YAZARLAR

Kaç maykıl gerek FETÖ'den temizlenmek için?

Gökhan Gönül şimdi çıkıp “Başkanım hepsi FETÖ yüzünden yoksa 9'da 9 yapardık” dese Aziz Yıldırım'ın Gökhan'ı haklı bulması gerekir!

Volkan Ağır   [email protected]

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve kulübün hukuk işlerinden sorumlu Şekip Mosturoğlu 24 Ağustos Çarşamba günü NTV'de Oğuz Haksever'in sunduğu programda, Fethullah Gülen'in spor dünyası içine nasıl girdiğini, Fenerbahçe'ye açılan şike davasının nasıl bir kumpas olduğu ve benzer konulara değindi. Bunların öncesinde benim aklıma takılan ve itiraz edeceğim başka bir konu var. Aziz Yıldırım'ın bir televizyon kanalına çıkıp tek tek iddialar serisi şeklindeki açıklamalar yapmasına hiçbir itirazım yok. Ancak bu ülkenin spor konusunda en itibarlı kanalına da sahip olan Doğuş Yayın Grubu'nun diğer kanalı NTV Spor'a neden çıkmadı? NTV Spor olmasa bile, neden futboldan neredeyse hiç anlamayan Oğuz Haksever'e konuştu? Neden NTV'nin, NTV Spor'un spor müdürü, haber müdürü karşısında değildi? Karşısında spor medyasını, futbol dünyasını, 3 Temmuz sürecini iyice bilen biri olmadan bir programa çıkıp konuşmak daha kolay olur diye mi? Bölen yok, karşı sorular soran yok. Program süresince Oğuz Haksever'in tek bir tane bile sorgulayıcı soru soramaması, zaman zaman anlatılan konulara uzaylı gibi yaklaşması bunun kanıtı. Aziz Yıldırım, karşısında Oğuz Haksever'i görmek istemiş de olabilir. Doğuş Yayın Grubu'nda spor servisinde çalışanlar Aziz Yıldırım'ın karşısına çıkacak cesareti bulamamış olabilirler mi? Ya da, “Bu konu fazla siyasi, FETÖ mevzularına girmeyelim başımız yanar?” diye mi düşündüler? Bilemeyiz. Benzer bir durum CNN Türk'te bir dönem futbol imamlığı yaptığını söyleyen itirafçı Said Alpsoy'un katıldığı programda da oldu. Didem Arslan Yılmaz, İsmail Saymaz ve Nevzat Çiçek de iyi gazeteciler ama konuya bir spor gazetecisi kadar hakim olmadıkları için konunun derinine fazla inemediler. Bugünden sonra FETÖ'nün spor dünyasındaki varlığı üzerine daha fazla konuşulucaksa bu konular spor medyası tarafından konuşulmalı, sorgulanmalı. FETÖ konusu siyasi olduğu için, spor medyası da siyasete bulaşmamak için bu konulardan nispeten uzak kalmaya çalışıyor olabilir ancak korkmasınlar. Sporla siyaseti birbirinden uzak tutmaya çalışıyor olabilirler spor medyasındaki meslektaşlarım ancak telaşa mahal yok, spor siyasete, siyaset spora çoktan bulaştı. Kimlerin bulaştırdığını da çok iyi biliyoruz.

KENDİ 'DOĞRULUĞUNU' SÖYLEMEK YETMEZ 

Aziz Yıldırım'ın ve Şekip Mosturoğlu'nun söylediklerine dönelim. Şike davası, FETÖ'nün Fenerbahçe'yi bitirme planı olarak kulübe kurulmuş bir kumpas olabilir. Zekeriya Öz'ün varlığı bile şike davası konusunda söylenen iddialar hakkında bir fikir yaratıyor herkeste. Haklarında varılan karara yeni delillerle itiraz davasını açıp bu konuları ispatlarlar, sorunlar çözülür. Televizyona çıkıp kendi iddialarının doğru olduğunu söylemek, inandırıcılık açısından ve hukuki açıdan yetersiz kalır. Zira konu içindeki diğer kişilere de söz hakkı doğar. Kısa bir zaman sonra da Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta çıkıp aynı kanalda kulübünü savunacak mesela. Şimdi başkanların söz düellosunu izleyeceğiz bir kaç hafta daha.

Fenerbahçe kanadının şike soruşturmasının kumpas olduğu iddialarının yanı sıra Fethullah Gülen ve Galatasaray bağlantısı hakkında söyledikleri de önemli. Ancak adli açıdan, en azından şimdilik, ne kadar kayda değer tartışılır. Son çıkan görüntülerde Fethullah Gülen, “Galatasaray'ı dualarla himmetle ayağa kaldırmak lazım” diyor. Aziz Yıldırım ise Galatasaray'ın tüm başarılı yıllarını bu söylenen cümlenin bir getirisi, yani FETÖ'nün katkısıyla olduğunu iddia ediyor. Ancak bir takımın sadece dualarla şampiyon olması ne kadar mümkündür? Bunu söylerken o zaman zarfı içinde, FETÖ'yle bağlantısı olmayan diğer sporcuların sergilediği emeği hiçe saymıyor mu Aziz Yıldırım? Galatasaray'da FETÖ'ye destek veren oyuncular da varken başarısız geçirdiği yılların sorumlusu kim? FETÖ her daim Galatasaray'ın destekçisi olmuşsa neden tüm yıllar şampiyon olduramamış?

GÖKHAN GÖNÜL DE FETÖ'YÜ MÜ SUÇLASIN?

Başarı, emek, yetenek bunları hiçe sayarcasına bu iddiayı ortaya atarken diğer yandan da kendi başkanlığı döneminde kazanılamamış şampiyonluklar ve kupalardan da FETÖ'yü sorumlu tutmuş oluyor Aziz Yıldırım. Futbol yönetimindeki başarısızlığını FETÖ'ye bağlıyor. Zaten bu aralar en büyük moda bu! Her kötü gidişattan FETÖ'yü sorumlu tutmak. Gökhan Gönül'le sözleşme imzalama sürecinde, “9 yılda 2 şampiyonluğu var. Bu mu başarı” demişti? Gökhan şimdi çıkıp “Başkanım hepsi FETÖ yüzünden yoksa 9'da 9 yapardık” dese Aziz Yıldırım'ın Gökhan'ı haklı bulması gerekir bu durumda. O halde Alex Ferguson “1992-1993 yılında Galatasaray'a FETÖ yüzünden elendik” dese haklı bulunabilir. Schmeichel çıkıp “Yıllardır Arif'ten yediğim golü açıklayabilecek bir şey arıyordum. Sonunda buldum. FETÖ'ymüş” dese kimse itiraz edecek gibi durmuyor bu açıdan bakınca. Oysa ki Arif'in golü için “Bütün maykıllar bir araya gelse kurtaramaz” demişti Ümit Aktan. Peki sporda, siyasette, ülkenin her kademesinde FETÖ'den arınmak için kaç maykıl gerekiyor?


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.