YAZARLAR

İşçilerin kanıyla yükselen stadyumlar

Şili'nin 1973'te SSCB'ye karşı (!) oynadığı rakipsiz maçta Santiago Stadı'nda o gün forma giyen Şilili Leonardo Veliz'in sözleri aklıma geliyor: "Sanki o stadyumda ölenlerin hayaletleri koridorlardan sahaya bize bakıyordu."

Bundan dört yıl önce dünya üzerindeki muhalif hareketlenmeler çok çeşitli coğrafyalarda kendini benzer şekillerde gösteriyordu. 2013'ün Haziran'ında Brezilya'da stadyumların etraflarında toplanmıştı insanlar hükümete dair protestolarını aktarmak için. Konfederasyonlar Kupası oynanacaktı ve sesini dünyaya duyurmanın en kolay yöntemiydi böyle büyük organizasyonlar sırasında eylem yapmak. Eylem gerekçesi ise stadyumların inşasında yaşanan yolsuzluklara, inşaat işçilerinin kötü koşullarda çalıştırılmasına ve yeni yapılar için yerinden edilen insanların yaşadığı haksızlığa ses çıkarmaktı.

FIFA'NIN İSTİKRARI

O günden bugüne dünya siyasetinde büyük değişimler yaşandı. Romanya'da insanlar günlerce sokaklardaydı hükümeti protesto etmek için. Gambiya'da devlet başkanı seçimi kaybetmesine karşın koltuğunu bırakmayacağını açıkladı, komşu ülkelerin askeri müdahale tehdidi sonrası bıraktı koltuğu. Venezuela'da ise başkanlık koltuğunu bırakmayacağını açıklayan Maduro'nun koltuğunu bırakması için başkanlık konutu ateşe verildi. Brezilya'da Dilma Roussef yolsuzluk davası nedeniyle koltuğunu Michel Temer'e bıraktı. Fakat Dünya Kupası için yapılacak stadyumların süreçlerinde yaşananlar 2013'ten bu yana değişmeyen tek şey oldu. Blatter bile değişmişti ama FIFA'nın bu konudaki istikrarını 1978'de Arjantin'deki Dünya Kupası'ndan bu yana Rusya'da da göstermesi takdire şayan.

Dünya Kupası'na henüz bir sene var. Ancak onun provası niteliğini taşıyan Konfederasyonlar Kupası 17 Haziran itibariyle başladı. Soçi Kış Olimpiyatları'nda zirve yapmıştı Rusya'daki insan hakları ihlalleri konusu. Üstü kapalı 'Eşcinsellik karşıtı' yasa sporcular tarafından oyunlar sırasında protesto edilmişti. Hem Soçi için yapılan tesislerin inşası hem Dünya Kupası için yapılan stadyumların inşası ise sorgulanmaktaydı.

RUSYA İŞÇİ HAKLARI'NDA SINIFTA KALDI

İnsan Hakları Komitesi geçtiğimiz hafta içinde Rusya'daki Dünya Kupası stadyumlarının İnşası sırasında yaşanan insan hakları ve işçi hakları ihlallerini açıkladığı bir rapor yayınladı. Stadyum inşaatında çalıştırılan işçilerin çoğu Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Belarus, Moldova, Ukrayna ve diğer eski Sovyet Cumhuriyetleri'nden ve Kuzey Kore'den. Rapora göre 17 işçi stadyum inşaatı sırasında hayatını yitirdi. Norveç'te yayın yapan Josimar dergisindeki bir habere göre ise Kuzey Koreli bir işçinin cansız bedeni stadyum dışındaki bir depolama konteynerinde bulundu. (Josimar dergisinde bu konuda çıkan dosya haberi okumanızı tavsiye ederim. http://www.josimar.no/artikler/the-slaves-of-st-petersburg/3851/ ) St. Petersburg'daki stadyum inşaatı sırasında çalışan toplamda 110 işçi vardı ve 2016 yılında Kuzey Koreli işçiler uzun süre izin kullanmadan çalıştırılırken ücretlerini Kuzey Kore hükümetine göndermekle tehdit edildiler. 2015 yılında Kaliningrad'daki işçiler FIFA ve Rus temsilcilerle ücretlerinin geç ödenmesi konusunda görüşme talep etmiş, ancak güvenliklerce yetkililere erişimleri engellenmiş. Kimi işçilere ise kaldıkları yatakhaneleri terk etmemeleri emri verilmişti. Hükümet kaynaklı bilgiye göre 220 milyon Euro'ya mal olacağı söylenen St. Petersburg'daki stadyum için yapılan harcamalar 1.5 milyar dolara ulaşmış durumda.

FIFA, İnsan Hakları Komitesi'nin raporlama sürecinde, gerekli önlemlerin alındığını söylemişse de sorumluluğun çoğunu Rusya'ya atıyor. Olimpiyat Komitesi ise 2024 Oyunları’nın ev sahibini seçerken insan hakları ihlalleri konusunda ülkelerin durumlarını değerlendireceğini açıklamıştı. Böyle durumlarda FIFA'ya göre her şeyden sorumlu olan taraf hep ev sahibi ülkeydi zaten. Kendi cebine bakan FIFA, mevcut dünya siyasi konjonktüründe olan bitene karşı körü oynamaya devam ediyor, edecek de.

St. Petersburg'daki stadyum Konfederasyonlar Kupası'nın açılış maçının ev sahibiydi. Stadyum yapımı sırasında ölen işçileri düşününce, aklıma Şili'nin 1973'te SSCB'ye karşı (!)* oynadığı rakipsiz maçta Santiago Stadı'nda o gün forma giyen Şilili Leonardo Veliz'in sözleri aklıma geliyor: "Sanki o stadyumda ölenlerin hayaletleri koridorlardan sahaya bize bakıyordu."

*11 Eylül 1973'te Şili'de yaşanan askeri darbe sonrasında Santiago Stadı, hem hapishane hem de infaz alanı olarak kullanılmıştı.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.