YAZARLAR

Akbelen yalan üretim santrali

Ağacına sahip çıkamadın ama Akbelen Ormanı’nın toprağına ve yeniden ağaçlanmasına sahip çıkarak şimdi görevini yap. Duyarlı sanatçılar neredesiniz, Akbelen'in sesini duymuyor musunuz?

Vali Tavlı’dan, yüce devletimizden yeni bir harekât, yeni bir oyun ve engel planı gelmezse, Akbelen’de “Büyük Buluşma” bugün; 6 Ağustos’ta.

24 Temmuz’da ağaç kesimiyle başlayan orman katliamı, bundan sonraki evrede toprağın kazılmasıyla, toprağın da canının çıkarılmasıyla sürecek. Orman arazisi yutulacak. Çünkü, dünya literatüründe “kirli enerji” olarak anılan fosil yakıt, yani bildiğiniz kömür çıkarılacak. Neden? Çünkü, iki enerji santrali, enerji üretecek! Şirket yetkilileri, devlet yetkilileri, bizzat Vali bey böyle buyuruyorlar.

Büyük Buluşma, cinayetin ikinci aşamasının önüne geçebilmek için.

İkizköy’ün ve bölgede sırasını bekleyen diğer yerleşimlerin fiziksel olarak, fiilen şirket tarafından yutulmasının önüne geçebilmek için Büyük Buluşma

Orman kesildi.

Daha altına inilmeden, kesime gerekçe olarak gösterilen toprağın altından çıkarılacak “kirli enerji”den önce toprağın üstündeki ganimet şirket için kaynağa, enerjiye dönüştü bile: Kesilen ağaçlar, tomruğa dönüştürüldü. Kesilen ağaçlar gövdesinden dalına, yaprağına kadar sermayeye cansuyu oldu şimdiden. Şirket ve sermaye şimdiden tavlandı(1).

Devamı gelecek. Şirket ve devlet yetkilileri öyle diyor.

Vali Tavlı, bu yönde baş sözcülüğü kimselere bırakmıyor. Tamamen “devlet dili”ne bağlı olarak konuşuyor. 30 Temmuz’daki açıklamasına falanca bakanlık, filanca müdürlük oluruna, bilmem ne ruhsatına, şu belgesine haiz “Yeniköy-Kemerköy Termik santralleri için şirketin uhdesinde bulunan sahaya elektrik üretiminde kullanılmak üzere ilave kömür madeni işletme izni verilmiştir” ilanıyla başlıyordu Vali Bey.

Devamı:

"Bu kapsamda yapılması gereken işlemler için 24 Temmuz 2023'te Orman Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmalar bugün itibariyle sona ermiştir. Bu işlemden sonra, maden çıkacak sahalar tıpkı diğer maden sahalarında olduğu gibi izin sahibi tarafından rehabilitasyon projesine uygun olarak rehabilite edilecek ve mevcut alanda benzer özelliklerde 130 bin fidan dikimi gerçekleştirilecektir."

Ve fakat sahadan gelen görüntüler kendisini yalanlıyordu. Kesim, tüm hızıyla sürüyordu. Kendisi de yaptıkları ve yaptırdıklarıyla yalanlayacaktı kendisini.

Valinin "her şey yasaya, mevzuata uygun" açıklaması yaptığı 30 Temmuz’da, Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV), Akbelen’de ağaç kesiminin yasadışılığını belgeliyordu. Şirketin kesim için aldığı izin süresi 2021’de bitmişti. Dosya üzerinde yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle iznin uzatılması için yapılan başvuru yasal olarak geçersiz sayılmalıydı. 

SAHTE STK’DAN SAHTE İŞÇİ VE SAHTE KAMU’YA

Devletimizin her kademede yöneticisiyle, bürokratıyla, gerek yerel gerek merkezi yönetimin derin STK sevdalısı olduğunu biliyoruz. Ama Akbelen’de toplananlar, İkizköy Çevre Komitesi, ÇEHAV, kendi adlarına ya da birlikte “Akbelen’de kesimi durdurun” çağrısı yapan onlarca kuruluşun hiçbiri, ama hiçbiri yüce devletin yüce temsilcilerinin sevdalısı olduğu STK’lardan değildir!

Vali Tavlı sermaye tavcılığında beceri ve deneyimini daha önce görev yaptığı Çanakkale’de, Kazdağları’nda kanıtlamış bir yönetici. Andığımız açıklamasında kendisini göreve çağıran avukatlara kulağını tıkarken, onları ve Akbelen’de ortaya çıkan diğerlerini hemen teşhis ediyor: Provokatörler!

"Bu süreç boyunca, çeşitli provokasyonlar sonucu, tarihi şan ve şerefle dolu jandarmamız ve polisimize yapılan tahrik edici, çirkin ve maksatlı saldırılara karşı gerekli adli ve idari çalışmalar başlatılmıştır. Oradaki süreç sona ermesine rağmen bölgede görevini ifa eden kamu çalışanlarına müdahalede bulunmaya davet edenlere, provokasyon ortamı oluşturmaya yönelik söylem oluşturanlara karşı vatandaşlarımızı uyarıyoruz."

Vali Tavlı uyarmakla kalmıyor, “provokatör” dediği istenmeyen kişileri ve kuruluşları sahadan uzaklaştırmak için cansiperane çalışıyor. Kelepçeli gözaltı, dayak, gündüz gözü alenen adam kaldırma, tehdit, gözdağı, ilçeye – bölgeye giriş yasağı, sinyal kesicilerle iletişimi engelleme, içme suyu girişini engelleme… her şey.

Bunlar da yetmiyor, şirket nasıl ki “işçi” pozuna girip onların ağzından ilanlar kaleme aldırıp seçilmiş gazetelerde tam sayfa yayınlatma sahteciliği(2) yapıyorsa Vali Tavlı da bölge muhtarlarına kendisine ziyaret düzenletiyor. Söz konusu ilanda işçilerin içine nasıl şirket kaçmışsa, bu kez de muhtarların içine devlet ve vali kaçmış gibi duruyor: Onlar da direnişçileri, provokatörleri şikayet ediyor Vali Tavlı’ya.

Kurgular, oyunlar şurada dursun. Büyük Buluşma’ya dönelim biz.

İkizköy Çevre Komitesi’nden Necla Işık, gerçeği haykırıyor:

"Ormanımızı aldılar elimizden ve bunu devlet yaptı. Şu an şirketin elinde olabilir ama buranın ölüm fermanını devlet verdi. Jandarmasını, topu tüfeğini, TOMA'sını buraya yığarak asıl koruması gereken kişileri korumadı. Her birimize orantısız güç kullanarak, şiddet uygulayarak, çocukların gözlerine biber gazı sıkarak müdahale edildi. Bu kadar gözü dönmüşlük olamaz. 90 yaşındaki ninelerin, dedelerin gözüne biber gazı sıkarak kestirdiler."

***

Ağacına sahip çıkamadın ama Akbelen Ormanı’nın toprağına ve yeniden ağaçlanmasına sahip çıkarak şimdi görevini yap. Duyarlı sanatçılar neredesiniz, Akbelen'in sesini duymuyor musunuz?


NOTLAR:

(1) Şirket ve sermaye şimdiden tavlanması, ele geçirilmesi gibi anlaşılmasın. Demirin tavlanması, işlenebilmesi için yüksek ısı verilmesi, yani enerjiyle beslenmesi gerekiyor. Kağıtta, kumaştaysa nem lazım. Hayvanlardaysa “tavlı” olmak, iyi besili, etli anlamına geliyor. Sermaye ve şirketler her şekilde, özenle tavlanır. 

(2) YK Çalışanları imzalı ilan yayınlandı ama YK Enerji’ye çalışan 500 kadar işçinin üç aydır maaş almadığı ortaya çıktı!  Yalan bir yönetim ve aynı zamanda işletme biçimidir.