YAZARLAR

Oyunun patronu kim?

Clup Brugge maçında bir teknik adamın oyuna müdahalesini gerekli kılacak, bütün toplam pozisyonlar ve hadiseler resmi geçit yapmasına rağmen, Fatih Terim, hiçbir sürece, pozisyona ve fiili aksiyona müdahale etmedi. Galiba ortada müdahaleyi gerekçelendirecek bir plan yoktu.

Oyuncular eyler mi oynar mı? Maç başladığı andan itibaren oyunu, oyuncular mı yoksa teknik direktör mü oynar? Kim, doksan dakikanın nasıl oynanması gerektiğine kadar verir? Teknik direktörün planlamadığı bir oyunu, oyuncular keyfi bir kararla oynayabilir mi? Profesyonel bir oyuncu gurubu içinde, teknik direktörün hilafına, bildiğini okuma cesaretine sahip kaç oyuncu bulunabilir? Her oyuncu bildiğini okuyacaksa, oyuncular arası görev, rol ve ilişkileri hangi güç tayin edecek?

Oyuncu performansını ölçüp değerlendiren, taktik ve strateji belirleyen ve kimlerin sahaya öncelikle çıkacağına karar veren tek seçici teknik direktör olduğuna göre, hangi oyuncu planlanmamış bir oyunu oynayabilir ki?

Doksan dakikalık oyun sürecini temel aldığımız zaman, prensip olarak oyuncu hata yapmaz. Oyuncu hatalı bir planın kurbanı olur. Sert, hızlı bir fiziksel faaliyet içinde, zamanlama, pas ve seçenek hadiselerinde oyuncu yanlış kararlar verebilir ve bazı önemli hataların altına imza atabilir. Söz konusu yanlış ve hatalı davranışlar telafi edilebilir hata ve kararlardır. Telafi etmek için, her oyuncu hem zamana sahip hem de eylem imkanına ve son olarak teknik adam memnun değilse, onu oyundan alıp bütün bu hata ve yanlışlara son verebilir. Ama yanlış kurgu, tasarım ve planlamanın telafisi imkansızdır.

Galatasaray’ın artık herkesin bildiği temel sorunu, oyuncu yeteneği sorunu değil, plan, kurgu ve tasarım sorunudur. Teknik direktör yetersizliği bütün hata ve yanlışların tek zeminidir. Fatih Terim, mevkilere dayalı tedavülden kalkmış bir oyun planında ısrar ediyor. Mevkiler arası ilişkileri yapılandırmadan, mevki alışverişini yeteneğe havale eden bu yaklaşım, kör, topal ve sağırdır.

Clup Brugge maçında bir teknik adamın oyuna müdahalesini gerekli kılacak, bütün toplam pozisyonlar ve hadiseler resmi geçit yapmasına rağmen, Fatih Terim, hiçbir sürece, pozisyona ve fiili aksiyona müdahale etmedi. Galiba ortada müdahaleyi gerekçelendirecek bir plan yoktu. Çünkü her teknik adam, planının yürümediğini gördüğünde, çok iyi bildiği ve kendi eseri olan planına nasıl müdahale edeceğini bilir.

Mesela topa sahip olmak gerektiğinde, bunun nasıl yapılması gerektiğini daha önce oyuncu gurubuna bir plan dahilinde ezberlettiği için, bunu yapmak çok zor değildir. Bir oyun tarzından ötekine geçmek, teknik adamın bir işaretine bakar. Mesela rakip ataklarında, rakibi nerede karşılamak gerektiği, daha önce kararlaştırıldığı için, bu planı da uygulamak içten bile değil. Set oyunundan kontra oyununa geçmek ya da kenar çizgi oyunlarında, hangi kenara daha çok ağırlık vermek gerektiği meseleleri önceden bilindiği için, daha doğrusu bütün bunlar oyun planına dahil edildiği için, bütün bu değişim ve manevralar, hiç sıkıntı yaşanmadan uygulanabilir.

Ama bunların hiçbiri ev ödevi olarak önceden çalışılmamışsa, oyunun kenarında feriştah bile olsanız yapabileceğiniz bir şey olmaz. Hayat keyfiyet kaldırabilir ama futbol oyunu keyfiyet kaldırmaz. Futbol oyununun sorunları, hayatta karşılaştığımız sorunlardan daha çok sorumluluk ve odaklanma talep eder. Hayat için çok zamanımız olabilir ama futbol oyunu doksan dakika.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.