YAZARLAR

Saadet Partisi meclisin kilit partisi!

Saadet Partisi meclisteki ekibini güçlendirse, meclise gelen her yasayı ilk 24 saatte halka duyuran parti olsa, her komisyonu izlese ve bunu halka aktaran olsa güzel olmaz mı? Üstüne genel kurulda bu rolünü sürdürse fark yaratmaz mı? Hatta sadece meclis kadrosu ile yetinmeyip partiden de destek gelse, çalışılmış analizler ile toplumu yasama süreçlerine ortak etse bu ülkenin havası değişir.

Çok iddialı değil mi? Evet Saadet Partisi meclisin en kilit partisi. 1 Ekim 2019’da başlayan ve 29 Temmuz saat 07.14’te sosyal medya sansürü yasası geçirip tatile giren bu yasama döneminde aslında gördük.

MEVCUT DURUM

Söylemleri kendi seçmeninden kat ve kat fazlası tarafından tartışılan, bu hali ile iktidarın bile kıskandığı bir parti. Çalışılmış, düşünülmüş çıkışları ile kesinlikle heyecan yaratıyor. Ama iktidar söylemlerine takıldığında ve de çalışmadığında büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyleyebiliriz. Bir Çamlıca Camii üstünden israf tartışması yapması, Türk Hava Kurumu uçaklarının kayyım aracılığı ile satılmasına karşı mücadeleye sahip çıkması ya da kadına yönelik şiddete karşı tutumu çok açık ki toplumda karşılık buluyor. Hatta asfalt ve beton belediyeciliğine konusunda seçimlerdeki söylemlerini korumakla kalmıyor, bunu eyleme bile döküyor. Geçenlerde asfalt çukurlara çiçek diken partinin Bursa gençliğinin eylemi bunun en güzel örneği.

Ancak, ödevini yapmadığı zamanlardaki çıkışları ise büyük bir üzüntü yaratıyor. İstanbul Sözleşmesi bunlardan biri. Çalışılmadığı belli ve iktidarın tartışılması istediği yerden girince açıklamaları eleştiri alıyor.

Demek ki mesele Saadet Partisi’nin kendi ödevlerini yapması; ve hatta çok iyi yapması gerekiyor.

Ama bu yetmiyor.

TEHLİKENİN FARKINDA MIYIZ?

Rejim değişti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bu değişimi iktidar değil, muhalefet inşa ediyor. Dışarı kapalı yasama süreçleri, ilgisiz genel kurullar, zayıf komisyon çalışmaları ve sonrasında yüzde 90 KABUL oyu ile geçen tasarılardan sonra bazı muhalefet vekillerinin “zaten bu meclisten bir şey çıkmaz” diyerek halkı ülkenin en demokratik organı olması gereken TBMM’den soğutması. Politik kariyerleri için böyle bir şey diyenler aslında iktidara çalışıyorlar. Öyle ki bu oylamalara bile yansıyor. 245 vekili olan muhalefette hiçbir zaman 200 vekil oy kullanmıyor. En başarılı olan Libya tezkeresine (2 Ocak) 182, paralel baro tasarısına ise 162 vekil RED oyu veriyor. Mafyaya af getiren (13 Nisan) tasarıya 50 vekil RED oyu veriyor. Hatta Türk müteahhitlerine kaynak aktaracak Afrika Kalkınma Bankası tasarısına (25 Mart) sadece 13 RED oyu veriliyor. Yasalara aykırı çalışan termik santrallere izin veren tasarıya karşı çıkan sadece 36 vekil olduğunu hepimiz hatırlarız.

Saadet Partisi ödevlerini bu tehlikeyi dikkate alarak yerine getirmesi gerekiyor.

GÜÇLER DENGESİ

1 Ekim 2019’da başlayan ve 29 Temmuz saat 07.14’de sosyal medya sansürü yasası geçince kapanan 27'nci Yasama Dönemi üçüncü yasama yılında tam 118 birleşim oldu. Bunların sadece 21’inde kanunlar için oylama oldu. Bu dönemde 14, 15 ve 28 Ocak ile 7 Nisan’da sadece uluslararası anlaşmalar oylandı ve bu dört günde toplam 31 uluslararası anlaşma onandı.

Diğer 16 günde 24 kanun, torba kanun meclisten geçti.

Özetle meclise sadece 118 defa gelerek bütün genel kurullara katılabiliyor, 21 gün uğrayarak 55 kanuna oy verebiliyorsunuz.

Bu dört gündeki uluslararası sözleşmeleri bir yana bırakıp, kalan 16 gündeki 24 kanun üstünden meclisteki güçlerin rolüne bakalım.

Bu yasama yılında AK Parti devletin imkanları ile propaganda yaptı, 291 vekili ile mecliste hazır bulundu ve bu 24 oylamaya ortalama yüzde 76 katılım gösterdi.

MHP, AK Parti’nin sağladığı imkanları kullandı, 49 vekili ile mecliste hazır bulundu ve bu 24 oylamaya yüzde 59 katılım gösterdi. Ev sahibi kadar olmasa da ilgisi yüksek.

Sadece iki vekili olan (ki bir vekili mart ayında partiden istifa etti) Saadet Partisi böylesi eşitsiz bir yarışta devlet imkanlarını kullanamadı ve kendi imkanları ölçüsünde bu 24 oylamanın yüzde 12’sinde oy kullandı.

Evet Saadet Partisi’nin mecliste grubu yok, o yüzden komisyonlarda temsilcisi yok. Ama bu ve benzeri nedenlerle partinin daha çok meclis çalışması yürütmesi gerekmez mi? 291 vekili olan iktidara karşı tam kapasite olması gerekmez mi? Az vekil sayısının bir diğer sıkıntısı ise vekillerin çok sayıda görevi olması olabilir. Ama açık ki meclis çalışmasına dışarıdan destek verilmesi gerekiyor.

SAADET PARTİSİ MECLİSİ HALKA AÇIYOR

Saadet Partisi’nin mütevazi de olsa bir kadrosu var. Mecliste vekili olması dışında genel başkan Temel Karamollaoğlu’nun vekil olmamasını çok iyi avantaj olarak kullanıyor. Meclis ekibi ise oldukça çalışkan. Ancak bu durumun hem ülke demokrasisinin, hem de Saadet Partisi’nin kısıtlarına göre bir atılıma çevrilmesi gerekiyor.

Bunun yolu kolay değil, ama mümkün.

Saadet Partisi meclisteki ekibini güçlendirse, meclise gelen her yasayı ilk 24 saatte halka duyuran parti olsa, her komisyonu izlese ve bunu halka aktaran olsa güzel olmaz mı? Üstüne genel kurulda bu rolünü sürdürse fark yaratmaz mı? Hatta sadece meclis kadrosu ile yetinmeyip partiden de destek gelse, çalışılmış analizler ile toplumu yasama süreçlerine ortak etse bu ülkenin havası değişir.

Meclisi halka açsa ona dışarıdan el veren çok insan olacaktır.

250 KABUL, 245 RED!! 

Böylesi bir yaklaşım halkın nezdinde Saadet Partisi’nin saygınlığını arttırır. Ama sorunu çözmez, Saadet Partisi’ni kilit parti yapmaz. Bunları yaparken diğer partileri de bu sürece katmak zorunda. Elbette bu çok zor ama başlayınca örnek olunca diğer partiler peşinden gelecektir. İşte o zaman meclisin kilit partisi olacaktır.

Bu yasama döneminde iktidar bu 24 tasarıyı ortalama 250 vekil ile geçirdi. Saadet Partisi meclisi halka açsa ve 245 vekilin RED oyu vermesini sağlasa her şey çok değişir. Bu dönem yasalar ortalama 250 KABUL, 47 RED ile geçti. Başarılı olursa 47 değil 245 RED oyu çıkacak. Yasa yine geçecek ama o zaman geçtiğine pişman olacak.

Saadet Partisi meclisin en kilit partisi. Bunu ancak meclisi halka açarak başarabilir. Yaparsa da rejime dair sıkıntımıza çok güzel çare olur.


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.