Zırhlı araçlar can alıyor, kazayı yapan polisler korunuyor

Yerleşim yerlerinde artan zırhlı araç devriyesi, devriye sırasında hız kontrolü dışına çıkan ve dikkatsiz sürücüler nedeniyle 5 yılda 10 çocuğun ölümüne yol açtı. Ağır ceza alan ise kimse yok.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sivil yerleşim alanlarında gerekli özeni göstermeyen polislerin, aşırı hızlı ve trafik kurallarına aykırı bir şekilde kullandığı zırhlı araçların çarpması sonucu 2016-2021 yılları arasında 10 yaşın altında 10 çocuk öldü. Meydana gelen ölüm vakalarına ilişkin açılan soruşturma ve kovuşturmalarda polis aracı kullananlar korundu. Kaza sırasında meslektaşları tarafından düzenlenen trafik kaza tutanakları polislerin ceza almayacağı şekilde düzenlendi. 

Zırhlı araçların yol açtığı ölümlerde 2016’dan sonra bir artış yaşandı. Özellikle hendek çatışmalarının yaşandığı bölgelerde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Diyarbakır, Van, Şırnak, Dersim ve Mardin gibi kentlerin sokaklarında sürekli zırhlı araçlar geçiyor. Köşe başlarında zırhlı araçlar nöbet tutuyor. 

Yaşam alanlarının içinde sürekli devriye görevi yapan zırhlı araçların kullanımı diğer araçlara göre daha fazla dikkat istior. Tonlarca ağırlığa sahip ve büyük boyutlu olan bu araçların kör noktaları hayli fazla. Polislere verilen eğitimlerde de en çok bu noktalara dikkat çekiliyor ancak kazalar engellenemiyor. 

- Şırnak’ın Cizre ilçesinde devriye gezen zırhlı araç, 11 Haziran 2016 tarihinde Alibey Mahallesi'nde 6 yaşındaki Bünyamin Bayram’ı ezdi. Hastaneye kaldırılan Bayram kurtarılamadı. 

- Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokakta oynarken zırhlı polis aracının çarptığı 5 yaşındaki Hakan Sarak, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. 

- 24 Temmuz 2016 tarihinde Van’da İpekyolu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önünde hareket halindeki polis panzeri, 4 yaşındaki Taha Kılıç'ı ezdi. Kılıç olay yerinde öldü.

- 31 Temmuz 2017 tarihinde sokakta oynayan 9 yaşındaki Suriyeli Raşid Osso adlı çocuğa zırhlı araç çarptı. Ağır yaralanan Osso, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kaldırıldı ancak kurtarılamadı.

- Siirt’in Çal Mahallesi’nde 19 Ekim 2017’de devriye gezen polislere ait Ejder tipi zırhlı araç, 7 yaşındaki ablası Ayşe Batur ile birlikte sokakta oynayan 6 yaşındaki Felek Batur’a çarptı. Felek Batur, zırhlı aracın arka lastiği altında ezilerek öldü. 

- 8 Şubat 2017 tarihinde Mardin'in Dargeçit ilçesinde okuldan eve dönen ilkokul öğrencisi Berfin Dilek’e zırhlı araç çarptı. Dilek, olay yerinde öldü. 

- 3 Mayıs 2017 tarihinde Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde, panzer tipi zırhlı aracın evin duvarını yıkarak içeri girdi. Odada uyuyan 7 yaşındaki Muhammet ile 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım öldü. Yıldırım kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı araç sürücüsü polis Ö.Y. ve onu görevlendiren amiri M.M. hakkında açılan dava, 19 Haziran 2019’da karara bağlandı. Mahkeme, Ö.Y.’ye verdiği 2 yıl 1 aylık hapis cezasını 19 bin TL para cezasına çevirirken, M.M. hakkında ise “beraat” kararı verdi.

- 6 yaşındaki Efe Tektekin, 6 Haziran 2018'de Toplumsal Müdahale Aracı (TOMA)'nın çarpması sonucunda öldü. Tektekin'in 65 yaşındaki dedesi Mehmet Tektekin de torunun ölümünden 15 ay önce yine zırhlı aracın çarpması sonucu ölmüştü. Tektekin’i ezerek ölümüne neden olan polis memuru İ.A. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 ila 6 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı. Ancak Efe Tektekin “asli”, polis ise “tali” kusurlu bulundu. 

- 4 Eylül 2021 tarihinde Şırnak'ın İdil ilçesinde zırhlı polis aracı 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu'na çarptı. Turgut Özal Mahallesi'nde meydana gelen olayın ardından Miroğlu, İdil Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Miraç Miroğlu'nu ezerek ölümüne neden olan zırhlı araç sürücüsü polis, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. 

Mihraç Miroğlu'nun ölümüne ilişkin Şırnak, Dersim, Diyarbakır, Mardin barolarının da aralarında olduğu 14 baro ortak açıklama yaptı. Açıklamada; “Şırnak ili İdil İlçesi’nde zırhlı aracın çarpması sonucu 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu, yaşamını yitirmiştir. Zırhlı araç ölümlerinin sıradanlaşmaması gerekir. Adli ve idari makamların tarafsız ve etkili soruşturma yürütmesini talep ediyoruz” denildi.

'GÜVENLİK BOYUTU, ÜLKENİN DİĞER ŞEHİRLERİNE GÖRE ÇOK ÜSTÜNDE'

Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, zırhlı araçların yol açtığı ölümlerin artmasının özünde aşırı güvenlik tedbirleri ve zırhlı araçların şehir merkezlerinde, insanların yaşam alanlarında kontrolsüzce sürekli trafikte olmasından kaynaklandığını söyledi. Avukat Eren sözlerine şöyle devam etti:

“Güvenlik boyutu ülkenin diğer şehirlerine göre çok üstünde. Ama sorun şu: Evet güvenlik tedbirleri kapsamında devriyeler yaparsınız ama bu konuda eğitimli kadrolar olmalı. Zırhlı araçlar, kendine özgü profesyonel kullanımı gerektiren araçlardır. Tonlarca ağırlıkta olan zırhlı araçlardan söz ediyoruz. Bunlar sokaklarda, çocukların yaşam alanlarına girdiği zaman daha dikkatli ve tedbirli olmaları lazım. Ama bu konuda gereken özel hassasiyet gösterilmiyor. Özen göstermezseniz, kontrolsüz bir şekilde çocukların yaşam alanlarına girdiğinizde maalesef kaçınılmaz olarak bu sonuçlar ortaya çıkıyor. 2015 sonu ve 2016'da tanklar bile kent merkezlerine girmişti. Ancak artık kent merkezlerinde bu kadar ağır zırhlı araçlarla gezmeyi gerektirecek bir şey yok. Son yıllarda kent merkezlerinde 2016-2017 yılları gibi benzer bir durum da yok. Ama o döneme benzer bir sıklıkla zırhlı araçlar mahalle aralarında, sokaklarda aşırı şekilde geziyorlar.”

'KANUNDA BUNUN CEZASI 2 YILDAN 6 YILA KADARDIR'

Kazalarda cezasızlık politikasının da etkisi olduğunu belirten Eren, şunları söyledi: “Bu vakaları bir trafik kazası gibi taksirli adam öldürme, yaralama gibi suç tanımıyla geçiştiriliyor. Oysa burada çok ciddi bir ihlal kusuru var. Burada ciddi bir şekilde görev ihmali var. Ama genelde yargı alt sınırdan cezalar vererek sürekli cezaları erteliyor. Burada yargı kararlarında caydırıcılık gösterilmemiş oluyor. Oysa caydırıcı cezalarla birlikte kolluk ve idari makamlar bu tür vakaların yaşanmaması için daha hassas davranırlar. Kanunda bunun cezası 2 yıldan 6 yıla kadardır. Genelde mahkemeler alt hadden yani 2 yıldan ceza veriyor. Caydırıcılığı açısından mahkemelerin alt hadden uzaklaşarak daha ağır mahkumiyet hükümleri kurması gerekiyor.”