Unesco mirası Patara için gözler bilirkişide: ‘Nisanı bekleyeceğiz'

UNESCO adayı Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi için hazırlanan imar planının iptali için açılan davada bugün yapılması planlanan bilirkişi keşfi, seçim sonrasına ertelendi. Keşif 25 Nisan’da yapılacak.

Google Haberlere Abone ol

ANTALYA – Likya Uygurlığı’nın başkenti Patara’da 800 civarında kaçak villayı yasallaştıracağı eleştirileriyle gündeme gelen imar planı için yapılacak bilirkişi keşfi ertelendi. Kaş Çevre ve Kültür Derneği, Peyzaj Mimarları Odası ve Mimarlar Odası tarafından Antalya ve Muğla sınırındaki Kaş Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin imar planına karşı açılan davada, bilirkişi heyetinin bugün yapacağı keşif, 31 Mart seçimleri sonrasına kaldı.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na imar değişikliğinin iptali için açılan davanın son duruşmasında Antalya 4. İdare Mahkemesi, bilirkişi heyetinin yeniden kurulmasını ve yeni bir keşifle rapor hazırlanmasını istemişti. Önceki keşifte 3 uzmandan oluşan, daha sonra yapılan itirazlardan sonra 7 uzmanla yeniden toplanan bilirkişi heyeti, 25 Nisan’da bölgede keşif yapacak. Dava açılan planların üst planı olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nına karşı başlatılan hukuki süreç de Danıştay’ın 6’ncı Dairesi’nde devam ediyor.

LİKYA’NIN BAŞKENTİNDE KEŞİF YAPILACAK

Dava avukatlarından Tuncay Koç, UNESCO Dünya Mirası’na aday bu coğrafyanın korunarak kamu yararına planlanmasını ve bölgenin tarihi, kültürel, doğal alanları üzerinde geri dönüşü olmayacak tahribata sebep olacak uygulamaların iptalini istediklerini ifade etti. Koç, Antalya’nın batı yakasındaki bölgede uzun yıllardır sürdürülen hukuk mücadelesi ile ilgili bilgi verdi:

“Kaş-Patara-Gelemiş mevkiinde 3’üncü derece doğal sit olan kooperatif alanı mevcut planda tarlayken, iptalini istediğimiz 1/25.000’lik yeni planda karma konut ticaret alanı olarak planlanmış. Bu plana göre antik saha, villa yapımı için hem turizm hem konut alanı olarak yapılaşmaya açılıyor. Bölge caretta caretta'ların yuvalama alanına çok yakın. Patara için Unesco Dünya Mirası Listesi'ne başvuruldu. Böylesine önemli bir alanın imara açılması söz konusu olamaz. Pek çok açıdan kanununa aykırılıklar var. Gerekli hukuki başvurular yapıldı, dava süreci devam ediyor. Daha önce açılan davada bölgenin sit derecelerinin düşürülmesi kararı iptal edilmişti. Bu davada ise yeniden bilirkişi raporu istendi. Bugün yapılacak keşif ertelendi. Nisanı bekleyeceğiz” dedi.

‘SATIŞ BAŞLADI, DAĞ TAŞ VİLLA OLACAK’

Antik kentin nekropolünün ve caretta carettala'rın doğal yaşam alanlarının bulunduğu bölgede imara açılan bir kooperatif ve çok sayıda havuzlu kaçak villa olduğunu belirten Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, bölgenin parsel parsel satışına karşı mücadele ettiklerini anlattı. İmara açılmak istenen bölgede, AK Partili Mutlu Ulutaş başkanlığındaki Kaş Belediyesi’nin 28 milyon 700 bin TL’ye sattığı iki parselin de bulunduğunun altını çizen Akoy, şunları söyledi:

“Patara’daki kooperatif yapılanması için düşük yoğunluklu dense de haritada dağın taşın doldurulduğu görülüyor. Tek katlı binalar ama çok geniş bir alana yayılmış durumda. Projede görünen Kaş Belediyesi’ne ait parseller de satışa çıkarıldı. Bu konu gündem olup çok tartışıldı ve ihaleye kimse katılmadı. Bunun üzerine alanı parça parça satmak için satışa çıkardılar. İhale sonucu iki parçanın satışı gerçekleşti. Nihai hedef, bölgenin imara açılması ve açılmadan önce alan kişilere rant sağlanması olabilir.”

3 HEYET ‘OLMAZ’ DEDİ, 4’ÜNCÜ ONAY VERDİ

Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi için gelecek heyete Isparta’dan katılacak ekibin daha önce Kaş’ın Limanağzı mevkiinde ekoturizm ağı için planlanan imar planına da onay verdiğine dikkat çeken Akoy, “Limanağzı için hazırlanan nazım imar planını da dava ettik ve o da iptal oldu. Dava sürecinde ODTÜ’den, Dokuz Eylül ve Akdeniz üniversitelerinden 3 ayrı bilirkişi heyeti Limanağzı bölgesini inceledi. Hepsi, ÖÇK bölgesi içinde bir tarafı 3’üncü derece sit, diğer tarafı tarihi sit, kendisi zeytinlik olan bu alanın yıpranmaması için günübirlik alan olarak kalması gerektiği yönünde raporlar verdiler. Bu alanda yapılaşma olursa bunun özel çevre koruma bölgesine zarar vereceğini raporladılar. Bu tespitlere istinaden mahkeme planları iptal etti. Alanla ilgili 3 rapor mahkeme kararı varken, yeniden toplanan Isparta heyeti tarafından bir rapor daha yazıldı ve heyet Limanağzı’nda yapılaşmaya onay verdi” dedi.

Patara Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan 1/25 bin Ölçekli Nazım İmar Planı sahası
‘BU PLAN ULUSLARARASI İHLAL DEMEK’

Ahmet Murat Akoy, Kaş’ın geleceği için kritik kararlara imza atan Isparta heyetinin bu davada yeniden bilirkişi olmasına Patara davası avukatlarının itirazının mahkeme tarafından kabul edildiğini belirterek, bu kez 3 değil 7 kişilik bir heyetin bölgede keşif yapacağını söyledi. Akoy, Patara Antik Kenti'nin çevresindeki bölge için hazırlanan 1/25 binlik imar planının, yoğun bir yapılaşmaya yol açacağı gerekçesiyle iptali için gerekli başvuruları yaptıklarını aktardı. Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler’in Akdeniz Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Barselona Sözleşmesi'ne 20 Akdeniz ülkesiyle birlikte imza attığını hatırlatan Akoy, bu planın hayata geçirilmesinin uluslararası bir ihlal olacağına vurgu yaptı. Akoy, deniz kaplumbağalarının korunması için BERN sözleşmesine de Türkiye’nin taraf olduğunu belirterek, bölgenin 1'inci ve 2'nci derecede arkeokolojik sit alanı ilan edilmesi gerektiğini söyledi.

KORUMA KURULU’NDAN İKİ MUHALEFET ŞERHİ

30 yıl önce yapılmış Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı'nın hızla güncellenip uygulanması ve ÇED raporunun hazırlanması çağrısı yapan Kaş Çevre ve Kültür Derneği, şu açıklamayı yaptı:

"ÖÇK ve SİT ilan edilen Patara’nın ekolojik, biyolojik, doğal, tarihsel, arkeolojik, kültürel, tarımsal değerlerini ve nesli tehlikedeki caretta caretta'larını güvence altına alan bir planlama talep ediyoruz. Koruma Kurulu üyeleri Prof. Dr. Orhan Kuntay ve Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu'nun plan üzerindeki 'muhalefet şerhi'nde Patara'nın hassas bir sit olduğu, birinci veya ikinci derece arkeolojik ve doğal sit ilan edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Üç farklı koruma statüsü olan bu özel ekosistem üzerinde yükselen villaları yasallaştıracak ve bir o kadarının da inşa edilmesine sebep olacak bu planlamadan vazgeçilmelidir.”