Vatan Partisi'nden 108 istifayla ilgili açıklama: Ahlak düşkünlüğü

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, 108 kişinin istifasıyla ilgili olarak “Listedeki 8 üyemiz istifa etmediğini, isimlerinin kendilerinin haberi olmadan eklendiğini beyan etmiştir. 10 kişi, 1 ila 4 yıl önce istifa etmiştir. 29 kişi ise en az 2 yıldır temel parti görevlerini yerine getirmiyor” dedi. Bursalı böylece 47 kişinin istifasına bir gerekçe gösterirken geriye kalan 61 istifayla ilgili bir açıklama yapmadı.

Özgür Bursalı, istifa eden partilileri suçladı.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Vatan Partisi’nin önde gelen isimlerinden Mehmet Bedri Gültekin’in istifasının ardından 108 kişi ortak imzalı bir bildiriyle istifalarını açıklamıştı. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, partiden ihraç edilen Mehmet Bedri Gültekin'in 21 Ocak'ta partiye istifa mektubunu sunduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Parti programı ve temel siyasetlerine aykırı faaliyette ısrar eden Bedri Gültekin, 15 Ekim 2020'de disipline sevk edilmiş ve Merkez Disiplin Kurulu'nun 22 Ocak'ta oy birliğiyle aldığı kararla partiden kesin olarak ihraç edilmiştir. Kamuoyuna açıkladıkları '108 kişilik' istifa listesi, ahlak düşkünlüğünün ve bunalımın son göstergesidir. Listedeki 8 üyemiz istifa etmediğini, isimlerinin kendilerinin haberi olmadan eklendiğini beyan etmiştir. 10 kişi, 1 ila 4 yıl önce istifa etmiştir. 29 kişi ise en az 2 yıldır temel parti görevlerini yerine getirmiyor.”

'PARTİNİN İNTİHARINA KARAR VERİLDİ'

108 imzalı açıklamada Vatan Partisi yönetimi ve Doğu Perinçek'e şu suçlamalar yöneltilmişti: 

“16- 17 Ocak 2021 günlerinde toplanan Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu, Merkez Karar Kurulu ve genişletilmiş il başkanları toplantılarında yaşananlar, dünya siyasi partiler tarihinde örneği olmayan ibret verici bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu toplantılarda Vatan Partisi yöneticileri, Parti’nin intiharına karar vermişlerdir.

Merkez Yürütme Kurulu, 16 Ocak günü yaptığı toplantıda, Mehmet Bedri Gültekin ve Hikmet Çiçek hakkında kesin ihraç talebini ret eden Merkez Disiplin Kurulu’nun yedi üyesinden altısını, “üyelik haklarını askıya alarak tedbirli olarak Merkez Disiplin Kurulu’na (MDK) sevk etme” kararı almıştır. Kurultay’ın iradesiyle seçilen MDK, Genel Başkan’ın talebiyle ortadan kaldırılmıştır.

Merkez Yürütme Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu’nun Mehmet Bedri Gültekin ve Hikmet Çiçek hakkında verdiği kararı “tanımayacağını” ilan etmiştir. Parti hukuku ayaklar altına alınmıştır.

Merkez Disiplin Kurulu, Partinin yargı kurumudur. Genel Kurultay tarafından seçilir. Sadece Kurultaya karşı sorumludur. Parti tüzük ve programı çerçevesinde alacağı kararlar bütün Partiyi bağlar. Genel Başkanı da, Merkez Karar Kurulu’nu da bağlar.

Merkez Disiplin Kurulu’nun, Genel Kurultay dışında hiçbir organa karşı sorumlu olamayacağı şeklindeki tüzük hükmü çiğnenmiştir.

Genel Başkan ve onunla birlikte hareket eden MYK üyeleri, rahatlıkla “MDK kararını tanımıyoruz ve adeta ‘bu Kurulu lağvediyoruz’ diyebilmişlerdir. MKK da bunu onaylamıştır.

17 Ocak günü görüşmelerini sürdüren Merkez Karar Kurulu’nda Mehmet Bedri Gültekin ve Hikmet Çiçek’e karşı bir linç operasyonu yürütülmüş, MDK üyeleri Genel Başkan Doğu Perinçek tarafından adeta bir engizisyon sorgulamasına tabi tutulmuş, dört üye özür dileyerek yanlış yaptıklarını söylemişlerdir.

Toplantıda Merkez Disiplin Kurulu üyelerinin içine düşürüldükleri durum hazindir. “Entrikacılıkla”, “komploculukla”, “ahlaksızlıkla”, “Parti düşmanlığı yapmakla” suçlanan bazı üyelerin, özür üzerine özür dilemeleri, adeta yemin billah ederek Genel Başkan’a bağlı olduklarını söyleyerek sergiledikleri davranış üzücü olmanın ötesinde utanç vericidir.

'BİR DEVRİMCİNİN VATAN PARTİSİ'NDE YAPACAĞI BİR ŞEY KALMAMIŞTIR'

Yaşananlar, devrimci bir partide “Parti ve lider fetişizmi”nin insan aklını nasıl dumura uğrattığının ve bir siyasi partinin nasıl intihar ettiğinin resmidir.

MDK’nın ihraç kararına karşı yargı yoluna gidildiğinde olumlu sonuç alınacağı kesindir. Ama ne Mehmet Bedri Gültekin ne de Hikmet Çiçek bu yola başvurmayacaktır.

Parti içi demokrasinin olmadığı, farklı görüşte olan üyenin hemen “düşman tarafına” geçmekle suçlandığı ve her türlü hukuk ve ahlak dışı yöntemin geçerli olduğu bir ortamda verilecek bir “Parti içi mücadele” olamaz.

Bundan böyle Vatan Partisi üyelerinin hiçbir güvencesi kalmamıştır.

Kendi üyelerinin hukukunu savunamayan bir Parti, başkaları için, halk için, ülke için hiçbir şey yapamaz.

Bütün bunlardan dolayı bir devrimcinin Vatan Partisi saflarında yapacağı bir şey de kalmamıştır.

Bu komediye artık bir son vermek gerekiyor.

Biz, aşağıda imzası bulunan kişiler Vatan Partisi’nden istifa ediyoruz.

Şu ana kadar tarafımıza gönderilen istifa sayısı 108’dir. Parti üyeliğinden istifa edenlerin listesi incelendiğinde Ankara ağırlıklı olduğu görülecektir. Çünkü hemen ulaşabildiğimiz kişiler onlardı. Yurt çapında istifalar sürmektedir. (HABER MERKEZİ)