Sosyal medya yasası: Seçim yatırımı, sansür adımı

Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır, iktidarın 'Dezenformasyonla mücadele' olarak tanımladığı yasa teklifinin seçime dönük bir ‘önlem’ paketi olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Sosyal medya ve internet haberciliği alanlarında düzenleme içeren yasa teklifi AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasıyla Meclis’e sunuldu. Yasa teklifi ile yeni suç tanımlamaları yapılırken, sosyal medya kuruluşlarıyla internet haberciliği yapan sitelere erişim engeli, içerik kaldırma gibi cezai yaptırımlar getiriliyor.

‘ANONİM HESAPLARA VE ‘İSMİNİ AÇIKLAMAK İSYEMEYEN YETKİLİ’ HABERLERİNE CEZA’

Yasa teklifindeki 29'uncu maddesine göre, "halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma" ve benzeri gerekçelerle "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suç kapsamına alınacak. Bu suçun da bir yıldan üç yıla kadar hapis" ile cezalandırması öngörülüyor. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılacak.

‘HABER VE PAYLAŞIMLARI SUÇ TEŞKİL EDEN BİR EYLEM HALİNE GETİRMEK İÇİN CEZA KANUNA EKLEDİLER’

Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır’a göre ‘sosyal medya yasası’ olarak bilinen teklif Anayasa'ya, ifade özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne tamamen aykırı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 Ekim ayında sarf ettiği “yalan terörü” ifadelerini hatırlatarak, sosyal medya yasa teklifinin de bu bakış açısıyla hazırlanmış olduğunu ifade eden Çayır, bu düzenlemeyle haber ve paylaşım içeriklerinin ‘terör’ ile ilişkilendirilerek ‘suç’ üretileceğinin altını çizdi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) suç teşkil etmeyen paylaşımlar ve içerikle ilgili yakın zamanda verdiği bir karara dikkat çeken Çayır, şöyle konuştu:

“Bu düzenlemeyi 5651 Sayılı İnternet Yoluyla İşlenen Suçlara ilişkin kanuna eklemeye çalıştılar; ancak 2022 yılının başında Anayasa Mahkemesi, 'Bu kanunun sistematiği Anayasa'ya aykırıdır. Suç teşkil etmeyen paylaşımlar ve içerikle ilgili erişim engeli ve içerik çıkarma kararı verilmesi doğru değildir' dedi. Muhtemelen bu AYM kararına dayanarak öncelikle bunu suç teşkil eden bir eylem haline getirmek için ceza kanununa eklediler. Sonrasında da 5651 Sayılı kanuna dayanarak da milyonlarca içeriğe hem ceza verip hem de engellenmiş hale getirecekler. Bu planlı, programlı, sansürü tamamen sosyal medyayı, internet gazeteciliğini kapatmaya yönelik kullanmak amaçlı bir düzenlemedir. Dolayısıyla bu düzenleme AYM, AİHM kararlarına aykırı bir düzenleme.”

‘SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM KAMPANYALARI ‘TERÖR’ İLE İLİŞKİLENDİRİLEREK ENGELLENEBİLİR’

Türkiye gibi yürütmenin bir kişinin elinde olduğu ülkelerde, “Bu yalan içeriktir, haberdir, dezenformasyondur” tanımlamasının ‘doğru’ yapılmasının olanaksız olduğunu belirten Çayır şöyle devam etti:

“Söz konusu paylaşımların ya da haberlerin hangilerinin yalan içerik olacağı, dezenformasyonun nasıl tespit edileceğini ve buna kimin karar vereceğini anlamak çok güç. Öncelikle düzenlemede yer alan ifadeyle 'halkı yanıltıcı bilgi' ne demektir? Örneğin orman yangınlarıyla ilgili yaptığınız bir paylaşımda 'Ormanlar yanıyor devlet susuyor' ifadelerini kullandınız. Ya da '128 milyon dolar nerede?' diye soran bir paylaşım yaptınız. Bu paylaşımların halk arasında korku, panik, endişe saikiyle yapılıp yapılmadığına, eleştiri olup olmadığına mahkemeler nasıl karar verecek? Yargı bağımsızlığının oldukça tartışmalı olduğu Türkiye’de biz yargının kararına nasıl güveneceğiz? Mesela CHP’nin yaptığı '128 milyon dolar nerede?' kampanyasını çok kolay bir şekilde bu düzenlemenin içine dahil edebilirsiniz. Bu da düzenlemede yer alan 29. maddedeki 'suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılacak' ibaresinin kullanılmasına yol açar. Meclis’te grubu olan yasal herhangi bir partinin seçim kampanyası, bu maddeye dayandırılarak çok rahat bir şekilde terörle ilişkilendirilebilir. Daha da ötesi vatandaşların da bu kampanya görsellerini ve içerikleri paylaşması ‘suç teşkil’ edebilir.”

‘HİCİV VE PARODİ’ İÇERİKLERE BİR TEHDİT’

Çayır, özellikle sosyal medyada kullanılan ‘hiciv ve parodi’ içeriklere yönelik tümden bir engelleme riski olduğuna vurgu yaptı. Çayır bu konudaki riski şöyle anlattı:

“Bir kullanıcı sosyal medya hesabı hiciv içeren, parodi içeren, eleştiri içeren bir görsel paylaştı. Bu paylaşımını da o hesabı takip eden 100 kişi alıntıladı. Bu örgütlü bir faaliyet midir? Bu kişiler 100 kişilik terör örgütü mü kurmuştur? Çok rahat bir şekilde o caps örgütlü faaliyetin içine sokulup kişiler 3 yıl ceza alacaksa yarı oranda artırılarak 4 buçuk yıla kadar ceza almasına yol açabilir. Aynı zamanda bağımsız gazeteciliğin de sosyal medya üzerinden yapılmasına imkan sağlamaz. Bu düzenleme ile aynı zamanda sosyal medyada anonimliği ortadan kaldırmayı da amaçlıyor. Yani bu düzenleme ile anonim hesaplara artık kimlik numarası ile girmek gibi de düşünebiliriz. Biri sizin eleştirel bir paylaşımınızı beğenmedi ve şikâyet etti. Sizinle ilgili bu maddeye dayanarak ceza davası açılabilir ve yine bu maddeye dayanılarak size verilecek ceza yarı oranında artırılacak. Bu akla mantığa sığan bir şey değil. Vatandaşları daha fazla baskı altında tutabilmek, eleştirileri en aza indirgemek için yapılan bir düzenleme.”

‘BU DÜZENLEME İNTERNET GAZETECİLİĞİ İLE BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE BİR SALDIRIDIR’

Düzenleme ile sosyal medya platformlarına bildirilen “yasa dışı ürün” veya “hizmet içeriğini” hızla kaldırma mecburiyeti getirildiğine dikkat çeken Çayır, sosyal medyanın, haberciliğin en önemli mecrası olduğu düşünüldüğünde bağımsız gazeteciliğe de zarar vereceği görüşünde.

Çayır, sosyal mecralara verilen sürenin gelecek binlerce şikâyeti incelemek için yetersiz kalacağının da altını çizdi, “Yani iktidarın politikalarını eleştirmeye yönelik, yolsuzlukları ortaya çıkaran araştırmacı gazeteciliğe ve bağımsız gazeteciliğe yönelik bir saldırıdır. Örneğin ana akım medyada yer almayarak alternatif medyada bulunan ve bağımsız gazetecilik yapan gazeteciler için sosyal medya başat bir imkân sunuyor. Bu düzenleme vatandaşları büyük bir tehlikeye sokacak bir düzenleme” dedi.

‘BU DÜZENLEME SEÇİMLERE DÖNÜK BİR ‘ÖNLEM’ PAKETİDİR’

Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Çayır, iktidarın ve ortağı MHP’nin bu düzenleme ile ‘seçimi’ hedeflediklerini ifade ederek şunları söyledi:

“Bu düzenleme tamamen önümüzdeki yıl yapılacak seçimlere dönük bir ‘önlem’ paketidir. İktidar partisi, 'Biz bu eleştirel haberleri engelleyemiyoruz, sosyal medyanın önünü alamıyoruz, eleştirilere cevap veremiyoruz, biz bunu suç haline dönüştürelim' mantığıyla hareket ediyor. Tamamen seçime yönelik bir yatırım. Vatandaşların gerçekleri bilmelerini engelleyecek, önüne set koyacak ve tamamen sansürü hayatımıza sokacak son adımdır. Bu düzenlemeyi geri çekmeliler.”