'Sosyal medya yasası' görüşülüyor: Muhalefeti kriminalize etme yasası

‘Sosyal medya yasası’, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda görüşülüyor. Muhalefet teklifi "muhalefeti susturma" ve “sansür torba yasası” olarak değerlendirdi.

Fotoğraf: TBMM Haber Portalı
Google Haberlere Abone ol

ANKARA - AK Parti ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele” olarak nitelediği internet haberciliği ile sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine bugün TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda başlandı.

MUHALEFETİN ANAYASAYA AYKIRILIK ÖNERGELERİ REDDEDİLDİ

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplanan komisyonda CHP ve HDP milletvekilleri, kanun teklifinin Anayasa’ya aykırılık içerdiğini ifade ederek ayrı ayrı önerge verdi.

CHP’nin alt komisyon kurularak teklifin orada görüşülmesi teklifi ile HDP’nin düzenlemenin geri çekilmesi talepli önergesi komisyonda reddedildi.

CHP: DEZERFORMASYON ELEŞTİRİSİ YAPIYORSAK İLETİŞİM BAŞKANLIĞI ETEĞİNDEKİ TAŞLARI DÖKSÜN

CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, yasa teklifinin Anayasa’ya aykırılık içerdiğini ifade ederek, düzenlemenin "muhalif sesleri susturma yasası" olduğunu söyledi.

Adıgüzel, "Her yere çekilebilen elastik bir yasa tasarısı ortaya geliyor. Arkadaşlarımız bu yasaya katkı sunabileceğini düşünmüyor. Dostlar pazarda görsün. Eğer dezenformasyon eleştirisi yapıyorsak önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı eteğindeki taşları dökmesi lazım" dedi.

MHP’Lİ YILDIZ: MUHALEFET 29. MADDEYE KARŞI

Komisyonda kanun teklifi sahiplerinden MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, düzenlemenin hazırlanma aşamasında ihtiyaç ve önerilerin alındığı bir dizi toplantı yapıldığını belirterek, "Yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin, dezenformasyonun birey ve toplumun iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma imkânını engelleyen ciddi bir tehdit hâline geldiği de aşikârdır" diye konuştu.

MHP’li Yıldız, muhalefetin düzenlemede yer alan ve Türk Ceza Kanunu'na "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu eklenen 29. maddeye karşı olduğunu ifade etti, bu maddenin keyfi uygulamalara yol açmayacağını söyledi.

HDP: MUHALEFETİ VE KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜM ÇABALARINI KRİMİNALİZE ETME YASASI

Kanun teklifi üzerinde yapılan görüşmelerde söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ise düzenlemeyi “sansür torba yasası” olarak değerlendirdiklerini dile getirdi.

Koç, "Bu yasa yoksulluğu örtbas etme yasasıdır. Toplumsal muhalefet ve Kürt sorununun çözümü için ortaya konulan çabayı 'terör' adı altında kriminalize etme yasasıdır" şeklinde konuştu.

‘CEZAEVLERİNDE MECLİS TV’NİN YASAKLANDIĞI BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ’

HDP’li Koç, söz konusu teklifin yasalaşması halinde muhalefetin ifade özgürlüğü alanının daraltılacağını belirterek şunları söyledi:

"Cezaevlerinde Meclis TV kanalıyla oradaki mahpuslar görüşlerimizi dinliyor, bizim dile getirmiş olduğumuz bu hukuksuzluklara muttali oluyor diye Meclis TV cezaevlerinde yasaklandı, biraz önce haber düştü. Ya, biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. Bizler bu yasayla Silivri 5 nolu cezaevinde işkenceyle öldürüldüğüne ilişkin Ferhan Yılmaz'ın olayını bile gündeme getiremeyeceğiz. Teklif geri çekilsin diyoruz."

ÖZKAN’DAN ‘FAHRETTİN ALTUN’ VURGUSU: ONUN NE ALAKASI VAR BU İŞLERLE

Komisyon'da kanun teklifi görüşmeleri üzerine söz alan CHP’li Tuncay Özkan, Türk Ceza Kanunu’na ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun eklenmesini öngören 29. maddeyi şu sözlerle eleştirdi: “Ben, PKK’yı yöneten 16 Ergenekoncudan biriyim. Şimdi, bu nasıl olunur? Fetullahçı yargıçlar, ‘savunma yap’ dediler. ‘Ben savunma yapmam, PKK buna çok güler’, kendi kendime dedim. Abdullah Öcalan yakalanmış. Bir kitabım var. Kitapta; nasıl yakalandığına dair yazı istiyorum, kitaba koyuyorum. MİT’ten bilgi aldım. Devletin bütün kadroları yalanladı. Cezaevindeyim. Mehmet Ali Birand, belgesel yayınlıyor, MİT Müsteşarı belgeyi gösterdi. Ne oldu şimdi? Dezenformasyonun kaynağı kim? Ben gazeteciyim, doğruya ulaşmaya çalışıyorum. ‘Ey gazeteci, bu haberi kimden aldın?’ Kimden aldığını açıklamazsan sana altı yıl, açıklarsan üç yıl vereceğim. Basın Kanunu’nda madde var, kaynağımı açıklayamam. Kaynağımı açıklamak üzereyim; kaynağım, Atatürk Havalimanı’ndaki gazete satan çocuk. Gazeteciyi casusluğa veya başka tuhaf durumlara sokmaya ne ihtiyaç var? Burada dezenformasyon kaynağı kim? Ben, ‘cumhuriyet mitingleri yoluyla darbeye zemin oluşturma’ suçundan ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası aldım. Dezenformasyonun kaynağı ya siyasetçidir ya devlettir. Gazeteci yalan haber yayınlayamaz. Basın kartını niye İletişim Başkanlığı verecek? Yani illa Fahrettin Bey’den 'hamili kart' diye yazı mı getirmem gerekiyor, ona mı kabul ettirmem gerekiyor, onun ne alakası var bu işlerle?

‘BU TEKLİF RUSYA’NIN YASASINA BENZİYOR’

İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş da kanun teklifinin tek taraflı bakış açısıyla, seçimlerde kullanılmak üzere hazırlandığını kaydetti. Altıntaş, AK Parti ve MHP tarafından komisyona getirilen teklifin Rusya’nın yasasına benzediğini belirterek, “Ukrayna-Rusya savaşında Rusya haber TV kanallarını kapattı, Sputnik gibi on-line haberleri engelledi, bunu da biliyoruz. Bizim konuştuğumuz teklif daha çok Rusya’nın yasasına benziyor. Daha ilginci ise 'Rusya Federasyonu’na saygısızlık' başlığında; örneğin, okullarda sınıfların kalabalık olduğunu
gösterirseniz bu Federasyon’a saygısızlık kabul edilmiş. Biz de buna mı ulaşmak istiyoruz? Yani ekmek kuyruğunu gösteren videoları yasaklatmak mı istiyoruz? Kısacası, Avrupa, vatandaşı korumak için yasa çıkarıyor, biz ise Rusya gibi vatandaşı korkutmak için yasa çıkarıyoruz” dedi.

‘TEKLİF SEÇİM ODAKLI DEĞİLSE 2024’TE YÜRÜRLÜĞE GİRSİN’

Bu yasa teklifinin seçimlerde kullanılmak üzere hazırlandığını da sözlerine ekleyen Altıntaş, “Eğer aksi düşünülüyorsa teklifi hemen geri çekelim. Onu yapamıyorsak ve seçime endeksli olmadığını göstermek istiyorsak hemen anlaşalım ve yasanın yürürlük tarihini 1 Ocak 2024 yapalım” şeklinde konuştu.

‘DAHA FAZLA OTOSANSÜR GÖRECEĞİMİZ BİR DÖNEME GİRİYORUZ’

HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ da yasa teklifinin 2023 seçimleri öncesi muhalefeti susturmayı amaçladığını söyledi ve ekledi: “Muğlak tanımlarla bir korku ortamı yaratılması, zaten mevcut olan korku ortamının genişletilmesi dolayısıyla daha fazla otosansür göreceğimiz bir döneme giriyoruz. Söz konusu yasal düzenleme de mevcut yapısı giderek daraltılmış, özgürlükleri kısıtlamaya dönük bir düzenlemedir. Medya alanında yaratılmak istenen tek sesli alanın sosyal medyada da kurulması istenmektedir” ifadelerini kullandı.

‘BEN FAHRETTİN ALTUN’UN YEMEĞİNİ YEMEM’

Konuşmaların ardından AK Partili Hüseyin Yayman altı saat sonunda toplantıya ara verileceğini, yemekte İletişim Başkanlığı'nın misafiri olacaklarını söyledi.

AK Partili Yayman’ın bu ifadelerine karşı CHP‘li Adıgüzel, “O zaman ben yemeğe gelmiyorum. Komisyonun misafiri olursak gelirim, yoksa gelmem” dedi.

Yayman’ın “Tamam, ben davet ediyorum” demesi üzerine Adıgüzel, “Eğer siz karşılıyorsanız gelirim, ben Fahrettin Altun’un yemeğini yemem. Açık söylüyorum, yanlış anlamayın, bunu burada bütün samimiyetimle söylüyorum. Bizim katkımız olması gerekiyorsa da biz katkı sunalım” karşılığını verdi. CHP’li Adıgüzel’in bu çıkışı üzerine Yayman, “Öyle yapıyoruz zaten. Tamam, komisyonun misafiriyiz, evet, düzeltiyorum” dedi.