YAZARLAR

Suriye'de savaş neden bitmez?

Rus basınında geçen hafta Suriye'deki savaş gündemdeydi. Nezavisimaya gazetesi yorumcularından Aleksandr Şarkovskiy, Suriye'de savaşın bitme ihtimalinin henüz mümkün olmadığını yazdı. Yorumcuya göre İsrail, kendisine ait Golan Tepeleri'ne kimse göz dikmesin, Türkiye bölge haritasında Kürdistan adlı bir ülke olmasın, Riyad ise Suriye rejimi Sünni olsun istiyor.

REGNUM yorumcularından Stanislav Tarasov, Türkiye’nin dış politikasında Azerbaycan'ın yerini bir anlamda Ermenistan’ın alacağını iddia etti.

Türkiye’nin Bakü büyükelçisinin, Recep Tayyip Erdoğan’ın, 10 ve 11 Eylül’de Bakü’de düzenlenmesi planlanan Azerbaycan-Türkiye Yüksek Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısına katılmayacağına dair açıklaması çeşitli söylentilere yol açtı. Bundan önce de zirvenin ertelenmesi hep zorunlu sebeplerden kaynaklanmıştı. Halbuki bu sefer Erdoğan’ın ziyaretinin iptali, sadece Türk liderinin “çok meşgul olduğundan” meydana geldi.

Tarasov’a göre, iptalin gerçek sebebi, Stratejik İşbirliği Konseyi'nin gündemini revize etmesi. Nihat Zeybekçi’nin yaptığı açıklama uyarınca Ankara bu yılın sonuna kadar Avrasya Ekonomik Birliği ile Gümrük Anlaşması'nı imzalamak niyetinde.

Yazar, “Batı ile Rusya arasında spekülatif politikayı yürütmeye alışan” Türkiye’nin, bu sefer siyasi anlamda Avrupa Birliği’nden gerçekten uzaklaştığını vurgulayıp önümüzdeki dönemde ikili ticaretin de azalacağını bekleyebiliriz, dedi. Dolayısıyla Türkiye’nin Avrasya Birliği’ne doğru kayması “aynı zamanda doğal ve zorunlu”dur. Ne var ki Ankara’nın bu yolu Yerevan’dan geçer.

Tarasov bundan önce Bakü’nün baskısıyla Türkiye'nin Ermenistan’a, ilişkilerin normale dönmesi için belirli şartlar koşarken bu sefer Yerevan'ın Türkiye’ye kendi oyun kurallarını dikte edebileceğini de belirtti. Yorumcuya göre bu gelişme ile, Kafkaslar’da farklı jeopolitik durum oluşur, Yerevan, Moskova ile Ankara arasında Bakü’nün oynadığı “bağlayıcı halka” rolünü üstlenir. Üstelik “Türk Akımı” faal duruma geçtikten sonra Türkiye, Azerbaycan’ın doğal gazına eskisi kadar muhtaç olmayacak.

Yazıyı bitirirken Tarasov, "Türkiye’nin Ermenistan eksenine nasıl çıkacağını hep beraber izleyelim" dedi.

Irak Kürdistanı'nda yapılması planlanan referanduma Bağdat yönetimi, ABD ve çoğu bölge ülkelerinin karşı çıktığını vurgulayan EADaily ajansı, özellikle İran ile Türkiye’nin yaptığı sert açıklamalara dikkat çekti.

Buna rağmen Kürtlerin seçtikleri yola devam edeceğini iddia eden ajans, sorunun büyük ihtimalle uzlaşma yolu ile çözüleceğini tahmin etti. Pazarlığa girilirse Erbil, Bağdat’tan yatırım ve petrolden elde ettiği gelirin daha “adil”, yani Kürdistan’ın lehine paylaşılmasını isteyebilir. Bugün itibariyle memurlara maaş ödemeyen ve acilen 10 ila 12 milyar dolarlık finansman arayan Barzani rejimi, Türkiye’nin petrolünü almasına ve ABD’nin askeri yardımına muhtaç.

Üstelik Bağdat ile Erbil’in tartıştığı, Kürdistan’ın dışında kalan ama Peşmerge’nin kontrolündeki bölgelerin kaderi pazarlığın konusu olabilir.

IŞİD’e karşı savaşan Bağdat rejiminin de durumu hiç parlak olmadığından, her iki taraf ister istemez bir anlaşmaya varmak zorunda. Aksi halde patlama ihtimali yüksek olan Kürt – Irak çatışması hem Bağdat’ı hem Erbil’i uçuruma götürebilir.

Öte yandan Barzani rejimi, ABD’nin talep ettiği referandumun seneye ertelenmesine evet derse bunun "tazminatını" isteyecek. Ne var ki Ankara ve Tahran tazminat yerine Kürtlere karşı ortak askeri operasyondan bahsetmeyi tercih ediyor. İdlib tarafından başlatılacak olası operasyona Rusya ve İran’ın katılacağına dair dedikodular dolaşıyor.

Bölgedeki gerginliği sadece Rusya ve ABD’nin yumuşatabileceğini öne süren ajans, Washington’un, Erbil’e “referandumu ertele” baskısının çok mümkün olmakla beraber İran, Irak ve Türkiye sınırlarının kesiştiği bölgede “ikinci İsrail”den vazgeçme şansı olmadığını ifade etti. Bu arada “birinci İsrail” de Kürdistan’ın bağımsızlığını selamlayanlardan biri. Ajansa göre bunun nedeni basit. Erbil, gittikçe güçlenen İran, Irak, Suriye ve Lübnan’dan ibaret “Şii ekseni”ni engelleyen bir unsur.

Rusya’ya gelince Suriye’nin kuzeybatısında konuşlanan Rus birlikleri Afrin’deki olası çarpışmayı önleyecek kapasitede.

Ajansa göre er geç ama mutlaka yapılacak “Kürt referandumu” kimi bölge ülkelerinin parçalanmasına yol açacak ve bölgedeki ana aktörlerin arasındaki ilişkileri gerecek.

Nezavisimaya gazetesi yorumcularından Aleksandr Şarkovskiy, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun “Suriye’de sivil savaş bitti” açıklamasını zamansız buldu. Yazara göre “savaş bitti” diyen bakan her halde ılımlı muhalefeti kastetti.

Ülkenin kuzeyinde Ankara’nın desteklediği “isyancılarla” Kürt militanları arasında çatışma sürerken arada sırada Kürtlerin mevzileri Türkiye’den top ateşine tutuluyor. Üstelik Rojava’nın Şam ile ilişkileri bir bilmece. Bağımsızlık isteyen Kürtler büyük ihtimalle Esad’a karşı savaşa girecek.

Şarkovskiy, Şam ordusu ve Rus uçakları Fırat’ı geçmediği için herhalde, İdlib ve Halep’in kuzey kısmı (Afrin, el Bab ve Menbic hariç) ile nehrin sol kıyısının gizli bir anlaşma uyarınca ABD ve müttefiklerine “bırakılmış” olduğunu öne sürdü.

Ne var ki Moskova’nın Washington ile olası anlaşmaları, bölge güçleri ile uzlaşmaya varılmadıkça “işlemez”.

Bölge güçlerinden biri, yazarın deyişiyle “Şii ummanın odağı” olarak Tahran. Karşısında “Sünni merkez” konumundaki Er Riyad var. Ekseriyetle Sünni bir ülke olan ama kendi çıkarlarının peşindeki Türkiye ve nihayet İsrail’i hesaba katmadan olmaz. Yazara göre İran büyük ölçüde istediğini elde etmişken geri kalanlar gelişmelerden tatmin olmadı. İsrail, kendisine ait Golan Tepeleri kısmına kimse göz dikmesin, Türkiye, bölge haritasında Kürdistan adlı bir ülke olmasın, Er Riyad ise Suriye rejimi Sünni olsun istiyor. Bu arada son yıllarda bağımsızlık için savaşan Kürtler de önemli bir güç haline geldi.

Bu güçler birbirine karşı oluncaya dek Suriye’de sivil savaşın bitmesi mümkün değil.

Daha önce Esad’ın gitmesini isteyen ABD şimdi İran askerleri ile müttefiklerinin gitmesini talep ediyor. Washington yönetimine göre sayısı 30 ila 40 bin arasında değişen “İranlı gönüllü”, Hizbullah, Şii milis ve Hazare militanları Suriye’de savaşmasaydı Esad rejimi 2015’te devrilmiş olurdu. CIA’ye göre Suriye’nin gerçek başkenti Şam değil, Tahran’dır.

Şarkovskiy, İran’ın Suriye’de oynadığı rolünü takdir etmekle beraber, "Rusya’nın askeri varlığı olmadan Suriye, Libya'nın kaderini paylaşacaktı. Esad’ın Rusya’ya hayat borcu var" dedi.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.