YAZARLAR

Şam ne diyor? Barış mümkün ancak...!

'Türkiye ve Suriye arasında Adana Anlaşması var ve bu anlaşma Türkiye’ye, Suriye içine 5 km kadar müdahale etmesine izin veriyor. Suriye ve Türkiye arasında siyasi açıdan çözüme ulaşılırsa buna geri dönülebilir. Bu konuda şahsi fikrimi söyleyeceğim; bence Suriye Türkiye’nin hassasiyetlerini Adana Anlaşması çerçevesinde giderebilir ki, bu anlaşma Türkiye’ye garanti veren maddeler içeriyor.'

2011 yılından beri Türkiye ve Suriye ilişkileri oldukça gergin ve iki ülke arasında adı konulmamış bir savaş olduğu söylenebilir.

Peki Şam, Ankara ile diyaloğa, Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplara ve SDG dahil Suriye Kürtlerine nasıl bakıyor?

Bütün bunları ve Şam’ın perspektifini eski basketbolcu, Halep'in tanınmış isimlerinden ve Suriye Parlamentosu bağımsız Milletvekili Butros Merjane ile konuştuk. Merjane aynı zamanda parlamentodaki Arap Dünyası ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı.

Ankara-Şam ilişkileri konusunda ne düşünüyorsunuz? Barış mümkün mü?

Butros Merjane

Elbette hem Suriye hem Türk haklarının öncelikli arzusu barış fakat öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor ki Türkiye, uluslararası meşruiyeti ve hukuku ihlal ederek Suriye topraklarını güç kullanarak işgal eden saldırgan taraf.

Buna ek olarak Türkiye tarafından Suriye’de işgal edilen bölgelerde daha önce (Birleşmiş Milletler) Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan yapılar bulunuyor ancak Türkiye buna rağmen bu grupları finansal, lojistik ve askeri açılardan destekliyor.

Türk Devleti, gerçek bir diyaloğun ancak Suriye Devleti’nin topraklarını geri alması ile başlayabileceğini kabul etmeli.

Türkiye’den Suriye’nin bütünlüğünün korunması için Suriye Devleti’nin kontrolünü (Suriye sınırları içindeki) bütün bölgelere yayması gerektiğine dair açıklamalar duyduk. Ancak bu açıklamalar fiiliyata dökülmüyor. Bu sözler ne zaman pratikte uygulanırsa bence iki ülkenin ancak ondan sonra iki taraf için de faydalı bir diyaloğa başlayabileceğini düşünüyorum.

Daha önce Suriye ordusu ile Özgür Suriye Ordusu arasında birçok kez uzlaşmalar yapıldı. Şam’ın Türkiye’nin desteklediği gruplara bakışı nasıl? Bu silahlı gruplarla da uzlaşma yapılabilir mi?

Bu militanların bulunduğu topraklar Suriye toprakları ve Suriye Devleti’nin buraları da kontrol altına alma hakkı var ve bu militanlar Türkiye tarafından yasadışı bir şekilde silahlandırılmışlar. Bu nedenle devlet bu grupları silahsızlandırmalı ve bulundukları yerleri de kontrol altına almalı.

Bu silahlı militanların özel bir durumları var ve bunlar için özel bir kararname çıkarılabilir ya da özel bir prosedür uygulanabilir. Çıkarılabilir, uygulanabilir şeklinde konuşuyorum çünkü ne yapılabileceğinden emin değilim.

Türkiye’de “SDG’den ve Suriye Kürtlerinden hem Şam hem Ankara rahatsız. Bu durum Ankara-Şam arasında ittifakı sağlayabilir” diyenler var. Şam SDG’ye nasıl bakıyor? Şam’a göre SDG ile Türkiye’nin desteklediği gruplar arasında fark var mı?

(Şam’da) ikisine bakış açısı konusunda farklılık var. (Türkiye’nin desteklediği) militanlar Suriye Devleti’ne karşı silahlandı. SDG ise Suriye Devleti’ne silah doğrultmadığı gibi devletten silah talep etti. Ancak yine de (SDG de) silahlandı ve (devlet kurumları dışında) silahlanma nerede olursa olsun kabul edilemez. SDG de mantıklı hareket etmeli ve silahlarını teslim ederek Şam hükümeti ile müzakerelere dönmeli ve durum normale dönmeli.

(Türkiye ve Suriye arasında) Adana Anlaşması var ve bu anlaşma Türkiye’ye (Suriye içine) 5 km kadar müdahale etmesine izin veriyor. (Suriye ve Türkiye arasında) siyasi açıdan çözüme ulaşılırsa buna geri dönülebilir.

Türkiye, Suriye’nin kuzeyine, Fırat’ın doğusuna yönelik bir askeri operasyon yapmak istiyor. Buna Şam nasıl bakıyor?

Bu konuda şahsi fikrimi söyleyeceğim; bence Suriye Türkiye’nin hassasiyetlerini Adana Anlaşması çerçevesinde giderebilir ki, bu anlaşma Türkiye’ye garanti veren maddeler içeriyor.

Türkiye’deki iç durum ya da seçimler Suriye hükümetini ilgilendirmiyor ancak bence Türk halkı özellikle de bir komşusuna karşı askeri operasyon istemiyor.

Burada tekrar başa döneceğim; önemli olan ve iki tarafın da çıkarına olan şey iyi komşuluk ilişkileri.

Türkiye’deki en önemli konulardan biri göçmenler, özellikle de Suriyeliler. Ankara-Şam ilişkileri Suriyelilerin ülkelerine dönmesini sağlar mı?

Bence en kısa sürede Suriye’ye dönmek isteyen çok sayıda Suriyeli var. Ancak diğer taraftan Suriye hükümetinin Suriyelilerin dönüşüne sıcak bakmadığı propagandasını yapanlar da var. Mültecilerin geri dönmesini teşvik etmek için konferanslar, düzenlemeler yapıldı. Son olarak dönüşleri sağlamak için bir kararname daha çıkarıldı. Suriye’nin onları (mültecileri) istemediği doğru değil, özellikle de yeniden inşa ve üretim yapılması aşamasında onlara çok ihtiyacı var.

Onların (mültecilerin) çoğu çiftçi ve özellikle de tarımsal üretim alanında üretim çarkının dönmesi için onlara ihtiyaç duyuyor. Bu nedenlerle, Suriye kimliğini taşıyan herkesin anayasada güvence altına alınan hakları çerçevesinde geri dönme hakkı var.

Arap ülkeleri, özellikle de Suudi Arabistan gibi körfez ülkeleri ile ilişkileriniz nasıl?

Biz, Cumhurbaşkanımızın da birçok kez söylediği gibi geçmişe sadece bizi geleceğe doğru ilerlememizi sağlayacak kadar bakıyoruz ve bize elini uzatanlara elimizi uzatmaya açığız.

Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn (Şam’daki elçiliklerini açtı) ve birçok körfez ülkesinin (Şam’daki) elçiliklerini açmayı da kapsayan bir diyalog süreci var. Bence ilişkiler eski kardeşlik ilişkilerine dönüşü sağlayabilecek normalleşme sürecine doğru gidiyor.


Hediye Levent Kimdir?

Gazeteciliğe 2003 yılında başlayan Hediye Levent, 2008’den itibaren 13 yıl Suriye, Lübnan ve Irak’ta yaşadı. Bu süre boyunca çeşitli yerli-yabancı medya kuruluşlarında ve köşe yazarı olarak Evrensel Gazetesi’nde Ortadoğu’da olan biteni yerinden, sahadan aktardı; yazdığı analizlerle bölgedeki gelişmelerin aydınlatılmasına büyük katkı yaptı.