Şırnak, Zonguldak’ın izinde: Türkiye’nin diğer maden anıtı burada

Binlerce kişinin kömür madenlerinde çalıştığı Şırnak, sektörün yeni başkenti olabilir mi? Ülkedeki üretimin yaklaşık üçte birinin gerçekleştirildiği şehirde kömür, kalkınma kadar sorun da getirmiş.

Şırnak'taki madenci anıtının bir benzeri de Zonguldak'ta bulunuyor.
Google Haberlere Abone ol

Şirin Bayık

ŞIRNAK - Türkiye’nin ‘kömür başkenti’ olarak adlandırılan Zonguldak, son dönemde bu unvanını kaybetmemek için direniyor. Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 1829 yılında taş kömürünün bulunmasıyla Türkiye’nin ‘kömür’ yolculuğu da başladı. Türkiye Taş Kömürü’nün (TTK) sektör raporunda da Zonguldak için ‘ülkenin en önemli taşkömürü rezervlerinin’ burada olduğu bilgisine yer veriliyor.

Ancak Türkiye’nin yıllar içinde düşen kömür üretimi işçi sayısına ve nihayetinde Zonguldak’ın ekonomisine de yansıdı. Kasım ayında Zonguldak Valiliği’nin TTK’yi ‘yük’ olarak tanımlaması tepkilere de neden oldu. Gerek sendika temsilcileri gerekse de şehrin milletvekilleri konuyu medyaya taşıyarak asıl sorunun, AK Parti’nin kömür politikası olduğunu dile getirdi. Buna göre, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında TTK, 15 bin maden işçisi ile 2 milyon tonun üzerinde üretim yaparken 20 yıl sonra üretim 1 milyonun altına, işçi sayısı da 7 binlere kadar düştü.

Zonguldak, kömür sektöründe kan kaybederken, Şırnak’ta artan üretim, ‘Türkiye’nin yeni üretim merkezi Şırnak olur mu’ sorusunu gündeme getirdi.

Geçtiğimiz haftalarda kömür ocakları nedeniyle Şırnak’ta artan hava kirliliği ile ilgili bir haber Duvar’da yayınlandı. Bir diğer haber de dökülen kömür hafriyatının, şehir suyunu kirletmesi oldu. Şırnak ekonomisi, kömür ile kalkınmaya çalışırken, madenlerdeki çalışma koşulları ve kömürün çevresel etkileri şehir için pek çok sorunu da beraberinde getiriyor.

Yaklaşık 5 bin kişi Şınak'ta madenlerde çalışıyor.

YAKLAŞIK 5 BİN KİŞİ MADENLERDE ÇALIŞIYOR

Şırnak’ın kömür ile tanışması 1970’li yıllara dayanıyor. Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) Cudi’de kömür çıkarmasıyla, şehirde bir kömür ekonomisi oluşmaya başladı. 1990’lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalarının ardından şehre yerleşen halk için de ‘kömür’ zamanla bir gelir kapısına dönüştü. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), 1980’li yıllarda Şırnak ve çevresinde 25 adet ruhsat alıp kömür yataklarını işletmeye başladı. Bölgede kömür çıkartılması TKİ tarafından 2002 yılına kadar sürdü.

Fakat Zonguldak’ta olduğu gibi bu bölgede de devlet, kömür madeni işletmelerinden çekilmeye başladı. Bu yataklar daha sonra rödevans (arazinin devletten şirket ya da özel şahıstan kiralanması) sistemiyle işletilmeye açıldı. Şehrin bu dönemde yeniden kömürle anılmasının sebeplerin başında hemen hemen her gün bir maden ocağının açılması geliyor. Bunun göstergesi olarak 2021 yılında şehir merkezine dikilen madenci anıtını göstermek mümkün. Hali hazırda Şırnak’ta yaklaşık 150 milyon ton tespit edilmiş asfaltit rezervi mevcut. Cudi, Herbul, Avgamasiya, Üçkardeş, Gabar bölgesinde pek çok kömür sahası bulunuyor. Bunlara son dönemde Uludere de eklendi. Bölgeden çıkarılan kömür ülkedeki kömür üretiminin yaklaşık yüzde 30’una denk geliyor. Madenlerde çalışan işçi sayısının da 5 bin civarında olduğu ifade ediliyor.

Maden Mühendisleri Odası Şırnak Temsilcisi Nihat Bilen

‘BÖLGENİN KÖMÜR POTANSİYELİ SÜREKLİ ARTIYOR’

Kömür ısınma amaçlı kullanıldığı gibi termik santrallerden demir çelik fabrikalarına kadar çok geniş sektörde ısı kaynağı olarak kullanılıyor. Şırnak kömürünün özelliği ise dada çok sanayide kullanılmaya elverişli olması, aynı zamanda da Zonguldak’tan farklı olarak yüzeye daha yakında bulunması. Maden Mühendisleri Odası Şırnak Temsilcisi Nihat Bilen, geçmiş yıllarda kömürün daha çok kol gücüne dayanarak çıkarıldığını ancak teknolojinin ilerlemesiyle çalışma biçimlerinin de değiştiğini anlatıyor: “Daha önce kazma kürek tarzı ile küçük çaplı çalışmalar yapıldığından işçi sayısı çoktu fakat yapılan üretimler asgari düzeydeydi. Teknolojik olarak ilerlemelerle iş makineleri ve kullanılan ekipmanlar arttı ve çalışan işçi sayısı da azaldı. Bu durum, çalışacak olan personelleri daha kalifiye olmaya ve iş makinelerini kullanma yetisine teşvik etti. Teknolojinin daha yoğun kullanımı ile birlikte yeni rezerv alanlarındaki üretimde artış yaşandı.”

‘ÜRETİM ARTIYOR, İŞÇİ SAYISI ARTMIYOR’

Bugün Şırnak’tan çıkarılan kömür, termik santrallerde kullanılan kömürün önemli bir bölümünü karşılıyor. KESK’e bağlı Enerji Sanayi Maden Sendikası (ESM) Şırnak Temsilcisi Kenan Sakın, “Şırnak'tan çıkan kömür, Türkiye'nin hemen hemen her yerine, termik santrallerine gidiyor. Konya, Sivas Kangal, Karadeniz bölgesine kömür gidiyor. Türkiye’nin kömür ihtiyacının yüzde otuza yakını bölgeden karşılanıyor" diyor.

Üretimdeki artışa rağmen işçi sayısı aynı oranda artmıyor. Silopi’de Ciner Holding’e ait termik santral, kömürünü yine hemen yanında bulunan kendi maden sahasından çıkartıyor. Bu işletmede 1500’e yakın çalışan bulunuyor.

Üçkardeşler firmasında yaklaşık 150, Aydemir Siyah Kaya’da 100 ve diğer firmalarda yaklaşık 2 bin kişi çalışıyor. Toplamda 5 bine yakın bir işçi demek ancak madenlerde çalışan bu işçiler, örgütlü değil. İşçilerin örgütsüzlüğü, kentteki ilk kömür madenlerine ve oradaki çalışma koşullarına dayanıyor.  

Şırnak'taki kömürün özelliği yüzeye yakın olması. 
‘KOOPERATİF KURMAYA ÇALIŞTIK AMA BAŞARAMADIK’

Aslında Türkiye Kömür İşletmeleri’nin 90’lı yıllarda bölgede kömür çıkarttığı dönemde, bölge halkı çıkan kömürün hafriyat olarak doğaya bırakılan bölümlerini toplayarak geçimlerini sağlamaya başladı. Ardından TKİ’nin bu madenleri kapatmasından sonra işsiz kalan işçiler ve bölge halkı, izinsiz şekilde yüzeye yakın olan kömürü çıkarmak için kuyular açtı. Denetimin olmadığı bu kuyularda pek çok kaza yaşandı. Kenan Sakın, bu gelişmelerden sonra valilik kararıyla bu kuyuların kapatıldığı bilgisini veriyor: “İşçilerin işlettiği kuyu sistemi ilkel şartlarda çalışıyordu. Örneğin; tek bir kazada sekiz kişi kuyularda hayatını kaybetti. 2013’e kadar kuyu sistemi böyle devam etti. 2013 yılında valilik kararıyla bu ocaklar tamamen kapatıldı. 2017’ye kadar da kapatma çalışmaları devam etti.”

Sakın, o süreçten sonra işsiz kalan işçiler için resmi yollar aramaya başladıklarını söylüyor: “O dönemde devlet madenleri komple kapattı. Bazı yerlerde hala kaçak çalışmalar oluyor. Ama bu yasal olmadığı için kamyonlara ve ocağa el konuyor ayrıca yüklü bir ceza veriliyor. STK’ler olarak bir kooperatif kurmaya çalıştık. Kooperatif bünyesinde bu emekçileri, sigortalı yapmaya çalıştık ama devlet katkısı ve yardımı olmadığı için bunu başaramadık.”

Sakın, kaçak kuyu açılmasındansa bir kooperatif araçlığıyla bu işçilerin devlet denetiminde olması için çalışma yürüttüklerini ancak devletin bunu kabul etmediğini öne sürüyor.

Yarın: Şırnak kömüründe tekelleşme: Paranın tamamı bir kişiye kalıyor