Grand Korçi

grandkorci@gmail.com
TÜM YAZILARI
Üsküdar’da bir mahalle meyhanesi: Şadırvan Kelimenin tam anlamıyla 'kitch' bir mekan burası ama bir bayağılıktan bahsetmek de mümkün değil. At yarışı oynayan, günlük işlerini meyhaneden takip eden, eve gitmeden önce iki tek atmak için uğrayan, aşk açmazlarını yüksek sesle dile getiren kadınlardan oluşan müdavim kitlesiyle, buzlu camların ardında başka bir alem hüküm sürüyor Şadırvan’da.
Kafe Kadıköy’e belediye başkanı aranıyor Yerel seçim öncesi tüm İstanbul, bırakın İstanbul’u, tüm Türkiye ve dahi rehber bayraklarının ardına takılmış turist kafileleri, seçilecek başkanın kafeyi nasıl yöneteceğine dair taahhütlerini merakla bekliyor. Artık sakin kalamayan bir Kadıköy sakini olarak, yüksek müsaadenizle sayın başkan adaylarına etraflı önerilerimi sunmak isterim. İçkiciler elli milyon ödeyecek Üretici veya ithalatçılardan ileride doğacak borçlarına karşılık Ocak 2024’ten itibaren teminat istenecek. Kestirmeden söyleyelim, teminatları yatırmakta zorlanan firmalar bu anlamsız maliyeti doğrudan ürünlerine yansıtacaklar ve daha da pahalı içki içeceğiz. Butik biracı ve şarapçılar, bu dert çekilmez deyip kapılarına kilit vuracak. Bağlar bozulacak, kazanlar boşa çıkacak.
Kentin göbeğinde bir mahalle meyhanesi; Topağacı Geçenlerde bir gerekçeyle yolum Nişantaşı’na düştü. Apartmanların arkasındaki yeşil vahalarda soluklanan mahalle sakinleri, sosyalleştikleri mekanları da yaratmış durumda yıllardır. Topağacı Meyhanesi de bu mekanlardan birisi. Semtin doğasına uygun olarak dar kaldırımlı Ihlamur Yolu sokağının ortasında ağırlıyor müdavimlerini. İkinci yüzyılında Cumhuriyet'in içkiyle imtihanı İkinci yüzyılda da içki Cumhuriyet'in başat sorunları arasında kalmaya devam edecek gibi gözüküyor. Sorun siyasal İslamcılarla, sekülerler arasındadır. Laik bir Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında içki içenlerin; içenlere hakaret edip, paralarını almaktan çekinmeyen siyasal İslamcılar kadar cesur ve direngen olmaları, belki de tüm perdeleri kaldırmaları gerekiyor. Özrü Kabahatler Kanunu’ndan büyük Anadolu’nun pek çok yerinde uzun zamandır içki içmek utanılası, ayıp ve kötücül bir eylem olarak görülüyor. Genelge İstanbul’a özel olarak çıkınca patırtı koptu ama memleket genelinde içkinin meşruiyetine dair zemin çoktan aşınmış durumda. İçki son kale değil elbet lakin onlarca, yüzlerce sarı öküzden birisi olarak önümüze bırakıldı. Sarı öküzü verip vermemek sadece içki içenlerin sorunu değil. Kırık dökük de olsa laik bir sistemin devamını doğru bulan herkesin sorunu. Boğaz’ın bağırmayan meyhanesi: İnciraltı İnciraltı Boğaz’ın neonlara boğulmuş mekanları gibi bağırmayan bir meyhane. Bahsettiğim kimyayı yakalamaya yaklaşmış lakin kıvama gelmesi için bence biraz daha vakti var gibi. Serin havalarda iç mekanı, yaz aylarında bahçesi ve Beylerbeyi sahilin keyifli atmosferiyle gidilesi mekanlardan. Osmanlıda ve Erdoğan’ın Türkiyesi’nde içki İçki içmek, hem çok pahalı olması hem siyasal İslam’ın moral değerlerinin kuşatması hem de utanılacak bir şeye dönüştürülme siyaseti nedeniyle giderek zorlaşıyor. Elbette kimsenin içki içmeyi özendirmesi gerekmiyor lakin bu alanda biriken enerji ve stres toplumsal fayları kıracak denli potansiyel taşıyor. Bodrum’un eski marangozu, yeni meyhanesi Sonuç olarak Marangozhane 8 puan ile ‘Gitmelisiniz’’ sınıfında yer alan bir meyhane oldu. Yolu Bodrum’a düşenlerin, lezzetli meze ve yemek isteyenlerin, olmayan hikayelerini göze sokmaya çalışan mekanlardan bıkanların, Bodrum’lularla birlikte yemek içmek isteyenlerin Mahmut Kaptan’dan sonraki ikinci durağı olarak not ediyorum Marangozhane’yi. Eskişehir’in hikayeli meyhanesi Kör Kamil Kör Kamil benden aldığı 7,8 puan ile 'Gitmelisiniz' sınıfında yer alan bir meyhane oldu. Yolunuz Eskişehir’e düşecekse ya da Eskişehir’de yaşayıp da henüz uğramadıysanız gönül rahatlığıyla listenize ekleyebilirsiniz. 14 Mayıs, şampanya ve ulusal içki politikası 14 Mayıs akşamı isteyenin rakı, isteyenin bira, viski, şarap hatta şampanya içeceği; isteyenin de şükür namazı kılacağı bu toprakların eşsiz dengesini siz dinamitlediniz. O vakit 14 Mayıs akşamından itibaren muhtemel iktidar değişikliğinde içki ve içki sektörüyle ilgili politikalardan konuşmaya bugünden başlamak gerekiyor. Zira mesele şampanya patlatmaktan daha derin bir memleket meselesi.  Unutmazsak kalbimiz kurusun ‘’Unutmazsak kalbimiz kurusun’’ diyebileceğimiz bir ülkenin özlemiyle, kaldığımız yerden devam edeceğiz. Başka çaremiz yok. Semalarından uğultu yükselen semt: Kadıköy Dışardan öyle görünmese de, güzelim semt toplamda ‘’tek boyutlu ve niteliksiz’’ bir tüketim kültürünün elinde kimliğini kaybediyor günbegün. Tiyatroları, açık havadaki spor imkanları, park konserleri, kiliseleri, camileri, tarihi çarşısı, rıhtımı, garı, Bahariye’siyle üç mahalleden mürekkep merkezi semtteki güzelliklerin sürdürülebilir olması gerekiyor. Direngen bir kadından armağan: Despina Meyhanesi Despina, 77 yıllık tarihiyle klasik bir meyhane. Aslında tarihiyle olduğundan çok, tarzıyla bir klasik. Leziz mutfağı, sadık müdavimleri, muşamba masa örtüleri ve eğlenceli geceleriyle uzunca bir döneme bayraktarlık yapmış bir mekân burası. 77 yıllık tarihinin verdiği yorgunluk ufak ayrıntılarda göze çarpsa bile; müdavimlerinin nefes aldığı, soluklandığı bir oksijen çadırı işlevini sürdürdüğünü görmemek mümkün değil. İzmir’in salaşları: Dargeçit Meyhanesi ve Hayyam Her iki meyhane de insana ev havası veren, mütevazı ve olmaları gerektiği gibi değil, oldukları gibi yerler. Bu tür yerlerin fazlasıyla popüler olmasından hep endişe ederim ve bu satırlara taşırken dahi bu endişem devam ediyor. Lakin her iki mekanın işletmecilerinin de, müdavimlerinin de, mekanlara sinmiş kokuların da bu riski savuşturacağına inanıyorum. Yemek ve göç Sapor İstanbul; siyasi kuraklık döneminin öncesinde bu memlekette ruhumuzun doyduğu nitelikli ve niş etkinliklerin diz boyu olduğunu hatırlattı bizlere. Bu insanlık dışı, bezginlik veren, niteliksiz, kaba ve lümpen kuraklığı sona erdirebilirsek, kana kana susuzluğumuzu giderebileceğimizin işaret fişeklerinden birisi sayılmalı bu haliyle. Konuşulmasa da katılımcıların haleti ruhiyesinden bunu anlamamak için siyasetçi olmak gerekiyordu. Sadun Boro’nun evine yerleşen meyhane; Müdavim Oda ve Sadun Boro’nun Bodrum Kalesi’ni gören o keyifli evlerinin meyhaneye dönüştürüldüğünü duyunca soluğu Müdavim’de almak kaçınılmaz oldu elbette. Müdavim muhteşem manzarası, görece uygun güvenlik imkanları gibi başlıklardan tam puan alsa da; Oda ve Sadun Boro’nun evine yerleşmiş geçici bir kiracı algısından kurtulmak için muhteşem bir hikâyenin içinde olduğunu fark eder umarım. Sonuç olarak Müdavim benden aldığı 6,8 puan ile ‘’rahatlıkla gidilebilir’’ meyhane sınıfında yer alıyor. Meyhane değerlendirme kriterlerim Elimizde toplam on ana değerlendirme başlığı var ve hepsinin toplamı etkileme oranları farklı. Dolayısıyla ağırlık oranları ve puanları da farklı. Bu durumda her şeyiyle yüzde yüz mükemmel olan bir meyhanenin alacağı en yüksek ağırlık puanını hesaplamak artık çok kolay. Rakı 201: Meyhanede rakı tadımı Görünüş, Burun, Damak, Bitiş ve Bacak izleri sıralamasıyla yapacağınız bir tadım meyhane ortamında olsa da o rakı hakkındaki fikirlerinizin daha nesnel olmasına yardımcı olacaktır. Hem de çilingiri meşgul eden sohbetin daha nesnel olmasını sağlayacaktır. Rakı 101 Rakıyı rakı yapan bir bakıma anasondur. Damıtım esnasında suma içine katılan anason tohumlarının uçucu yağındaki anetol isimli madde alkolde çözülerek rakının karakteristik özelliğini tamamlar. Anetol oda sıcaklığının altındaki derecelerde kolaylıkla donup kristalleşen bir kimyasal maddedir. Rakı kadehine fazla buz koyulduğunda bile bu etkiyi gözlemlemek mümkündür. Kadehin üzerinde toplanan ve kristalleşen anetol içim tadını bozar. Bağlar bozulsun story’ler bozulmasın Üzüm bereketli meyvedir. Sıkarsın pekmez olur, sirke olur, şarap olur. Kurutursun yemiş olur, rakı olur. İçersin dünya güzel olur ama bu gerçekleri görmeden çekersen bir story’si olur mu emin değilim.  Apolitik bir Babagannuş tarifi Malumunuz Babagannuş temelde bir patlıcan mezesi.  Patlıcan, peşine kattığı domates ve biber ile pek çok mutfağın sarsılmaz üçlüsü olarak hayatına devam ediyor. Babagannuş da patlıcanın başrolde olduğu bu üçlüden çıkma şahane bir soğuk meze. Aslen Levant mutfağının gözdesi. Soğanlı olup olmayacağı konusunda menemendeki kadar fırtınalar kopmasa da şiddetli rüzgarlar eser. ÖTV, festival iptalleri, Gülşen ve kültürel hegemonya Anlaşılıyor ki bir süredir Gülşen özelinde bir operasyon yürütülüyor. Zamansız ve bağlamı çarpıtılmış şekilde sosyal medyaya sürülen videolar üzerinden ciddi bir ayar çekme operasyonu bu. Melek Mosso, Aleyna Tilki, Tarkan, Cem Yılmaz gibi popüler figürleri de radarlarına almışlardı bir süre. Gülşen’se diğerlerinden farklı olarak galiba iki şeye dokundu. Birincisi kadınların memelerini serbest bırakın dedi, ikincisi LGBT+ bayrağını dalgalandırdı. 'Körkütük' ve eksiklik üzerine Körkütük olacak kadar içmek ve bunu düzenli yapmak teyellenmiş eksikliğimiz bana göre. Adını koymak lazım. Bu meselede içki ön planda olsa da en günahsız olandır, sadece aracıdır. Her zamanki gibi görünenin ardına bakmak gerekir; körkütük olarak gizlemeye çalıştığımız eksikliğimiz ne? 2023’e doğru içki sektörü Vergiyi yükselterek tüketimi azaltmak ve halk sağlığını korumak şeklinde özetlenebilecek amaçlara sahip özel tüketim vergisinin ardında bir hınç olduğu artık saklanmıyor. Üstelik bu alandan toplanan vergiler, örneğin alkolizm sorununun çözümü için kullanılmıyor. Zaten Türkiye’de altı çizilecek bir alkolizm sorunu da yaşanmıyor. Erkeklere rağmen rakı yazan kadınlar Kimisi açık kimisi kapanmış yaralarına rakı dökmüş kadınların hikayeleri bunlar. Samimi, kendisiyle hesaplaşan, hesap soran ve bunu rakı eşliğinde yapan metinler.   Glutensiz içki olur mu? Damıtık içkilerde gluten olmayacağı literatür ve uygulamada ağırlıklı kabul görmüş bir görüş. Bence özellikle etiketlenmesine gerek yok. Gluten içermeyen üzümden yapılan ve glutensiz diye satılan rakının karşısına, bir başka üretici çıkıp da fosforsuz yazsa ne yapacağız belli değil. Netice de haklı mı haklı. 'Sulu'daki günah vergisi ve ardı Erdoğan, içki içen vatandaşlarının bireysel tercihlerini, henüz açık açık dini saiklerle eleştirmiyor ya da buna dayanarak bir yasaklamaya gitmiyor. Gitmeyecek de. Çünkü sulu ve tütüncülerin hazineye sağladığı katkı göz ardı edilmeyecek boyutta. Bu gelirden mahrum olmayı istemeyecek, istese de yapamayacak. Bunun yerine her fırsatta torbacı ağzıyla da olsa, aşağılayıcı ifadelerle karşı mahallenin kültürel kodlarına saldırmayı sürdürecek gibi duruyor. Çilingirden kalkmak Tekrara düşme pahasına söyleyeyim; barba meyhaneyi açar, ruhunu müdavim üfler. Eğer maya tutarsa tabelaya isim yazılmasa da olur. Boğma rakıdan korkmalı mıyız? Türkiye’nin güneyinde, Orta Anadolu’da, Trakya ve Ege’de rastlayabileceğiniz boğma rakı üretimi yıllardır yasaklanmış bir eylem. Yasak, mevzuattan geliyor. Gerekçesiyse, sağlık üzerindeki olumsuz etkisi. Özellikle damıtımda ortaya çıkan metil alkol korkusu. Bu korku yersiz değil elbette ama yersiz yere büyütülüyor.