YAZARLAR

Yeni Türkiye insanının maraza merakı

Seçilen hedeflere dikkat: Zümre, kesim, ideoloji! 'Ergen' Ebrar kimlere, nelere sözcülük etmeye kalkıyor, görün. "Kişisel olarak gündeme gelmek" değil mesele, sen daha anlamadın mı? Uyuma!

Her şey mi marazaya bağlanır?

Yeni Türkiye’de, Türkiye yüzyılında zorunlu rota bu galiba.

Geçen hafta Pazar günü; 27 Ağustos’ta Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda Türkiye Belçika’yı 3–1 yenerek çeyrek finale kaldı. Maç Brüksel’deydi. Spor jargonuyla, Belçika’yı kendi evinde eledi bizim takım. 25’er sayılık setlerin sonuncusu kıran kırana geçti, uzadıkça uzadı, 32–30 bitti. Takımın yıldızlarından Ebrar Karakurt maçın ardından sevincini izleyicileriyle paylaştı:

"Savaşa savaşa kazanıyoruz".

Bundan daha doğal ne olabilir, derseniz, yanılırsınız.

Kazın ayağı öyle değil! Yeni Türkiye insanı için bundan daha sinir bozucu, bundan daha rahatsız edici başka bir şey olamaz!

Yeni Türkiye’nin yeni insanının özel temsilcilerinden, kendi ifadesiyle "Ehli Sünnet Müdâfîsii... Osmanlıcı... Tekke Hizmetkârı" ve dahi yine kendi ifadesiyle "Eğitimci–Yazar" Abdulhamid Denge hazretleri durur mu? Ertesi gün aynı mecra üzerinden, Twitter’dan Ebrar’a -ve destekçilerine- karşı hissiyatını dile getirdi dişlerini gıcırdatarak: "Müslüman Türkler olarak sana tahammül ediyoruz..."

***

Yeni Türkiye’nin yeni insanının maraza merakı böyle bir şey.

Müslüman Türklerin temsilciliğini, sözcülüğünü kim verdi Denge Abdulhamid hazretlerine? Yersiz, geçersiz bir soru bu. Birinin kendisini "Ehli Sünnet Müdâfîsii... Osmanlıcı... Tekke Hizmetkârı" tayin etmesi yeterli. Başka birilerine diş gıcırdatıp, "senin de günün gelecek" tehdidinde bulunma hakkı var Yeni Türkiye’de. O bir müdafi, bir hizmetkâr ne de olsa, Osmanlıcı.

Yeni Türkiye insanı her şeyden önce "anti" olmak zorunda. Neye anti olduğuna ve olacağına o karar verir!

***

Uzatmayalım, sahada olduğu gibi hayatta da savaşa savaşa kazanmayı bilenlerden henüz 23 yaşındaki Ebrar Karakurt da kendisine diş gıcırdatan marazacıya yanıt verdi. Gayet yalın: Boş yapma Abdülhamid.

O günden bugüne, hafta içinde şampiyonada iki maça daha çıktı milliler. Çeyrek finalde Polonya’yı 3–0 yendiler, yarı finalde İtalya’yı yine kıran kırana mücadele sonucu 3-2’yle eleyip finale kaldılar. Ebrar’ın katkısı, rolü büyük bunda. Maç içinde takıma kazandırdığı sayılar üzerine sevinci abartılı bulunduğundan sarı kartla uyarıldı hakem tarafından.

 Cuma gecesi maçtan sonra bir fotoğraf paylaştı, kendi tasarım ve üretimi mini pankart. 

ERGEN NARSİST EBRAR

Denge Abdulhamid’i aşıyordu durum. Pankart üzerine yeni Türkiye’nin kanaat önderleri, profesyoneller devreye girme gereği duydu. Her zaman yüksek performans sahiplerinden, adıyla ve soyadıyla müsemma Mücahit Birinci müdafiden aldı bayrağı.

Birinci’nin Karakurt’a yanıtı profesyonelliğin seçkin bir örneği.

"Ebrar Hanım'ın, her başarılı maç sonrası kişisel olarak gündeme gelmek gibi, benim ergence bulduğum, bir talebi mevcut. 

Milli Takımımız bir zümreye, bir kesime, bir ideolojiye ait değildir. Milli Takımlarımız aziz milletimizin tamamının öz malıdır. 

Dolayısıyla bir sporcunun, Milli Takım'ın her başarısından sonra, abuk subuk narsist tavırlarını ne biz ne milletimiz ne de takımımızdaki diğer oyuncular çekmek zorunda değildir."

Abdulhamid Denge ve diğer yeni Türkiye sosyal medya müdafileri, mücahitleri Birinci’nin mesajını iyi incelemeliler. İlk cümle, üstten bakışıyla rakibi bozuyor: Ebrar Hanım, takımın başarısını kişisel olarak gündeme gelme talebine alet ediyor, ergen.

İkinci cümleyi tercüme etmeye mahal yok. Seçilen hedeflere dikkat: Zümre, kesim, ideoloji! Ergen Ebrar kimlere, nelere sözcülük etmeye kalkıyor, görün. "Kişisel olarak gündeme gelmek" değil mesele, sen daha anlamadın mı? Uyuma!

Final tam öldürücü smaç: "Milli Takım'ın her başarısından sonra (Ebrar’ın) abuk sabuk narsist tavırlarını ne biz (Yeni Türkiye sahip, temsilci ve sözcüleri) ne de takımımızdaki diğer oyuncular çekmek zorunda değildir."

Tamam mı ergen narsist Ebrar!

Abdulhamid Denge, bak, "Biz" derken nasıl yetkiyle konuşulur, rakibe "sana tahammül etmek zorunda değiliz" nasıl denir, gör ve öğren.

İŞİ CEDDE BAĞLARIZ; AKILLI OL, AKLINI ALIRIZ

Profesyoneller profesyoneli Selman Öğüt de söz alarak iş nasıl cedde bağlanır, rakibe "akıllı ol, aklını alırız" nasıl denir, gösteriverdi iki cümlede:

  • Belirli lobilerin verdiği gazla kahraman olayım derken kendini hedef haline getirmek akıl işi değil.
  • Bu millet hoşgörülüdür. Ancak kendi değerlerini ve bir de ceddini aşağılayanlara gerek cevabı verir.

Elini kolunu sallayarak aramızda dolanan müdafi, Osmanlıcı, tekke hizmetkârı, kendince eğitimci–yazar Abdulhamid Denge kaşla göz arasında isim benzerliğiyle cedde terfi etti. Hoşgörülü millet, "kendi değerlerini ve ceddini aşağılayan" Ergen narsist Ebrar’a "gerek cevabı verir" elbette. (Cümle bozukluğu profesyonel Öğüt’e ait, idare edeceksiniz.)

MİLLİ UTANÇ

Yeni Akit boş duracak değil tabii ki: "Tehlikenin farkında değil misiniz? Milli utanç Ebrar Karakurt rezilliğini yine dikte etti!" 

Nasıl dikte etmiş?

Maçın ardından “Milli gurur diyeceksiniz” mesajı mı atmış Ebrar Karakurt, bu Yeni Akit için, "A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın eşcinsel sapkını Ebrar Karakurt'tan yine maç akşamında arsız bir mesaj"dır.

Abdulhamid ve mukaddesat var devamında: "LGBT'li 'milli sporcu' Mukaddesatla böyle dalga geçti!" 

***

Yeni Türkiye’den sadece küçük bir sahne bu. Maraza olmazsa olmaz.