne çıkan gazeteciye basın kartı soruyor. Çünkü gazeteciyi olay yerinden uzak tutma emri alıyor. Popülizmi bırakın, bu habere bakın! Adana’da 5 ve 6 yaşlarındaki kız ve erkek iki çocuğunu istismara maruz bırakan baba, 21 Ocak’tan beri yargılanıyor. Davanın üçüncü duruşması 25 Haziran’da görüldü ve halen tutuksuz yargılanan sanık, Adana’da Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir çocuk hastanesinde, kamu görevlisi olarak çalışmaya devam ediyor. Yetkililere soruyoruz, neden? Milletvekilliklerinin düşürülmesi sürpriz miydi? İktidar, bu hamlesiyle bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefliyor. MHP’nin diline ve siyasetine tamamen teslim olmuş AKP, CHP’yi, HDP ile resmileştirilmemiş ortaklığını ifşaya zorluyor kendince. Bunu yaparken ne kadar kudretli olduğunu da “dosta düşmana” gösteriyor. Atilla Kart: Meclis kararı yok hükmündedir Eski CHP milletvekili avukat Atilla Kart, Meclis Genel Kurulu’nun üç milletvekili hakkında verdiği milletvekilliklerini düşürme kararının Anayasa ve yasalar nezdinde yok hükmünde olduğunu söyledi. Kart, "Anayasaya göre milletvekilleri 7 gün içinde AYM’ye başvurmalı, AYM 15 gün içinde karar vermek zorunda” dedi. 'Hafta sonu eve kapanmanın salgın için yararı yok' Prof. Dr. Necati Dedeoğlu: Koruma kurallarına uyarsak her gün birkaç yüz hasta ile idare ederiz; uymazsak yine birkaç binlik hasta sayısına ve artan ölümlere geri döneriz. Vakalar yazın azalsa da sonbaharda artması beklenebilir. Bu virüs daha uzun süre bizlerle berabermiş gibi görünüyor. Konuralp: Kamuoyu oluşturma güçleri kalmadı RTÜK'ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Okan Konuralp iktidar medyasının son üç yıldır kamuoyu oluşturma gücünün kalmadığını söylüyor. "Dahası neredeyse tüm kamuoyu oluşturma hamleleri muhalefetin lehine sonuçlar doğurdu" diyen Konuralp, iktidarı destekleyen kanalların izlenme oranlarının düşük olduğunu, gazetelerinin de satmadığını anlattı. Hürmüz Diril nerede? Diril çiftini kimler, neden kaçırdı? Diril Ailesi başta olmak üzere Süryani toplumu ve tüm azınlıklar endişe içinde bu kahredici sorunun yanıtını öğrenmek için bekliyor. Agos gazetesinden Pakrat Estukyan ve Bianet’ten Ruken Tuncel ile birlikte HDP Milletvekili Tuma Çelik’le Diril çiftinin kaybolması olayını konuştuk. Kılıçdaroğlu: İlk seçimde iktidar el değiştirecek Türkiye'de ekonomik buhran yaşandığını ancak gerçeklerle yüzleşmek istemeyen hükümetin, dövize endeksli, Hazine garantili ihalelerin müteahhitlerini daha çok düşündüğünü söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na göre 'hayali darbe' senaryosu da halkın gerçek gündemini bastırmak için dolaşıma sokuluyor. "Bayram geliyor ve milyonlarca vatandaşımız çocuklarına sembolik bir bayram harçlığı dahi veremeyecek" diyen Kılıçdaroğlu, 'çok geniş toplumsal bir mutabakat'la ilk seçimde iktidarın el değiştireceğini de ifade etti. 'Önlemler devam etmeli, 'normalleşme' yanlış' Doç. Dr. İlker Belek, Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koyabileceği “normalleşme” kararı için "Kesinlikle yanlış. Şunu söylüyorum, bu verilerle, bu test sayılarıyla salgın yönetimi konusunda, 'normalleşme' de dahil hiçbir karar verilemez, " yorumunu yaptı. "Hükümet salgındaki başarısını kanıtlayabilmek için kıyaslamayı durumu en kötü ülkelerle yapıyor," diyen Belek, "Önlemler devam etmeli. Kritik sektörler dışında üretim durdurulmalı. İşçinin, emekçinin ücretini ve sağlıkla ilgili bütün ihtiyaçlarını hükümet karşılamalı. Ama çok çaresiz durumdalar. Burjuvazi sıkıştırıyor. İşçi de sıkıştırıyor. İşsizliğin arttığı böyle bir ortamda halk ne yapsın! Hükümet çaresiz. Patrona karşı çıkamaz, işçinin ücretini ödeyemez. Dolayısıyla mecburen 'normalleşiyorlar'," ifadelerini kullandı. 'Futbolcuların oynamama hakkı var' TFF Başkanı Nihat Özdemir, Süper Lig’in 12 Haziran’da başlayacağını duyurdu. Prof. Kadriye Bakırcı, futbolcuların İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca “çalışmaktan kaçınma hakkı”na sahip olduğunu, oynamamaları durumunda sözleşmelerinin feshedilemeyeceğini belirtti. Kars Belediyesi'ne kayyım hazırlığı mı? HDP'li Ayhan Bilgen'in MHP’den 338 milyon 380 bin TL borçla devraldığı Kars Belediyesi'ne haciz koyduruldu. Yaklaşık iki hafta önce gasp, uyuşturucu ve cinayetten sabıkası bulunan üç kişi, Kars Belediye binasına girerek, hasar verdi. 30 Nisan 2020’de Yeni Şafak gazetesinde “Kars Belediyesi’nde tuhaf işler: HDP’li belediye PKK’ya böyle para aktarıyor” başlığıyla bir haber yayınladı. Tüm bunlar Kars Belediyesi'ne kayyım atanması için yapılan girişimler mi? Bilgen, konu hakkında "Kars’ta kayyım atanırsa AKP’nin geleneksel seçmeninin gidip MHP’ye oy vermesi ihtimalinden daha yüksek olan ihtimal, artık daha blok, muhtemelen Kürt milliyetçiliği duygularıyla kalıcı bir HDP seçmeni haline gelmesidir," yorumunu yaptı. 'Covid-19'da başarımız dünyada tescillendi' Kendisi de bir hekim olan Prof. Dr. Ünüvar, yoğun programı arasında sorularımıza verdiği yanıtlarda “Sağlıkta Dönüşüm Programı çok başarılı oldu” derken Türkiye’nin Covid-19 salgınıyla mücadeledeki başarısının dünyada da tescil edildiğini söyledi. 'Sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilmeli' Prof. Dr. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar, 2002-2018 döneminde özel hastane sayısının yüzde 112,9, özel hastane yatağı sayısının da yüzde 305 oranında arttığı bilgisini vererek "Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçilmeli, sağlık sistemi örgütlenmeden finansmana, hizmet sunumundan sağlık personelinin planlanmasına kadar tümüyle kamusal bir karaktere kavuşturulmalıdır. Temel insan haklarından biri olarak sağlık hakkının sağlanabilmesi için eşit, ücretsiz ve ulaşılabilir bir sağlık sistemi kurulmalıdır," diye konuştu. 'Temaslılara hâlâ test yapılmıyor' Türk Tabipleri Birliği COVID-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Bizim gözlemlerimize göre, Türkiye’de COVID-19 pandemisinin hem olgular hem de ölümler üzerinden değerlendirilmesinde sorunlar var. Açıklanan ölüm sayıları epidemiyolojik dağılımlara uyum göstermiyor; doğrulanmış olgu sayıları artış gösterirken, ölüm sayıları buna paralel bir artış göstermiyor. Ayrıca temaslılara tarama testi yapılmamış olması da filyasyonun tam olarak yapılamadığının bir göstergesi" dedi. 'Pandemi konusunda temeli çok sağlam kurduk' “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”nin bir anlamda sahibi ve uygulayıcısı olan eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, eleştirilere yanıt verdi. Akdağ’ın cevap hakkına, noktasına virgülüne dokunmadan yer veriyorum. Bu vesileyle köşemi bir süre Türkiye’deki sağlık sistemini tartışmaya ayıracağımı da konunun muhataplarına duyurmak isterim. Kazanan Soylu oldu Erdoğan’la yıllarca siyaset yapmış bir isim, “Erdoğan istifa kabul etmez, görevden alır!” demişti. Haklı! Erdoğan bu istifayı kabul etseydi, kendi iktidarının büyük darbe alacağını biliyordu. Kabul etmesi mi yoksa etmemesi mi kendi lehine, onun hesabını yaptı ve istifayı kabul etmedi. Soylu ise istifası kabul edilse de edilmese de “kazanan” olacaktı ve oldu da. Ayçiçek yağı meselesi beni fena işkillendiriyor! Ayçiçek yağında, Türkiye’de 50 bin ton stok kaldığından, bunun Türkiye’nin bir aylık ihtiyacının dahi altında olduğundan söz ediliyor. Yani Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak miktarda yağ bulunmayan Kosova’da bu yağı kim stokladıysa ve sıfır vergiyle Türkiye’ye satacaksa piyango ona vurmuş olacak. 'Bu yanlış karardan dönüleceğine inanıyorum' ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Belediyelerin bağış alması kanuni bir haktır. Bu yanlış karardan dönüleceğine inanıyorum” dedi. Yavaş, İçişleri Bakanlığı genelgesiyle durdurulan bağış kampanyasında toplanan 3 milyon 532 bin liraya bankanın bloke koyduğunu ancak belediyenin ihtiyaç sahiplerine gıda ve nakit yardımı yapmaya devam edeceğini söyledi. 'İçişleri Bakanı için suç duyurusunda bulunulmalı' Hukukçu Atilla Kart, CHP’li belediyelerin korona virüsü salgınıyla mücadele için başlattığı yardım kampanyasının İçişleri Bakanlığı genelgesiyle durdurularak bağışların yattığı hesapların bloke edilmesi nedeniyle İçişleri Bakanı ve BDDK Başkanı hakkında da suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi. 'Evde kalanlar, evde kalamayanları koruyabilmeli' İnsanlık korona salgınından nasıl çıkacak? Sistem tartışmalarını, eve kapanmanın yaşamımıza etkilerini ve Türkiye’de devletin IBAN numarası vererek bağış toplamasının olası sonuçlarını Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç’la konuştuk. İnfaz paketi kadına şiddet suçunu kapsıyor mu? AK Parti yetkililerinin "kadına şiddet suçu"nun kapsam dışı bırakıldığını açıkladığı paketi yorumlayan Prof. Dr. Kadriye Bakırcı "TCK'da böyle bir suç tarifi yok. Kadınlara karşı kasten yaralama suçu işleyen erkekler TCK'nın ilgili maddelerindeki durumlar dışında bu paketten yararlanabilir" dedi. 'Yardıma bloke koymak yetkiyi kötüye kullanmak' Hukukçu Atilla Kart, İçişleri Bakanlığı genelgesinin toplum sağlığını sabote etmek anlamına geldiğini söyledi. “Belediyeler, toplum sağlığını koruma sorumluluğunu nayasadan alır” diyen Kart, yardım hesaplarına bloke konulmasının kanunsuz emir olduğunu ifade etti. 'Bu iş büyüyecek, bir an önce yöntem belirlenmeli' Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Murat Akova, Türkiye'de Covid 19 virüsü taşıyan kişi sayının çok artacağını söyledi ve "Bunların hepsini hastaneye yatırmaya kalksanız buna ne hastane yatağı yeter ne hastane kaynakları. Dolayısıyla bir yöntem geliştirmek gerekiyor" dedi. 'Sosyal medyaya aldırsam mesleği bırakırdım' Enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bir televizyon programında sarf ettiği sözler nedeniyle sosyal medyada kendisine gelen eleştirilere, "İster Allah deyin ister doğa, bu denge bir şekilde var, var olmazsa dünyada yaşam mümkün olmaz. Sosyal medyadaki sözlere aldırsaydım şimdiye kadar bu mesleği çoktan bırakmam lazımdı" dedi.