Urfa Barosu başkan adayı Velat İzol: Hedefimiz enerjisi yüksek bir baro

Urfa Barosu başkanlığına aday olan Vedat İzol, “Temel hak ve özgürlükler konusunda şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ayrımcılığa karşı hak temelli mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Urfa Barosu 35’inci Olağan Genel Kurul toplantısı ve seçim 3-4 Temmuz’da yapılacak. Seçim için adaylar belli oldu. Adaylardan biri Mehmet Velat İzol. 1977 yılında Urfa'da doğan İzol Urfa Barosu’na yabancı bir isim değil. Çünkü babası avukat Mustafa Kemal İzol da daha önce baro başkanlığı görevinde bulunmuştu.

İlk, orta ve lise öğrenimimi Urfa’da tamamlayan İzol, 1994 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşti. Fakülteden mezun olduktan sonra Urfa'ya döndü ve 20 yılı aşkın süredir burada serbest avukatlık yapıyor.

İzol, bu süre içerisinde baronun yönetim kurulu üyesi, disiplin kurulu üyesi ve TBB delegesi olarak görev yaptı.

Bu deneyimlerle Urfa Barosu için başkan aday olan İzol ile hem mesleki sorunları hem de başkan seçildiği taktirde önüne koyduğu hedefleri konuştuk.

'BAROLARIN MÜCADELE ALANI GENİŞ'

Baro başkanlığına aday olmak bir iddia sahibi olmak ve kimi eksiklikleri gidermek niyeti taşımak anlamına geliyor. Nasıl bir baro düşünüyorsunuz ve gidermek istediğiniz eksiklikler nelerdir?

Açıkça söylemek gerekirse babam Av. Mustafa Kemal İzol'un Urfa Barosu’nda uzun yıllar avukatlık ve baro başkanlığı yapması sebebiyle hukuk camiası içerisinde doğdum. Avukatların geçmişten günümüze kadar yaşamış oldukları sorunların tanığı ve muhatabı oldum. Avukatlık yasası ve diğer hukuki metinlerle son dönemde yapılan değişiklikler, avukatlık mesleğinin faaliyet alanlarını daraltılmış, meslektaşlarımızı mesleklerini sınırlı alanlarda icra etmeye mahkum bırakmıştır. Mesleğimize ve mesleğimizin icrasına yönelik son dönemde artarak devam eden baskılar meslektaşlarımıza karşı fiziksel saldırıya dönüşmüş ve meslektaşlarımızın yaşam hakkına saldırılar son dönemde kamuoyu gündemini oldukça yoğun biçimde işgal etmiştir.

Programsız şekilde çok sayıda hukuk fakültesinin açılması nitelikli bir avukatlığın icrası için kaynakları sınırlı olan barolara staj ve mesleki eğitimler açısından ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Yine avukat sayısının kontrolsüz şekilde artmasına bağlı olarak yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle ofis açmakta zorlanan meslektaşlarımız ve hatta ne yazık ki intihar eden meslektaşlarımız bulunmaktadır.

Türkiye'de geçmişten günümüze yaşanan insan hakları ihlalleri özellikle son dönemde ve 15 Temmuz darbe girişimi de bahane edilerek had safhaya ulaşmıştır. Yaşam hakkı ihlalleri, işkenceler, gözaltında kaybetmeler, güpegündüz kaçırılan insanlar yine baroların birincil sorunlarını oluşturmaktadır. 

Tüm bu sorunlar baroların mücadele alanın ne kadar geniş ve sorumluluk gerektiren bir alan olduğunu ortaya koymaktadır. Aday olduğumuz makamın sorumluluğunun bilincinde olarak bir yola çıktık. Meslektaşlarımızın ekonomik sorunlarını yakından takip edip bunlara karşı baronun tüm gücünü kullanarak çözüm bulmaya çalışan, meslek içi eğitimlerle avukatların farklı alanlarda ihtisaslaşmasına imkan sağlayan, olağan hale getirilmeye çalışılan hukuksuzluğa karşı sessiz kalmayan, bunların inatla üzerine giden enerjisi yüksek bir baro yaratmak öncelikli hedefimiz olacaktır.

 'CEZASIZLIK POLİTİKASI TEMEL SORUN'

Bölge baroları, bölgenin koşulları nedeniyle, birçok konuda sorumluluk almak zorunda kalabiliyor. Baro başkan adayı olarak temel sorunlar nelerdir? Çözüm önerileriniz nedir?

Her kentin yaşamış olduğu sorunlar birbirinden farklı olabildiği gibi bölgede diğer barolarla ortak hareket etme imkanının ve zorunluluğunun bulunduğu sorunlarımız da söz konusu. Uzun yıllardır bölge barolarının işbirliği içerisinde olması ve birçok konuda ortak karar alma irade göstermesi çok değerli bir tutum. Şanlıurfa Barosu da her zaman kurumsal kimliği ile bölge baroları çalışmalarında aktif rol alarak gereken desteği sunmuş ve sunmaya da devam edecektir. 

Fiili olarak devam eden OHAL rejiminde siyasal iktidarın kendisinden olmayan siyasi parti ve sivil toplum örgütlerini baskı altına alarak pasifize etme çabaları sebebiyle baroların ülke genelinde ve özellikle bölgede toplumsal muhalefet görevi ön plana çıkmıştır.

2015 yılında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin kameralar önünde katledilmesinin üzerinde yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen faillerin ortaya çıkarılmamış olması, bölgede insan hakları ihlallerine karşı mücadelenin ne kadar zor ve ağır sonuçlarının olabileceğini ortaya koymaktadır

Bölgede kamu görevlilerince işlenen hak ihlallerine karşı uygulanan cezasızlık politikası bizce sorunların temel kaynağını oluşturmaktadır. Bu durum ceza kanununun ve ceza hukukunun temel amaçlarından olan caydırıcılık etkisinin sistematik bir biçimde ortadan kaldırıldığını göstermektedir. Bu husus elbette biz insan hakları savunucularının aşması gereken bir engel olarak karşımızda durmaktadır.

Bölgede yaşanan hak ihlallerinin karanlıkta kalmaması, faillerinin ortaya çıkması ve işkencenin, kötü muamelenin, faili meçhul cinayetlerin bu topraklardan tamamen silinmesi için hukuksuzluğa karşı tüm kararlılığımızla mücadele edeceğiz. 

Ayrıca Kürtlerin ve diğer tüm halkların insanın insan olmasından kaynaklı sahip olduğu sosyal, kültürel ve siyasal haklarından çoğu kez mahrum bırakıldığı da bir gerçektir. Siyasal iktidarın bu konudaki tutumu, insanların temel hak ve özgürlükler noktasındaki talebini dahi suç unsuru saymaktadır. Bu durum kişilerin haksız soruşturma ve kovuşturmalara maruz kalmasına ve çoğu zaman cezalandırılmalarına yol açmaktadır. Seçildiğimiz takdirde Şanlıurfa Barosu olarak temel hak ve özgürlükler konusunda şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ayrımcılığa karşı hak temelli mücadeleye devam edeceğiz.

'ÇOKLU BARO HİÇBİR SORUNU ÇÖZMÜYOR'

Siyasal iktidar baroların yapısına müdahale ediyor ve çoklu baro sistemini getirdi? Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Esasen bu konuda yapılan düzenlemeler savunmasız bir toplum oluşturma çabasından kaynaklanmaktadır. Normal şartlarda bir konuda ihtiyacın hasıl olması durumunda yasa çıkarılır. Avukatların çok daha farklı ve ciddi problemleri olmasına rağmen sorunları çözmek yerine ihtiyaç olmayan bu konuda siyasal iktidar, tamamen baroların sesini kısmak, sindirmek amacıyla ve bir nevi hukuktan yana tavrı, hak ve adalet talebini cezalandırmak amacıyla böyle bir düzenlemeye başvurmuştur.

Yasa çıkarılması sürecinde barolar ve avukatlar olarak çoklu baroya karşı olduğumuzu kamuoyuna açıkladık. Meclis komisyon görüşmeleri sırasında meclis kapısında olmamıza rağmen meclise alınmadık. Böylelikle 140.000 üyesi bulunan bir meslek kuruluşunun fikirleri dahi alınmadan söz konusu yasa çıkarılmış oldu. O kadar ki; çoklu baroya karşı Urfa'da basın açıklaması yapan meslektaşlarımız hakkında o dönem soruşturmalar açıldı. Gelinen nokta itibarı ile sadece Ankara ve İstanbul'da 2 No'lu baroların güçlükle kurulmuş olması böyle bir ihtiyacın olmadığını da göstermektedir.

Bizce avukatlık mesleğinin sorunlarına hiçbir çözüm üretmeyen çoklu baro uygulamasından dönülmeli ve avukatların gerçek sorunlarının çözümüne yönelik, konunun muhatabı olan avukatların fikirleri de alınarak yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

'HAYATIN HER ALANINDA EŞİT TEMSİLİYET' 

Kadınların baro yönetiminde yer alması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kadınların hayatın her alanında yer alması gibi baro yönetiminde de temsiliyetin arttırılması gerekiyor. Baroda eşit temsiliyet için kadın meslektaşlarımızla görüşmelerde bulunduk. Listemizde yönetim kurulu üyeliğine iki kadın arkadaşımız ve diğer kurullar için de iki kadın meslektaşımız adaydır. Biz de daha fazla kadın adayla seçime girmek isterdik. Kadın bakış açısının hakim olduğu her alanda daha güçlü ve başarılı çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde kadın meslektaşlarımızla birlikte projelerimizi gerçekleştirip, verimli bir süreç geçireceğimize inanıyorum.

'HAK İHLALLERİNE ACİL MÜDAHALE'  

Baro başkan adayı olarak Urfa Barosu için projeleriniz nedir?

Projelerimizi “İlke, Dayanışma, Liyakat; Önce Avukat” sloganı ile hazırlamış olduğumuz aday tanıtımı ve projeler kitapçığımızda kapsamlı olarak meslektaşlarımızla paylaştık. 

Birkaçından söz etmek gerekirse:

Genç avukatların önünde en büyük engel olan ofis kurmaları için maddi desteğin bankalar ve finans kuruluşları ile yapılacak özel anlaşmalarla düşük faizli, kolay ödeme planlı kredi alabilmeleri ile aşılacak.

Mülkiyeti baromuza ait olan tarihi Urfa evinin tarihsel dokusuna uygun olarak staj eğitim ve uygulama merkezi olarak dizayn edilmesine yönelik projemiz tamamlanmış olup, içerisinde temsili müdafi görüşme odası, ifade alma odası ve duruşma salonunun olacağı uygulama merkezi ile avukatlık stajının uygulamaya yönelik eksikliklerinin bu şekilde giderilmesi sağlanacak.

Kadına şiddet ve istismarın engellenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması için eğitim programları, seminerler, broşürler, video, tv ve radyo programları hazırlamayı, bu sayede kadınların bilinçlenmesini ve olası saldırılara karşı baronun yanında olduğunu hissetmesini hedefliyoruz.

İnsan Hakları Komisyonu merkez haline getirilerek bir yürütme kurulu oluşturulacak ve özellikle cezaevi ve kolluk biriminde yaşanan hak ihlallerine acil müdahalede bulunacak ekipler oluşturulacaktır. Bu ve diğer projelerimizin detaylarını tanıtım broşürlerinden incelemek mümkün.