Sendikalar Platformu'ndan '15-16 Haziran ruhu'yla örgütlenme çağrısı

İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu, sömürü koşullarına karşı tüm işçi ve emekçilere, sendikalarda birleşme ve örgütlenme çağrısı yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP), temel talep olan grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkının güncelliğini olanca yakıcılığıyla koruduğuna dikkat çekti. Toplam çalışanların yüzde 95’inin, sendikalı olmadıkları için bu haklardan hiç yararlanamadığına vurgu yapan İİSŞP, sendikalıların ise kota, ulusal güvenlik bahanesi gibi gerekçelerle toplu sözleşme hakkından muaf tutulduğunu ifade etti.

UNUTULMAZ BİR DİRENİŞ ÖRNEĞİ

İşçi ve emekçilere, sendikalarda birleşme ve mücadele çağrısı yapan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu'nun 15-16 Haziran dolayısıyla yaptığı açıklama şöyle:

"15-16 Haziran 1970 direnişi; Türkiye’deki Demokrasi ve Emek mücadelesi tarihinin en onurlu tarihlerinden biri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Sendikalarını özgürce seçmelerine engel olan, istedikleri sendikadan özgürce ayrılmalarına engel olan, toplu sözleşme ve grev haklarını kısıtlayan, sendikalara yetki kotası uygulayan yasal düzenlemelerle bastırılmaya çalışılan emekçilerin yükselen hareketi, önüne çekilmeye çalışılan setleri aşarak unutulmaz bir direniş örneği sergilemiştir. Bu direniş hakların sınırlarının meclis kulislerinde, masa başlarında değil, sokaklarda ve meydanlarda çizileceğini dosta düşmana göstermiştir.

O zamanki iktidar ve sermayenin işçileri inanç ve milliyetçilik zehirleriyle bölmeye çabalarına karşılık ta büyük bir tokat olmuştur şanlı direniş. 150 bin İşçi ısrarla birliğini her türlü ayrımcılığa karşı tavır alarak korumuş ve sendika örgütlülüklerini, haklarını sahiplenmiş, kararlılıkla geri adım atmadan haklı ve meşru temelde, fiili direnişlerle en nihayetinde sömürü yasalarının geçmesini engellemişlerdir.

BİR MİHENK TAŞI

15-16 Haziran direnişi, Türkiye’de işçi sınıfının kendi gücünü en açık haliyle gösteren bir eylem olduğu kadar sendikal mücadelenin nasıl olması gerektiği noktasında da bir mihenk taşıdır. Gerici baskı yasalarıyla, işçi ve emekçilerin sendikal haklarının ellerinden alınmaya çalışılmasına karşı girişilen bu mücadele, üzerinden geçen 51 yıla rağmen önümüzü aydınlatmaya devam ediyor.

TALEPLER GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR

15-16 Haziran’da işçilerin temel talepleri olan grevli-toplu sözleşmeli sendika talebi güncelliğini olanca yakıcılığıyla korumaktadır. Toplam çalışanların yüzde 95’i sendikalı olmadığı için bu haklardan hiç yararlanamamakta, sendikalılarda ise kota, ulusal güvenlik bahanesi vb. bir çoğu toplu sözleşme hakkından da muaftır.

Bugün her zamankinden fazla 15-16 Haziran direniş ruhunu sahiplenmeye ve yaşatmaya muhtaç olduğumuz bir dönemden geçmekteyiz. Aradan geçen 51 yıl boyunca gerek darbelerle gerek yasal kılıflarla her siyasi iktidar patronların istekleri doğrultusunda işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını peyderpey geriletmiştir. Patronlar doymak bilmez midesizlikleri ile kıdem ve tazminat hakkını da işçilerin elinden almak için siyasi iktidarı arada bir sıkıştırmaktan geri durmamaktadır.

SALGININ FATURASI EMEKÇİLERE ÇIKARTILDI

Yaşanan ağır ekonomik krizin faturası, Covid-19 pandemi koşullarının daha net gösterdiği gibi işçi ve emekçilere yüklenmiş, işten çıkarmalar yoğunlaşmış, işsizlik rekor sevilere gelmiş, pahalılık ve dolayısı ile yoksulluk hızla artmış, açlık sınırının altındaki maaş toplam çalışanların çok büyük çoğunluğunun ücret politikası haline gelmiş, güvencesiz, zorla çalıştırmanın yasal kılıfları oluşturulmuş, sermaye ve iktidar milyonlarca işçi - emekçinin yaşamı karabasan gibi yoğun saldırı dalgası altına almıştır.

Çıkarılan yasalarda işçi ve emekçiler için en ufak iyileştirici bir madde bulunmamakta fakat birbirini yiyen çetelere ve halka küfür eden patronlara gani gani iyileştirmeler-ihaleler- vergi afları, yasal- yasadışı yollarla beslenirken, bu gün işçi cinayetleri- intiharlarda ciddi artışlar yaşanmaktadır.

SINIF ÇİZGİSİNDE KARARLI SENDİKACILIĞA DEVAM

İktidar ve patronlar bu kadar ağır sömürü koşullarını sürdürmelerinin yegane yolu işçilerin ve emekçilerin büyük çoğunluğunun sendikasız olması ve böyle devam etmesi hayati derecede önemliyken; işçiler ve emekçiler için bu saldırıları püskürtmenin yegane yolunun biricik örgütlülüğü olan meşruluğunu haklılığından alan sendikalarda birleşmekten, örgütlenmekten, mücadele etmekten başka çaresinin olmadığını bugün daha net görüyoruz.

Bizler de İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP) bileşenleri olarak şanlı 15-16 Haziran İşçi Direnişini tüm dersleri ile sahiplenirken, direnişi yaratanların ardılları olarak bu ruhu daha fazla yaşatmak için sınıf sendikacılığı çizgisinde kararlılık ve cesaretle mücadelemizi yükselteceğimizi 51. yıl dönümünde yitirilenleri saygı ile anarken belirtmek isteriz." (EKONOMİ SERVİSİ)