Koronayı Kürtçe anlatıyor: Bir kişi kurtulsa gururdur

Korona virüsüne karşı Kürtçe videolar çekerek uyarılarda bulunan Dr. Eser Çetin: “Hastalarla kendi anadilleriyle konuştuğumuzda daha rahat oluyorlar ve bize olan güvenleri artıyor. Samimi bir bağ ortaya çıkıyor ve tedavi sürecinin daha iyi gittiğini görüyorum” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dr. Eser Çetin Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalışıyor. 11 Martta ilk korona vakası Türkiye'de görülmesinden sonra sosyal medya platformlarında Kürtçe videolar çekerek korona virüsü ile ilgili uyarılarda bulunuyor. Halkın ilk zamanlarda uyarıları dikkate almadığına vurgu yapan Dr. Eser Çetin, “Ne sosyal mesafe kurallarına uyuluyordu, ne de maske takılıyordu. Bu beni çok korkutuyordu. Böyle bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşündüm” diyor.

'UYARILARI DİKKATE ALMAYAN HALK BENİ KORKUTUYORDU'

Çektiği Kürtçe sağlık videolarıyla kısa sürede tanınan ve sevilen bir isim haline gelen Dr. Eser Çetin, halkın uyarıları dikkate almadığını gördükten sonra videolar çekmeye başladığını söylüyor. Dr. Çetin videolara başlama hikayesini şöyle anlatıyor: “İzalosyonun sekizinci günündeydim. İzlenimlerimle halkı değerlendiriyordum. İnsanlar ne sosyal mesafe kurallarına uyuyordu ne de maske takıyordu. Bu beni çok korkutuyordu çünkü poliklinikte çalışmıştım ve hastalığın seyrini çok iyi biliyordum. Her gün onlarca yayın takip ediyor ve makaleler okuyordum. Bu nedenle bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşündüm ve başladım. İnstagram'dan bir videoyla başladım. Video yayınlandıktan sonra çok güzel tepkiler aldım ve devam etmem istendi. Önce Twitter sonra da Youtube kanalı açtım.”

'BANA İNANIYORLAR VE UYARILARIMI DİKKATE ALIYORLAR'

Halkın kendisine güvendiğini söyleyen Dr. Çetin, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Benim gibi düzenli olarak böyle çalışma yapan kimse yok ve video ile halkla bir bağ kuran kimse olmadı. Pandemi sürecinden önce Kürtçe bir çalışma yapmayı düşünüyordum. Pandemi süreciyle birlikte çalışmaya başladım. Çok güzel tepkiler ve mesajlar alıyorum. Halkın beni dinlediğini görüyorum. Pandemi sürecinde faydalı olduğunu gördüm çünkü çoğu insan başkalarından duyduğu şeylere çok inanmazken bana inanıyor, uyarılarımı dikkate alıyor ve samimi buluyorlardı. Bu tepkiler bana güç oldu. Okumalarımı ve araştırmalarımı artırarak videolar aracılığıyla insanlara ulaştırdım.”

'REFAKATÇIYA İHTİYACI OLMADAN HEKİMİYLE İLETİŞİME GEÇİYOR'

Binlerce kişi gittiği hastahanelerde yanında refakatçi olarak iyi derecede Türkçe bilen birini veya bir akrabasını götürüyor. Bu hasta-doktor ilişkisinde engelleyici bir faktör oluyor çünkü özellikle kadınlar özel rahatsızlıklarının başkaları tarafından bilinmesini istemiyor ve anlatmaya çekiniyor. Hastaların kendi anadilleriyle ve aracılar olmadan derdini daha iyi anlattığının altını çizen Dr. Çetin, şunlara dikkat çekiyor:

“Kürtçe konuştuğumuzda hastalar daha rahat oluyor ve bana olan güvenleri artıyor. Daha samimi bir bağ ortaya çıkıyor ve tedavi sürecinin daha iyi gittiğini görüyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü hekime ve sağlık sistemine olan güveni artıyor. Bir tercümana, refakatçıya ve akrabaya ihtiyacı olmadan tek başına hekimiyle iletişime geçebileceğini görmesi hastayı çok mutlu ediyor. Aramızdaki bağ kuruluyor ve özelini benden başka kimse görmüyor. Rahatlıkla bana rahatsızlıklarını söyleyebiliyor. Eğer yanında bir çevirmen olsaydı hasta rahat olmaz ve her şeyi söyleyemeyebilirdi. Ancak Kürtçe konuştuğumuzda güzel bir bağ kuruluyor ve tedaviye sadık kaldıklarını, kontrollere daha sık geldiklerini görüyorum. Bir hekim olarak bu beni çok mutlu ediyor. Hastalarımın iyileştiklerini, tedaviye uyum sağladıklarını görmek beni çok mutlu ediyor.”

'KÜRTÇE DİPSİZ BİR KUYUDUR'

Kürtçenin zengin bir dil olduğuna da dikkat çeken Dr. Çetin şöyle devam ediyor: “Kürtçe'nin her şeye yetebildiğinin, dipsiz bir kuyu olduğunun, zengin bir dil olduğunun farkındayım. Anadilime hayran biriyim. Anadilim Kürtçeyi çok iyi konuşan ve severek okuyup yazan biriyim. Tıp diline çok güzel uyduğu için Kürtçeye olan hakimiyetim daha fazla arttı. Tıbbi terminolojiyi çok rahat ifade ediyorum. Dilerim herkes bunu ifade etmeye çalışır, zira insanların bir dil konusunda eksikleri olabilir ama bu eksiklerini gidermemeleri yanlış. Kürtçe gerçekten çok naif, çok güzel zengin bir dil ve hastalarla iletişime geçerken çok rahat konuşabildiğimiz, terminolojiyi çok rahat bir şekilde içine alabilecek bir yapısı var. Gençlere örnek olduğumu görmek beni mutlu ediyor zira tıp fakültesinde, eczacılık, diş hekimliği, hemşirelik okuyan bir çok fazla genç benden feyz aldıklarını söylüyorlar. 'Kürtçe gerçekten yetiyormuş' demeleri beni çok mutlu eden önemli bir nokta.”

'BİLİMLE HAREKET EDİLSİN'

Dr. Eser Çetin sadece koronayla ilgili videolar çekip uyarılarda bulunmuyor. Aynı zamanda hiper tansiyon, obezite gibi hastalıklarla ilgili uyarılarını da dile getiriyor. “En çok görülen hastalıkları tarayıp sunuyorum. Aile hekimi uzmanı olduğum için özellikle koruyucu sağlık hizmeti üzerinde çok duruyorum” diyen Dr. Çetin şöyle devam ediyor: “Hangi hastaneye ve hangi bölüme gidecekleriyle ilgili bir tablo oluşturuyorum. Şimdiye kadar korona virüsü dışında diyabet, hiper tansiyon ve obeziteye yönelik çalışmalar yaptım.

Birçok kişi video çalışmalarımı anne ve babalarıyla paylaşıyor. Okuma yazması olmayan, sadece Kürtçe bilenlerle paylaşılıyor. Beni izlemelerini sağlıyorlar. Bunlar çok güzel şeyler. Ben bir kişinin bile hiper tansiyon veya diyabet olmasını engellersem bu gurur verici olur. İlginin giderek arttığını, keşfedildiğimi görüyorum. Halkın kendisi bu çalışmalarımı görüp kendi arasında paylaşıyor. Bütün dünyayı etkileyen bu korona günlerinde bilimle hareket edilmesini tavsiye ediyorum. Hastalığın çok büyük yıkımlara neden olmamasını diliyorum.”