YAZARLAR

Timsah gözleri

Kosta Rika sınırında bir kasabaydı burası. Nikaragua’ya girmek için 12 dolar ödememiz gerekiyormuş ama paramız yoktu. Konsolosla konuşun demişlerdi. Banka da yoktu ama olsa da zaten çekebileceğimiz paramız yoktu.

Nikaragua konsolosunu bekliyorduk. Pazara gitmiş, komşusu dedi. Hamakta yatıyordu, elinde bir kitap vardı. Çok ilgisini çektik komşunun. Pek kimse gelmiyordu galiba konsolosa. Bahçesini ot kaplamıştı. Kapının yanındaki pencerede örümcek ağı pencereden büyüktü. Komşunun değil, konsolosluğun.

Tabii ki iki sallanan sandalye vardı verandada. Her yerde var burada. Nikaragua’da da öyle. Bizim evlerdeki çekyat sayısından fazladır kesin. Güzel şey ama. İki sallanan sandalye ile ev eşyası işini çözüyorsun. Bir de televizyon tabii ki. Yoksa nasıl ayakta durur bu saçmalık? Kapitalizmden söz ediyorum. Televizyon icat edildi isyan bozuldu. Seyrettirmeye alıştırıyor insanı. Sonra her şeyi seyrediyorsun. Devlet başkanı bile seyrettiğin oluyor. Böyle bir uyuşturucu tadı var. Mazoşist. Galiba tiner çekmek gibi. Kafa yapıyor ve buram buram makul kokuyorsun.

Kosta Rika sınırında bir kasabaydı burası. Nikaragua’ya girmek için 12 dolar ödememiz gerekiyormuş ama paramız yoktu. Konsolosla konuşun demişlerdi. Banka da yoktu ama olsa da zaten çekebileceğimiz paramız yoktu. Büyük para 12 dolar. İşte geliyor, dedi komşu. Genç bir kadındı ve elinde pazar çantaları vardı. Kızartmak için muz almıştı. Torbanın üstünde o görünüyordu ve koca bir papaya. Şimdi geliyorum, dedi. Sallanan sandalyelerde sallanarak onu bekledik. Bugüne kadar gördüğüm, en güzel konsolosluk bekleme yeriydi. Otlar daha güzel görünüyordu buradan ve biçilmemesi iyi olmuştu, penceredeki örümcek de koca bir böcek yiyordu ağına düşmüş. Başından başlıyor, yerken örümcekler…

İlk defa Türkiyeli görüyordu konsolos ama pek şaşırmamıştık. Ekvator’da Türkiye fahri konsolosu bile "Hayatımda gördüğüm ikinci Türksünüz" demişti. İlki Turgut Özal’mış. Houston’da aynı hastanede kalmışlar. "Fahri konsolos olsana" demiş Özal. Olmuş o da. Bin yıl kadar önceden bahsediyorum.

Vize için 3 dolara anlaştık konsolosla. Hayat pahalılığından filan söz ettik önce. Bütün pazar dönüşü muhabbetleri gibi yaptık. "Gerisine karışmam, kapıda isterler ama sizden" dedi. Bir avokado verdi bize, bir de limon kopardı konsolosluk bahçesinden. "Kapıda çözeriz biz" dedik. Tam olgun bir avokadoydu.   

Nehirden tekneyle gidiliyordu Nikaragua’ya. Bir tahta iskeleye yanaştı tekne. Diğer herkes, Nikaragualı işçilerdi zaten. Kosta Rika’da çalışıp geri dönüyorlardı. Çok kolay geçtiler sınırdan. Biz kaldık. 12 dolar istediler yine. Vizeyi gösterdik. Tazeydi vize ve biraz da limon damlamıştı. ‘Parayı ödemeden giremezsiniz’ dediler. Tekne geri dönmüyordu ama. En yakın banka Managua’daydı. Demiştim, bankada da çekecek paramız yoktu ama bunu onlara söylemedik. Peşin satan gibi konuşuyorduk.  ‘Konsolos bir daha hiç para ödemeyeceksiniz’ dedi bize dedik. Devletlere hep yalan söylenmeli. Onlar bize zaten söylüyor, her zaman.

Ve öldürüyorlar da.

Kendi aralarında konuşmaya başladılar. Dükkanı da kapamaları gerekiyordu, sınırı yani. Hava iyice kararıyordu. Nehirde timsah gözleri parlıyordu sadece artık. Biri geldi. "Size giriş mührü vuracağız ama bilgisayara işlemeyeceğiz. Başınıza sonra bir şey gelirse karışmayız." dedi.

Tamam dedik "ama yine de iskelede uyuyabilir miyiz" diye sorduk.

Etrafı timsahlarla çevrili bir sınır iskelesi kadar güvenli bir yer yoktur ve sahiden paramız yoktu…

 


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...