Yaşamın ‘baykuş açısı’ Yeldeğirmeni’nde

İsrailli graffitici Pilpeled, küçük bir çocuğun 15 metreye 15 metre boyundaki ‘Baykuş’ gözlü portresi ile Yeldeğirmeni’nde. Etkinlik, sanatçının Black Flag Art’ta bugün açılan ilk kişisel sergisiyle zenginleşiyor. Gerçek adı ile Nir Peled, aradaki tüm tonlara da gereken saygının duyulması gerektiği mesajını veriyor. Ülkesinde de bu türden zıtlıkların yaşandığını ifade eden sanatçı, siyah ve beyazın da birlikte gayet iyi varolabildiğinin unutulmaması gerektiğini söylüyor. 

Evrim Altuğ evrimaltug@gmail.com

İsrailli çağdaş sanatçı Pilpeled, ilk Türkiye sergisi ve kamusal alan projesini İstanbul Kadıköy’deki Yeldeğirmeni Mahallesi’nde yer alan yeni sanat mekânı Black Flag Art’ta ve Talimhane Sokak’ta, Volkan Kızıltunç’un bağımsız sanat alanı Noks’a komşuluk eden bir binanın duvarında ortaya koyuyor. Kurum, açılışını pandeminin ilk döneminde, Leo Lunatic, M.E.T., Mr.Hure, Murys ve Nuka lakaplı sanatçıların eserlerini içeren ‘Polemiğe Girmem’ sergisi ile yapmış, ancak yaşanan süreçte izleyiciden uzak kalmıştı.

1985 doğumlu, Tel Aviv’li sanatçı, gerçek ismi ile Nir Peled’in, Leo Lunatic’in bir yapıtına da karşı duvarda komşuluk eden 15 x 15 metre büyüklüğündeki çalışması, sergisinde de yer alan bir grup ‘dünyalı çocuk’tan birini, küresel kültür sembolleri ile tasvir ediyor. Son bir haftadır yapıtı için mahallede çalışan ve sergisine hazırlanan Nir Peled, daha ziyade siyah ve beyazı kullanarak ortaya koyduğu, sanat tarihinin göz yanılsamasına dayalı yapıtlarını referans alan ‘Op Art’ ve popüler sanata kapı açan ABD çıkışlı ‘Pop-Art’ türünden ilham alıyor. Keith Haring ve Egon Schiele gibi sanatçılara hayranlığını vurgulayan ‘Pilpeled’, kariyerine Tel Aviv’deki kulüpler ve partiler için posterler ve el ilanları tasarlayarak başlamış. Nitekim, sergisine ait el ilanları ve posterler de, Kadıköy’ün çehresine işlenmiş vaziyette. Sanatçı, sergisi ve projesini bugünden itibaren, saat 15:00 ile 22:00 arasında düzenlenecek bir açılışla İstanbul’a armağan edebilmeyi hedefliyor.

Kariyerinin bir bölümünde küresel müzik kanalı Mtv’nin İsrail yayımları için grafik tasarımcı olarak da çalışan sanatçı, ilerleyen zamanda ünlü bir içki firmasının şişe tasarımını, yine küresel bir alkolsüz markanın kampanyasını da görselleştirmiş. İki sene önce Time Out dergisinin en iyi graffiti ödülünü alan, Berlin, Krakow, Paris, Los Angeles gibi bir çok noktaya yaratıcılığını taşıyarak kamusal alanın hafızasına mal olan Pilpeled, İstanbul sergisinde farklı malzemeler üzerine ürettiği desenlerini de sanatseverlere sunuyor.

İsrailli çağdaş sanatçı Pilpeled'in eserlerinden...

Akdeniz uygarlığının barındırdığı Arap, Mısır, İbrani ve diğer tüm kültürel köklere göndermede bulunan ikonografik desenleriyle dikkat çeken Pilpeled, çalışmalarında gerçeküstü kompozisyonlar, ışık gölge oyunları ve cinsellik ile mistisizm gibi konuları da ele alıyor. Sergisinde ‘Ekch’, ‘Boy Prince’, ‘Ekah Bah’, ‘Devici1-2’, ‘Kiss the sky’, ‘Killer in me is the killer in you’, ‘Owl’ serisi, ‘Dancing With Myself’ gibi çalışmalarını görebileceğiniz Pilpeled, bir haftadır bulunduğu kente geldiği için kendini son derece şanslı bulduğunu vurguluyor. Tel Aviv ile İstanbul’un uçakla iki saat uzaklıkta olduğunun altını çizen Pilpeled, altı katlı bir binanın duvarına yaptığı, baykuş taklidi yapan pembe gözlüklü çocuk kompozisyonunun iyimser bir bakış açısı yayacağına olan inancını aktarıyor. Bu serinin dünya kentlerinde sürdüğünü belirten Pilpeled, İstanbul sergisinde geçmişten ve daha önce sergilenmemiş yapıtlarını bir araya getirdiğini, bunun için İsrail Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Elazar Zinvel’e de özellikle teşekkür ettiğini ifade ediyor.

Nir Peled, Yeldeğirmeni sakinleri ve kültür sanat camiasının, sosyal medyada paylaştığı duvar resmi ve sergi bilgilerinden sonra çok olumlu geri dönüşler almış. Pandemi sürecine karşın İstanbul’a gelmekte ne olursa olsun ısrar eden, sanatının kendisi için bir tutku olduğunu bildiren Peled, İsrail ve Türkiye’nin, mutfak, insanlar, güneş ve kültürel zenginlik adına ortaklığının altını çiziyor. Sanatçı, kendini İstanbul’da oldukça huzurlu ve güvenli bulduğunu, imkân bulsa daha fazla kalmak istediğini de vurguluyor.

Peled’in çalışmalarında bir tür ‘kültürel salata’ zenginliği, şifası mevcut. Antik Yunan ve Mısır referanslarını kullanmayı da seven sanatçı, bazen iki, bazen ise üç boyutlu işlerinde Dünyanın her yanından kültürlere ait sembollerin olduğunu söylüyor. Peled’in yapıtlarında karakteristik hale gelen siyah ve beyaz dengesi ise, insanı doğru-yanlış, iyimserlik-kötümserlik ve aydınlık-karanlık gibi ikiliklere sevk ediyor. Başlarda bunu herhangi bir kavramsal niyetle planlamadığını söyleyen sanatçı, zamanla yaptığı tüm baskı resimlerde, duvar çalışmalarında buna alıştığını anlatıyor.

Öte yandan, Dünya şu günlerde ırkçılık ve adalet merkezli zıtlıklarla da mücadele içinde olduğundan, sanatçı bu durumun da farkında olduğunu aktarıyor. Dünyanın salt siyah-beyaz bir yer olmadığını belirten Nir Peled, aradaki tüm tonlara da gereken saygının duyulması gerektiği mesajını veriyor. Ülkesinde de bu türden zıtlıkların yaşandığını ifade eden sanatçı, oysa siyah ve beyazın da, birlikte gayet iyi var olabildiğinin unutulmaması gerektiğini söylüyor. ‘Siyah olmadan beyazı, beyaz olmadan siyahı göremeyiz,’ diyen Nir Peled, Black Flag Art’taki sergisinde kız arkadaşıyla yaşadığı özel bir ana göndermede bulunan büyük bir resmi de sanatseverlere sunuyor. Yapıt, mitolojik referanslar da içeriyor. Eserde, dans eden iki kişiye eski bir tanıdık tarafından yapılan kötülük tasvir edilmiş bulunuyor. Sergideki bir diğer yapıtta yine bir çift yer almakta. Venüs ve Mars’ın birbirine tutkusunu yansıtan bu çalışmada da bir kıskanç topluluk göze çarpıyor..

Bilgi

Tüm yazılarını göster