YAZARLAR

Trafik kazaları ‘tesadüf’ değil mi?

Böylesi yıkıcı olayların ardından böyle soruların yanıtlarının net şekilde ortaya konması ve bunun da hızla yapılması şart. Yoksa farklı iddiaların ortaya atılması normal. Verilen yanıtlar tatmin edici olmadıkça da futbol yorumcusu bile bulanık suda balık avlamaya kalkıyor işte…

TRT Spor’da maçları değerlendiren yorumcu, Antep ve Mardin’de cumartesi günü yaşanan kazaları değerlendirirken Antep'te önceki yıllarda ve yine 20 Ağustos tarihinde yaşanan iki terör saldırısı olduğunu hatırlatarak, "Umarız bu kazanın arkasında da böyle bir durum yoktur" diyor…

Futbol yorumcusunun bile arkasında bir 'komplo' bir 'büyük plan' aramasına neden olan bu ortamın gerekçesi neydi peki?

İki inanılmaz kazanın birbirine çok benzemesi ve hemen ardından ortaya atılan 'yağ sızıntısı vardı/hayır yoktu bunu TIR sahipleri uydurdu', '3. bir TIR yoktu/hayır vardı hatta fotoğraflandı' gibi onlarca insanın öldüğü ve yaralandığı kazaların ardından yapılan resmî açıklamalar ve bu açıklamaların net yanıtlar vermediği iddialardı.

Katliam boyutuna ulaşan bu kazaların nedeni -ilk kazalar yaşandıktan sonra- olay yerinin yeterince korumaya alınamaması mı? Aşırı hız mı? Kazaya neden olan araçların bakımlarının zamanında yapılmamış olması mı? Sıcak havanın etkisi mi? Sadece kötü sürücüler mi? Bunların hepsi mi ya da bazıları mı… Yoksa hiçbiri değil mi!

Böylesi yıkıcı olayların ardından böyle soruların yanıtlarının net şekilde ortaya konması ve bunun da hızla yapılması şart. Yoksa farklı iddiaların ortaya atılması normal. Verilen yanıtlar tatmin edici olmadıkça da futbol yorumcusu bile bulanık suda balık avlamaya kalkıyor işte…


Bravo, sakat boğa güreştirerek ‘milleti’ kırmadınız!

Havrita uygulaması, sokak köpeklerinin katledilmesi için kullanıldığı ve haritada işaretlenen yerlerde bulunan köpeklerin öldürüldükleri haberleri üzerine kapatıldı. Ama aynı sıralarda Ardıl Batmaz’ın haberi geldi: 

Antalya Kumluca’da 5 yıldır düzenlenen 'boğa güreşleri' bu yıl da, üstelik hayvan hakları savunucularının 'hayvanlara eziyet etmeyin' çağrılarına rağmen ve yangından mal kaçırırcasına yapılıvermiş. CHP’li belediyenin düzenlediği etkinliğin sunucusu bir de ayağında sakatlığı olan boğasını yine de güreşe katan sahibine, "Bravo, bu milleti kırmadığınız için sağ olun" demiş. "Bu millet" bu günahların her gün ve türlü şekilde boynuna asılıp durmasını hak edecek ne yaptıysa artık… 

Muharrem İnce ve Ümit Özdağ


İttifaklar partileri koruyabilecek mi?

Üst üste gelen ittifak açıklamaları gösteriyor ki, siyaset artık seçim için son hazırlıklarını yapıyor. HDP’nin de aralarında bulunduğu sol-sosyalist "7’li" güç birliğinden ittifak ilanı beklenirken, ondan önce "Sosyalist Güç Birliği" ilanı geldi. 

Ve hemen ardından Serkan Alan’ın haberinden öğrendik ki, başka bir ittifak da yolda… 

Öyle anlaşılıyor ki yenileri de gelecek bu ittifakların. Seçmen desteği en az görünen partiler bile mevcut ya da kurulmakta olan ittifaklarda yer alamıyorlarsa kendi aralarında bir ittifak arayacak. Seçim yasasında yapılan değişiklikle ittifakların önemi azalmış görünse de öyle anlaşılıyor ki bu ittifak merakının asıl nedeni son yerel seçimdeki İstanbul sonuçları… Hiç kimse kıl payı bitecek bir seçim yarışının sonuçlarının seçmende yaratacağı tepkiyi tek başına göğüslemek istemiyor gibi. Bakalım ‘ittifakta olmak’ partileri böyle bir sonucun yaratacağı olumsuz etkilerden koruyabilecek mi…



Basın İlan Kurumu, Anayasa Mahkemesi'ne ne demiş oldu?

Anayasa Mahkemesi, Evrensel, Birgün, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından uygulanan ilan kesme cezaları hakkında 10 Ağustos günü açıkladığı kararda şöyle diyordu:

"Basın İlan Kurumu kararlarının düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu gözlenmiştir."

BİK, bu karardan 12 gün sonra Evrensel'e yönelik olarak ilan kesme uygulamasının 'süresiz' hale çevrildiğini açıkladı
Çünkü Evrensel'i toplu halde satın almak "usulsüzmüş".

Gazeteci Kenan Şener'in geçen yıl Gazete Duvar'da yayınlanan bir haberi "usulsüzlük"le ilgili çok şey anlatıyordu. 

Evrensel için Anayasa Mahkemesi kararına rağmen verilen bu yeni karar, "biz bildiğimizi okuruz" demekten başka ne anlama geliyor olabilir ki?
Topluca gazete almanın cezalandırıldığını da gördük. BİK sayesinde basın özgürlüğü mücadelesinde yeni bir sayfa daha açılmış oldu...